• abc'de başlayacak yeni bir dizi. dave annabele, robert buckley, samantha logan, mercedes masohn, helena mattson, terry o'quinn, erik palladino, rachael taylor, vanessa williams var.
  • lost'un hastası olduğumuz karakteri john locke'ın varlığı ve ismi ile olumlu beklentiler içine sokan dizi.

    http://www.facebook.com/666parkave

    (bkz: welcome to the drake)
  • tam olarak surasi:

    https://maps.google.com/…attan, new york 10065&z=16

    pipimden 1.5 km aşağıda bulunuyor...
  • oyuncu kadrosuyla saglam gelen dizi. 8 sene surmesi umidiyle..
  • yeni sezonun "beklenmeye değer" diziler kareasını oluşturan 4 ana maddeden biri... terry o'quinn'i "başroldeki kötü adam" olarak seyretmek keyifli olacak gibi gözüküyor...

    kareasın diğer dizileri için:
    (bkz: arrow)
    (bkz: elementary)
    (bkz: revolution)
  • ilk bölüm itibariyle, türünün diğer örnekleri gibi klişeleri barındırsa da; senaryo da batırmazsa yeni sezon favorisidir gözümde...
    yalnız vanessa williams desperate hosewives'tan, terry o'quinn ise lost'tan çıkıp aynı karakterlerle bu diziye uğramış gibiler... bunun dışında gerek onlar gerek diğer oyuncular ve çekimler çok iyi...
    american horror storynin başarısından sonra oluşturulmuş gibi sanki ama onun gibi de sert değil...
    güzel bu güzel...
  • terry o'quinn ve vanessa williams gibi gözde televizyon oyuncularını önceki karakterlerini hiç değiştirme ihtiyacı hissetmeden alıp sıradan hikayesine yerleştirmiş, yanına da sempatikliğinden gram kaybetmemiş dave annable ve "charlie's angels" ile geçen sezon çıkış yapamayan ve bu sene de şans vermediğim rachael taylor ikilisini koymuş gerilim/fantazi dizisi. bir nevi çocuklara american horror story diye de yutturabiliriz hatta. tabii kablolu kanalın getirdiği özgürlük olmayınca korkuyu hakkıyla kotarmak her baba yiğidin harcı olmuyor. (ne tesadüftür ki aynı sezonda yayına giren "the following" bu işi fazlasıyla başarmış) oyunculuklar da yüzü tanıdık insanların kariyerleri boyunca yapageldiklerinden farklı değil. "brothers and sisters" sevgim sayesinde, dave annable hatırına bir bölüm daha izlemeyi planlıyorum. (bir de kullandıkları the shins şarkısının hatrına) ama... durum çok parlak değil.

    new york'un lüks bir muhitinde konuşlanmış bir binada yaşanan gizemli olayları, o binanın ve insanlarının geçmişleri hakkındaki gerçekler paralelinde izliyoruz. bu binada herkesin bütün dilekleri gerçeğe dönüşebiliyor. ama elbette ki bunun bir bedeli var. binanın sahibi ve işinin çevirdiği dolaplar, bizim zavallı evlilerimizin çektiği çileler, bina sakinlerinin şeytanla yaptığı anlaşmalar, olaylar, olaylar...

    dediğim gibi, yapmak istediği şeylerin hiçbirinin hakkını vermemiş bir dizi var karşımızda. mekansal korku oluşturmak istemiş, olmamış. "bööö", "ceeee" ve "öcüüüüüü" korkuları yaratmak istemiş, komik kalmış. çok geçerli bir söylem vardır korku sinemasıyla ilgili. korku objesi ne kadar gerçekse seyirci o kadar etkilenir. o yüzden psikolojik gerilimler bizi mahveder, o yüzden tüm scooby doo yaratıklarının içinde maske takmış bir insan vardır. bir düşünün... bu dizi bizi korkutmaya çalıştığı şeylerin altını doldurmuyor. diyeceksiniz ki daha ilk bölüm, sonra yapar onu, minimum 22 bölümü var. olmaz işte! seyirciyi kendine bağlamadıktan sonra... "lost" sonrası amerikan televizyonunda, ve dolayısıyla dünya televizyonlarında, "gözün kapalı gir sen diziye, ben sana her şeyi açıklayacağım. bak yeminle," işlemiyor artık. insanlar yemiyor.

    bu dizinin tutmayacağına dair iddiaya bile girdim. ilk bölüm sonrası hala iddiamın arkasındayım. ilk on üç sonrası yok olacaktır... bence.
  • fragmanda john locke'u görünce anammmmmmm dediğim yeni abc dizisi. nedense the devil's advocate'ın çakması hissi yarattı bende. görücez bakalım neymiş ne değilmiş.
  • supernatural'da bir bölümde işlenecek hadisenin kocaman bir dizi haline getirilmiş versiyonu. ha yeni başlayan diziler içinde umut vaadediyor mu ediyor, terry amca karizma ötesi mi ötesi. o yüzden izlenesi duruyor yine de.
  • yani eh işte... rosemary's baby'nin evreninde geçiyor havası yaratılmaya çalışılmış sanki. ilk bölüm, bir ilk bölüm için o kadar etkileyici değil. konuyu da çok ağırdan almışlar bence.
hesabın var mı? giriş yap