• önsöz: başlıktaki "bir" sayı sıfatı değil belgisiz sıfat olan "bir"dir. başlıktaki "bir insan" da, kim olduğu belli olmayan tek bir insanı değil, belli bir zaman-mekan düzleminde kişinin etkileşmesi mümkün olan insanı ifade eder ve bu anlamda kişinin ömrü boyunca karşılaşması mümkün olan tüm insanları içermektedir.
    başlıktaki "olasılıkları", "olanakları" şeklinde yanlış okuyup anlamaktan özenle kaçınınız. olasılık ortada, olanak elinizin altındadır çünkü.

    her şeyden önce, kendisine tüm olasılıkları açık bırakmayan insanın yapamayacağı bir iştir. tesadüflerini kendisi yaratan insanın yapabileceği iştir. vicdansız olmayı gerektirir. göt iştahı ister. tüm bu nedenlerle de pek heveslisi olmayan bir şeydir.

    insan. doğar. büyütülür, büyür. yaşar. ölür.
    gün gelir o çocuk, çocuk ister, çocuğu olsun ister. sadece, çocuğu olsun, ister. sonra o çocuğu kiminle yapacağına (birlikte) karar verir(ler). çocuğun hayalini kurmaya başlar. hayalin içine gerçekler yedirilmeye başlanır. (hayallerinize bile tüm olasılıkları açık bırakmazsınız) çocuğun erkek ya da kız olması istenir. eşcinsel olması istenmez zaten. gözleri babaya, elleri anneye, boyu babaya, teni anneye, kirpikleri anneye, huyu dedesine, sesi teyzesine çeksin istenir. burcu x olsun diye, izinler şu mevsimde alınsın diye, planlar şu mevsime uyuyor diye projenin temeli planlanan, belli bir tarihte atılır zaten. dolayısıyla çocuğun burcu, hangi mevsimde doğacağı bellidir. ekşi yenilir ya da tatlı, sonuca etkimek için. şu müziği dinletirsiniz, bu hikayeleri anlatırsınız. daha doğmadan giyeceği tulumun rengi bellidir, patiklerinin kalınlığı, beşiğinin büyüklüğü. çocuğun adı, bellidir. annesi, babası bellidir. kardeşi belki bellidir ya da o kendisinden sonrakinin belli olan kardeşidir. nerede doğacağı, nerede büyüyeceği bellidir. neye inanacağı bellidir. neyi öğrenmeyeceği, bilemeyeceği bellidir.
    çocuk, doğar. yiyecekleri bellidir, okuyacakları, okumayacakları, soracakları, dinleyecekleri, görecekleri, göremeyecekleri, duyacakları, dokunamayacakları, tadamayacakları. çocuk büyü(tülü)r. çok güzel bir kız görür, dayısının kızı. çok güzel bir ayakkabı, kuzeninin pabuçları. çok lezzetli bir yemiş, birinin yemişi. çok güzel bir ev, başkasının evi. güzel sanatlar okumak ister, pozitif doğa bilimlerine yönlendirilir. koşmak ister, düşme denir. oynamak ister, oturtulur. kapıyı çalar, kapı açılmaz.
    algılamaya başladığında adını öğrenir, adına dikkat eder, beğenmez ama öyle çağırdıklarında bakmaya başlar, koşarken otur dendiğinde yürümeye başlar. gel dendiğinde, döner. dünyanın öteki ucuna gitmek ister, bulunduğu şehrin mesire yerlerini gezer.
    insan, yettirilir. yetinir.
    en başta hepsi açık olan kapılar, daha varoluştan önce, birer ikişer kapanmaya başlar, kapatılmaya. kapı en az iki tarafa kapanır. içeriyi dışarıya, dışarıyı içeriye. hangisi içeri, hangisi dışarı?

    yeni tanıştığı birisinin önüne, bilerek ya da bilmeyerek sınav kitapçıklarından koyar insan. o'nun, bunu bilerek ya da bilmeden, kutucukları doldurmasını ister. süre bitince, notunu (kararını) verir. herkese bir süre verir ne de olsa, değil mi. herkese tanıdığı bir süre vardır. o'nu tanımadan, o'na süre tanır. o'nu tanıyacağı saflığına düşüp onu tanır. insan, bir derya. deryanın dibini gördüm sanır. satıhta yüze yüze, mercanı denizin kendisi sanır. o'na bir ad verir ya da verilmiş adını kullanır, o'na seslenmek için, o'na ses etmek için, o'nu içinde ve dışında çağırmak için. o'na bir ad verip bir yere koyar o'nu. bir yeri olur, o'nun. sonra ne gelirse gelsin o'ndan, yerine gönderir, o'nun. o'nu biriktirir ve fakat hep aynı şekilde. kardan adamın gövdesini büyütmek gibi, kar topunu yuvarlamak gibi. o'nu sadece çoğaltır. o'nu kendine eklemeden, kendini o'ndan çıkarmadan.

    o'nun kendisi için ve kendisinin o'nun için olabileceklerine karar verilmiştir çoktan.
    kendisinin o'nun için, şu'nun için, bu'nun için, onlar için, oradakiler için, ötedekiler için, ötekiler için ne olabileceği, ne olamayacağı ve onların her birinin tek tek, kendisi için ne olabileceği, olamayacağı bellidir. sınıflar vardır. hiyerarşiler. hareket alanı bellidir. çizgiler çizik, bilindik. kum havuzları tanıdık.
    her nereye gidersek gidelim, karar ya çoktan ya da bir an önce verilmiştir ya da verilecektir.
    bir yerleri gezerken, bir yerlere uçarken, denizde yüzerken, bir yemekte, kaldırımda yürürken, dolmuşa binerken, tuvalette elini yıkarken, bilet sırasında beklerken, bir konserde dinlerken, tanışırken, tanışmazken, duyarken, görürken, daha dokunmadan, bir oyun oynarken, bir hayal kurarken, gelirken, giderken, birleşirken, terk ederken ve dahi severken.

    bu dünyanın tabanı ve tavanı bellidir en baştan. boşluk'ta, insan, düşer çünkü, daha çok. göz göre göre düşmek istenmez. tutunmak yeğdir çünkü. tutunmak, tutunamayabilmeye yeğdir. insan, yeğler. bir şeylere sahip olmayı ve bir şeylere ait olmayı. boşlukta asılı kalmayı, boşlukta asılmayı istemez. kuklaların bile ayakları yere basar, kanatları havaya dayanır. çarpışmak istemez, kaçınır o'ndan insan. kaçınır. kaçınarak kaçar. bağlar, bağlanır, iplerle.
    düşünceler neden hep balon içinde büyütülür? kolayca patlat(ıl)mak için. "for your safety, security!" huzur için.
    bir insana tüm olasılıkları açık bırakmak, ilk önce insanın kendisine tüm olasılıkları açık tutması ile mümkündür. oysa insanın kendisine tüm olasılıkları açık tutması, insanın içinde cereyana neden olur. cereyan, üşütür, içinizi üşütür. tıpkı sorgulamaya ve sorgulanmaya her an açık olmak gibi. bu, sevginize, sevgiye güvenle mümkündür. bir insana (o'na) kollarınızla değil gönlünüzle sarılmakla mümkündür.
    bir insana tüm olasılıkları açık bırakmak, insanın isteğine sahip çıkmasıyla mümkündür.
  • bir insanın tercihlerine sınırsız anlayış göstermektir. ne ile karşılaşırsan karşılaş, o insanın adıyla başlayan ve ona dair her bir şey ile devam eden her bir karşılaşmada hiç azalmayan bir anlayışı sürdürmektir. bir insanı, sırf öyle olduğu için kabul etmek, benimsemek, sevmektir. bir insanın, kendisinden beklenenden biraz fazlasını yapmasıdır.
  • yarrak kafalılıktır. bir insana zaten bütün olasılıklar açıktır. sen kim oluyorsun da lütufta bulunmuş gibi kasım kasım kasılıyorsun...
hesabın var mı? giriş yap