• belgeselin suleyman demirel ile alakasi yok..

    1945-1961 yillarini anlatir. cok partili demokrasiye gecis sonrasi turkiye'deki siyasi durum anlatilir. chpnin iktidardan dususu, dpnin iktidari,27 mayis ve yassiada mahkemeleri olarak ozetleyebiliriz konusunu..
    (bkz: adnan menderes)
    (bkz: hasan polatkan)
    (bkz: fatin rustu zorlu)
  • muziklerini fahir atakoglu'nun yaptigi belgesel.
  • muzigi katil balina orcanin basindakine cok benzeyen belgesel.
  • essegin ziki terimi literatüre kazandırılmadan önce, kazık * ve çakmak * anlamında kullanılan halka malolmuş devlet sevgisi sembolü.
    (bkz: anonim)
  • anadolu tasra kasabalarinda yasayan tercihen ciftcilik ya da esnaflikla ugrasan 60 70 yaslarinda eski obsesif tercuman okuru ve yine obsesyon derecesinde menderes demirel hayrani demokrat parti - adalet partisi - dogru yol partisi cizgisindeki sevimli amcalarin siyasi kimliklerinden soz ederken kullandiklari bir bozulmus sifat
  • kitabini okumak, belgeselini seyretmekten daha keyiflidir. kitabin yazarlari mehmet ali birand, can dundar ve bulent caplidir.
  • "insanoğlu garip bir yaratık. geriye dönüp, nereden nereye geldiğine pek bakmaz. övüldükce,alkışlandıkca kendine güveni artar ve herşeyin en iyisini sadece kendisinin yaptığını sanır. gitme zamanının, değişiklik zamanının geldiğini göremez veya kabul etmez.
    oysa toplumlar, altı dibine kadar açılmış ateşte kaynatılan su gibidirler. ısı artdıkca, buhar dışarı çıkmaya çalışır. delik bulamazsa kapağını fırlatır...
    işte demokrasilerin en güzel yanı budur. demokrasinin kuralları iyi işletildiğinde bir subap görevi yaparlar. kapağı patlatmadan sıkışmayı yok ederler.
    demokrat partinin talihsizliği daha emekleme dönemindeki bu demokrasinin kurallarını bir türlü işletememesi veya işletmek istememesiydi. alkış aldıkca kendine güveni artmış, bir defa özgürlüğü tatmış çevreleri -bunlar ne kadar kısıtlı olursa olsun- sertlikle baskıyla yola getirebileceğini sanmıştı. sonunda artık işin ucu kaçmış, tren rayından çıkmış dengeler bir defa bozulmuştu.
    deneyimli demokrasilerde en yapılmayacak, en düşünülmeyecek şeyler yapılmaya düşünülmeye başlanmıştı.
    final çizgisi için geriye sayma 1959 baharında başladı. ve bir yıl boyunca ülke soluk soluğa "geliyorum" diyen bir ihtilale doğru koştu. bu adeta demokrasinin intihar koşusuydu."
    yedinci bölüm, isyan syf:109

    can dündarın öyküsel yazım tekniği kitaba çok şey katmış. sekiz yıllık ilköğretim ve 4 yıllık lise eğitim öğretiminde tarih kitaplarının 1925 den ötesine gitmeyen içeriğine mutlaka eklenip bi parçada olsa 1960 a kadar neyin ne olduğunu anlatmasını istediğim kitap.
  • arka kapaktan:bu kitapta ilk defa , türkiye de demokrasiye geçiş adımlarının atıldığı 1930 lardan başlayarak, ilk askeri müdahaleye(1960) kadarki dönemin tolu hikayesini bulacaksınız.ilk defa ülkemizin en tartışmalı döneminin siyasi kavgalarını , demokrat partinin doğuş,yükseliş ve çöküşünü 27 mayıs hareketinin iç pazarlıklarını , rol almış ve tanıklık yapmış kişilerin anlatımlarıyla okuyacaksınız.

    mehmet ali birand, can dündar ve bülent çaplı işbirliğiyle yazılmış doğan kitapçılıktan çıkan, kanımca herkes tarafından özellikle gençler tarafından okunması gereken kitaptır.

    kitabın son iki cümlesi boğazıma bir yumruk gibi oturdu!
    "adnan menderes , son yolculuğuna çıkarken son kez dünyaya baktı ve ağzından şu iki cümle duyuldu":
    "hiç küskün değilim.
    hiçbir dargınlık duymuyorum."
  • 1990 yılında trt'de gösterilmiş ve an itibariyle tekrarı başlayan leziz belgesel.
  • 8 saat 43 dk'lik belgesel'in kitap + dvd'si piyasaya cikti ve 25 ytl'den sati$a sunuldu.. her eve lazim eserlerden biri..
hesabın var mı? giriş yap