savages
-
(bkz: the savages)
-
fragmanina ve kadrosuna bakinca guzel seyler bekliyor insan. 2012 nin kaliteli filmlerinden olabilecek kapasiteye sahip olan film.
-
bu filmin gosterim tarihlerini her kim ayarladiysa tebrik etmek gerek. bu kadar dangalakca bir dagitim dusunulemezdi.
canada 6 july 2012
usa 6 july 2012
colombia 13 july 2012
argentina 13 september 2012
australia 27 september 2012
netherlands 27 september 2012
portugal 27 september 2012
ireland 28 september 2012
spain 28 september 2012
turkey 28 september 2012
uk 28 september 2012
new zealand 4 october 2012
france 10 october 2012
denmark 11 october 2012
germany 11 october 2012
finland 12 october 2012
norway 12 october 2012
sweden 12 october 2012
russia 18 october 2012
brazil 19 october 2012
italy 19 october 2012
mexico 19 october 2012
kafayi mi yediniz lan siz? -
ilkokul 3 terk mahalle abisi tonlamasıyla heammınaqoyimhea! bütün stereotipleriniz bitti, şimdi de meksikalılara sardırdınız. tabi 80'lerden bu yana malzemeyi iyice sömürdünüz, sikip bıraktınız. eski kgb'li rus mafyası bitti, angut çinli mafyası bitti, denyo arap terörist bitti, eski asker yeni paralı terörist doğu alman da bitti. şimdi de sıra psikopat gerizekâlı meksikalı uyuşturucu karteline geldi.
bi fragman bi filmin boktanlığını ancak bu kadar göz önüne serebilir: 2 tane godoş uyuşturucu satıcısı var. bu godoşlar "içtiğimiz su ayrı gitmiyor. ziktiğimiz karı niye ayrı gitsin?" diye düşünüp aynı kadına pompa atıyorlar. kadının da canına minnet. çıkanı uğurluyor, gireni buyur ediyor. sonra meksikalılar geliyor. bunların uyuşturucu operasyonunu devren satın almak istiyorlar. godoşlarımız olmaz diyor. tabii meksikalılar orospu çocuğu olduğundan hemen bu godoşların pompaladıkları kadını kaçırıyorlar. o da ne? uyuşturucu baronu ve yaveri karikatürün de karikatürü tiplemelermiş meğer. bizim godoşlar da maşallah takribi 14 kaplan gücünde oldukları için onların gözünde kartel anca bizim rap grubu cartel kadar tehdit oluşturabiliyor. sonra da ver elini katliam havası, ver elini kız kurtarmalı tırt aksiyon...
filme gitmek için şimdiden plan yapan varsa vazgeçsin. yarrak gibi bi film bu. paranıza, vaktinize yazık.
oliver stone da mübarek, yoksa kayda değer bi şey, çekme abi. ne zorluyosun? -
-
boktan bir film. oliver stone tekrar şaşırtmadı. stone'a bırak bu işleri, git domates ek, bahçe işleriyle uğraş diyesim geldi. ayrıca yarısında çıkmak üzereydim. ancak bu denli boktan bir film olabilirdi. ne gerilim, ne heyecan var. açıkçası 130 dakika boyunca hiç eğlenmedim, heyecanlanmadım. bunun nedeni sanırım bu türden bir filmi daha önce defalarca kez izlemiş olmam. meksikalı karteller, kirlenmiş ajanlar, başları derde giren gençler, ihanetler, uyuşturucu ticareti vs. o kadar çok anlatıldı ki bunlar. stone bu filmlerden farklı bir film yapmıyor. bu türdeki hikayelerin bütün klişelerini kullanıyor. içine fazlasıyla vahşet, fazlasıyla şiddet koyuyor ama bu vahşet ve şiddet filmi etkileyici kılmıyor. yeni bir şeyler söylemeyen, iki şerefsiz uyuşturucu satıcısı/üreticisi karakteri ve bir "sürtük"ü merkeze koyup onlar için endişelenmemizi isteyen bir film. bu iki şerefsiz için niye endişeleneyim? karakterler için endişelenmeyince de filmden zevk almak mümkün olmuyor. sonuçta bir gerilim filmi ve gerilim filmlerinde özdeşleşebileceğiniz birileri yoksa o film ne gerer, ne kendisini izlettirir. bunları geçersem. salma hayek'in ingilizce aksanından sıkıldım vallahi. ayrıca kendisi bir mafya lideri olarak resmedilmiş ama bir saniye dahi inanamadım kendisinin lider olduğuna. göt göbek bağlayan benicio del toro ve john travolta kısmen eğlendiriyorlar göründükleri sahnelerde. filmin en sağlam performansı del toro'dan çıkmış. blake lively de gözlere hitap ediyor ama bu sahneler geçince ve del toro'yu da fazla görmeyince insanın sinemadan çıkası geliyor.
stone ilerideki hamlelerini çok önceden belli ediyor. bu da filmin zevkini kaçırıyor (bkz.:spoiler).
--- spoiler ---
hayek'in canlandırdığı kadının kızının kaçırılacağını alışveriş merkezindeyken anlıyoruz. ayrıca stone'un filmi iki finalle sona erdirmesi tıpkı arka pencere'de denildiği gibi ergenvari bir davranıştan öteye geçmiyor. hem romanın finalini kullanırım, hem benimkini. kafaya bak yahu.
--- spoiler ---
sonuçta oliver stone bu milenyumda sağlam bir filme imza atmayacağını bu filmle kanıtladı bana. bu kadar boktan filmden sonra bunun biraz daha kaliteli olmasını bekliyordum. olmamış. divx'ten izleyin bence. -
-
puan verilemeyecek kadar kötü film. bir film ne kadar kötü olursa olsun 2 saat boyunca en azından koltukta acı çekmemenizi sağlar diye düşünürdüm, ta ki bu filme kadar. filmde insanı iten o kadar çok detay var ki saymaya kalksam entry okunabilirliğini kaybeder.
sözün özü bu filme gitmeyin, paranıza yazık. -
öyle bir film ki kötü film demeye bin şahit ister. aslına bakarsanız film bile değil. tam olarak ne olduğu belli değil. öyle 140 dakika sahneler izliyorsunuz acı çekiyorsunuz. uzun süredir izlediğim en kötü film demek istemiyorum o sıfatı hak edecek sanatsal çalışmalar mevcut çünkü piyasada. filme gitmeyin de demiyorum bakın gidin herkesin yaşaması gereken bir deneyim. bu kadar kötü bir çalışma nasıl olabilir diye uzun süre düşünürsünüz hayatı değerlendirirsiniz.
-
sinemada filmi izlerken ve filmden çıktıktan sonra üzerimde hiçbir etki bırak(a)mamış, gitti 60 lira dedirten film olmuştur benim için. üzerinde eleştiri yapmaya dahi değmez arkadaşım, bedava bulsan da izleme.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap