hesabın var mı? giriş yap

  • ulan 'bir alkış alabilir miyim?' dediğinde bilgisayar başında alkışladım. yazık günah. akşamüzeri akşamüzeri üzmüş adamdır.

  • başlık:ibrahim tatlısese yine saldırı düzenlendi

    entry:kafasına roketatarla sıkmışlar ,kafasının yarısı uçmuş ,durumu iyimiş ama ayakta tedavi olmuş birazdan taburcu edecekler

  • filmin neden böylesi bir tarih yazdığını anlatalım da insanlar ödülleri topladı diye overrated yanılgısına düşmesinler.

    bir kere amerika altyazılı şeyleri izlemeyi sevmezken güney kore filminin hem yabancı dilde hem de en iyi filmde ödül alması bir tarihsel başarıdır. diğer yönetmenler filmini sade bir pr çalışmasıyla fazla kasmadan tanıtmaya çalışırken bong joon-ho 80 tane festival gezerek tek tek ne amaçladığını ortaya koymuştur. ortada büyük bir emek var. ve bu emek hollywood tarafından inanılmaz bir sevgiyle kucaklandı. martin scorsese ve quentin tarantino tarafından da listelerde yer verilip, ayakta alkışlanarak.

    filmi bizden yapan şeyler çok fazla;

    --- spoiler ---

    - fakir/zengin hikayesi bir yana açılışın ve kapanışın mandala asılmış çorapla verilmesi. ailenin bulunduğu evin kot farkından dolayı aşağıda olması ve bir ayyaşın sidiğinin bile sanki bu evin bir dışkı yolu gibi kullanılmasıdır. filmde tasarlanan klozet bir gaita tapınağı olarak tasarlanmış, insanların boyunu aşar haldedir. klozet bile onlardan daha yukarıdadır, onlar dışkı bile olamaz. ve bu ortamda bile wifi araması yapan aile son derece çarpık, çelişkili şeyler ifade eder.

    - zenginler için zevk gösterisi olup, çimenlerin seyredildiği yağmur; varoşlar için su baskını anlamına gelir. filmde, aile zenginlerin yerini işgal edip yağmuru romantik şekilde seyre dalarken daha sonrasında bayırdan bir kast sistemi misali inip burunlarının boka battığına şahit oluyorlar.

    - burjuva gibi giyinebilirsiniz, onların yediklerinden ve içtiklerinden tadabilirsiniz ama asla üzerinizdeki kokuyu çıkaramazsınız. yıllarca içinde yaşadığınız leş ve rutubet kokusu fakir parfümüdür, acı gerçek her zaman yüzünüze çarpar. ve bu koku filmin finalindeki katliama direkt olarak ortak olan bir alegoridir.

    - filmin bodrum katında bir fakir ailenin daha olduğunu öğrenir bizim yoksul parazitler. birbirlerini ne trajikomiktir ki telefonla tehdit ederler. ellerine güç geçtiği her an bunu kullanmakta beis görmezler. aynı sınıftandırlar fakat birbirlerini aşağı itmek isterler.

    - spor salonunda gözlerini kapatan baba gerçekleri sayıklamaya başlar. filmin posterinde insanların gözlerine siyah bant çekilmesi tam da bundandır. gözünüzü ne zaman kapatırsanız o karanlıkta gerçekleri sayıklarsınız.

    --- spoiler ---

    alt sınıf, ekonomik düzene baş kaldırmayarak bulundukları durumu görmezden görerek körleşirken; burjuva kesim çevresindeki parazit yerleşimden, gerçeklikten; abartılı yaşamın getirdiği sarhoşluktan dolayı kör durumdadır bu filmde. anlattıklarım sadece az kısmından oluşuyor. bu film işte tam da bu yüzden çok önemli.

    ayrıca (bkz: #99611826)

  • havaların soğuduğunu arif' in maça boğazlı kazakla çıkmaya başlamasından anlayabilirsiniz.
    ayrıca ben hakem olsam maça çıkarken direkt sarı kart gösteririm kartı da cebine koyarım o şekilde oynasın uğraştırmasın beni..

  • yakın zamanda bir yerli akıllı telefon şiarıyla tanıtımlara başlayan ve hükümet tarafından da göklere çıkarılan vestel'in durumudur.

    yazılımı, merkezi işlem parçası vs. amerikan yapımı bir telefon olan venus, raks'ın dışarıdan getirip üzerine kendi etiketini yapıştırdığı cep telefonu ne kadar yerliyse, o kadar yerlidir.

    yıllarca batının eski teknoloji ürünlerini amerikalı iş ortaklarıyla yaptığı anlaşmalarla ülkemizde üretip "yerli üretim" diye halkımıza kakalayanların geleneği aynen devam etmektedir.

    nasıl ki koç, vakti zamanında anadol'un motorunu ingiltere'den kent motor'dan alıp, getirtip, türkiye'de ürettiği saca takıp, yerli otomobil diye reklam yapmışsa, vestel de aynını kendi ürünlerinde yapmaktadır.

    vestel'in değil cep telefonu, ürettiği televizyonun içerisinde bile yurt dışı üretimi pek çok parça vardır. vestel'in ürettiği buzdolabının motoru bile italya'dan gelmektedir.

    koç, sabancı, zorlu vs. bunlardan yüzde yüz yerli nitelikte herhangi bir kalkınma hamlesi beklenemez. çünkü bunlar bütün yatırım ve üretim kararlarını uluslararası iş ortaklarından icazet alarak yapıyorlar ve asıl düşündükleri şey de bu ülkenin kalkınmasından önce kendi lüks yaşantılarının devamıdır.

    bu kadar basit

    emperyalizme bağımlı kapitalist türkiye'de daha fazlasını beklemek sistem değişikliği gerektirir.

  • ordu ve giresun sehirlerinin ortasina yapilan havaalanina devlet buyuklerimizin uygun gordugu isim. koca devlet erkaninda ingilizcenin slangindan anlayan bir kisinin bulunup da durumdan killanmamasi asil enteresan olan.

    kullanima acilmasini takiben sahane diaoglara meze olacaktir..

    - nedesin hafiz?
    - usta orgiye gidiyorum yoldayim, ordan ucacagim..
    - e orgi bu ucurur tabi ehehe

  • travma sebebi: nikolai çavuşesku ve elena cavusesku

    bunu nasıl unuturum... ötekiler hadi şuydu buydu geyikti de, yuh be kardeşim, o zaman bir de tek kanal vardı. kaç gün gösterdiniz bu adamların kurşuna dizilmelerini? hala gözümün önündedir cavusesku'nun gözleri açık gitmiş hali. günümüzün iğrenç, özensiz özel televizyonları bile bu görüntüyü mozaiksiz yayınlamaz şu devirde. komünizmi kötü göstereceğiz diye yaptığınız şeye bak, helal olsun trt!!