sibylle baier
-
kendisine zaman zaman supheyle yaklassam da devendra banhardt'in yaptigi hayirli bir is, vashti bunyan, linda perhacs gibi kiyida kosede kalmis, ya da bir sekilde unutulmus 70'lerin kadin folk sarkicilarini yeniden kesfetmek oldu. fakat devendra, iclerinden en bir mucevher sibylle baier'i nasil olduysa atlamis, yillar once gitariyla evinde kaydettigi albumu colour green'i gun yuzune cikarmak dinasour jr'dan bir elemanla tanisan ogluna dusmus. colour green de yesilden cok, kapagi gibi sepya tonunda o yuzden. huzunlu ama huzurlu ve mutesekkir; soylemesi kadar elde etmesi de zor bir karisim. ben de buyuyunce bu kadinlardan biri olucam. isimden kurtarabilirim bir ihtimal.
-
the end isimli sarkisi gereginden fazla guzel bu kadinin. guzel olsa neyse de, cok guzel be.
-
dinlerken tonların ve sesin çok temiz olmayışını pek sevmediydim amma belirtildiği üzre, evde kaydedilmiş bi albümmüş de ondanmış demek ki. az çok üstüne düşülen bi stüdyo kaydı olsa değişir mi ki? daha güzel olur mu ki?
anlamam ben, dinler geçerim. güzel işte. -
give me a smile şarkısı albümdeki birbirinden güzel şarkılardan belki de en güzelidir.
keşke başka albümleri de olsaymış dediğim nadir sanatçılardan. -
the end şarkısıyla keşfettiğim, huzur verici bir sese sahip olan alman folk sanatçısıdır. ev ortamında kaydettiği şarkılarını 30 yıl sonra oğlu robby derlemiş ve bir kopyasını dinosaur jr's j mascis vermiştir ve böylelikle bizler de bu güzelim sesi azda olsa dinleyebiliyoruz.
-
'remember the day' şarkısına hastayımdır.
evet, çok kısa bir şarkı ama tersine çok düşündürücü.
https://www.youtube.com/watch?v=fouhs2lhk3c
sözlerini de yazayım tam olsun:
remember the day
when ı left home to buy some food
myself in that painful february mood
ı did what ı could
remember that day
when ı left home to just buy some food
considering if one shouldn't die or if one should
sun was high
and ı found me on the road to genoa
did you ever drive in a moonstruck constitution?
and find to reach a seaport and down there is a solution
you should ıf you could
there slowly, slowly, ı no longer thought of what is good or what is not
there simply was the water's smell and remoteness
ı only stood and watched that old cold ocean
ın tender and bright, full, unspeakable emotion
ı did what ı could
all was good -
sesi huzur veren kadın. sesi hüzün veren kadın.
''the end'' ile ''endless loop''a sokar insanı. aman diyeyim. -
çimen-çayır bir alanda yukarısından güneş vuran ağaçların yapraklarının altındaymış ve yaprakların gölgeleri suratta dans ediyormuş hissi veren bir sese sahiptir.
işin fena yanı, aynı sesin uzak bir anıymış gibi rezonans yapmasıdır.
istediğiniz kadar rezonansına rezistansla karşılık verin, nostaljik ve hunhar çatlaklardan içeri doğru sızlatarak sızacaktır.
baier'in girl şarkısı benim canımı çok yakıyor. sizinkini de yaksın ve üzerinize sürerek dinleyiniz ki etiniz iyi yansın: http://www.youtube.com/watch?v=gysrnjvo9aw
who knows the things?
the one who knows.
what are you dreaming of... of opened breast?
girl, where did you stay so long
girl, where did you stay so long... i feel strong
the answer she gave... simply was
i'll show you where the lilies grow; at the banks of italy
there you eased my mind
girl... girl... girl
you were so kind... at the banks of italy
...girl
(bkz: k.o) -
2 gün önce izmir sanattaalice kentlerdeyi izlerken, filmin sonlarına doğru bir feribot sahnesi başlar. softlydiye fısıldayan bir ses duyulur. "mp3 çaları acık mi unuttum" diye düşünürke... "lan?? tamam bi kaç filmde oynamıştı ama..." kamera yavaş yavaş döner ve kucaginda kızıyla birlikte görünür. ninni kıvamında fısıldamaya devam eder "softly, when day's gonna shine...". sen yüzünde aptal bi gülümsemeyle koltuğuna yayılırsın.
-
sanırım sanatçı olabilseydim sibylle baier gibi bişey olurdum.
sessiz sedasız kimsenin bilmediği bi sanatçı böylece kişiye özel bir sanatçı olabilirdim popüleritedende korunmuş olurdum.hayran kitlemde bana özgü olurdu böylece.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap