bobby bland ^*

• "i wouldn't treat a dog (the way you treated me)"si ozellikle akillara kazinici. 80'ler dizilerini hatirlatan bir yani var.
• pek orjinal bir sese sahip olmasa da sesini kullanışı sayesinde efsane olmuş efsane sanatçı.merak edenler için mesela şöyle bir şey var
  
  http://grooveshark.com/…in in my stall/3woeca?src=5
• blues'un sinatra'sıydı. 83 yaşında hayatını kaybetmiştir. toprağı bol olsun. karizmatik, birikimli, nevi şahsına münhasır bir adamdı.
• cok gec kesfettigim icin kendime surekli kizdigim blues ustadi. canli izleyemeden bu dunyadan gocen sanatcilar kervanina katilmistir. allah rahmet eylesin, biz kendisini plaklariyla her daim hatirlayacagiz nasil olsa. sesi de guzel, kendi de guzel insan.
  
  ıt is not the spotlight; it is not the camera lights.
  ıt is not the streetlights of some old street of dreams
  oh, lord.
  ıt is not the moonlight, not even the sunlight
  but ı have seen it shining in your eyes, and you know what ı mean.
• (bkz: members only)(bkz: ain't no love in the heart of the city)
  23 haziran 2013 tarihinde kaybettiğimiz büyük sanatçı.
• blues'un en saygın, en özel, en güzel insanlarından. çok kayıtları vardır. 3 ay boyunca sürekli dinlediğim ve bu parçası vasat dediğim bir kaydı yok kanımca, kötü bir şarkısı yoktur. klasik blues kalıplarında kalmamıştır sadece, ve klasik blues'cular gibi elinde gitarıda yoktur. bence gerekte yoktur, kendi kendine yetebilen bir insandı.
  çok keyif verir, çok keyiflendim onunla, her sesini duyduğumda yüzüm güler..
  
  buyrun ;
  
  http://youtu.be/fgj2cggxx4w
• kutsal bilgi kaynağı'nda hakkında bu kadar az giri olmasına şaşırdığım büyük blues insanı. biraz ben tamamlamaya çalışayım bari.
  
  1947'de heüz 17 yaşındayken memphis'e taşınıyor ve şarkıcılık kariyerine burada başlıyor. beale street denilen caddede takıldığı sıralar b.b. king ve diğer blues sanatçılarıyla tanışıyor.
  1955'te ilk single'ını yayınlıyor fakat birçok blues sanatçısından aşina olduğumuzun aksine bobby bland enstrüman çalmıyor.
  57 senesine gelindiğinde further up the road parçası ile kariyeri yükselişe geçiyor.
  bu başarısını 63'te that's the way love is takip ediyor.
  68te grubunun dağılması üzerine depresyona giriyor ve alkol sorunuyla boğuşuyor ama bunu atlatıyor ve hemen arkasından herkesçe bilinen ain't no love in the heart of a city şarkısının da içinde bulunduğu albümü yayınlıyor. kendi versiyonu bence bütün coverlarından güzel bu arada^*
  81de blues hall of fame'e kabul ediliyor.
  85te yeni kayıt şirketine geçiyor ve b.b. king ile turnelere çıkmaya başlıyor. 2 de albümü var ikilinin bu sırada çıkardıkları.
  92de rock and roll hall of fame'e kabul ediliyor.
  ölümüne^* kadar geçen sürede ise yine ufak ufak söylüyor tabii ki.
  
  kıymetli parçalarından birkaçı:
  members only
  bb king ile the thrill is gone
  i pity the fool
  ve tabii ki ain't no sunshine'ı da yorumlamış
• baba ne yaptın ya, şu kayıttaki detaylara, inceliklere bak yahu nedir bu, böyle bir adam işte...
  
  https://youtu.be/24abycfxzsa
• blues'un aslanı^* lakabıyla tanınır. neden olduğunu dinlerken adeta kükremesinden fark edebilirsiniz.
  
  verdiği bir röportaj da küçüklüğünden bahsederken annemin restoranında müzik kutusu vardı, ne zaman yeni bir şarkı eklese hemen öğrenirdim diye anlatıyor. biz çoğu zaman fark etmesek de etrafımızda ki ufak olaylar geleceğimizi şekillendiriyor.
  
  bobby'nin annesi ve büyük annesi blues'dan çok hoşlanmazmış. hatta kanına girdi diye bahsederlermiş.^* kilisede şarkı söylediği bir dönem bile varmış. 2.dünya savaşından sonra ailesinin memphis'e taşınmasıyla ''gerçek blues'' ile tanışmış.
  
  bb.king ile tanışmaları ise bobby yirmilerindeyken gerçekleşmiş. bence hayatının en şanslı arkadaşlıklarından biri olmuş. ilerleyen zamanlar da bobby'nin depresyon dönemi geçerek, içkiyi bıraktıktan sonra ki döneminde de birlikte konser vermeye başlamışlar. eğer vaktiniz varsa konserleri izlemenizi öneririm birbirlerine kelime şakaları yapmaları, laf atmaları, sadece bakışıp anlaşmaları hepsi izlenmeye değer.
• the original lion of blues! bb king'le denk geldikleri zamanlar o dönemin fanileri için tarihe tanıklık etmek gibi olmuş.