4 entry daha
  • üst katımdakini bilmem de, benim alt kattaki komşu sözlüğü bilse (sözlüğü, bilgisayarı bilmesini geçtim, cep telefonunun icadından bile bihaberdir dürzü), sırf şu başlığa yazmak için yazar olmaya kalkardı. şimdi durduk yere adamın ağzından kendimize orospu çocuğu diyecek halimiz yok! ki özümde de orospu çocuğu değilimdir (ulan bu da müteahhit fikri muhabbetine döndü ya, du bakalım nasıl bağlayacağız).

    şimdi benim bu alt katımdaki ''malik'' tipik bir polis emeklisi olarak giriş katta ikamet etmekte ve emeklilik ikramiyesi olarak apartman yöneticiliğini kendisine layık görmektedir. sırf bu yüzden apartmanın asayişini sağlamak amacı ile türk aile standartları ortalaması üzerinde coşkulu bir aileyi zapt-ı rapt altına almasını da kendisine görev bilmiştir. şimdi aramızdaki sürtüşmelerin örneklerini sergileyelim de adamın gözünde nasıl iflah olmaz bir komşu olduğumu anlayınız.

    1. mayıs/2008 bir pazar akşamı galatasaray-sivasspor müsabakası esnasında, saat 20 suları: bütün yeğenler, sevgilileri, enişte, anne, ablalar eve toplanmış, cimbom forması giyilmiş. sivas atıyor fenerliler coşuyor, cimbom atıyor ben coşuyorum ve en nihayetinde arda'nın golünde ben ömer üründül gibi ugh ugh sesler çıkarıyorum... bu esnada kapı çalar ve kapıyı annemin açması ile bu amcam kadıncağıza;
    -siz utanmıyor musunuz!.. böyle de bağırılır mı?.. gibisinden höykürmeye başlar.
    bu esnada ben devreye girerim;
    +saat daha akşam 9, iki dakika bağırdık diye kapıya mı dayanılır... siz moron gibi bir hayat yaşıyorsanız banane... diye (tabi arkamdaki en kısası 1,85 olan 4 tane azmana güvenerek yapmıyorum bunu) püskürttüm
    -bağırmayacaksın lan!
    +ulan cimbom şampiyon olmuş kralını tanımam bağırırım. bi bok da yapamazsın. yürrrüüüü....

    2. 1,5 ay sonra çek cumhuriyeti-türkiye maçı: maç esnasında ne bok yediğimi anlatmama gerek yok! zira bütün türkiye aynı şeyleri yaşadı. fakat yaşamayan bir aile varsa da; benim bu alt kattaki moron işte. nihat 87. dakikada golü atınca biz 3 kardeş sevgi çemberi oluşturup annemizi temsili fatih terim olarak omuzlara aldık. tam golün hazeyanı bitti. biz yerimize oturduk ve 3. golün gelmesi ile kapı çalmış ve yine kapıyı çilekeş annem açmış.
    -çocuklar bağırınca size bir şey oldu zannettik, o nasıl bir çığlıktır öyle? (bu arada karşı, yan, arka binalardan tank, top, tüfek atışı yapılıyor ama bunlar bizi duymuş sadece)
    +eheh yok gol atınca sevindik işte. (bu esnada kapının çalındığından habersiz ben ve her zaman ciddiyeti ile nam salmış sıkı bir 657 olan ablam ile koridorda timsah yürüyüşü yaparken amcam ile göz göze geldik)
    -böyle sevinç mi olur kardeşim(bak anneme hem de) insan yaşıyor bu binada... (e haliyle kapıya doğru uçarım ben de)
    +sen insan mısın laaayynnn... türkiye, avrupa yıkılıyor maç diye. hangi alemde yaşıyorsun pezevenkkk...

    3. bir bahar akşamı balkonda bira içerken(tabi ayı gibi sallaya sallaya içmiyoruz çoluk var, çocuk var): bu amcam oğluna bir araba aldı ve günün 8 saatini tam da benim balkonumun altında araba ile sevişerek geçirmekte. evet bildiğin yalıyor herif arabayı. kardeşim, hergün ama hergün bir arabanın 4 lastiği çıkar da diskleri, kampanaları her ne boksa silinir mi? bir arabanın bagajının ve iç döşemesinin tozu hergün ama hergün 2 saat boyunca elektrikli süpürge çekilir mi?
    monolog: olm her seferinde herifle kavga ettin, tamam herif moron gibi ama serde de komşuluk var adama bi espri falan yap da ortam yumuşasın.
    +kolay gelsin abi. valla araba alacağım zaman ilk buna talip olacağım. ne güzel bakıyorsun arabaya yaw eheh.
    -(kafasını kaldırdı, şöyle bir süzdü beni ama acıma ile nefret arası bir duygu ile elektrik kontağı elektrik kontağı bakmakta) hıh sen bu arabayı benden alabileceğini mi zannediyorsun? o kadar paran var mı?
    +ulan seni adam yerine koyduk selam verdik, bir de moron olduğunu hesaba katmadan espri yaptık. lan lavuk senin elin değdi diye ben apartmanın kapısına ellemiyorum ''uyuzluk bulaşır neme lazım'' diye. senin arabana biner miyim huleyyynnn...
    -efendi ol! gelmeyim bak oraya.
    +ulan ben geliyorum zaten. yeter lann bir daha balkonumun altında 8 saat boyunca görmeyeceğim seni. bu evde 3 tane kadın yaşıyor lan. gündüz vakti balkona çıkamıyor hiçbiri, sürekli senin çatalını görmemek için. siktir git nerede yalıyorsan yala arabanı görgüsüz, gün görmemiş ayı...

    4. bir ay sonra bakkal ile vatanı kurtarırken:
    +...yaa öyle işte mustafa abi şimdi de sivil anayasa diye tutturdular... (bu esnada bizimki gelir)
    -(yine elektrik kontağı elektrik kontağı bana bakmakta) mustafa 2 tane ekmek versene.
    +aaa siz ekmek mi yiyorsunuz?
    -ne zannettin lan züppe.
    +ne bileyim şu ana kadar insana dair bir davranışını göremedim. küçük tabletlerle besleniyorsunuz falan zannetmiştim ehehe hadi hayırlı işler mustafa abi ehehe.

    5. bu geçen süre zarfında bizim komser kolombo yöneticilik yolundaki çetin müsabakasını kazanır ve tabiattaki yöneticilik kanunun birinci maddesini uygulayarak bir toplantı düzenler ve bunu duyuru panosuna asar: (abartıyorsam ne olayım)

    ''değerli kat malikleri: apartmanımızın geleceğini temin altına alma yolunda, huzurlu ve mutlu bir yaşam sürme umudu ile yönetimi devralmış durumdayım. mutlu beraberliğimiz için önerilerinizi sunmanız üzere hepinizi 10 mayıs saat 12.00 de daireme bekliyorum''

    bunu okuyan ben ise altına şu notu iliştiririm:

    ''komşusunun selamını almayan adam önce iç huzurunu bi sağlasın''

    evet, yaptıklarım hoş ve tasvip edilecek şeyler değildi. fakat ben apartman koridorunda büyümüş, acıktığında herhangi bir kapıyı çalıp ekmek istemiş, 6 numara ayşe teyzenin vitrininden istediği bardakla su içmiş, 11 numaradaki mukaddes teyzesinin peşine takılıp çarşıdan kendisine pantolon aldırmış, hafta sonu 14 daire birden mühendisi, iş adamı, subayı... babamın inşaattan getirdiği kamyonun kasasına doluşup pikniğe gitmiş, 12 numara muzaffer amca ölünce, 1 numara neriman abla evlenince memleketlerinden gelen ziyaretçilerine yatağını vermiş, bizden geriye kalan 13 dairenin sünnetimde kirvem olmak için birbiri ile yarıştığı bir komşuluk ortamında yetiştim. ama sen bu binaya taşındığımda öğlen saati kapına temas ettik diye ortalığı birbirine kattın ve bunun üzerine değişik zamanlarda sana kaç kere selam verdiysem, almadın!

    sence kim orospu çocuğu?
68 entry daha
hesabın var mı? giriş yap