43 entry daha
  • müteahhitlere asla güvenmeyin. ilk kuralınız bu olsun.

    birkaç yıl önce ev aldı annem. aldığında henüz bitmemişti ama baktığı kağıtlara ve söylenenlere göre gayet içine sinmişti. gidip gördük, birkaç eksiği tamamlandıktan sonra hazır olacaktı. mutfak tezgahının takılması, elektrikle ilgili birkaç iş ve mutfaklı salonun duvarı gibi. en fazla bir hafta denildi ama dört ay geçti. bu dört ayın sonrasında, anneme ''sen bu evden vazgeç, yan daireyi sana verelim'' denildi. annem kabul etmedi. yan daire kuzey cepheydi, bizim aldığımız güney. niye vazgeçsin? mutfak tezgahını da söz verileni değil, başka uyduruk bir şey takmışlar. salonun duvarı daha örülmemiş vs bu sorunları konuşmak için adamlar annemi ofise çağırdılar. birlikte gittik. adam üstü kapalı önce bizi tehdit etti. baktı geri adım atmıyoruz, ''o zaman verdiğiniz parayı şimdi geri vereyim, evden vazgeçin. satmak istemiyorum size'' dedi adam. (çoktan sattığı, tapusunu aldığımız ev için diyor bunu hem de) ben evden vazgeçip, paramızı alıp gitme yanlısıydım ama annem kabul etmedi. ''ben hesabımı bozdum, kaç aydır faizi vs (bir şeyler daha) zarar ediyorum size verdiğim paramı aynen geri alırsam. evden vazgeçmem.'' diye tutturdu.

    adam bağırıp çağırmaya başladı. sonra ''siz biraz düşünün en iyisi'' diye yine tehditvari bir tonla konuştuktan sonra, odadan çıktı. çıkarken de birisine ''oğlum kapıda bekle'' dedi bilerek duyabileceğimiz bir sesle. kapıda bekleyen adamın belinde silah, ikiye bir beş birisi. baktık ki işler çığrından çıkmak üzere, korkmaya başladık haliyle. ne yapsak ne yapsak diye düşünürken, kapıdaki tipi birisi çağırdı, fırsat bu fırsat gizli gizli sıvıştık kapıdan. adamlar resmen annemi tek gördüler, korkutursak istediğimizi yaptırırız diye düşündüler.

    neyse efendim sonrasında annem bu durumu tanıdıklarına anlattı. iş bir anda türk-kürt davasına döndü. tanıdıklarımız ''bizim memleketimize gelip nasıl bizim insanımızı tehdit ederler'' moduna girdiler. herkes anneme ''kürtlerden ev alırsan olacağı bu'' falan dedi. sanki aynı boku bir türk yiyemezmiş gibi. mesele amacını aştı. bu arada bizim müteahhit kaçtı gitti duyduğumuza göre kuzey ırak'a. evler tamamlanmadan kaldı öyle. iskan alınmamış. adam bulunamıyor. apartmanın içi iyi kötü bitmiş ama çevre düzenlemesi daha yapılmamış. binanın adı bile yok.

    evin eksik kalan her şeyini, duvarını, tezgahını, ıvırını zıvırını binlerce lira dökerek yaptırdık. diğer ev sahipleri de aynı şekilde kendileri yaptırdı. iskan alınmadığı için elektrik-su faturaları 2,5 kat mı 3 kat mı ne geliyor üstüne. herkes lanet ede ede ödüyor paraları. binada bazı ev sahipleri yurtdışında, bazıları başka şehirlerde falan derken zaten bir birlik oluşturulamıyor. evin verdiği maddi ve manevi zarar, içinde huzurla oturmaya engel oldu sonuç olarak.

    bitti mi? tabii ki hayır. imar müdürlüğü ceza kesti eve geçen hafta. 2 bin küsur lira. meğer evin projesine göre yatak odasının bir kısmı balkonmuş, onu içeri almış müteahhit. meğer o mutfaklı salonun da ön kısmı balkonmuş. oraya da biz duvar ördürdüğümüz için, o da ceza. bu ceza iki hafta içinde ödenecek. sonraki iki hafta içinde de evin plana uygun hale getirilmesi gerekiyormuş. o duvarlar kırılacak, projeye uygun haliyle tekrar yapılacak bakalım kaç bin lira masraf çıkacak yine...
    annem zengin bir insan değil. birisinden miras falan da kalmadı kendisine. yıllarca sabahın köründen gece yarılarına kadar köpek gibi çalıştı biriktirdi o paraları. aynı zamanda beni büyüttü, okuttu. hala da okutuyor. üç beş bir şeyler kazanıyorum ama yetmiyor haliyle. birkaç ay önce işyerini de kapatmak durumunda kalmıştı. ne yapsam da para kazansam diye dört dönerken, üzerine bir de bu ceza, yeni masraflar eklendi. geldi mi üst üste geliyor işte.

    her neyse. müteahhitlere güvenmeyin efendim. ilk olarak bunu demiştim, son olarak da diyeceğim budur. planını projesini inciğini cıncığını kendiniz veya bir bilene inceletin, hiçbir ayrıntıyı atlamayın. sonra böyle külliyen zarar ediyorsunuz aldığınız evden.
346 entry daha
hesabın var mı? giriş yap