• istanbul'da kabataş'tan kalkan tramvayda duyulan bir anons, adeta bir ikaz.

    kabataş'tan binmişsin tramvaya. şahane boğaz manzarası, tophane kılıç ali paşa camii civarının huzurlu görüntüsü, haliç manzarası, sirkeciler garı, tarihe tanıklık etmiş olan topkapı, sultanahmet, beyazıt, çapa filan güzel güzel ilerlerken; zeytinburnu'na yetişmeye yakın bir zamanda bu anonsu duyarsın: the train goes to bağcılar!

    meali şudur: yavrum bak onca yoldan geçtin, şehir dokusu, tarih kültür vesaire iyi hoş ama bak bu araç en nihayetine bağcılar'a gidiyor. baştan uyarayım da yok ben bilmiyordum, vay avradını skeyim nereye düştük lan biz gibi durumlar olmasın. ayağını denk al işte. tarihin, binlerce yılın izlerini taşıyan sokaklardan geçtin ve yolun sonu bağcılar...

    bu anonsu her duyduğumda bir anda hava koyulaşır, şimşekler çakar, gök gürler ve tekinsiz filmlerde kullanılan filtre iner gözlerime. say ki, kahramanımız lanet olasıca bir fidye için çin mahallesine girmek zorunda kalmıştır filan. tekinsiz durumlar vardır yani. hele zeytinburnu'ndaki anons bir nevi "köprüden önce son çıkış" tabelası gibidir.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap