• şimdi bakıyorum türkülerimiz kadın cinselliğine gönderme yapmada hiç çekingen davranmıyor. kadının memesinden, şeftalisine, bağından bostanına kadar girilmedik yer, emilmedik organ bırakmamış. kah bugün yarin bağına giriyor (!) kah şeftalisini bala benzetiyor, emmiş ki tadının bal gibi olduğundan haberdar. memeler büyükse başkaldırıp düğmeleri kavuşturmuyor, küçükse erik dikeni gibi göz batıyor. bu konu erkek türkücülerimiz abazan diyerek geçiştirilecek bir konu değil.

    bu topraklar hiç mi cesur kadın derlemeciler, besteciler yetiştirememiş? erinin kamışından, yiğidinin toplarından haz alan hiç mi kadın türkücümüz yok arkadaş? adam yârinin bağına girerken, şeftalisini emerken hiç mi erinin sertliğini sinesinde eriten kadın yok?

    mesela neden;

    aldım elime yağızımın kamışını
    söndürdüm avuçlarımda ateşini
    bağımdan çıkarken pembe başlı ördeği
    sinemde dinlendirdim sert sopasını

    gibi bir türkü yok? bu cinsiyetçi yaklaşımdan kurtulmanın zamanının geldiğini düşünüyorum. kadının götünü başını ballandıra ballandıra anlatan erkek hegemonyasına karşı kadın türkücülerin de topa girmesini bekliyorum.

    arkamdan yanaştı sinsi bir yılan gibi
    dokundurdu çubuğunu sert bir kolan gibi
    hissedince içimde gidip gelen bal kaşığını
    isıttı bedenimi sıcak yorgan gibi.

    ah yarim o sertliğin hep sende mi ola
    kollarını boynuma aleti yuvama dola
    gün ağarırken çatımızın üstünde
    üçüncüyü bitirdin dördüncüye yol ala

    şimdi bittim ben yanaklarım pespembe
    bugün yumuşadı sertliğin ama yarın dikele
    bekleme hep benden söylemeni yiğidim
    aklına geldikçe durma itele…hey itele… vay itele (x4)
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap