2001 entry daha
  • sinema sektorunu de dusunse, kendini de dusunse, korsan sikayetinde bulunmasi elbette yadirganir. baska konularda elini tasin altina sokmayip is buna geldiginde duyarlilik gostermesinin nasil yorumlanacagini tahmin etmek zor degil. burada adamin samimiyeti uzerine nefesimi tuketecek degilim, onun yerine "suya sabuna dokunmamasini" dogal gorenlere lafim var, cunku bu konu kisilerin ve zamanlarin otesinde:

    mizahin ve genel olarak sanatin bence bir numarali islevi guc merkezlerine karsi olmaktir. gerci islev/gorev gibi kelimeler burada yanlis olacak cunku her sanat eserinin boyle zorunluluklari oldugunu da dusunmuyorum. fakat ulkenin guce karsi duran * mizaha ihtiyaci var. akp karsitligi gibi dar anlamda degil (dar da olsa tabii oncelik o; tv dizisi hakkinda gorus bildirip ertesi hafta karaktere namaz kildiran bir basbakan kambocya'da yok) her turlu iktidarin karsisinda. levent kircadan beri bu ulkede ana akim bir siyasi hiciv yok. yahut zeki alasyanin ve metin akpinarin eski kasetlerini hatirliyorum, simdi dinlesem guler miyim bilmem de, o tip bir mizah kalmadi.

    burada da bir suru kisi bunun farkinda olduklarindan george carlinin lafi defalarca gecmis. odak noktasi salt siyasi mizah olan bill maher var. lewis black, bill hicks, jon stewart, chris rock, stephen colbert, david cross var. family guy, south park, simpsons, var. var oglu var. cogu da sola dogru kayiyor cunku bulunduklari ulkedeki sag, daha monolitik bir iktidari temsil ettiginden dogalari geregi ona karsilar.

    ingilizce ulasilabilir oldugundan bunlar bildiklerimiz; diger ulkelerdeki benzerleri hakkinda su yaziyi gordum: kanada, cin, misir, fransa, hindistan, irlanda, italya, japonya, nijerya, pakistan, rusya, guney afrika, guney kore, tunus, ingiltere, venezuela... bu en demokratik ulkeler listesi degil bariz bicimde. ve pakistanin icinde oldugu tek bir liste varsa girmemiz gereken, o da budur. ama turkiye'de ne var? cem yilmaz

    bu isi, yetenekli, parali, baglantili, takipcisi bol birisi, pakistandan daha kotu olmayan bu baskici rejimde, bu muhafazakar toplumda bunu yapamazsa kim yapacak? bundan 15 sene sonra da, standup gosterisinin 1 saati gunluk hayattan detay gozlemleri, 1 saati de cuk, am, got, meme hakkinda olacaksa ve biz "recep ivedik'ten iyidir" diyeceksek isimiz var.

    ***

    buraya kadar yine anlayabiliyorum. az bucuk hayir islerinde bulunuyordur, daha muhim konularda da korkaklik ediyordur. onun durumunda olsam belki ayni korkakligi, tembelligi ben de yapardim. fakat cem yilmaz isvicreli tarafsizliginin otesine gecip, boktan bir yuzeyselligin de ikonu oldu. jerry seinfeld gibi (ki ustteki listede adi yok) luks arabalardan inip mankenlere biniyordu. bunu elestirmek de bazilarinca servet dusmanligi olarak addediliyor, sonra ayni cumle icinde "emegin karsiligi" lafi geciyor, iyice karisiyor her sey.

    emek ve "emegin karsiligi" konusunu zaten marx dahi yiyip bitiremedi, burada iki kalipla cozdugunu varsayan insanlar goruyorum. "1 kurus bile olsa hakkini ister" yahut "korsanin her turlusu hirsizliktir" diyen arkadaslari daha yuksek cozunurluklu bir dusunsel dunyaya davet ediyorum. uc bes fanatik disinda kimse mutlak deger yargilariyla yasamiyor. her allahin gunu cem yilmazin serveti kadar para kazanan 50 milyar dolarlik bill gatesin vakfina bagis yapmis biri olarak, cem yilmaz'in gosterisini korsan izlemek vicdanima zerre dokunmazdi (sinemada annemle izledim bu arada).

    bu tip kararlari fanatikler gibi degil, dusunerek veriyoruz. yahut bazen birseyi dusunmeden alip caliyoruz ama ertesinde onun rasyonalizasyonunu yaparken dahi bir suru parametre akla geliyor: ne kadar kazaniyorum, caldigim seye gercekten ihtiyacim var mi, o malin sahibinin durumu nedir, caldigim sey paylasilmasi daha kabul edilebilir birsey mi, vs.

    mesela youtubedan muzik dinlemek neden bir elektronik devre patentini calmakla ayni sey degil? bir ilac firmasinin kanser ilacina patent alip bunun baskalari tarafindan uretilmesine mani olmasi dogru mu? "suc" sonucta insan yapisi kanunlara bagli oldugundan, o kanunlar da muktedirler (hani mizahin yapisi geregi karsi olmasi gereken zumre/kisiler/ideolojiler) tarafindan konuldugundan, bu kanunlarin ahlaken icsellestirilmesi, bazi durumlarda toplumun isleyisinin gerekliliginin otesine gecip gonullu kolelige giriyor.

    hayat karisik arkadaslar. her kararimizda tutarli olamasak da en azindan vicdanimiza gore dogruya yakinsamaya calisiyoruz butun bu degiskenlere bagli olarak. ahlakin da yasamin bu karmasikligini yansitmasi gerekliligine dair, stephen fry denen sahane insan evladinin bir sozuyle bitireyim (cem yilmazdan iyice uzaklastik; ne demisler, kucuk insanlar diger insanlari tartisir, buyuk insanlar ise paragrafin sonunu getiremeyip parantez ustune parantez acarlar):

    "[katolik kilisesi] try to accuse people like me -who believe in the enlightenment- of what they call moral relativism, as if it's some appalling sin, where what it actually means is thought".
8273 entry daha
hesabın var mı? giriş yap