39 entry daha
  • öncelikle thug love'dan gelsin: (bkz: arkadaş bi siki de beğenin be/@thug love)

    hiçbi siki beğenmeyen ekşi sözlük yazarları filmi yerden yere vurmuş bittabi. şaşılacak şey değil esasen. ben bi filmi beğenmemek için bu kadar çaba sarfetmeyi, kıç zorlamayı anlayamıyorum. öyle sikindirik, bahsini bile açmaya değmeyecek noktalardan tutup, çekip eleştiriyor ki öhh diyor, kalıyorsun.

    1. jack reacher, bir roman kahramanıdır. yazar lee child, kahramanı jack reacher olan 17 tane roman yazmış. 18'inci de bu sene çıkıyor. aynı adlı film de one shot adlı romandan uyarlanmış.

    2. filmin türü polisiye-gerilim. aksiyon falan değil. 2 dakka araba kovalama sahnesi var diye, 3-5 kişi öldürüldü diye filme aksiyon yaftası yapıştırmak çok zorlama oluyor.

    3. tom cruise'un filmde paso kendi övmesinden dem vurulmuş. en çok güldüğüm bu oldu. lan olm adam romanda öyle. alt tarafı wikipedia'yı açıp 2 satır yazı okusan bunu göreceksin. tom cruise'la ne alâkası var bunun?

    4. romanda tasvir edilen jack reacher'la tom cruise arasındaki cüsse farkından bahsedenler olmuş. sanki illâ karakterle aynı fiziksel özelliklere sahip birinin oynaması gerekiyormuş gibi... 1.50'lik wolverine'i 1.90'lık hugh jackman canlandırırken ağzınızı açmıyodunuz ama.

    5. bu reacher'ın öyle gizemli, böyle müthiş gibi övülmesi meselesine dönelim. buralar romanda nasılsa filmde de öyle. reacher, konuşkan olmayan, sürekli tetikte bekleyen, bi yerde fazla kalmayan biriymiş. refleksleri kuvvetliymiş. iyi dövüşçü, iyi nişancıymış. dövüşürken dirsek, diz, kafa atmayı severmiş. hafızası kuvvetli, matematiği zehir gibiymiş.
    işte demişler ki "çok abartmışlar." birader, bu tarz romanların alayında başkarakter abartılıdır zaten. diğerleri çok mu gerçekçi anasını satim? zaten bizi bu karakterlere çeken de bu üstün özellikleri.

    6. filme gelirsek... vasat-vasat üstü arasında gidip geliyor. ulan bu kadar yazdım ama başyapıt falan diyeceğimi sanmadınız herhâlde. filmin en göze çarpan kusuru kurgusu. bütünlük sağlanamamış. sanki yalnızca parçalar birleştirilmiş gibi. geçişler kimi yerde ani, kimi yerde alâkasız.

    senaryo yer yer aksamakla birlikte, edindiğim bilgiye göre romanın içeriğiyle olmasa bile ruhuyla paralellik arz ediyor. filmin devamını yapma isteği nedeniyle reacher hakkında genel bilgiler verme, reacher'ı izleyiciye tanıtma amaçlı kısımlar hikâyenin süresinden çalmış doğal olarak. yani filmin süresi normal ama hikâyenin süresi yetersiz.

    oyunculuklara gelelim: sade... herkes gerektiği gibi oynamış, tiyatral performanslardan kaçınmış. tom cruise'u jack reacher olarak beğendim ben. zaten kendisini genel olarak başarılı bulurum. bu adamla insanların ne alıp veremediği var, onu da çözemem.

    elbette hikâye bize yeni bir şey sunmuyor. filmin en büyük handikapı, başka filmler bir yana; özellikle 2000'lerden bu yana yayınlanmış sürüsüne bereket polisiye dizide benzerleri işlenmiş bir konuyu işlemesi. yönetmen de bir farklılık yaratamadığı için bittiğinde insanda bir kalıcılık uyandırmıyor. yine de genel olarak belli bi standardın üstünde kalabiliyor hiç olmazsa.

    ben filmden beklediğimi aldım. yüksek ihtimâlle devamı da gelecek. gelmesini de isterim. yalnız devamı için farklı bi yönetmen düşünülmeli bence. christopher mcquarrie'nin kalemine pek itirazım yok ama yönetmenliğini sönük buldum. the way of the gun da aklımda pek yer etmemişti zaten.
126 entry daha
hesabın var mı? giriş yap