265 entry daha
  • "90 yıldır devletin bir boka yaramayan ideolojiyi çocuklara zerk etmesi" de sıkıntı çıkariyor, din kulturu adi altinda hanefi sunni islam propagandasinin yapilmasi da (beynimiz ayni anda iki seyden sikinti cekecek kadar buyuk). zaten bu dersin mufredati da devlet ideolojisi degil mi; cami imaminin devlet memuru oldugu laik bir ulkeden bahsediyoruz.

    ***

    vatandaslik dersi adi altinda bir cocugun devlet tarafindan programlanmasi yeterince kotu ama bu ogretmenlerin yaptigi iki sebepten oturu daha da kotu. ilkin sekuler ideolojileri asmak daha kolay; sonucta insan yapisi bunlar ve ne kadar kuvvetli bir kult kursan da, en kotu ihtimalle bir iki nesil icinde revizyonist yaklasimlar basliyor. halbuki dini ogretiler oyle asilmiyor. bu yolla hem ayni devlet ideolojisi dini bir ambalajla sunulabiliyor *, hem fazladan dini dogmalar programlaniyor, hem de o ogretmenin temsil ettigi "makam" yuzunden bu ugurda anlatilan sacmaliklarin etkisi daha buyuk oluyor (manyak bir emekli albay "bayragini sevmeyen yunan olur" derse ne kadar ciddiye alinir, bir din ogretmeni "evinizde dahi kadinlar baslari acik gezerlerse saclarindan yilanlar cikar, allah oyle diyor" derse o yastaki cocuklar uzerinde yarattigi travma ne olur)

    ikincisi nedense, mufredati sevmesek dahi diger ogretmenler konularina az cok hakimler. yani biyoloji hocasi acip kurandan yaratilis hikayesini okumuyor (henuz), beden egitimcisiyle kanepede oturup televizyon izlemiyoruz. peki din kulturu ve ahlak bilgisi hocasi din kulturu veya ahlak ogretiyor mu? bugun kacta kaciniz islam mezheplerinin yahut protestanligin ne oldugunu soyleyebilir? yasadigin sehrin yuzlerce sene hakim kulturu olmus ortodoksluk nedir, niye ayridir? bunlar ehli kitap bir de, ya milyarlarca cinlinin yahut hindunun olayi nedir, "ineye tapiyorlar"in otesinde? bunlara ayirdigin yer hz muhammed'in sut annesine ayirdigin yer kadar degilse, bunun adi din kulturu degil, sunni islam tarihidir.

    ahlak konusu iyice rezalet. ben ahlak felsefesini ilk kez universite yillarinda kendi cabamla ogrenmeye basladim. hala da ogreniyorum, bitmiyor zaten. 7 yasimdan 18'ine kadar gece 12 senede ahlak bilgisi namina, zaten akliselim bir insanin kendi kendine varacagi sonuclar disinda birsey gormedim.

    yasadigimiz topraklarda 2500 sene once insanlar oturup iyilik nedir, durustluk nedir, cesaret nedir, erdem nedir gibi konulari dusunup kafa patlatmislar, bu dusuncelere tiyatro oyunlariyla, hala okunan edebi eserlerle hayat vermisler, bizimse ahlak bilgisi ogretmenimiz 16-17 yasindaki kazik kadar insanlara "ananiza babaniza iyi davranin"dan otesini sunamiyor.

    su elestiriyi bir tane daha baska ders icin, ilim icin soyleyebilir miyiz? "biz biyoloji, beden egitimi, askeriye/burokrasi egitimi, resim ve elisi teknikleri konularinda 2500 sene oncesi kadar olamiyoruz" demek mumkun degil ama isin icine din girdigi an ahlak/felsefe alaninda bir akil tutulmasi yasaniyor. hani kant'i manti birak, bu hocalarin kacta kaci sokratesin bir fikrini okumustur ki kalkip o fikirleri de kapsayan ve onlari askin bir ahlak bilgisini anlatacaklar? bu seviye bir dusunsel kabizligin muadili, matematikcinin sayi sayamamasi yahut vatandaslik dersine gelen emekli albayin istiklal marsini bilememesi olsa gerek.

    ***

    bu kabizlik, ogretmenlerin bireysel sucu degil, cunku branslari bu tur bir tarihsel analize ve kulturel devamliliga/birikime musait degil. yine diger orneklerden gidersek, biyoloji izini aristo'ya kadar surebilir ve bunu saklamaz. bilakis o bransin kulturunde var, onceki nesillerin devlerinin omuzlari uzerinde yukselmek ve bu sayede daha da ileriyi gormek. o devlerin yanlislari dahi -hatta ozellikle yanlislari- simdikilere basamak vazifesi goruyor, bu yuzden de bu geriye donuk bakis cok muhim, o alandaki birikime katki yapan tarihsel kisiliklerin ve sureclerin analizleri cok muhim.

    halbuki dinlerde, ozellikle bahai gibi dinlerde degil de yayilmaci monoteist dinlerde, dinin kendisini otorite kabul ettigi alanlarda birikime ve gelisime deger verilmiyor, cunku zaten zirve noktamiz gecmiste bir yer. eskiden bu otorite alani heryerdi (dogal ilimlerin gelismesi de bu yuzden aksadi), simdi kismen siyaset ve genel olarak ahlak ve ontoloji. bu konularda sadece olmus degil olabilecek en mukemmel yorum zaten allah/peygamber tarafindan yapilmis. dolayisiyla tarihin o noktasindan oncesi zaten o kadar muhim degil, sonrasi da en iyi ihtimalle o mukemmel ideolojiyi koruyabilir ama uzerine ekleyemez. monoteist deyip hristiyanlarla muslumanlari ayni kefeye koymayayim, hristiyanlar bu konuda yine daha esnekler tarihsel sureclerden oturu * , bizde bu yorumlar iyice kati.

    simdi tum ideolojinin temeli buysa, ogretmenin hem mufredatinin hem de kendi beyninin sinirlari belirlenmis oluyor.

    sumerlere kafa yormak yersiz cunku inanan acisindan gunah icindeler, bize ibret olmalari disinda birsey katamazlar. ayni zamanda, inancin elitleri acisindan (ornegin katolik kilisesi) bir tehditler cunku o elitin yarattigi mitlere ve merkezine kendilerini koyduklari evrene tersler. colun ortasinda kendi kendine gelin guvey olurken elin cinlisinin 2000 yillik imparatorlukta, sanatiyla askeriyesiyle felsefesiyle ticaretiyle, erdemleri ve zayifliklariyla yasadigi bilgisi kimsenin isine gelmez. "her yerde cahiliye donemi vardi, insanlar teror ve ahlaksizlik icinde yasiyorlardi, muhammed geldi herseyi duzeltti" kafasinda yetisen biri, islamdan tam 1000 sene once insanin ruhsal mucadeleleri veya toplum duzeni * hakkinda yazilmis edebiyatla karsilasirsa inanci sarsilmaz mi?

    bu yuzden yayilmaci dinlerin onceki kulturlere uyguladigi iki strateji var: ya onlari "calarlar" (hijack/co-opt: hristiyanlarin pagan adetlerini ve bayramlarini alip kendi bayramlari yapmalari, yahut yahudilerin inancina gore adem'in yaratildigi kaya parcasini, muslumanlarin da hz muhammedin atiyla goge yukseldigi yer kabul etmeleri ve kendi kutsallari yapmalari), ya da yok etmek - olmamis gibi davranmak cizgisinde bir tutum guderler (islam uygarligi piramitlerin golgesinde kac yuz sene yasadi, bir napolyon'un misir seferinde ogrenilen kadar sey ogrenilmedi. taliban bunu bile fazla hosgorulu gorup budist heykellerini patlatti).

    her halukarda ortak nokta, merakin koruklenmemesi (afrika kitasinin inanclari veya koskoca cin uygarligi hakkinda hicbirsey ogrenmedim okulda) ve o kulturlere sadece hakim ideolojiye hizmet edecekleri bir acidan ve o dereceye kadar yaklasilmasi (orn: yunan kulturunu cocugun anasini dudukledigi bir seri orjiye, hinduizmi ineklere ve maymunlara tapmaya, guney ve orta amerika inanclarini insan kurban etmeye indirgemek)

    zaten tam da bu nedenden oturu aydinlanma cagi avrupasinda yunan/roma medeniyetine asiri bir ilgi basladi *. 1000 senedir isa meryemden baska sey yapamayan ressamlar, heykeltraslar, mimarlar, yazarlar once klasige donusle bu zincirleri kirdilar, daha genis bir tarihsel bakis acisi kazandirdilar topluma, sonra da zaten o alanlarda alip baslarini gittiler, sanat akimlari dallanip budaklandi.

    tabii mantiken, modern dunyada bu ornekler cok ilkel kaliyor; ornegin homo sapiensle neandertallerin ciftlestigini, dna analizleriyle genlerimizin yuzde 2-5 arasinin neandertal oldugunu biliyorken, simdi kalkip nuh'un gemisi hikayesine masal kitabindan farkli bir muamele mi yapacagim? yahut evrenin bu akilalmaz buyuklugu ortadayken, insan medeniyet tarihinin uzunluguna ve neoklasik sanata mi ihtiyacim var monoteist dinlerin kisitlayici tarihsel perspektifini kirmak icin?

    ama var iste, cunku hersey "mantiken" degil, insan icin 100 ayri galaksi olmasiyla 100 milyar ayri galaksi olmasi pek bir fark yaratmiyor ama sokrates'in dini degerlere hakaret yuzunden idam edilmesini ve durusmasinda yaptigi savunmayi okudugun zaman ozdeslesecegin cok sey var. onlarin ahlakini ve kulturunu ogrendikce daha zengin bir insan oluyorsun, kimi zaman hatalarindan ders cikararak, kimi zaman mucadelelerine ortak olarak. onlarin bazen dik, bazen bukuk duran omuzlari uzerinde yukselerek daha ileriye bakabiliyorsun.

    fakat o noktadan geriye bakabilmek ilerisini gormekten de ilginc: neandertallerin de oncesine giden o devasa yolda, kimi parlak kimi sonuk taslarin arasinda bir yerlerde, tum evrenin ugruna yaratildigi insani da goruyorsun, tanrinin bizzat gonderdigi biricik oglunu da, oy birligiyle tanrilastirilan roma konsulunu de, tanrilarin soyundan gelen japon imparatorlarini da, bir agacin golgesinde 40 gun oturup evrenin sirrina vakif olan dilenciyi de, ra'nin her sabah gunesin dogmasindan sorumlu yeryuzundeki elcisini de, kendini "bu sefer vallahi en sonuncusu" ilan eden duzinelerce dinin yuzlerce peygamberini ve bunlarin her bir tanesi basina, isimleri anilacak kadar bile yasayamadan baslari ezilmis yuzlerce bahtsiz ruhani lider adayini da...

    iste bu yuzden, kendisi ahlakli ve kulturlu olsa dahi, bir din kulturu ve ahlak bilgisi ogretmeninden, kendi dininin kulturunun ve ahlakinin otesini hakkini vererek ogretmesini bekleyemeyiz. bu yuzden de diger tum devlet sponsorlu indoktrinasyondan daha buyuk bir garabettir bu.
577 entry daha
hesabın var mı? giriş yap