ruslarla dolu otelde aile ile tatil yapmak

• çok tatlı bir eylemdir.(!) eşinizi sürekli arar durursunuz. bundan tabi ki yine yıllar yıllar önce, bir antalya tatilinde, bir adet oxsana var idi, aynı otelde bulunma gafletinde bulunduğumuz. hadi onda herkesin gözü vardı, bir de o zamanlar, şu meşhur g'string bikini altlarının yeni yeni ülkeye, yine ruslar sayesinde girdiği yıllar. fakat, imansızın kızına da çok yakışıyordu, beyler haklı anlayacağınız. neyse, şu otellerin olmazsa olmaz animatör zımbırtıları var bir de. saat başı duyuru. bizim ki kulak kesiliyor. çocuklar küçük tabi, biri elimde biri belimde. hani şu çocuğun bacaklarını ayırıp belinize oturtursunuz ya aynı öyle.
  
  fakat benim adam, nasıl ingilizce parçalıyor rus hatunlara, böyle hayretler içinde dinliyorum, izliyorum, biriktiriyorum. içsesim diyor ki "ulan hayvan herif!! ikimiz de türkçe konuşurken bu kadar anlaşamıyoruz, bu ne cürret, bu ne gariplik, bu nasıl dünya, nöbetçilerrr" ve adam itina ile sürekli kayboluyor. hayır iki çocuk, bir yere kadar peşindesin. sonra yoruluyosun zaten "ayidis olasın işalla" diye oturduğum yerden beddua ediyorum.
  
  yine bir öğleden sonra, saat 16.00 sıraları, yine kayboldu benim adam. hayır normalde kıskanç herif, öyle otel ortamında göz teması olmadığı hiç bir yerde durmayız. tamam bir rus hatun değiliz ama bizimde bir egzotikliğimiz var kendi çapımızda. neyse adam ortada yok, oğlanın elinden tuttum, kızı belime aldım, adamı arıyorum. koca otel, o yana bak, bu yana bak, adam yok. sonra bir yerden hafif tatlı çığlıklar duydum.
  
  "mmm züperman, ouuww yeaaa" filan diye. "çöşşş" dedim "ulan, yok ya böyle göstere göstere de olmaz" sese yaklaştıkça, kız belimde, oğlan elimde yürüyorum çalıların arasında. ses gittikçe yaklaşıyor, eşimin davudi sesini duyuyorum. "madam" filan diyo, hassiktir!! yok "tükür babanın yüzüne" yapacağım çok belli. çalıların arasında duruyorum, kız belimde, oğlan elimde. bi ara oğlanın elini bırakıp, çalıları aralıyorum. benim adamın elinde bir dart zımbırtısı, etrafında 5-6 rus hatun, her atışında, kol kaslarını okşamalar olsun, elleri ile sırtını sıvazlamalar olsun. bir muhabbet, bir muhabbet. ben çalıların arasından izliyorum. zaten adam uçmuş. dört yanında hatunlar, ölse mutluluktan ölecek.
  
  tabi, hiç bir mutluluk sonsuza kadar sürmez, işte o çalıların arasındaki gözgöze gelme anı. adam esmer, e bir de yanmıştı, yemin ederim, bir kaç saniyede kireçe döndü rengi. o esnada fonda şöyle bir ses vardı "mmm züpermannn, ooouuu yeaaaaa" züperman'nın züper karısının, oradan kaş göz ile odaya götürüp, gırtlağını sıktığını hiç kimse bilmedi, hiç bir zaman.
  
  ve kuşlar uçuyordu...