157 entry daha
  • nasıl ezecekleri geçelim, ezme gerekçeleri ne?

    'bu ülke sahipsiz değil', ülkenin akışını bozamazsınız, hakkınızı ararken bize zarar veremezsiniz?' diye mi olacak? olabilir. eğer adalet gözetmiyorsak bu yaklaşımda bir sorun yok. x'in yaptığı y'ye zarar veriyor, korkutuyor, rahatsız ediyor; onlar da x'e mani olmak için onu ortadan kaldırmaya gidiyor.

    x'sen (x tarafındaysan) tüyler ürpertici bir yargı, y tarafındaysan bir tür 'mecburiyet'. bir tür 'onlar da bizi öldürecekti' savunması.

    yok, düşündüm, oradan bile kurtarmıyor. adil olma ihtiyacına bile gelmeden, yani salt 'mümkün siyaset' kovalasanız bile kurtarmıyor. çünkü eğer tavrınız hasmane değilse, yani kin ve nefretle hareket etmiyorsanız, ihtiyatlı olursunuz. anlaşabileceğiniz bir konuda hamasi bir karar alıp da sonrasında haybeden zarar görmek istemezsiniz. x'in yaptığından rahatsız oluyorsanız, önce bir rahatsızlığınızı belirtmeye girişirsiniz. derdinizi anlatamıyorsanız şikayetçi olduğunuzu dile getirirsiniz. bir şekilde bir karşılıklı iletişim yolu kurmaya çalışırsınız. x'i sevmeseniz, anlaşamayacağınızı bilseniz, sizi asla insan yerine koymayacağını sezseniz dahi, siyaseti hiç dolandırmadan, doğrudan 'ezmek' üzerinden kurgulamazsınız. ilkokul 4 işi hayat bilgisi seviyesinde bir temel bilgelikten bahsettiğimi umarım anlatabilmişimdir.

    iyiden iyiye şekspir işi trajik kahramana dönen erdoğan'ın en büyük hatası, kendi şahsında bu taviz vermez, mütehakkim tavrı bir tür 'liderlik sırrı' olarak taşıması olabilir. erdoğan'a bu tezahüratı yapanların en büyük hatası ise sadece erdoğan'a, erdoğan konumunda olanlara *yarayabilen*bir iktidar ve liderlik stratejisini 'sünnet' bilip, sosyal ve politik alanda yakaladığına uygulamaya çalışmaları olabilir.

    *yarayabilen* dedim çünkü bu kitlesel direniş açıkça ispatladı: erdoğan'ın stratejisi artık işe yaramıyor. kurtarmıyor. sonuna geldi. pili bitti. ruhunu teslim etti. daha devam edebilirim. ve hepsinin yanına halihazırda sürmekte olan direnişin resmini koymam bile yargımı ispatlamaya yeter.

    az siyaset ilmi bilen erdoğan dahil herkes şu noktada biliyor: sadece iktidarını düşünüyorsan bile tavrını değiştirmek zorundasın. niye? çünkü iktidardasın. bu tezahüratı yapan grubun ise öyle bir konumsal esneklikleri de yok, iletişime girmeden, uzlaşmaya çalışmadan 'ezmek için' ilerlerse, kendileri de en az vermeye çalıştıkları zarar kadar zarar görecekler.

    tabi bu da olmadı. niye olmadı? çünkü önkabulde bir isabetsizlik var.

    önkabul neydi? x, y'ye zarar veriyor, y de x'i ortadan kaldırmaya *karar* veriyor. ee o zaman nefsi müdafa esnasında kimden ***izin*** istemesi gerekiyor? canının derdine düşmüş bir insandan mı bahsediyoruz, saldırı eğitimli kangal'dan mı?

    kendisine zarar verenden hesap sormak, adalet istemek için 'izin'e gerek olmadığını gezi direnişi kendi varlığıyla daha yeni ispatlamışken, 'harekete geçmek için amirinden izin isteyen mağdur' diye bir şey olabileceğine gerçekten inanabilir miyiz?

    'taksimi ezmek' isteyen kitlenin taksim'le gerçekten bir sorunu yok. nereden biliyoruz? çünkü mağdur olduklarını iddia ettikleri konuda izin isteyebilecek kadar nazik olabiliyorlar.

    nazik olabiliyorlar çünkü bir aceleleri yok.

    nazik olabiliyorlar çünkü gezi direnişi hayatlarına müdahale etse de hayat tarzlarına müdahale etmiyor.

    nazik olabiliyorlar, çünkü iktidar güvencesini yaşıyorlar.

    nazik olabiliyorlar, çünkü direniş grubunun kazanmaya ya da geri kazanmaya çalıştığı temel özgürlük ve haklara ya sahipler, ya da, sahip olmaya dönük gerçekçi saydıkları umutları var.

    yani gezi'nin sahip olmadığı her şeye sahipler.

    ve dahası nazik olabiliyorlar, çünkü gezi'nin derdinin ne olduğuyla da hiç ilgilenmiyorlar.

    nereden biliyorum? çünkü dikkat edin: sizi ezerizciler karşı tarafa hiç soru sormuyorlar. son bir haftayı düşünün: ezerizcilerden tanıdığınız kim 'karşı taraf'tan kimle iletişime geçti? kim haklılığını ispatlamakla vakit kaybetti? kim etik olarak, ahlaki olarak kendilerinin mağdur olduğunu izahla ispata kalktı? hepsi ayrı ayrı erdoğan'ı oynamaya, erdoğan'ın mesleki konumuna dahi sahip olmadan erdoğanmış gibi yapmaya başlamadı mı? yani hepsi hala kendisini erdoğan'laşmadan bir parça koparacak pozisyonda kabul etmiyorlar mı?

    her gittiği yere götürdüğü, danışman yapıp yaranmaya çalıştığı 'ezme meraklısı' ekibin çıkardığı bültenlere bakın. içeriğine değil zevahirine bakın. dibine kadar züğürtlük, köküne kadar ihmal edilmişlik göreceksiniz. yani hem erdoğan'ın batmakta olan siyasetine ortaklar, hem de dünyanın en zengin ldierlerinden birisinin anturajında olmak dışında somut bir kazanç sağlayamadılar. senelerdir muktedir bir umutla yaşayıp, 'ben aslında sizlerdenim'le beslendikleri için hem zihnen, hem bedenen hepten güdükleştiler, süyüp kaldılar.

    o yüzden yol verilmesini istiyorlar. o yüzden 'tutma abi dövücem' derken bile abi'ye abi'nin ona sarıldığından fazla sarılıyorlar. o yüzden ilçe teşkilatlarından görev çağrıları yapılması, ricalar edilmesi sonunda dahi bir araya gelmeleri için saatler geçmesi gerekti. çünkü hem kendileri rötarlı, hem de elinde siyasal gaz ve tozdan başka bir şans kalmamış bir siyasiye iyice kendi başını yedirecek rötarlar yaptırıyorlar.

    direniş sürdükçe erdoğan ile bu grubun etkileşimine dikkat, oradan çok şekspir görese bayılırdı şeyler çıkacak.
153 entry daha
hesabın var mı? giriş yap