• şimdi malumunuz son zamanların gündemi akp'yi devirmeye çalışan dış güçler.

    başta sayın başbakan olmak üzere bu kavrama geziden beri gördüğümüz üzere tüm yandaş ve yalakalar da atladı ve sıkı sıkıya sarıldı

    bunlardan kime dokunsan dış güçler diye ağlıyorlar.

    ben de kendimce, hafızamın beni yönlendirdiğince siz gençlerimize akp'yi destekleyen dış güçleri de anlatmaya çalışacağım ki, zamanında o dış güçlerin gazı ve desteğiyle iktidarı ele geçiren, erk sahibi olan, ve o dış güçlerin menfaatleri için çalışanların şimdi oklar kendilerine döndüğünde nasıl bir ikiyüzlülük içinde olduğunu görün, gösterin.

    nisan 2002'de başbakan bülent ecevit grup konuşması sırasında açıkça israil soykırım yapıyor demiş ve deyim yerindeyse tüm dünya ayağa kalkmıştı.

    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…s.aspx?docid=64060

    ancak gelen büyük tepkilere direnemeyerek geri adım atmıştı.

    ancak her ne hikmetse bu açıklamadan sadece bir ay sonra mayıs 2002'de ecevit hastaneye kaldırıldı ve yavşak oülu yavşak basın da aldığı talimatla taraflı haberlerine başladı. ecevit'in altına kaçırdığından tutun da akli dengesinin yerinde olmadığına dair türlü türlü haberlerle akp'nin de çokça şikayet ettiği gibi itibarsızlaştırma ve karalama propagandasına başladılar. tüm halkın zihnine ecevit artık bitti, bu hükümet gitmeli yerine de başka bir hükümet gelmeli düşüncesini resmen enjekte ettiler.

    amerika'dan gönderilen kemal derviş de yanına ismail cem ve hüsamettin özkan'ı alarak ve 15 günlük bir amerika gezisinden sonra yeni parti kuracağını açıklayarak bu parçalanmaya bir darbe de o vuruyordu.

    detaylı bir özeti aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

    http://www.aktuel.com.tr/…-nicin-devirmek-istediler

    http://www.haberler.com/…mplo-kuruldu-demis-haberi/

    sonrasında mhp'nin de erken seçim istemesi son darbeydi ve koalisyon dağılarak erken seçime gidilmişti.

    tesadüfe bakın ki 2001 yılında da dış güçlerin büyük desteğiyle fazilet partisi'nden kopan, üzerindeki milli görüş gömleğini değiştiren başta recep tayyip erdoğan, abdullah gül, abdüllatif şener ve bülent arınç gibi ismlerin olduğu adalet ve kalkınma partisi kurulmuştu.

    kasım 2002 genel seçimlerinde olmadık bir tablo çıkmış ve basının karalama kampanyasıyla da dsp-mhp-anap koalisyonu krizin de faturasını ödeyerek meclis dışına itilmiş, hatta ülkedeki oyların nerdeyse yarısı meclis dışında kalmış, meclis sadece iki partiye kalmıştı. akp ve chp.

    akp tek başına iktidar olmuştu ve akp başkanı abdullah gül de başbakan koltuğuna oturtulmuştu.

    ancak dış güçlerin de gönlünde yatan başkan recep tayyip erdoğan'dı ve tayyip cezası nedeniyle meclise giremiyordu. görülmemiş bir destek ortamında tayyipq'in meclise girmesi için gerekli düzenlemeler yapılmaya başlandı.
    ve bu desteğin başını da ana muhalefet lideri deniz baykal çekmekteydi.
    aslında demokratik bakış açısından baktığımızda doğru bir hareketti ancak zamanı geldiğinde pensilvanya'ya da selam gönderen kişi yine baykal olmuştu.
    tayyipq'in hükümetin gizli başbakanı olduğu ancak herhangi bir resmi unvanı olmadığında çıktığı ilk dış gezi ise tahmin edin neresiydi?
    evet amerika
    hangi sıfatla oradaydı, masrafları devlet mi karşılamıştı bilemiyoruz ama tayyip göz göre göre ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim diyor ve dış gezilerine hız kaybetmeden devam ediyordu.
    yavşak oğlu yavşak basında da bir allahın kulu çıkıp da kardeşim bu ülkenin resmi başbakanı abdullah gül, senin ne işin var oralarda diyemiyordu.
    bu arada tayyip'in eşinin memleketi siirt'te kasım 2002 seçimlerinde oluşan bir kural hatası (?) sonucu seçimin tekrarı gündeme gelmiş, birinci sıradan milletvekili seçilen mervan gül de istifa ederek tayyip'in yolunu açmıştı. allah'ın işi işte :)
    tabii buaraya kadar olan oalylarda kesinlikle ama kesinlikle dış güçlerden bahsetmemiz saçma olurdu, bu yaşananlar tamamen bir tesadüftü.
    neyse efendim hafızamın beni yönlendirdiği bir diğer olay da tayyip'in iş başı yapmasının hemen sonrasında gelişen amerika'nın ırak'ı işgali ve o işgalde büyük mütteffik olarak düşünülen türkiye'den koparılacak tezkereydi. tayyip erdoğan ve hükümeti dış güçlerden bağımsız olarak(!) ırak'a bizim de girmemiz gerektiğini düşünmekte ve 1 mart 2003 yılında tezkereyi meclis onayına sunmaktaydı.
    meclis'te özellikle muhalefet ve askerlerin konuşmaları ve milletvekillerinin duygusal damarına basan söylemlerle tezkere yeterli oyu alamamış ve amerika erdoğan tarafından büyük bir hayal kırıklığına uğratılmıştı.
    amerika bu olayı unutmamış ve sadece 3-4 ay gibi kısa bir süre sonra ırak'ta türk askerlerinin başına çuval geçirerek gerekli mesajı vermişti.
    bizi bir daha asla hayal kırıklığına uğratma!
    http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/223196.asp

    akp'nin sözde demokratlaşma ancak arkasında önündeki en büyük engel olan askeriyeyi bitirme planında bu sefer de dış güçler mehmet baransu vasıtasıyla devreye giriyor. ve baransu gibi bir tetikçi kalemşöre bavul dolusu doküman verip askeriye'yi bitirme davalarından biri olan balyoz'un da fitilini ateşliyordu.

    paralel olarak ilerleyen ve daha önce gündeme gelen ergenekon davasında ise yine bu dış güçler tuncay güney'i kullanıyorlardı. tayyip erdoğan'ın şimdilerde çokça diline doladığı amerika ve israil bağlantılı baransu ve güney sayesinde önlerindeki en büyük muhalefet gücü de yerle bir edilmişti.

    tabii bizim sözde çakma enteller yetmez ama evet gibi gerizekalı bir söylem etrafında bu operasyonlara destek veriyorlar ve zafer çığlıkları atıyorlardı.

    one minute gibi düzmece şovla da tayyip'in bu dış güçlere olan bağlantısı daha da ortaya çıkıyor, israil'e çektiği restin ertesi haftası israil'le uzun soluklu askeri antlaşmalar imzalanıyordu.

    evet gördüğünüz üzere bu dış güçler yeni mevhumlar değil ancak her nedense yıllarca erdoğan'ın arkasında olan bu dış güçler, rüzgar erdoğan'ın karşısından esmeye başlayınca başta gezi direnişi'ni ve şimdilerde ise rüşvet ve yolsuzluk operasyonu'nu yönlendiren güçler olarak gerek erdoğan'ın ağzından gerekse yandaş basındaki satılmışların kaleminden düşmemekte.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap