30 entry daha
  • geçen yine bindim metrobüse. gerçi toplasan 15 kere filan binmişimdir. neticede geçen bindim. en arka kapı ile orta arka kapı arasında bir yaşam alanı buldum. derhal o bölgeye yerleştim. yaşamımı bir şekilde idame ettirebiliyordum. en azından elimi kafama değdirebiliyordum. bunu yapamayacağımı düşündüğüm anlarda biraz tedirgin olabiliyorum. velhasıl bir şikayetim yoktu.

    bir durak sonra yanıma ersin karabulut'un modern enteli karikatürize ettiği çizimlerden fırlamış gibi biri geldi. elinde kitabı vardı. kitabı okuyordu. kesinlikle yadırgamadım. bazı bahtsız insanların tek ayak üzerinde yolculuk ettiği o sıkışık toplu taşıma aracında, azminden bir şey kaybetmemesine bilakis saygı duydum.

    buğulaşmış camlardan dışarıya bakıp roman tadında bir yolculuk yapıyordum kendimce. "genç adam tıpkı gözleri gibi buğulaşmış camdan dışarıyı seyrederken aklından geçen düşüncelere yetişmekte zorlanıyordu..." gibi zorlama edebi cümleler kuruyordum kafamda. bir durak daha yol aldık. metrobüs istasyona yanaştı. en arka kapı açıldı. bir miktar insan metrobüsün içine istiflemeye çalıştı kendini. mümkün mertebe akraba oldu herkes. sadece adamın birinin yarısı içeride, yarısı dışarıda kaldı. yani kapıya sıkıştı. şoför arka kapıyı tekrar açtı. ardından hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir şey oldu. kapıya sıkışan adam, modern entel abiye doğru bakarak, "ilerlesene lan amına koyduğumun çocuğu, kitap okuyor bir de" dedi. müthiş bir hicap duydum. bir an için lan yoksa ben mi okuyorum diye de ikircimler yaşadım. tüm metrobüs bir anda gerildi. bu gerilim "bana mı söylediniz??!" diye son derece sakin bir tonlamayla yanıt veren modern entel abinin sorusuyla iki katına çıktı. yarısı dışarıdaki adam "senden başka kitap okuyan mı var lan sikik" dedi. yarısı dışarıdaki adamın son cümlesi ile birlikte gerilim zirveye ulaştı.

    buraya kadar değil dumur olunacak, şaşırılacak bile bir şey yok. benim sürekli metrobüse binen arkadaşlarım da var. anlattıkları hikayelere her defasında daha çok şaşırıyorum. fekat olay bununla sınırlı kalmadı. ortamda duyulan son sikik sözcüğünün ardından, yarım saniye kadar bir süre geçmedi. modern entel aradaki 2 metre mesafeyi ve o 2 metredeki 15 yığın insanı yok sayıp bir anda uçarak kendi kafasının ucu ile, dışarıdaki adamın burnunu birleştirdi. yani adama kafa attı. bunu hangi fizik kanunu ile başardığını halen çözemedim. nereye tutundu, nereyi dayanak aldı, nereye bastı. hiçbir kanıt yok. bir ok gibi yerden 60 derecelik bir açı ile havalandı ve yarısı dışarıdaki adamın üzerine kondu. tüm bunlar 1 saniye içerisinde oldu ve haliyle akabinde çığılıklı kaos başladı. yarısı dışarıdaki adamın artık tümü dışarıdaydı. uçan modern entel de tümü dışarıdaki adamın ağzına ve yüzüne vurmaya devam ediyordu. kapı kapandı. buğulu camdan görüntü flulaştı. metrobüs hareket etti...

    iki durak sonra fark ettim. uçan modern entel uçuşa geçmeden evvel kitabını elime sıkıştırmış. metrobüsten indim. kitaba baktım. atmayı düşündüm. sonra bir an için sahibinin uçarak yanımda bitebileceğini düşündüm. irkildim. eve getirdim kitabı. bir poşete sarıp dolabıma koydum.

    eğer buralardaysan uçan modern entel; için rahat olsun kitabın emin ellerde. onu hep saklayacağım. iyi geceler. herkese iyi sözlükler.
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap