619 entry daha
  • birini sevmeyi, resim yapmak gibi dusun. ben cok acemi bir ressamdim, ama cok heveslendim bir resim yapmaya.

    en guzel giysilerimi giydim, en sevdigim sarkilari actim, renklerin en guzel tonlarini sectim yapacagim resim icin. yesilin en yesili, mavinin en turkuazi olmaliydi, o turkuaz sever diye.

    sonra bir resim cizdim; sehirler, filmler, muzikler, cocuklar vardi. o resim, "gercegi yansitmiyor, yalan bu resim" diye parcalanip elime tutusturuldu. cok agladim, gozlerim sisti. yeniden bir resim yaptim, gözlerim şiş ama ayni hevesle. o da olmadi. sayisiz kez, yaptigim resimler yirtildi. kolum kirik, gozum patlak, kendi kendime sardigim kolla yeniden resimler yaptim. renkler gittikce soldu, sular bulandi, gunes yuzunu gosteremez oldu. ben her defasinda biraz daha kirgin ama yine de inatci bir umutla oraya gittim. ne zaman düşüp kalsam, kalktım ve oraya gittim. sonra muziklerim kapatildi, giysilerim bana o kadar da yakismamaya basladi. yine oraya gittim, her defasında sevmek için daha kırgın ama hep umutlu aynı yerde buldum kendimi.

    sonra ne oldu biliyor musun? şunları öğrendim; resim yapacak bir sayfa kalmamış, renkler birbirine girmiş. ben berbat bir ressammışım, resimlerim mide bulandırmış, dünyam ise hep yalanmış meğerse.

    bana bir çiçek almıştı, sabah kalktım baktım hep dökülmüş çiçekleri, benim dallarım kırık. onu da kucaklayıp o odaya götürüyorum. elimde kalan siyah boyayı bütün açık yaralarıma boca edeceğim. kimse dokunamayacak artık yaralarıma. ressam olamadım diye mazlum edebiyatı yapmayacağım. ben odadan elbet çıkacağım, belki daha iyi, belki daha kötü çıkacağım ama asla aynı kişi olamayacağım.

    -----

    şu yukarıdaki yazıyı, sevdiğim kişiden vazgeçtiğimi düşünerek 2012 yılında yazmışım. bu yazıdan sonra barıştığımıza göre basbayağı vazgeçememişim. (ara: einstein diyor) dahası "çok saçma olduğu" için bu yazıyı silmemi istemiş ve ben de silmişim. peheeey vazgeçmeye gel.

    bu yazının ardından takribi 25 kere falan daha ayrılmışızdır. hey gidi günler, kendisine son iyiliğim de, "felan" demekten vazgeçirmek oldu, eh her ilişki bir sosyal sorumluluk. şu yazıyı yazdığım zaman neden ayrılmıştık hatırlamıyorum ama, yüz ayrılığın yüzünü de neresinden tutarsan elinde kalırdı. diğerlerinden daha az ya da daha fazla saçma olmayan bir sebepten ayrıldığımızda o eşikten geçmiştim. bir an geliyor ve canına tak ediyor ama o anı diğerlerinden ayıranın ne olduğunu bilmiyorum.

    evet, sevilen kişiden vazgeçme eşiğini uygulamalı olarak gördük bugünkü dersimizde. yalnız güzel de yazmışım. öyleyse hemmen bir alıntıyla bitirelim.

    "son söz: yazmak için aşkın kendisine değil, acısına gerek duyarız."
6059 entry daha
hesabın var mı? giriş yap