7 entry daha
  • bana kalırsa ingiltere'de doğup, küçükken amerika'ya giden ve ucla'dan mezun olan bir yönetmen tarafından çekilen filmin ilk iran vampir filmi olarak lanse edilmesi bir kandırmaca. filmin farsça olarak çekilmesi yeterli derseniz bilemeyeceğim tabii.
    tahminimce feminist bir vampirle karşı karşıya olduğumuz için karakterin bu yönünü daha da öne çıkarmak için kullanılan bir araç olmuş iran.
    genel olarak western türünü sevmediğim için film boyunca sıkıldım. kurbanların seçimi üzerinden isimsiz vampirimizin misyonunu anlıyoruz anlamasına da film daha fazlasını söylemediği, senaryosu da vasat olduğu için beklediğimi alamadan bitirdim filmi.
    fakat siyah beyaz görüntülerin ve yaratılan atmosferin gayet başarılı olduğunu kabul etmek gerekli. seyirciye gerilimi alttan alta hissettirmesini başarmış bu sayede. gerilimin ortasına serpiştirilmiş dozunda mizah çok yerinde olmuş. durağanlıktan patlayacak salonu tekrar filmin içine çekiverdi böylelikle.
    söylemeden geçmeyeyim, filmdeki en güzel şey tosun kıvamındaki kediydi. gerçek hayattaki ismi -yanlış hatırlamıyorsam- musuka imiş.
61 entry daha
hesabın var mı? giriş yap