45 entry daha
  • çok iyi bir film ama herkese göre değil.

    film bizim de türk izleyicisi olarak o dönemde çekilmiş filmlerden ve modern dönem filmlerinden aşina olduğumuz 60'ların sonundaki amerika'nın politik havasının koyuca bir fonunu oluşturduğu detaylı, satirik ironik ve komik bir dedektiflik öyküsü.

    inherent vice bir roman uyarlaması. haliyle roman uyarlamalarına dair olumlu ve olumsuz yönleri barındırıyor. ancak paul thomas anderson'ın dahi uyarlama işinin altından ancak yeterli düzeyde kalkabilmiş olması bu işin oldukça zor olduğunu ıspatlıyor sanırım. film, yönetmenin kendi fırçasına ait kalıntılar ve filme romandan farklı numaralarla yaptığı tamamen subjektif katkı ile karakteristik bir film olmayı başarmış. iyi de olmuş.

    gelgelelim izlemesi zor bir film olmuş. neden?
    1- gidişatının başroldeki karakter gibi kafası dumanlı olması.
    2- karakterlerin çokluğu, ve yine bir çoğunun derinleştirilememesi
    3- roman olay örgüsündeki karmaşanın iki buçuk saate sığdırılması gayreti

    bu handikaplara rağmen teşbihte hata olmasın senaryo çok nazlı çok kaprisli ama çok da güzel bir sevgili gibi oldukça başarılı.

    ışık tutması açısından filmdeki takibi zor ilişkileri ve sistemi anladığım kadarıyla biraz aydınlatmak isterim.

    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    adamımız doc sportello yarı ayık gezen tıp doktorluğu kimliğinden ziyade özel dedektiflik yapan birisi. eski sevgilisi shasta fay hepworth uzun bir aradan sonra bir gece gizlice doc'ın yanına gelip doc'tan halihazırdaki aşkı emlak zengini michael z. wolfmann'ın, karısı sloane ve karısının sevgilisi riggs warbling tarafından tımarhaneye kapatılması ve variyetine el konulması kumpasının olduğundan bahisle yardım ister. bunun üzerine doc araştırmalara başlar.

    bu arada anlatıcımız sortilege film boyunca olmadık yerlerde çıkıvermesiyle ve ortaya çıkıvermesinin yadırganmamasıyla gerçekliği sorgulanan ve doc'ın sağduyusuymuş gibi hareket eden bir ablamız.

    araştırma sırasında doc ilk aunt reed'i arar ve ona bu wolfmann'ın ne ayak olduğunu sorar. o da yahudi olmasına rağmen aryanmış, naziymiş gibi takılan birisi olduğunu söyler.

    sonra daha aksiyona geçmemişken doc'ı tarık halil diye bir siyahi arkadaş ziyaret eder ve ona wolfmann'ın yakın koruması glenn charlock adında birini bulmasını zira bu şahsın kendisine borçlu olduğunu söyler. bir de doğup büyüdüğü kasabanın bir anda wolfmann'ın bir emlak projesi nedeniyle tahliye edildiğini söyler.

    doc olay yerine gider orada bir genel ev tarzı mekanda araştırma yaparken kafasına yediği bir darbeyle bayılır. ayıldığında glenn charlock'ın cesedinin yanında uzanmaktadır ve polis bu cinayetten onu suçlar. eskiden doc ile epeyce bir hukuku bulunan christian bigfoot bjornsen adlı bir polis adını temize çıkarması için onu salıverir. shasta ve wolfmann'ın da kayıp olduğunu söyler. bu arada bigfoot'un doc'a yaptığı muhbirlik teklifini de doc reddeder.

    doc'ın yeni müşterisi hope harlingen onu, öldü olarak bildiği eşi saksafoncu coy harlingen'i bulması için tutar.

    sonra wolfmann'ın evine gider ve ardından arada bir takıldıkları avukat penny'nin yanına gider. penny onun güzel kafayla glenn charlock cinayetinden ve shasta-wolfmann çiftinin kayıplık durumundan sorumlu olabileceğini düşündüğünü itiraf eder ve bir şekilde durumu soruşturan fbi'ın eline teslim eder. sorgudan bir şey çıkmaz.

    sonra kafasına vurulan genel evde çalışan jade özür babından doc'ı bir yere çağırıp konuşur ve onu aranan koca coy harlingen ile görüştürür. coy doc'a "golden fang" denilen ve ülkenin büyük montanlı uyuşturucu nakliyatının yapıldığı gemiyi ve aynı adlı çeteyi anlatır. coy kendinin polisin de içinde bulunduğu bu ekip adına çalıştığını ve ailesini görmesinin yasak olduğunu söyler. ailesi konusunda da doc'tan bilgi talebinde bulunur. metaforik olarak sahne dumanlıdır. doc yolunu bulamaz.

    sonra doc avukatı sauncho ile mevzuyu konuşur. sauncho, golden fang organizasyonuna paravan patron olarak yıllar önce bir aktörün tutulduğunu şimdi de mickey wolfmann'ın paravan patron olduğunu belirtir. bu patronların ortak özellikleri beyinlerinin yıkanması ve kuzeyli beyaz amerikanlardan oluşmasıdır. bununla birlikte bir süredir kayıp olan shasta-wolfmann çiftinin de gemide olabileceğini söyler.

    doc sonra tv izlerken haberde coy harlingen'ı nixon'ın konuşmasını provoke ederken görür. sonra onunla gizli bir görüşme yapar ve coy'dan hükümetin ve çetenin kendisini her türlü işte kullandığını, tamamen tutsak ettiğini öğrenir. bir şekilde kurallarına uymaz ise polisin pis işlerini yapan vigilante california adlı çetenin kendisini temizleyeceğini de ilave eder. doc, bu durumu bigfoot'a söyler ve ondan bizzat konu ile ilgileneceği sözünü alır.

    sonraki sahnelerde doc kendisinin de cinayetiyle suçlandığı mefta glenn charlock'un kardeşinden kendisinin diğer bir badigard olan puck beaverton ile öldüğü gün vardiyaları değiştirdiğini öğrenir ve bu işte bir bit yeniği olduğunu düşünür.

    doc gece eve dönerken kapısında shasta ile yaşadığı muhteşem bir günü anımsatan bir kartpostal bulur. bu anıyı yaşadığı yere gidince de o günlerden farklı olarak oraya bir gökdelen yapıldığını görür. golden fang'in karargahını bulduğu düşüncesiyle içeri girdiğinde buranın bir diş hastanesi olduğunu öğrenir. burada edindiği hayati bilgi güneyde bir yerde, eski bir müşterisinin kızı japonica fenway'in de bir dönem kaldığı ve wolfmann'in orada tutulduğunu düşündüğü chryscylodon adlı bir tımarhanenin olduğudur.

    doc, anti komünist aryan propagandanın kalesi haline gelmiş bu tımarhaneye gider. burada mickey wolfmann'ı kafası tamamen gitmiş, pişman olmuş bir "mutlu üye" olarak görür. işler hakikaten medyaya onun kontrolündeymiş gibi yansımakta olmasına rağmen kendisi artık bir yönetilen haline gelmiştir.

    sonraki sahnede shasta hiçbir şey olmamış gibi doc'a geri döner. bu çok basit bir sahneymiş gibi görünse de çok hüzünlü bir sahne diye düşünüyorum. filme de adını veren deniz sigortacılığı terimi "inherent vice" ya da fıtri kusur shasta'dır. aşkına karşılık masumiyetini kaybetmiş ve illa ki hasar göreceği için sigortalanamayan bir durumda hasarını görmüş ve geri dönmüştür. bu hal doc'un da yüreğini sızlatır en azından başka bir yaşamı renklendirmek ister kendince.

    sonrasında doc, penny'nin yanına gider ona wolfmann'ı gördüğünü ve şahitlik yapabileceğini belirtir bir de ondan vigilante california'nın belalı herifleri tefeci adrian prussia ve onun adamı puck beaverton'ın dosyalarını ister. araştırması bu çetenin bigfoot'un ortağının cinayeti de dahil her türlü pis işe bulaştığını göstermektedir. prussia'nın mekanına yaptığı ziyarette çete tarafından zehirlenir ve kelepçelenir. tam kendisine eroin zerk edilecekken kurtulmayı başarır ve adrian'ı da puck'ı da öldürür. adrian'ın bodrumunda kendi arabasına kilolarca uyuşturucuyu yüklerken bigfoot'u görür ve bu tezgaha çok sinirlenmiş halde eve giderler. kısa bir süre sonra japonica'nın babası crocker fenway "golden fang" adına uyuşturucuyu doc'tan geri ister. doc'ta bunu kabul eder ancak karşılığında coy harlingen'in azledilmesini ister. bu çete için kolay bir taleptir ve yerine getirilir. coy eşine ve kızına kavuşur.

    son olarak saucho ve doc'ta sahilde golden fang gemisinin el değiştirmesini izlerler

    doc ile shasta da zor ve unutulmayacak bir süreç sonrası huzurlu günlerine kavuşmuştur.

    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    netice olarak kendinizi sinemasever olarak tanımlıyorsanız bu güzel esere bir şans tanıyın derim efendim.
46 entry daha
hesabın var mı? giriş yap