ali atıf bir

• bütün köşe yazarları ve televizyoncuların sahip olduğu topluma seslenme, toplumu yönlendirme imkan ve gücünü sözlük yazarlarının da neredeyse aynı etkide kullanabiliyor olmasını içten içe hazmedemediğini düşündüğüm insan.
  
  köşesinde yazıp, televizyona çıkıp -karşısında sözünü kesen ve konuyu istediği yere getirene kadar her türlü karmaşayı yaratan bir program yöneticisi / editör olmadan- dilediği yazma, çizme, söyleme, medyanın gücünü kullanma hakkına sahip bir insan.
  
  cevap ve düzeltme hakkının kullanımı için hiçbir gazetenin olmadığı kadar cömert davranan(çoğu basın kuruluşları sulh ceza mahkemesinin kararı olmaksızın gönderdiğiniz cevap ve düzeltme metnini kaale dahi almamaktadırlar, tecrübeyle sabittir. biz ise çoğu zaman kendimiz teklif ediyoruz bu hakkın kullanımını.) ve hiçbir medya kuruluşunun yapmadığı gibi her şikayeti değerlendirmeye alan(bu her şikayetin kabul edileceği anlamına gelmez tabi ki...) bir oluşum hakkında "nasıl olsa benim orada cevap hakkım yok" anlamına gelen doğrulardan ve gerçeklerden olabildiğine uzak bir iddiada bulunabilmesi belki de biraz sabit fikirli olduğunun bir belirtisi.
  
  okuduğum ve takip ettiğim kadarıyla yazılarında hayli iddialı eleştirilere yer verebilen, bu nedenle bir çok kişiyle gerginlik yaşaması da ayrı ayrı magazin ve diğer programlara konu olmuş bir insanın bu tür bir medyada (sözlük) benzerinin yapılıyor olmasından bu kadar çok rahatsız olması yukarıda yazdıklarımı düşünmeme neden oldu.
  
  onun dışında haklı olduğu yönler elbette var. ekşi sözlük yazarları bazen nerede duracaklarını gerçekten bilemiyorlar ama nerede duracağını bilemeyen yazarların herhangi bir yaptırıma uğramaksızın sözlükta cirit attıkları gibi bir durum olmadığını en iyi yine sözlük yazarları biliyor sanırım.
  
  sonuç olarak, ne amaçla olursa olsun, ekşi sözlük' ü konuk olarak programına davet etmiş, kendi diyeceklerini demeden durmamış olsa da yaklaşık 25 dakika, kendi konuşmalarını çıkarırsak herhalde 15 dakika net konuşma süresini ekşi sözlük temsilcilerinin son dönemlerde olanlarla ilgili kendilerini ifade etmesine ayırmış kişidir.
  
  ayrıca sanki boks maçına çıkılıyormuş gibi kullanılan "vs." ibaresine de karşıyım. en azından kendi adıma ne oldu ne bittiyi anlatmaktan başka derdim yoktu, dilim döndüğünce de haksız olduğunu düşündüğüm eleştirilerine cevap vermeye çalıştım. yoksa gideyim de ali atıf bir'e laf sokayım gibi bir düşüncem olmadı.