• bugun 19:10 seansında seyrettim bu filmi, yeni geldim eve...ortalık dağınık, mutfakta 1-2 parça tavuk vardı onu yedim...gerginim , içimde hala derin cinayet izleri taşıyorum...
    nedense eve geldiğimde ilk aklıma gelen hemen sözlüğe içimdeki bu derin cinayetin izlerini aktarmak oldu... neyse fazla yazamıcam, hemen filme geçiyorum. anthony hopkins her zamanki gibi yarmış geçmiştir. filmin akcılığı , olayların gelişimi , plan ve program yerli yerindeydi. filmde bir dakika olsun sıkılmaya yer yok.
    burdan ekşisözlük sinema severler derneği üyesi olarak , tüm sözlükçülere bu filme gitmelerini şiddetle tavsiye ediyorum efendim...
  • antony hopkins bakislari, mimikleriyle filme cok sey katmis. hatta bir sahnede burun kapaklarinin acilip kapanirken ki bakislari rolune cok uymus. o olmasa belki bu kadar guzel olmayabilirdi fracture.

    filmin sonuna kadar suruklenerek izlesem de

    --- spoiler ---

    filmin sonunda ted'in (antony) , beachum' u aramasi kadar gereksiz birsey yok. o zekayla planini kuran ve siyrilan birinin mantik cercevesinde dusunursek artik beachumla isi olmazdi. son an herseyden kurtulup tam ucagina giderken beachum'u araması gereksiz di. yonetmen , iyinin kazanmasi uguruna ted 'i ve planini harcadi.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    hopkins amcanin planini her ne kadar dahice gibi görünse de tamamen silahlari degistirdigi adamin eve girmesi üzerine kurmasi fazla zorlama geldi bana. yani demem odur ki, önce gidip karinin seni aldattigi adamin silahini kendininkiyle degistireceksin, ve devaminda hersey öyle bir sekilde gelisecek ki olay sonrasi polis evi kusattigi zaman koskoca lapd'den seninle görüsmek icin iceri giren ilk ve tek kisi senin silahlari degistirdigin adam olacak. o adam yerine baska bir polis iceri girse sictin yani.

    --- spoiler ---
  • uc yildan fazla olmus bu basliga yazali ama ogrendim neden filmin adinin fracture oldugunu, ya da daha dogrusu guzel bir yorum buldum bir blogda. diyor ki blogger arkadas, soz konusu bir obje hatasiz, "catlaksiz" gorunebilir ama gorunmeyen bir yerindeki o minicik catlak (zayif noktasi) bile bulunabilir ve bulundugunda o catlaga yapilacak en yavas darbe bile, objeyi tuzla buz edebilir. ted crawford , willie'nin zayif noktasi bastan beri biliyordu ama willie'nin onun zayif noktasini, catlagini (=fracture) bulup ted'i yoketmesi biraz daha zamanini aldi. nitekim buldu sonunda fracture'i.
  • seyircinin zekasıyla taşak geçen klişe holuvıd filmi.
    --- spoiler ---

    hadi seyircinin senaristle kurduğu lüzumsuz işbirliği duygusunu fazlaca suistimal eden, karizmatik karakterimizin ''kusursuz'' planını saat gibi işleten zorlama tesadüfleri geçelim.(koskoca emniyette kendisiyle konuşmaya gelen arabulucu eleman eşinin kırığı, kırığın silahını mal gibi yere bırakması, akabinde silahının değiştirilmesi)

    yav arkadaş durum bu kadar alehineyken cinayete teşebbüsden yırtmak bu kadar kolay mı?savcılık makamının aklına suç aleti dışında hiçbir argümanın gelmemesi biraz tuhaf değil mi?

    kadın öldürüldüğünde katilimiz evde.polisleri geldiklerinde eve almıyo, arabulucu bekleniyo vs...
    mahkemede bunların hiç mi bahsi açılmaz?kimse sormuyo mu ''be mınakodumun'mun kaşmeri, karın öldürülürken sen madem evdeydin, napıyodun, karını kim öldürdü, sen hiç bişey duymadın mı, görmedin mi, polisleri ne sikime bekletiyosun?bunların hiçbiri yok, tutturmuşlar bir cinayet silahı.ulan iyi o zaman birini öldürdüğümüzde suç aletini yok ettik mi yırtıyoruz yani.

    filmin önermesi:amerikan mahkemelerini sikiyim.
    --- spoiler ---
  • kesinlikle hafife alınmaması gereken bir film. çünkü polisiye ve suç filmi açısından içinde barındırdığı gizem ve uyandırdığı merakın ölçüsü tam dozunda. senaryo katilin kimin olduğunu bulmak yerine, belli olan katilin suçunun nasıl kanıtlanabileceğinin dair olması ama diğer yandan olayı mahkeme filmine çevirmemesiyle başarılı.

    yeri geldiğinde kötü adamı gayet iyi oynayabilen anthony hopkins'in oyunculuğu yine kusursuz. ryan gosling'in de baş roldeki hırslı ama diğer yandan fiziksel görüntüsünün de yardımıyla gösterdiği saf tarafı ana karakterin seyirciye sevdirmesi filmi daha fazla çekici hale getiren bir unsur.
  • anthony hopkins'in one man show yaptigi bir film daha. oyle ki yonetmenlerin, genel olarak filmin onune gecen anthony hopkins'i bir film icin ana karakter secerlerken ciddi olarak dusunmeleri gerekmektedir. dusunmezseniz bu filmin sonunda oldugu gibi coluk cocukla (beachum) anthony hopkins'i kapistirabilmek icin zorlama bir son yapmak zorunda kalabilirsiniz.

    son 5 dakikasi disinda zevkle izlenen film.
  • türü gereği olması gereken koşuşturmaca, aksiyon falan pek olmamasına rağmen anthony hopkins'in varlığından mıdır nedir bilmiyorum ama ben seviyorum bu filmi. eşe dosta giderken izlemek için yanıma alıp götürmem ama tv'de denk gelirse oturur izlerim bi daha.
  • bir anthony hopkins klasiği film. zeki katil, daha zeki yakalayıcıya karşı. tom her zaman jerry nin peşinden koşar. ama kazanan hep jerry olmuştur.

    --- spoiler ---
    en güzel sahnelerden biri ted in mahkemede parmaklıklar arkasından savcı olarak beachum ı seçmesi sanki "işte bu bana uyar der gibi" zaten öyle de diyordu "bunu beğendim bu olsun" gibi bişeyler diyordu hakime. bir diğeri de beachum ın tanıklardan birini sorgularken ted in karalama yaptığı kağıtları caart diye yırtıp beachum ın dikkatini dağıtmasıydı.

    "sonunda güzellik kazanacak sevgi kazanacak" cümlesi geçerli olmuş bu filmde de.
    --- spoiler ---

    anthony hopkins performansı için görülmeye değer bir film.
  • anthony hopkins hatirina gidip gorulebilir, bulmacali - kumpasli filmleri seviyorsaniz hic yoktan iyidir, fazla beklentiyle gitmek hata olur.
hesabın var mı? giriş yap