• bu adam mangus carlsen ile matt damon'ın karmasıdır.

    magnus carlsen

    matt damon
  • winzip kullanılarak dosya boyutu & maliyeti düşürülmüş matt damon. iyi bir karakter oyuncusudur. hbo max dizisi love and death'te elizabeth olsen ile birlikte yer alacakmış ayrıca.
  • (bkz: i'm thinking of ending things) filmi ile nihayet kapasitesindebir iş ile gördüğümüz oyuncu. adamda ki yetenek bugüne kadar aldığı hiç bir rolde parlayamamıştı burada ise döktürüyor.
  • henüz 32 yaşında olmasına rağmen 50'lerinde gibi göstermesiyle beni korkutan oyuncu. iyi niyetli olmayan kişileri iyi canlandırıyor.
  • psikopat rollerinin aranan adamı.
  • the power of the dog'taki rolünden sonra emin oldum, yeni nesil philip seymour hoffman'dır kendisi. psh'ı da ilk gördüğünüzde, filmin dokusuna uymayan tipiyle sahneye yakışmadığını düşünürdünüz. ama o aykırı tipini lehine kullanmayı başarırdı. bu adam da aynı çirkin tabiatta ama feci bir aurası var. evet benim tipim bir garip ama bakın bakın size ne anlatıcam diyor gözleriyle. *

    edit: bu arada google'da "meth damon" yazınca kendisi çıkıyor ahaha
  • fargo'nun 2. sezonunda döktürmekte olan aktör.
  • sarışın ve çirkin olmasından yola çıkarak iddia edebilirim ki kesinlikle yeni skywalker olacaktır... muhtemelen ben skywalker?
  • nerede duyduğumu veya okuduğumu anımsamıyorum ama hakkında ''philip seymour hoffman'ımız olacak, onun boşluğu jesse plemons ile dolacak'' denmişti. ilk önce çok yadırgamıştım. çünkü hoffman'ı çok sever ve çok özel bir oyuncu olduğunu düşünürüm. hatta ondan bahsederken, izlediğimiz onca muhteşem performansa rağmen, en iyi performansını izleme şansı elde edemeden kaybettiğimizi yazmıştım. ama sonra aklıma plemons'ın performansları geldi. aslında kısa kısa anlar canlandı gözümde.

    uss callister'daki (black mirror 4x1) bir yandan sinir bozucu ama diğer yandan hâline acındırmayı (belki üzülmeyi? kelimeyi doğru seçtiğime emin olamadım) başaran kaptan. breaking bad'i ayrıca yazmaya gerek yok sanırım. ekrandan içeri dalıp yumruklama isteği ile oyunculuk performansını alkışlamak arasında bir yerde tutuyordu seyirciyi. son yılların ses getiren işleri i'm thinking of ending things ve judas and the black messiah'dan da mutlaka bahsetmek gerek. i'm thinking of ending things'te başrolün hakkını zaten çok iyi vermişti ama judas and the black messiah'daki fbi ajanı rolü, aslında küçük bir rol. ona rağmen, tıpkı hoffman gibi bulunduğu sahneyi öyle bir domine ediyor ki küçük bir rolle bile seyircinin aklında yer ediyor. laf buraya gelince the irishman'den de de bahsetmek gerek. ustaların ustaları arasında şöyle bir yüzünü gösteriyor diyebiliriz. ona rağmen onun olduğu sahne, filmde dikkatlerin yeniden toplayan sahne. sahnenin kendisi kadar plemons'ın varlığı da onu akılda kalıcı yapıyor. ilginç bir tesadüf olarak, the master'da ise philip seymour hoffman'ın oğlunu canlandırır. sanki o filmde farkında olmadan bayrak teslimini izlemişiz gibi.

    hoffman da alakasız bir sahnede tüm dikkati üzerine toplama işini çok yapardı. herkesten iyi yapardı hatta. seyirci, onun varlığından bile haberi olmadan filmi izlerken bir anda sahneye girer, belki sadece birkaç dakikalık küçük rolünü büyük büyük oynar, sahneden çekilir ve seyirciyi ''bu neydi şimdi?'' soru işareti ile baş başa bırakırdı. punch-drunk love, almost famous, the talented mr. ripley bir çırpıda aklıma gelenler.

    plemons'da da bu hava var. bilhassa sahnenin sakin ama gerginliğin hadsafhada olduğu sahnelerde, o gerginliği çok başarılı bir şekilde veriyor. bir de eğlence/komedi/müzikal filminde, sadece birkaç dakikalığına sahneye dahil olup ortalığı dağıtıp dağıtmadığına bakmak gerek. birkaç yerden sürpriz şekilde çıkıp seyirciyi avucunun içine alabilmeli. bunların üstüne bir de capote gibi temposu inanılmaz ağır bir filmi tek başına sırtlayıp götürecek duruma gelirse, hoffman'ın boşluğunu doldurmasa da dolu göstereceğini düşünüyorum.
  • bu sene önce battleship sonra da breaking bad'de karşımıza çıkan, matt damon'a aşırı benzeyen aktör.

    http://www.imdb.com/media/rm1259713536/nm0687146
hesabın var mı? giriş yap