• filmde abdullah gül'ün cameo'su dikkatlerden kaçmadı:

    http://i.imgur.com/dossw.jpg
    (timecode: 01:03:08)
  • adam elliot'un yeni stop motion animasyon filmi olmakla birlikte, çekimleri 13 ay sürmüş. hafta başına 2,5 dakikalık stop motion bölüm çekmişler. iki mektup arkadaşının hikayesini anlatmakta film, bir komedi filmi olsa da, intihar, yalnızlık, alkolizm gibi konuları işlemekte. toplam yapım süresi beş yılı bulmuştur.

    max 44 yaşındaki obez bir new yorkludur ve mary de 8 yaşında patateslerden kolye yapıp satan, arkadaşsız bir avustralyalıdır. adam elliot, hikayenin kendi başından geçen bir mektup arkadaşlığından esinlendiğini söylemiştir.
    http://www.maryandmax.com/
  • max'in şu şahane satırlarıyla biten olağanüstü film:

    spoiler

    sevgili mary,

    lütfen mektubun yanında yolladığım noblet koleksiyonumu seni affetmemin bir göstergesi kabul et. kitabını aldığımda beynimin içindeki duygular bir kurutucuya atılmışçasına birbirlerine çarpıp durdular. hissettiğim acı dudaklarımı yanlışlıkla birbirine zımbaladığımda hissettiğim acının aynısıydı.

    seni affediyorum, çünkü sen mükemmel değilsin. hiçbir insan mükemmel değildir, evimin dışına çöp atan adam dahil. gençken kendim haricinde herhangi biri olsam ne iyi olurdu diye düşünürdüm. doktor bernard hazelhof ıssız bir adaya düşsem kendi kendime alışmak zorunda olacağımı söyledi. sadece ben ve hindistan cevizleri... kendi kendimi kabul edecekmişim, olduğum gibi, bütün kusurlarımla. çünkü kusurlarını kendin seçemezsin. onlar bizim bir parçamız ve onlarla yaşamak zorundayız. oysa arkadaşlarını kendin seçebilirsin ve ben seni seçtiğim için çok mutluyum. doktor bernard hazelhof ayrıca her insanın yaşamı uzun bir yola benzer demişti. bazılarınınki sağlam döşenmiştir, bazılarınınkinde ise çatlaklar, muz kabukları, sigara izmaritleri vardır. senin yolun da benimki gibi ama benimki kadar bozuk değil. umarım bir gün yollarımız kesişir ve bir şekerli sütü paylaşabiliriz.

    sen benim en iyi arkadaşımsın. sen benim tek arkadaşımsın.

    amerikalı mektup arkadaşın max jerry horowitz.
  • adam elliot'un tedirgin ruhlara armağanı, bipolar animasyon film..

    film sektörü icad olalı milyonlarca yapımla boku çıkarılan sevgi, arkadaşlık, yalnızlık gibi kavramları klişeleştirmeden aktarmayı başarması ve arada sıkıntı vermeden bir solukta izlenebilmesi anlamında gerçekten lezizdir.

    özellikle tim burton koleksiyonerlerince takdir edileceğini tahmin ediyorum, ben ettim mesela..
  • stopmotion bir film seyrederken insanın ağlayabileceğini kanıtlamış adam elliot filmi.

    --- spoiler ---

    max'in öfkeyle, m harfini daktilodan çıkarıp mary'ye yollayışı, bir harfi hayatından çıkarmanın aslında karşındakine verilecek en sert cevap olduğunu düşündürmüştü.

    --- spoiler ---
  • bir kaç yüz yıl önce ki .ektup arkadaşı.a sanırı. yazacak bişeleri. var artık dedirten 90 dakikalık şaheser.

    --- spoiler ---
    asperger sendro.u bir enine genişleyen a.ca ve boyuna gelişen ilgiden yoksun büyü.üş avustralyalı bir bebenin .ektup arkadaşlığı. fil. başadıktan he.en sonra hiç bit.esin istiyor insan, ve bittikten sonra söz veriyor artık yerlere iz.arit at.a.aya...
    --- spoiler ---
    hakkında bu kadar sığ bir entari girdiği. için de ayrıca kendi.e tüh diyor, ek.ek arası hobby i.i yeyip yatıyorum.

    edit: gelen mesajlar doğrultusunda bir açıklama: demek istediğim o ki 'm' leri max'a ithafen noktaladım.
  • yalnızken izlenmesi gereken bir film. ama yapa yalnız kalmalısınız, öyle odada yalnız başınıza manasında değil, kendinizi yalnız hissetmelisiniz, bir merhaba diyecek kimseniz yokken izlemelisiniz. izlemelisiniz derken de tavsiye niteliğinde değil, emir kipinde izlemelisiniz. şu dünyada mümkünse her insan bir süre yalnızlığı tatmalı, bu ve buna benzer filmler izlemeli, o duyguyu yaşamalı ki...
  • "seni affediyorum çünkü mükemmel değilsin" max jerry horowitz
  • şirin karakterleri olan sevimli bir stop motion gibi başlayıp gittikçe hüzne boğan bir seyir izliyor.. finalinde rahatlıkla gözyaşlarına boğulabilirsiniz..
    ve evet earl grey adında biriyle evlenmek gerçekten nefis olmaz mıydı?
  • favori filmim forrest gump 'ı tahtından indirip yerine oturmuş olan filmdir. daha güzel bir hikaye ne duydum, ne de izledim. en az bir kız çocuğu kadar saf, en az yaşlı bir adam kadar yorgun bir film. hayatta değiştirebileceklerimiz olduğu kadar, kaderin de bizi parmağında oynattığı gerçeğini yüzümüze vuran bir başyapıt. sadece max'i seslendiren abiye saygı için bile izlenmelidir. allahım o ne kadar güzel bir mektup okumaktır. verdiği çok mesaj var, hepsi alınası, başucuna konulası. fakat filmin sonunda geçen şu yazı bile her şeyi özetlemeye yetiyor:

    'god gave us our relatives; thank god we can choose our friends.' (tanrı bize ebeveynlerimizi seçme şansı vermemiş olabilir; tanrıya şükür ki arkadaşlarımızı seçme şansımız var.'
hesabın var mı? giriş yap