• tarih 1096 yılını gösterirken anadolu selçukluların baskılarından bıkmış olan bizans imparatoru aleksios batı hristiyan dünyasından askeri yardımlar ister. (moğol ayrı dert, türk ayrı dert, iki dakika rahat bırakın kardeşim diye diye bıkmıştır)
    batı ülkeleri önce pek rağbet etmez, kim uğraşıcak şimdi elin bizans'ıyla, türk'üyle filan diye ses etmezler. aleksios hemen (günümüzde de rağbet gören) din kartını ortaya atar ve papa'dan da yardım ister. papa da boş durur mu?? atlar hemen orta yere, doğudaki ortodoks hristiyanları da kendisini desteklemelerini sağlamak için fransa'da konsül toplar.

    orada başlar "eeyyy hristiyan alemi... kudüs'ü en iyi biz biliriz biiizzz, ıstavroz çıkarmayı sizden öğrenecek değiliz" diye konuşmalara. bu çağrılara kutsal roma-germen imparatorluğu filan pek kulak asmaz. ne haliniz varsa görün,bizim başımızı didiklemeyin derler. e tabi bunu duyan ingilizler de pek sallamazlar, "siz önce bi gidin bakın bakalım neymiş ne değilmiş ona göre ilerde bakarız" derler.
    valla bu çağrılara anca öyle ufak kontluklar, prenslikler, ne idüğü belirsiz ufak tefek dükalıklar filan cevap verirler. "oğlum aşağı mahallede pastane açılmış, beleş dondurma varmış koş lan koş" diye atılırlar orta yere.

    bizans imparatoru aleksios askeri yardım filan diye elini ovuşturup beklerken bir anda sürüler halinde yardım kamyonuna tosunu konduran ahali gibi haçlı askerleri akın etmeye başlarlar.
    e haliyle aleksios da tırsmaya başlar "napıcaz olm bunları, hepsi izbandut gibi doluştular bizans'ın içine. karımıza kızımıza, türbanlı bacımıza sarkacaklar , camiye ayakkabılarıyla girip bira mira içecekler" diye.

    biraz düşünür aleksios, hemen kafayı toparlar bizans işi çözüm bulur. öyle gelen izbandut sürülerinin başındaki kazmalara der ki "hacı öyle bedavadan geçiş yok, her gelen bizim askerlerimizin rehberliğinde belli noktalarda konaklayacak, yemekti iaşeydi filan herkes cebinden alman usulü ödeyecek. bak size pazarlar kurdum, oradan alın işte ne istiyorsanız. konstantinapol'e gelenler de önce elimi eteğimi öpecek, sonra geçecek. anadolu'da kaybettiğim eski toprakları da ele geçirirse bir kısımını bana verecek" der.
    hem ayranım dökülmesin hem belim incinmesin diye şart koşar bu danalara.

    haçlılar konstanipolis sınırına geldiğinde "hoopp nereye hacı, öyle her elini kolunu sallayan giremez buralara, başhekimin emri var,geçemen" diye şehre sokulmazlar. önce gidip bağlılık yemini ettirilirler sonra hızlı bir şekilde gemilerle boğazdan karşıya geçirilerek anadolu topraklarına salınırlar.

    bu haçlılar öyle toplu halde gelmezler. orta çağ milletleri her hıyarım var diyene tuzu benden demedikleri için dalga dalga ilerlerler. misal, önce halk haçlı hareketi dediğimiz köylülerden ve küçük soylulardan oluşanlar dalarlar bizans kapılarına, daha sonra baronların ve daha büyük soyluların askerleri gelirler.
    anadolu'ya geçerler, ilk önce iznik'i alıp bizans'a verirler. daha sonra anadolu içlerine doğru devam ettiler. anadolu içlerinde gerek türk'lerin gerilla savaşımsı saldırıları, gerek arazinin yaz aylarındaki çoraklığı derken baya kırılırlar antakya'ya gelene kadar.

    antakya ele geçirilir uzun kuşatmalardan sonra, diğer yandan burayı geçtikten sonra kudüs'ü ele geçirirler. kudüs'ü ele geçirdikten sonra birbirlerine düşerler, sen mi yöneticen ben mi yöneticem diye diye. en son kudüs krallığını kurarlar ama bunun yönetimi iyice karışıktır.
  • 1096 yılında istanbul’a ulaşan ı. haçlı ordusunun askerlerinin sayısı, o kadar fazlaymış ki bizanslı tarihçi anna komnena’nın ifadesine göre 'kumsaldaki kum tanelerinden, gökteki yıldızlardan daha çok' demiştir. benim en çok merak ettiğim bu kadar askerin aylarca süren bu seferlerde erzaklarının nasıl temin edildiğidir. dile kolay bir milyon kişiden fazla bir ordudan bahsediyoruz.
  • 1.kılıçarslan ve danişmend ile anadolu'da karşılanan ve batı'nın din uğruna doğu'ya yaptığı ilk kitlesel saldırısıdır. ortadoğu'da ortaçağ'ın en hareketli dönemini başlatmıştır. tarih adına okuması, dinlemesi müthiş bir dönemdir.

    buyrun burdan haçlı seferleri ve parlayan yıldızlar
  • imparator aleksios komnenos iktidarı süresince türklere,peçeneklere ve çaka’ya karşı yürüttüğü mücadelelerde her daim anadolu’daki türk ilerleyişini durdurmak adına papa 2.urbanus ile temas halindeydi.her geçen gün güçlenen türklere karşı askeri gücünün azaldığının farkında olan imparator batıdan paralı asker talebinde bulunmaktaydı ancak papa,imparatorun isteğini farklı bir açıdan değerlendirdi. papa’ya göre imparatorun yardım isteği avrupa’nın yararı için kullanılabilirdi. imparatorun bu isteği batının kavgacı,hiçbir otorite tanımayan ve uyguladıkları şiddetle her tarafı teröre boğan şövalyelerini,topraksız köylülerini, aç ve sefalet içinde yaşayan herkesi para ve toprak sahibi olacakları düşüncesini aşılayıp zengin doğuya askeri bir sefer düzenlemeye teşvik ederek cevaplandırmak avrupa bakımından çok faydalı bir girişim olurdu.böylece dini bir motifin itici bir amaç olarak kullanıldığı fakat tamamen siyasi bir amaca ulaşmak için sahneye koyulan haçlı seferleri papa’nın 1095 yılında clermont konsilinde yaptığı çağrı ile resmen başladı.batı dünyasının bütün barbar kavimleri harekete geçmişti.haçlılar daha yola çıkar çıkmaz çapulculuğa başlamış,bizans topraklarından geçerken yağma,tahrip,cana kast faaliyetleri görülmemiş derecede artmış,işkence ve vahşetin önü alınamaz hale gelmişti.imparator,haçlıları disipline etmek adına haçlı reisleriyle anlaşmalar yaptı.imparator,haçlılara kılavuzluk ve danışmanlık yapmanın onları, güvenli bir şekilde kutsal topraklara götürmenin karşılığında haçlı liderlerinden ve şövalyelerden kendisine vasallik yemini etmelerini istedi.buna göre haçlılar disipline olacaklar, bizans topraklarında yağma, vandallık ve eşkıyalık yapmayıp kurallara uyacaklar, türklerden aldıkları toprakları bizans’a verecekler karşılığında ise bizans, kutsal topraklarda kurulacak haçlı devletçiklerinin yüksek hakimi ve müttefiki olacaktı, haçlıların tüm ihtiyaçları bizans tarafından karşılanacaktı. anlaşma sağlandıktan sonra hedefi kutsal topraklar olan haçlıların yolunun üzerindeki ilk kent anadolu selçuklu devletinin başkenti iznik’ti.aleksios,yüzbinlerden oluşan haçlı ordusu ile iznik’e yürümeye başladı.aleksios’un en çok istediği kentlerden biri olan iznik,haçlılar ile yapılan anlaşma gereği bizans toprağı olmaya çok yakındı.

    anadolu selçuklularının haçlı ordusyla ilk karşılaşması keşiş pierre l’ermit idaresinde toplanmış fransız,alman,italyanlardan oluşan büyük ama disiplinsiz çapulculardan oluşan bir kitle ile olmuştur.bu ordu yalova yakınlarındaki kibotos karargahına yerleştirilmişti.haçlılar zaman kaybetmeden yağma akınlarına başlayıp hıristiyan,müslüman demeden önlerine çıkan herkesi öldürmeye ve karşılaştıkları her yeri talan etmeye başladılar.savunmasız insanlara karşı elde ettikleri bu başarılar haçlıları cesaretlendirdi ve bu çapulcu gürüh iznik yakınlarına kadar sokulmaya başladı.iznik civarındaki köyleri yağmalayıp ellerine geçen malları karargaha dönüp satmaya başladılar.zengin ganimetlerle sonuçlanan bu akınlar almanların iştahını kabarttı.6000 kişilik alman-italyan birliği kserigordon isimli,iznik yakınlarında bulunan bir kaleyi ele geçirdi ve yiyecekle dolu bu kaleyi ileri karakol yapmaya karar verdiler.ancak bu durumu haber alan kılıçarslan kardeşi kulanarslan’ı (bir rivayete göre) bu haçlı ordusunun üzerine gönderdi.haçlı ordusunun pususundan kurtulan türk ordusu kaleye doğru kaçan haçlıları kuşattı,kaleye su sağlayan su kaynakları kesildi.ciddi bir susuzlukla karşı karşıya kalan haçlılar birbirlerinin idrarlarını,atların kanını içmeye başladılar.reisleri italyan rinaldo teslim olmaya karar verdi.dinini inkar eden serbest bırakıldı etmeyen ise kılıçtan geçirildi. bütün bunlar olup biterken kibotos haçlı karargahındaki türk ajanlar,alman ordusunun iznik’i ele geçirdiği ve ganimeti arasında paylaştığı haberlerini yaymaya başladı.ganimetten pay almak isteyen kibotos daki haçlılar da toparlanıp iznik’ yürümeye karar verdiler.haçlılar yola çıktıklarında alman ordusun başına aslında kserigordon da neler geldiğini öğrendiler.kimi geri dönmek kimi de intikam almak istedi.kimi de istanbul’da bulunan pierre l’ermit’i beklemek istedi ancak en sonunda türklerin üzerine yürünmesinde karar kılındı.haçlıların gelmekte olduğunu bilen türkler iznik yakınlarındaki drakon köyünde pusuya yatmış bekliyordu.haçlı ordusu ormanlarla kaplı drakon vadisine girdiklerinde türkler’in pususuna maruz kaldılar.önce atları hedef alıp şövalyeler için engel oluşturan türk okçular devamında seri ok atışlarıyla pusuya düşen askerleri keklik gibi avlamaya başladılar.haçlı reisleri çoğu yayalardan oluşan 20.000 kişilik ordularında paniğe engel olamıyorlardı.haçlı ordusu dağılıp kibotos karargahına doğru kaçmaya başladılar.türk süvarileri peşlerindeydi.türk süvarileri kibotos karagahını basıp haçlı ordusunun çoğunu yok etti.imparator durumu öğrenince destek gönderse de her şey 2 saat içinde olup bitmişti.bu savaş tarihe drakon savaşı olarak geçmiş bulunmaktadır ve 21 ekim 1096 tarihinde gerçekleşmiştir.
    keşiş pierre l’ermit’in çapulcular,yankesiciler ve sokak serserilerinden oluşan ordusunu yenip 20.000 tanesini öldürmesi kılıç arslan’ın haçlıları küçümsemesine yol açtı.her ne kadar istanbul’daki adamlarından avrupa’dan binlerce haçlı askerinin yola çıktığı haberlerini alsa da bu tip çapulcuların iznik’i ele geçiremeyeceğini düşünüyordu ve belki de ilk defa bu kadar ciddi bir strateji hatası yapıyordu.zira avrupa’dan gelenler çapulcular değil ağır zırhlara bürünmüş şövalyelerden oluşan düzenli ordulardı.haçlıları ciddi bir tehdit unsuru olarak görmeyen kılıçarslan malatya’yı zaptetmek ve malatya’nın hakimi ermeni asıllı gabriel’i yenmek için iznik’ten ayrılıp yola çıktığında 1097 nin ilkbaharıydı.malatya’yı zaptetmek için her türlü şart oluşmuştu.gabriel’den nefret eden süryani ve ermeniler şehrin kapılarını kılıçarslan’a açmaya hazırdı ancak bu sırada yüzbinlerce haçlı askerinin bizans’ın lojistik desteği ile iznik’e dayandığı haberini aldı.kılıçarslan haçlıları o kadar önemsememişti ki hanımını,çocuklarını ve hazinesini iznik’te bırakmakta bir sakınca görmemişti.malatya kuşatmasını kaldıran kılıçarslan son sürat iznik’e yol aldı almasına ama aşağı lorraine dükü godefroi de bouillion, toulouse kontu raimond de st.gilles,fransa kralının kardeşi kont hugue de vermandois,robert guiskard’ın oğlu norman reisi bohemund,ingiltere kralı’nın kardeşi robert de la normandie, flandre kontu robert,champagne kontu etienne de blois gibi asilzadeler ve bunların emrindeki yaklaşık 500.000 asker ve şövalye iznik’i çoktan kuşatmıştı ve saldıracakları surları bile aralarında paylaşmışlardı.iznik kalesi içindeki türk garnizonu kuvvetliydi ancak böylesine büyük bir orduya kim dayanabilirdi?kılıçarslan ordusunun süvari birliklerini önden göndermişti öncü türk kuvvetleri kuşatmayı yarmak için ani bir saldırı yaptılarsa da başarılı olamadılar ve geri çekilip kılıçarslan’ı beklemeye başladılar.bu geri çekilmeyi gören iznik’i savunmakla görevli yetkililer haçlılar ile birlikte bir istikham birliği ile iznik önünde bekleyen bizans komutanı manuel butumites’i teslim şartlarını görüşmek üzere kaleye davet ettiller. butumites, kuşatmanın ilk anlarından itibaren iznik garnizonuna mektuplar yolluyor ve imparatora teslim olmaları halinde onlara geniş imtiyazlar sağlanacağını,canlarına dokunulmayacağını yazılı belgeler ile garanti ediyordu. fakat butumites iznik’te türk yetkililer ile müzakereler devam ederken kılıçarslan’ın ordusunun göründüğü haberi gelince müzakereler kesildi.kılıçarslan tüm gücüyle saldırdıysa da gün boyu ortada geçen ve her iki tarafın da çok kayıp verdiği bir mücadeleden sonra haçlıları yenemeyeceğini anlayarak dağlara çekildi.kılıçarslan geri çekilirken garnizona gönderdiği mektupta “bundan böyle kendiniz için en doğru bulduğunuzu yapın” diyordu. iznik’li yetkililer bunun üzerine butumites’i müzakereler için tekrar çağırdılar.imparator,iznik’i haçlılara bırakmak niyetinde değildi.haçlılar 19 haziran da genel bir taaruza hazırlanmışlardı ancak sabah olunca kalenin surlarından bizans bayraklarının dalgalandığını gördüler ve vasillik anlaşması gereği artık bizans malı olan kaleye saldıramadılar.türkler bir gece önce teslim olmuş ve imparatorun himayesine girmişti.haçlılar bu duruma çok sinirlendi zira şehri yağmalama, kılıçarslan’ın hazinelerini ele geçirme ve şehrin ileri gelenlerini esir alıp fidye isteme olanakları kalmamıştı ancak imparator haçlı reislerine kılıçarslan’ın hazinesinden hediyeler dağıttı ve tepkilerini dindirdi ayrıca genel taaruzda asker kaybetmemeleri, iznik’in zaptıyla uğraşıp zaman kaybetmemeleri de haçlıların yanına kar kalmıştı. imparator kılıçarslan’ın eşini ve çocuklarını istanbul’a gönderip himayesi altına aldı ve uygun bir zamanda fidye alınmaksızın kılıçarslan’a eşi ve çocuklarını teslim edeceğini garanti etti.

    kılıçarslan haçlıları durdurmak için danişment beyi gümüştekin ve kayseri selçuklu beyi hasan’ı yardıma çağırdı ayrıca halep selçuklu meliki rıdvan ve dimaşk emirinden yardımcı kuvvetler istemiş olması muhtemeldir.haçlılar ise ordularını hızlı hareket etmek ve yiyecek kolaylığı sağlamak için ikiye ayırmıştı.flandre ve champagne kontlarının birlikleri,italya ve kuzay fransa normanlarının birlikleri yolda kılavuzluk yaparken diğerleri bir gün arayla kılavuz orduyu takip edecekti. kılıçarslan 1.orduya 30 haziran’da eskişehir’in sarısu ovasında saldırdı.selçuklu ordusu çembere aldığı 1.haçlı ordusunu ok ve mızrak yağmuruna tutuyordu.haçlılar alışık olmadıkları bu savaş tarzında hızla kayıplar veriyordu ancak kuşatılan haçlılar peşlerinden gelmekte olan diğer orduya haber gönderip yardım istemeyi başardığında kılıçarslan da haçlıların ordularını ikiye ayırdığını daha yeni anlıyordu. yeni gelen ordu ile üstünlük haçlılara geçti ayrıca küçük bir fransız birliği kılıçarslan’ı arkadan çevirince kılıçarslan kayıpların artmasını önlemek için geri çekildi.bu savaşa tarihte dorylaion savaşı denir (1 temmuz 1097)adam adama dövüşte haçlıların üstünlüğü vardı zira tüm ordu baştan aşağıya zırhlı askerlerden oluşuyordu ve bunları öldürmek kolay değildi.bu şartlar kılıçarslan’ın stratejilerini değiştirmesine neden oldu. kılıçarslan haçlılar ile doğrudan alan savaşı yapmak yerine haçlıların anadolu’da geçecekleri yol üzerindeki tüm kuyuların tahrip edilmesini,yiyecek kaynaklarınının yok edilmesini emrederek haçlıların yürüyüş şartlarını zorlaştırmış,haçlıların yağmalarını engellemek için de köyleri boşalttırıp halkın dağlara çekilmesini sağlamıştır.

    haçlılar,3 temmuzda akşehir ve konya’ya doğru yürüyüşe geçtiler.hedef konya’yı zaptedip yağmalamaktı ancak şehir boştu akabinde ereğli’ye doğru devam ettiler. kılçarslan, danişment beyi gümüştekin ve kayseri emiri hasan bey ile haçlıların karşısına çıktı ancak haçlıların ani saldırısı yüzünden geri çekildi.haçlılar kısa bir süre ereğli’de dinlenirken kılıçarslan da saldırmak için uygun bir anı kolluyordu.haçlılar kayseri yönüne yürüyüşe geçince kayseri emiri hasan bey kendi yurdunu korumak için haçlılarla sıcak temasa girdi fakat haçlıların ilerleyişini durduramadığı gibi çekilmek zorunda kaldığı dağın eteklerinde askerleriyle birlikte vuruşurken şehit düştü.onun yiğitçe çarpışarak öldüğü bu dağa hasan dağı denmektedir.haçlı saldırıları sonucu türkler orta anadolu’ya çekilmek zorunda kalırken türklerin, haçlılarla savaşmasını fırsat bilen bizans imparatoru batı anadolu’da kaybettiği yerleri geri almıştır.imparator çaka bey’in oğlunun hükmettiği izmir ve çevresini de ele geçirmiş hatta izmir’i almaya giderken izmir halkını etkilemek için himayesinde olan kılıçarslan’ın eşini ve çocuklarını da yanında götürmüştür.çaka bey’in oğlu ve kızkardeşinin de kılıçarslan’a sığındığı zannedilmektedir.haçlılar ve bizans yüzünden geri çekilen türkler orta anadolu da toplandı ve bütünleşerek,müttefik olarak düşünülenden daha kısa sürede toparlandı. kılıçarslan, konya’yı başkent yaptı ve bir yandan da irili ufaklı gruplar halinde gelmeye devam eden haçlı ordularına karşı savaşmaya devam etti.kılıçarslan 1099 yılında danimarka kralının oğlu sven’in idaresindeki 15.000 kişilik danimarka ordusunu akşehir ile ılgın arasında tamamen yok etti.tarihler 1101 yılını gösterirken, avrupa’da kudüs’ün haçlılar tarafından zaptı haberinin duyulması üzerine sevinç ve heyecan doruk noktasına ulaştı ve bu motivasyon yeni haçlı ordularının tertip edilmesine sebep verdi.papa urbanus’un ölümü üzerine onun yerine geçen 2.paskalis de haçlı ruhunu devam ettirdi.kudüs’te kurulmuş olan haçlı devletinin avrupa’dan asker ve yerleşimci talebi vardı.haçlı zihniyeti kudüs’te kalıcı olmak istiyordu ve kudüs’e gelecek olan yerleşimcilerin de korunması gerekiyordu bu yüzden büyük ordulara ihtiyaç vardı.bu hedef doğrultusunda 1101 yılında üç büyük ordu anadolu’ya geldi.birinci ordu milano başpiskoposu anselm de buis idaresindeki lombardlar,ikinci ordu bluva kontu etiyen’in idaresindeki fransızlar,üçüncü ordu ise alman imparatorunun marşal’ı konrad’ın idaresindeki almanlardı.bu üç ordudan birincisi olan lombardlardan kurulu ordunun amacı anadolu’da haçlı devletçikleri kurmaktı.bir başka amaçları ise birinci haçlı seferlerinin en gözde komutanlarından bohemund’un danişmend beyi gazi gümüştekin tarafından esir alındığını ve niksar kalesinde esir tutulduğunu öğrenmiş olmalarıydı ve bohemund’u esaretten kurtarmak istiyorlardı.böylece orta anadolu’nun kuzeyinden ilerleyip bohemund’un esir tutulduğu bölgeye girip onu kurtarmak ve daha önce girilmemiş olan bu bölgeyi zapt etmek,yağmalamak ve burada hakimiyet kurmak istiyorlardı.kılıçarslan ise istanbul’da bulunan casusları vasıtasıyla 1. ordunun amacını öğrenmiş ve bunu danişment beyine haber vermişti. binlerce kişilik haçlı ordusunun niksar’a gelmekte olduğunu öğrenen danişment beyi gazi gümüştekin endişelendi ve kılıçarslan’ın orduları birleştirme ve diğer türk beyliklerini ve aşiretlerini yardıma çağırma teklifine olumlu yaklaştı.halep selçuklu emiri rıdvan,harran emiri karaca,artuklu belek gibi beyler de birleşen selçuklu ve danişment ordusuna katıldı.kılıçarslan niksar’a ilerlemekte olan haçlı ordusunu takibe aldı ve yine gerilla taktikleriyle haçlı ordusunun güzergahındaki su kuyularını, tahrip etti,yiyecek kaynaklarını tahrip etti ve ordunun yürüyüşünü zorlaştırdı.türk kuvvetleri 20.000 bin kişi civarındaydı haçlılar ise 200.000 zırhlı şövalyeden oluşuyordu.bu muazzam ordunun karşısına 20 bin kişi ile çıkmak intihar olurdu o yüzden kılıçarslan vur kaç taktiklerine başvurdu.haçlı ordusunun artçı birliklerine vur kaç taktikleriyle saldıran kılıçarslan çankırı’daki bir saldırıda 700 lombard şövalyesini kılıçtan geçirmiştir.kılıçarslan su ve yemek kaynaklarını kestiği için haçlı ordusundan gruplar yemek aramaya çıkıyordu.yemek bulmak için 1000 kişilik bir grup ordudan ayrılıp bir vadide olgun arpa başakları bulup bunları pişirmek için ateş yakınca kılıçarslan’ın ordusu tarafından fark edildiler ve içinde bulundukları tarla türkler tarafından ateşe verilince hiç biri bu yangından kurtulamadı.kılıçarslan,haçlı ordusunu dikkatle izliyor ve en ufak disiplinsizlik ve tedbirsizliklerini değerlendirip haçlı ordusunun zaiyatını arttırıyordu. haçlı ordusu 2 gün sonra 2 ağustos cuma günü merzifon yakınlarında bir ovaya vardı.haçlılar ovaya varır varmaz kılıçarslan,gazi gümüştekin,belek e karaca komutasındaki türk süvarilerinin ovayı çevreleyen tepelerden savaş naraları atarak inmeye başladıklarını gördüler.haçlı ordusunun yorgun olduğunu gören kılıçarslan,haçlılar ovaya girer girmez saldırı başlatmıştır. haçlılar ise at arabalarını ve ellerindeki eşyaları daire yaparak korunaklı bir alan oluşturmaya çalışmışlardır.türk ordusu haçlıları ok yağmuruna tuttuktan sonra haçlı barikatlarını yarmak için akşama kadar sık aralıklarla saldırılar düzenledi ancak haçlı barikatlarını yıkamadı ve geceyi geçirmek için geri çekildi.ertesi gün 3 ağustos cumartesi sabahı konrad,3000 alman haçlı askeri ile birlikte yiyecek aramak için kamptan ayrıldı ve merzifon’a doğru ilerledi.konrad, haçlı kampından 4-5 km ileride içi tıka basa yiyecek dou olan savunmasız bir kale buldular.aslında savunmasız bırakılmış bu kalenin bir tuzak olabileceğini düşünmediler.haçlılar kale içinde buldukları tüm yiyecek maddelerini atlara yüklediler ve kampa dönmek için kaleden ayrıldılar.alman birliği kampa dönerken türk ordususnun pususuna düştü hem ele geçirdikleri malları hem de 700 civarı asker kaybettiler. 4 ağustos pazar günü türkler hiçbir hücumda bulunmadılar ancak haçlı ordugahının etrafı tamamen sarılmıştı. yiyecek aramak için dışarı çıkmak veya hayvanları su kenarına götürmek imkansızdı. kaçacak yerleri yoktu, türklerle bir meydan savaşına girmekten başka seçenekleri yoktu. 5 ağustos pazartesi sabahı milano başpiskoposu anselm bütün orduyu taktis etti.hatta kutsal mızrak teşhir edilip askerlere moral ve motivasyon aşılanmaya çalışıldı.haçlılar 5 gruba ayrılarak savaş düzenine geçti.kılıçarslan’ın karşısına önce grubun en büyük birliği lombardlar çıktı.lombardlar uzun süre çarpıştıktan sonra savaşın ağırlığını daha fazla taşıyamayarak geri çekildiler.lombardlar geri çekilirken yerlerini konrad’ın komutasındaki alman haçlıları alıyordu.almanlar da saatlerce vuruştuktan sonra yorgun düşüp geri çekildiler.bunun üzerine ön saflara önce burgoyn dükü etiyen’in sonra bluva kontu akabinde ise bizans peçenek birlikleri ile desteklenen touluse kontu raymond geçti.şiddetli bir vuruşmada peçenekler geri çekilince savaş meydanında yalnız kalan fransızların hemen hemen tamamı kılıçtan geçirildi.raymond ise 10 şovalye ile birlikte dağlık bir alana sığında,peşlerinde ise bir türk birliği vardı.raymond’u yardıma yetişen bir haçlı birliği son anda kurtardı.akşam olurken savaş henüz kesin bir sonuca ulaşmamıştı ancak durum haçlılar için ümitsizdi çünkü gün boyu aç ve susuz savaşmışlardı ve yorgunlardı. sayıca üstün oluşları türkler karşısında başarı kazanmaya yetmemişti.tek kurtuluş yolu türklere sezdirmeden gece olunca kaçıp gitmekti.bir rivayete göre kaçışı raymond başka bir rivayete göre de lombard’lar başlatmıştı.ancak önce kimin kaçtığı önemli değildir.önemli olan şövalyeliğin sadakat,kahramanlık ve fedakarlık meziyetlerine hiç uygun düşmeyen bir şekilde bütün şövalyelerin ve liderlerin kadınları, çocukları, yaya askerleri ve sivilleri kaderlerine terk edip korku ve telaş içinde kaçıp gitmeleridir. türkler ise kendi ordugahlarına çekilmiştir ve yaklaşık 3000 şehit vermişlerdi.türk ordusu henüz haçlı kampını ele geçirip nihai zaferi kazanmamıştı ancak geceyi dinlenerek geçirirlerken, gözcüler haçlı askerlerinin kamptan kaçmaya başladıklarını haber verdi.şafak vakti haçlı ordugahına büyük bir taaruz yapıldı ve kampta kalanlar ya kılıçtan geçirildi ya esir alındı ve ganimetle vakit kaybetmeyip kaçan haçlıların peşine düşüldü.yaya askerler yollarda yakalanıp kılıçtan geçirildi.bizans reisleri ve şövalyeleri ise bizans hakimiyetindeki sinop’a kaçıp canlarını zor kurtardular ve karadeniz sahilini takip ederek istanbul’a ulaştılar.haçlılar bu savaşta ordunun üçte ikisinden fazlasını kaybettiler.bu savaşa tarihte merzifon savaşı denir ancak türk ordusu bu zaferi kutlayacak zaman bulamadı zira ikinci haçlı ordusunun anadolu’ya geçtiğini ve konya’ya doğru ilerlediğini haber almışlardı.

    1101 yılında haçlılar never kontu giyyom komutasındaki anadolu’ya girerler.giyyom’un komutasındaki fransız ordusunun amacı merzifon’da yenilen ve kendilerinden haber alınamayan 1.orduya ne olduğunu öğrenmek ve onlara yetişmektir.ancak izlerine rastlayamazlar bunun üzerine giyyom 1.ordunun yok edildiğini düşünerek kuzaya ve doğuya yönelip türk topraklarına girmenin tehlikeli olacağını düşünerek cihanbeyli üzerinden konya’ya giden en kestirme yola sapmıştı.giyyom,konya’da birinci ordunun akibeti hakkında bir şeyler öğrenebileceğini ayrıca konya’dan antakya’ya varmanın daha kolay olacağını düşünüyordu.bu durumdan haberdar olan kılıçarslan acilen konya’ya gitmek için danişmendli gazi gümüştekin’in ordusunun bir kısmıyla dağlar,tepeler arasındaki patikalardan hızlı bşr şekilde gitmek suretiyle 13 ağustosta 2.orduyu konya’ya varmadan yolda yakaladı.türk ordusu 3 gün boyunca bu orduya taaruz ettiyse de henüz yıpranmamış olan bu orduyu yenemedi.kılıçarslan yine gerilla taktikleri uygulayarak ve vur kaç tipi taaruzlarla tüm gücüyle anadolu selçuklularının başkenti olan konya’ya ilerleyen bu orduyu durduramadı ancak kılıarslan iznik’in işgalinden dersler çıkarmış olacak ki konya’daki kaleyi ve garnizonu olası bir haçlı kuşatmasına iyi hazırlamıştı.haçlılar konya’yı kuşatsa da konya’yı alamadılar.haçlılar, 1.ordudan hala haber alamamışlardı yani 1.ordunun desteği olmadan konya’nın zaptının olası olmayacağını düşünmüşlerdi.konya’da zaman kaybetmek istemeyen haçlılar kuşatmayı kaldırıp yollarına devam ettiler.haçlılar güneye inmek için hareket ettiler ancak yolda su sıkıntısı baş gösterdi ayrıca ordu yıpranmış ve yorulmuştu.bu sırada karşılarında yine türk birlikleri çıktı.ani bir saldırı ile tüm haçlı ordusu kılıçtan geçirildi.sadce kont giyyom,bayraktarı,kontun kardeşi ve bunlara bağlı şövalye birliği kaçarak bizans elindeki ermenek’e kaçabildi.1101 yılının 2.haçlı ordusundan sadece bir avuç insan antakya’ya ulaşabildi.

    kılıçarslan 2.ordu ile uğraşırken akitanya’lı fransızlar ve bavyeralı almanlardan oluşan 3.ordu selçuklu topraklarına girmişti.akitanya dükü giyyom ve bavyera dükü velf’in yönetimindeki bu ordu bizans imparatoru komneneos’un tavsiyesine uyarak 1097 deki rotayı mümkün olduğu sürece bizans topraklarında kalarak takip ettiler.3.ordu selçuklu topraklarına girdiğinde ise sıkıntılar baş göstermeye başladı çünkü kılıçarslan bu ordunun da gelişini haber almıştı ve 3.ordunun geçeceği güzergahlarda gerilla taktikleri uygulamış,su ve yiyecek kaynaklarını tahrip etmiş,insan ve hayvanları dağlara göndermişti.haçlılar ise bu gayrinizami harp taktiklerine akşehir ve ismil gibi şehirleri yakarak cevap verdiler.kılıçarslan 3.orduya ilk etapta bu tip önlemlerle yetindi çünkü hali hazırda zaten 2.ordu ile savaşmaktaydı ayrıca 2.orduyu yendikten hemen sonra bile 3.orduyla savaşa giremezdi,ordusunu dinlendirmek zorundaydı.ayrıca kılıçarslan amasya bölgesini koruyan ve kayseri niğde yoluyla güneye inmekte olan türk birlikleri ile birleşmeden 3.orduya karşı duramazdı.kılıçarslan,haçlıların önü sıra geri çekilmeye,destek kuvvetlerini ve haçlı ordusunu karşılayacağı uygun bir yer aramaya başladı.kılıçarslan,amasya’dan gelen destek birlikleri ile ereğli ırmağı kenarında dinlenmiş,sayı olarak çoğalmış ordusuyla birlikte pusuya yattı ve haçlıları beklemeye başladı. 3.haçlı ordusu,5 eylül 1101 tarihinde bu pusudan habersiz bir şekilde ereğli ırmağının aktığı akgöl ovasına ulaştı ve uzun zamandır hasretini çektikleri suya kavuştuklarını düşünürken pusudaki türk ordusunun ok yağmuruyla karşılaştılar.haçlılar daha neye uğradıklarını analayamadan kılıçarslan,gümüştekin ve karaca, atlı birliklerle haçlıları çevirdi ve yorgun haçlılar yabancısı oldukları bu coğrafyada uğradıkları ani saldırıda ordu düzenlerini kaybederek dağılmaya başladılar.bir kısmı türk ordusu tarafından bataklığa sürüldü ve ordunun çok büyük kısmı yok edildi.buna mukabil savaşı bir tepeden izleyen akitinya kontu giyyom tepenin sarıldığını görünce kendisini korumakla görevli 400 şövalyesi ve kılavuzluk yapan bizans askerleri ile birlikte kaçtı.tarih bu savaşı ereğli savaşı olarak yazar.1101 yılı 3 büyük haçlı ordusunun yenildiği bir yıl olmuştur.

    kaynaklar: sultan 1.kılıçarslan-prof dr.ışın demirkent
    haçlı seferleri tarihi-prof dr.ışın demirkent
    alexiad- anna komnena
  • tanrıların savaşı. truva olayı tekerrür ediyor. dinler arası düşmanlığı (tabiatı gereği) derinleştiren hıristiyan barbarlığı. biz insanoğlu adam olmayız. mapogo aslanlarıkadar acımasız ve caniyiz.
  • birinci hacl seferi'ne katilan ordularin buyuklugu kesin olarak tahmin etmek mumkun degildir. bu konuda kaynaklar kabul edilmeyecek abartili rakamlar vermektedir. seferin gorgu tanigi fulcherius, iznik onunde savasci olmayanlar dahil 600.000 kisi oldugunu kaydetmistir. cagdas bizans tarihcisi anna komnena, sadece godefroi de bouillon'un yaninda 10.000 sovalye ve 70.000 yaya oldugunu yazmistir. albertus ise iznik onunde toplanan hacli ordusunun 400.000'i astigini, sultan kilic arslan'in ordusunun 500.000 kisi oldugunu kaydetmistir. ayrica daha da ileri giderek godefroi'nin dorylaion savasi sirasinda yardima giderken yaninda 60.000 sovalyesi bulundugunu belirtmistir. ermeni urfali mateos 500.000 kisi sultan kilic arslanin ordusunun ise 600.000 oldugunu yazmistir.

    reymond de st.gilles ordu vaizi olarak sefere katilan latin tarihci raimundus ise antakya kusatmasi basladiginda hacli ordusunun 100.000 silahli adam bulundunu kaydaderken daha makul davranmistir. ayni sekilde kudus patrigi symeon ve papanin elcisi adhemar tarafindan, takviye guc istemek icin yazdigi mektupta hacli ordusunun sayisini 100.000 olarak belirtmistir. dogu'ya gelen papalik legato daimbert, papaya seferin iznik kusatmasi sirasinda durumu ozetledigi mektupta, ıznik kusatmasi sirasinda 300.000 kisi olan ordunun, agustos 1099'a kadar gecen surede 5.000 sovalye, 15.000 de yaya asker olmak uzere toplam 20.000 kisiye indigini belirtmistir
  • aşağıda linkini verdiğim video'da çok güzel anlatılmış;
    https://www.youtube.com/…7&ab_channel=epichistorytv
  • kings and generals adlı youtube kanalı az önce bu konu hakkında "5 saat 45 dakika" uzunluğunda resimli, animasyonlu bir video yayınladı.

    entelektüel hazları hayvansal hazlara tercih eden üst-insanlara duyurulur.
hesabın var mı? giriş yap