• " dislike " başlıklı, erdoğan'ın youtube faciasının nedenlerini güzelce özetlediği yazıdır.

    " asrın liderimiz gençleri kafalamak için internette konferans verme gafletinde bulundu, dislike rekoru kırıldı, yorumları kapatmak zorunda kaldılar, twitter'da “oy moy yok” protestosu yapıldı.

    şaşırtıcı mıdır bu?

    üniversite mezunu her üç gençten biri işsiz geziyor, bunlar hâlâ, acaba gençler niye akp'ye oy vermek istemiyor diye merak ediyor!

    diplomasını aldığı meslekte iş bulamayan binlerce üniversite mezunu gencimiz, hiç olmazsa cebime yüz lira girsin diye 12 saat taksi şoförlüğü yapıyor.

    hacettepe üniversitesi sosyoloji mezunu gencimiz var, hayatını sürdürebilmek için asgari ücretle çağrı merkezinde çalışıyor.

    ankara üniversitesi dil tarih mezunu, depo bekçiliği yapıyor.

    iktisat fakültesinden mezun olan, iş beğenmiyorsun baskısından bunalan, ünlü bir reklam şirketinin “nitelikli personel arıyoruz” ilanına başvurunca, meğer o reklam şirketine garson aradıklarını öğrenen gencimiz var.

    hâlâ, acaba gençlerimiz niye dislike yaptı diye merak ediyorlar.

    ister gül ister hıçkıra hıçkıra ağla… anaokullarındaki doğumgünlerine “palyaço” olarak giden gençlerimizin çoğunluğu üniversite mezunu… iş bulamadıkları için yevmiyeyle “part time palyaço”luk yapıyorlar.

    psikoloji mezunu kasiyer var.

    gıda reyonlarında tadım yaptırmak için üniversite mezunu arayan ve istediği dakikada istediği kadar bulan market var.

    haber oldu, oradan biliyorum…

    odtü felsefe mezunu olup, “yaşınız büyük” denilerek, markette kasiyer olarak işe kabul edilmeyen 27 yaşında gencimiz var!

    yıldız teknik üniversitesi'nden mezun olup, çağrı merkezlerinde telefona bakmak dışında iş bulamayan gençlerimiz var.

    biyoloji fakültesi mezunu maden işçisi var…

    hâlâ, acaba gençler neden akp'yi istemiyor diye kafa yoruyorlar.

    fizik mezunu, mecburen polis olan var.

    resim öğretmeni şehit polisimiz var.

    liseye öğretmen olarak atanamayıp, lisede “hademe” olarak işe giren matematik öğretmeni var.

    ayakkabı boyacılığı yapan edebiyat öğretmeni var bu ülkede.

    izmir'de türkçe öğretmeni köfteci var.

    servis şoförü türkçe öğretmeni var.

    elektrik öğretmeni anketör var, arada iş çıkarsa badana'ya gidiyor.

    aydın'da gördüm, sosyal bilgiler öğretmeni çoban var.

    dislike yapmasınlar da, tebrik mi etsinler?

    emlakçıda çalışan ziraat mühendisi var.

    mezecide çalışan kimya mühendisi var.

    güzel sanatlar mezunu büfeci var.

    gazetelerdeki küçük ilanları açın okuyun lütfen…

    “üniversite mezunu prezentabl servis elemanı” arayan restoran var.

    prezentabl servis elemanı dediği, bildiğin garson.

    çalışmak elbette ayıp değil.

    her iş kutsal, her iş saygın.

    ama, 18 yıldır tek başınıza yönettiğiniz ülkede, üniversite mezunu gençlerimize “vasıfsız işçi” muamelesi yapılıyorsa, üstüne teşekkür mü bekliyorsunuz?

    pırıl pırıl gençlerimiz liyakat arıyor…

    küfür eder gibi, güreşçiyi kamu bankası yönetimine oturtuyorsunuz.

    gençlerimizin otobüs bileti alacak parası bile yok…

    thy'de uçak başına iki müdür düşüyor.

    patagonya'dan sibirya'ya, tanganika'dan tasmanya'ya, gençlerine bu kadar zarar veren, hayallerini çalan, gelecek umutlarını böylesine imha eden bir başka iktidar var mı?

    hangi yüzle oy istiyorsunuz?

    dislike'ınızı buldunuz.

    layıkınızı da ilk seçimde inşallah. "

    link
  • saat 6 be birader.

    daha gazete çıkmadı nasıl hemen okudunuz.
  • geçenlerde bir yerde okumuştum. "biz okuyamadık siz okuyun diyen bir neslin okuyup iş bulamayan çocuklarıyız." sanırım her şeyi özetliyor bu söz.
    gençler bilseler üniversiteyi bitirip polis, uzman çavuş, bekçi yada alakasız işlerde asgari ücretle çalışacaklarını yks denen strese hiç bulaşmazlar bile.
    gerçekleri güzelce anlatmış özdil kalemine sağlık.
  • her sene 1.800.000 doğum olursa, bu sayıda iş üretemezsen olacağı budur.. şimdi de; 40 sene önce de... üniversite mezunu işsiz, tamam kapatalım gereksizleri.. bu durumda 1.500.000 liseli işsiz, ne değişti?çağımız genci belli bir konfor altında yaşamak istemiyor; bu konforu sağlayan küçük üretim bölgeleri kurarak, buraları cazibe merkezi haline getirerek, üretilen her ne ise belli bir kazanç getirmesini sağlayarak bir çare bulunabilir belki. elektrik, su, dg, internet vs. olan bir köyde 3000-4000 tl/ay düzenli gelir getiren bir faaliyet yapısı oluşturabilsek, belki çözüme katkı sağlayabilir.
  • tipik yılmaz özdil yazısı. konuyla ilgili ekşi sözlükte daha güzel yazanlar oldu.
  • yılmaz özdil kim, enter tuşu vs diye saçmalayacaklar düşmemiş henüz, hayret.

    tanım; adamın çok üzücü ve acı gerçekleri yüzümüze vurduğu yazıdır.
  • cok guzel yazidir
  • kısacası binlerce memur olup yan gelip yatamayan mezun var demiş. kısacası hepsinin memur olması gerekiyormuş.
  • doğru bir yazı.

    geçenlerde evde benim beceremeyeceğim büyüklükte bir tamir işi olmuştu, perdelerde bir sorun olmuştu, çağırdık adam geldi. konuşurken öğrendim ki adam elektrik elektronik mühendisiymiş, yaşadığımız ilde iş olmadığı için perdecide çıraklık yapıyor.
hesabın var mı? giriş yap