hürriyet gazetesi 10 kasım 1998 tarihli nüshasında bu fotoğraftan bahsedip ikircikli bir şekilde bir taraftan "isterseniz fotoğrafı yayınlayıp yayınlamamayı halka, okuyuculara soralım" demiş bir taraftan da "aziz atatürk'ün manevi kişiliğine ve ebedi imajına saygımız nedeniyle, bu sürpriz fotoğrafı yayınlamamaya karar verdik" demiş. işte o yazı:
--------
-bir fotoğrafın yayınlanmama öyküsü-
hürriyet’in zor kararı
fotoğraf önümüze geldiğinde hepimiz irkildik. şimdiye kadar hiç bilmediğimiz, varlığından dahi haberdar olmadığımız bir fotoğraftı.
atatürk'ün
naaşının e
tnoğrafya müzesi'nden
anıtkabir'e naklinden hemen önce çekilmişti. tarih, 10 kasım 1953'tü.
fotoğrafta kapağı açılmış bir tabut, içinde de atatürk'ün naaşı görünüyordu.
o gün, sadece tek kare çekilmiş bir fotoğraftı.
hiçbir belgede varlığından söz edilmeyen ama son derece tarihi bir belgeydi...
içimizi derin bir hüzün kapladı.
çünkü naaş, 10 kasım 1938'de etnoğrafya müzesi'ndeki geçici kabrine yerleştirilmeden önce
tahnit (bozulmaması için ilaçlanması) edilmesine rağmen, zaman içinde bozulmuştu.
tahnitin başarılı olamadığı bu kareyle kayda geçirilmişti.
ne yapacaktık?
bir yandan, 45 yıl sonra ilk kez günışığına çıkan bir tarihi gerçekle karşı karşıya idik, bir yandan da zihinlerimize kazınmış güzelim portrelerinden bir hayli uzaklaşmış bir atatürk görüntüsünün dayanılmaz acısını yaşıyorduk.
önce fotoğrafın gerçek olup olmadığını araştırdık. gerçekti. şimdiye kadar varlığından sadece dört kişinin haberi olmuştu.
binanın dışında bekleyen top arabasına yerleştirilerek anıtkabir'e nakledilmesinden önce, 15 yıldır kapalı olan kurşun tabutun kapağının açıldığını gören sadece dört kişi vardı*.
cumhurbaşkanı
celâl bayar, meclis başkanı
refik koraltan ve başbakan
adnan menderes...
ve, deklanşöre basan fotoğrafçı.
tabut çıkarılmadan önce, devletin en üst makamında bulunan bu üç kişi ve fotoğrafı çeken kişi dışında salonda bulunan herkes dışarı çıkarılmıştı.
kapak, bu üç kişinin önünde sadece birkaç dakikalığına açıldı, fotoğrafçı sadece bir kez deklanşöre bastı, bu tek kare fotoğraftan sonra tabutun kapağı yeniden kapatıldı.
bu kısa işlemin ardından binanın dışına çıkarılan tabut top arabasına yerleştirildi.
elimizdeki bu tarihi belgeye bakarak, uzun süre tartıştık.
ne yapmalıydık?
yazı işleri odasında yedi kişiydik. fikirler birbiriyle çarpıştı:
bu fotoğrafın tümünü yayınlarsak, bazı kötü amaçlar için kullanılması sözkonusu olabilir.
fotoğrafı yayınlamamak, tarihi bir gerçeği gizlemek olmaz mı?
fotoğraf tarihi bir gerçek. ancak bu görüntüyü yayınlamak da, hem gereksiz, hem de
bir takım çevrelere suiistimal şansı verebilir.
o zaman fotoğrafın
suiistimale fırsat verecek bölümlerini kapatalım. çünkü eğer fotoğrafı yayınlamazsak, tarihi bir gerçeği gizlemiş olabiliriz.
fotoğrafı hiç yayınlamamak da düşünülmeli. kime ne faydası var? her insan öldükten 15 yıl sonra bu görüntüye kavuşur. bunu tahmin etmek de hiç zor değil. yayınlamayalım.
olaya gazetecilik açısından bakarsanız, böyle bir fotoğraf çok önemli.
doğru. naaşın nakli sırasında tabutun açıldığı bilinmiyordu.
tam o anda tek kare fotoğraf çekildiği de şimdiye kadar gizli kalmıştı. bu nedenle bu bir haber.
hayır bu fotoğrafı yayınlamanın hiç bir faydası yok.
isterseniz fotoğrafı yayınlayıp yayınlamamayı halka, okuyuculara soralım.
fotoğrafı yayınlamayalım, sadece tabutun açıldığını ve o sırada tek kare fotoğraf çekildiğini haber yaparak okurlarımıza duyuralım.
ve sonuçta, aziz atatürk'ün manevi kişiliğine ve ebedi imajına saygımız nedeniyle, bu sürpriz fotoğrafı yayınlamamaya karar verdik.
kaynak:
hürriyet gazetesi 10 kasım 1998---------------------
* hürriyet her ne kadar dört kişi dese de, aslında o gün orada kalabalık bir heyet bulunuyordu ve başlarında da dr.
kamile şevki hanım vardı. nitekim tahnitli naaşı ilk gören kişi de kamile hanımdır.