• ilk defa bu sene katıldığım 10k yarışını 53 dakikada bitirmiştim. koşu sırasında önemli olan düzenli tempo tutturabilmek.
    yanımda gayet profesyonel bir abi vardı, yaş 45- 49. 30 35 defa maraton koşmuş. yarı maraton da çok koşmıuş. beraber muhabbet ederek onun temposuna uyup koştum. sonuç fena değildi.

    - iyi de abi sen madem o kadar koşuyorsun nasıl ben senle şu an yan yana koşabiliyorum.
    + ha, yok ben basarım giderim de benim hatun yavaş koşuyo ben de ona ayak uyduruyorum, yalnız bırakmayayım.

    ailecek koşuya çıkmış.

    yeni hedefim 45 dakikanı altı.
    kaliteli ayakkabı şart.
  • her insanın kolayca yapabileceği aktivite. mesela ben şimdiye kadar en az bi 6-7 km koşmuşumdur. tahminimce en fazla 10 yıl içinde 3-4 km daha koşup tamamlarım.
  • en iyi derecemin 48 dakika olduğu eylemdir. 10 km mesafeler arasında en sevdiğimdir. adrenalinizin tavan yaptığı mutluluk hormanlarının kelebekler gibi başınızda dönmeye başladığı anda koşu biter. canınızı fazla sıkmaz.
  • denemeden önce yaş, form, kalıtsal hastalık gibi kriterleri göz önüne almak hatta önceden daha küçük mesafeler ile idmanlı olmak gerekiyor. yoksa;

    (bkz: kalp krizi)
  • eğer haftada ikiden fazla koşuluyorsa, yediğinize içtiğinize dikkat etmeniz gereken mesafe. zira farketmeden yavaş yavaş eriyip zayıflarsınız; çirkin çelimsiz biri olursunuz.

    yıllardır koşuyu bırakmayanlar için ideal, koşuya yeni başlayanlar için ise eziyet mesafedir.
  • 45 dakikanın altında koşarsanız 800 - 900 kalori arasında yaktırır. 80 kiloluk bir kişi için geçerli tabi bu.
  • geçen sene, evvelki sene özellikle canım sıkılıyorsa (ki sıklıkla sıkılırdı) ayda birkaç kez koştuğum mesafeydi. 747 metrelik parkur'da 14 tur atarak koşuyordum son 500 bonus gibi oluyordu. biraz idmanlı zamanımsa 1 saatin altında bitiriyordum ama 1 saat boyunca aynı alanda 14 tur koşmak da yine canımı sıkıyordu, motive olamamaya başladım ve bıraktım bir süre sonra.

    uzun süre koşmayıp birden yine bir can sıkıntısı anında çözümü koşmakta aradığım bir akşam hayvan gibi koşup dönüş yolundaki merdivenleri de koşarak çıkınca kasığı sakatladım. 1 seneye yakın bir süredir de sol kasık arızalı, düzelmiyor.

    dinlendirdim düzelmedi, güçlendirmeye çalıştım düzelmedi, "fıtık mı acaba?" diye ultrason çektirip baktık fıtık değil, mr'a girdim bir şey çıkmadı.

    iyileşmedi, iyileşmiyor ve ağrısız, aksamadan koşmayı, spor yapabilmeyi çok özledim.

    edit: ''parkur''u neden kesme işareti ile ayırdığımı hiç bilmiyorum, şimdi fark ettim. öyle utanç tablosu olarak dursun orada* edit imla kısaca ama ellemedim.
  • ayağı güzelce saran, taban sistemi uzun mesafe koşuları için tasarlanmış bir koşu ayakkabısı kullanılmazsa, ayaklarınızın en umulmadık yerlerinde sürtünmeden kaynaklı deri deformasyonları yaşayabilirsiniz.

    istikrarlı biçimde sürdürüldüğünde, mesela 5-6 ay boyunca haftada 2 gün gibi, çok iyi bir kondisyon ve dengeye sahip olabilirsiniz.

    insana kattığı en büyük artılarından biri ise, koşarken kafanızın içinin çok iyi derecede boşalmasıdır, bünyede alkol gibi, uyuşturucu gibi bir etki yaratır.
hesabın var mı? giriş yap