• bay ayers ve grubunun eski dönemlerinden çalmasını ümit ettiğimiz ve merakla beklediğimiz konser*.. hatta ''roy ayers son olmasın, arkasından patrice rushen, bernard wright da gelsin'' kampanyası için muhtemelen imza toplanacaktır.*
  • mark adams isimli bir klavyeci de bu konserlerde roy ayers'ın arkasında çalacaktır. söz konusu insanın slave'in bassisti ile aynı kişi olup olmadığı tarafımızdan merak edilmektedir. eğer oysa oy ki ne oy derim..
  • ilk gün roy amca bizleri üzmemiş eskilerden patlatmıştır, coşturmuştur seyirciyi. darısı bu akşamın da başına diyoruz..
  • 11 mart yani dün akşamki konser için kelimeler yetmemiştir.. anladık ki ilk günkü performansları hiçbir şeymiş ve adamlar ikinci günü bekliyorlarmış nerden bilelim? runnin away, everybody loves the sunshine, love will bring us back together, we live in brooklyn baby, sugah, evolution, can t you see me you gibi demirbaşlar ve araya sıkışan curtis mayfield ve ray charles'a ithafen yapılan yorumları.. baştan sona kadar roy ayers'ın seyirciyi 'clap your hand everybody' tadında motive etmesi ve kaç yaşında olmasına rağmen hala vibrafonun kralı olduğunu göstermesi, davulcu troy miller'ın aradaki olağanüstü jam'i, hem soprano hem alto sax ve piyanoda harikalar yaratan ray gaskins, adalı gitarist tony smith ve diğer ismini unuttuğum siyahi bassist olsun herkes süper bir harmoni içinde sanatlarını icra ettiler bizlere de mest olmak düştü.. yukarıda saymadığım birisi var ki onu da unutmayalım, daha önce türkiye'ye brooklyn funk essentials'la birlikte gelmiş klavyeci mark adams.. slave'in bassisti mark adams'la aynı insan olduğu konusundaki şüphelerimiz de ortadan kalktı ama onunla da çalışmış muhterem. bu arada o ne rhodes ruhudur bir anda ortamın değiştiğine şahit oldum 2 dakika kendi başına takılması esnasında, go ahead mark şeklinde bağırışlarımız eşliğinde parçaladı bünyeleri, groove seviyemiz normalin de üstüne çıktı. jamiroquai konserinden sonra eğlendiğimiz en güzel konser oldu, süper boogie yapıldı ve neşe içinde mekanı terk ettik. program bitiminde vestiyerin yanına ilişen roy ayers'la konuştuğumuz için de ayrıca mutluyduk nitekim bize tekrar geleceği sözünü vermeden de ayrılmadık.. (bkz: run run run)
hesabın var mı? giriş yap