• efendi insan, muhabbet adamı... eğer 176 kmlik bir yola çıkacaksanız ve kılavuzunuz bir karga ise yanınıza alacağınız 3 şeyden biri olmalıdır. evet budur...
    (diğer ikisi, pusula ve harita)
  • evini ve oyuncaklarini yuksek dozajda kiskandigim insan evladi. hatta su anda bilgisayarinda bu entryi girerkene karsimda duran spawn oyuncagini araklama planim var. evet yalniz kaldim ve attim cantama.

    edit : farketti*.
  • (bkz: fed10)
  • uzunc ama bana hep fedonu hatirlatan, ne zaman bi entrysine dikkat etsem o baslikta bi n tane daha entrysini gordugum yazar.
  • (bkz: sif10)(bkz: bal10)
  • palaspandıras konuya giriyorum: bu 10ur kişisi, tam anlamıyla müzelik bir kişi. evet, evet, yanlış duymadınız; müzelik. "neden" denildiğini duyar gibiyim. ayrıntılara sonra geleceğim elbet; önce özetler:

    bilenler bilir, genç bir adamdır; ama adam gibi bir gençtir (böyle tumturaklı aforizmalar, pek bir gösterişli kılıyor yazıyı. tumturaklı kısmını bir kenara koyayım şimdilik). "bilenler bilir" dedim; bilenler de "biliyoruz zaten; geç bu kısmını" diyebilir. olmaz; geçemem! baştan dedim ya "müzelik" diye; gençliğine rağmen müzelik olmasını açıklayacağım için geçemem (nükte yüklü bir tümdengelimlik içindeyim; tutmayın beni). müzelik olarak nitelendirmemin temel noktası şudur: genç yaşına rağmen oldukça olgun bir mizaca sahiptir. ehh, bu zamanda bu kadar olgun kişilikli gençleri bulmak çok zor olunca, bu genç adam da müzelik oluyor benim gözümde. ("bu zamanda" demek, yaşlılık emaresi olsa gerek. "bizim zamanımızda böyle miydi?" demeden geçiyorum bu meseleyi). tabii ki bu olgun kişiliğin birçok ayrıntılı kanıtı var; haliyle de, gözlemlediğim kanıtları paylaşmazsam olmaz. öncelikle, çok sıcakkanlı ve insancıl; ama yılışık filan değil kesinlikle. neyi, nasıl yapması gerektiğini bilerek davranıyor. espri yapmayı da biliyor, ağırbaşlı olmayı da. bu dengeyi tutturmak ayrıca zor bir meziyet. yoksa, sus pus durup "efendi" yaftasını taşımak kolay. sonracığıma, sıcakkanlı ve hayat dolu olduğu gibi duygusal da. yani, yeri geldiğinde üzülmeyi de biliyor. işte burada zor olan bir meziyet daha ortaya çıkıyor: üzüntüsünü yaratan sebeplerinin bilincinde; bu bilincin yansımalarının farkında. üstelik, bu yansımaların zamanla düzeleceğini göz ardı etmeyen bir farkındalık içinde. bu bilinçli farkındalık, yaşını başını almış, eğitimli, kültürlü kişilerde bile zor gözüken bir özellikken, böylesi genç bir bünyede gözükmesi, onu "müzelik" saymak için yetip artıyor.

    şimdi gelelim, bu gözlemleri nasıl yaptığıma. 10ur kardeşle, uzun bir tanışıklık dönemimiz yok; buna mukabil, sıradan olmayan bir ortaklığımız var: aynı otel odasını ve hatta aynı yatağı paylaşmak. evet, aynı odayı paylaştığım, sözlükçülerin yatağına giren sözlükçüler kapsamında yatağıma attığım ilk sözlükçüdür kendisi. üstelik, şartların mecburi getirisinden kaynaklanan bir durum bu. şöyle ki; şile'ye akıyoruz zirvesi'nde, benim dahil olduğum kafile, diğer kafilelerden önce otele ulaşmıştı. bu esnada, herkes kendine bir oda arkadaşı seçivermişti. ben tek başıma kalmış, sonradan gelecek olan kafileleri beklemeye başlamıştım. bir süre sonra diğer gruplar da geldi; her gelen, odada kiminle kalacağını ayarlamaya başladı. gelenler arasında, az çok samimi sayılabileceğim, dolayısıyla odayı paylaşmak isteyebileceğim sadece birkaç kişi vardı. baktım, onlar da oda arkadaşını seçivermiş. ben de kalktım, ortaya söyledim: "bana oda arkadaşı lazım". ama dediğim gibi, boşta kalanları, ya hiç tanımıyor, ya da samimi sayılmayacak kadar tanıyordum. baktım, 10ur kardeş, "ben kalabilirim" dedi samimi bir söylemle. sevindim bunu duyunca; çünkü, kendisini az tanısam da, sıcakkanlı ve efendi halini bildiğim ve güven verdiğini hissettiğim için güzel bir denk gelmeydi benim için (hemen ekleyeyim; az tanıdığım veya orada tanıştığım insanlara bir gönderme yapmıyorum; keza, kendileriyle zirve boyunca az çok samimi oldum; onlarla da pek güzel kaynaştım). 10ur'la aynı odayı paylaşmak, rahatlamıştı beni. "bu da böyle bir anımdı" kıvamında neden bu kadar çok ayrıntıya girdiğimi hemen açıklayayım: orada bulunduğum durumu betimleyerek, 10ur'un bıraktığı güzel izlenimlerin, bu şartların üstüne sonradan ne kadar doğru yerlere varabildiğini kanıtlama çabasındayım. neyse, fazla dağıtmadan devam edeyim. odada çekyat olduğunu bildiğim ve yanlış anlamaları önlemek istediğim için "ben çekyatta yatarım" dedim. o da "abi sorun değil, ben de yatarım" diyerek mülayimliğini bir kez daha ortaya koydu. sonra, gece yarısı baktık ki, oda buz kesmiş; yorgan ve battaniye de birer tane. dedim ki, "ikimizden biri çekyatta uyursa, sadece battaniyeyi kullanacak ve fazlasıyla üşüyecek. aynı yatakta yatalım; battaniyeyi de yorganın üstüne koyalım; donmayalım". 10ur da bana hak verdi ve biz birbirimizi fazla tanımamanın yarattığı minik kaygıyla yatağa girdik. o minik kaygıya rağmen, ceza sahasındaki dokuz kusurlu hareketten birini yapmayacağına güveniyordum; nitekim, güvenimi haklı çıkardı ve yapmadı. "anladık; yatağına almışsın işte. peki bundan bize ne?" diyebilirsiniz. monica bellucci ile aynı yatağa girmiş olsaydım, "anlat anlat" diyecektiniz; di'mi? sizi gidi sizi! sahi, monica bellucci sözlük yazarı olsaydı; şile'ye akıyoruz zirvesi'ne gelseydi; şartlar gereği benimle aynı odaya düşseydi....... nedense hislendim birden. aman; gözünün üstünde kaşı var onun; hiç işim olmaz. neyse, yine konudan uzaklaştım. evet, aynı odayı paylaştık; aynı yatağa yattık. bu olayın gözlem açısından ciddi ve önemli yanı şudur: her anlamda saygılı ve düşünceli davrandı. takdir edersiniz ki; aynı evi, aynı odayı ve hatta aynı yatağı paylaşmak, bir gün bile sürse karşıdaki insan hakkında bir sürü ayrıntı verir. dolayısıyla, bu kısa paylaşım bile, bu genç adamın; saygılı, düşünceli ve aklıbaşında olduğunun önemli kanıtlarını göstermiştir benim nazarımda.

    evet, bu uzun anlatımla, 10ur hakkındaki gerekçeli gözlemlerimi aktardığımı ve onu tanımayanlara biraz olsun fikir verebildiğimi düşünüyorum. son söz olarak da, tüm içtenliğimle verdiğim kanaat notunu söylemek istiyorum:

    10 üzerinden 10ur.
  • cok buyuk sacmaladigim bir anda donuk bir sekilde bana bakarak "en hizli sperm sen miydin yoksa cirkeflik mi yaptin?" diyerek beni benden almis, sevilesi bi adam. flashmoblarin degismez elemani. cekirdek insani*.
  • yurdumdaki onur isimli insanların %26.2sinin bir aralar nicki olmuşur.
    aynı şekilde burak'lar da burock olmuşlardır aynı araşırmaya göre. ilginç...
  • googleda yazıp grafik araya basıldığı vakit ahşap oymalı bir çerçeve, finlandiyalı olması muhtemel bir folklör ekibi, kuşağını bağlayan ortodoks bir rahip, bir karting arabası şasesi, takunya, anfi, deri kaplı döküman çantası gibi birbirinden manasız resimler gösteren sözcük
  • artıbir* ile geldiği zirvede* ortamın kısa sürede samimileşmesine büyük katkısı olduğuna inandığım muhabbet suser...
hesabın var mı? giriş yap