• 1992-1993 sezonunda,galatasaray'in basinda feldkamp'in oldugu ve önceki 3 sene sampiyon olmus besiktas ile ligi birinci bitirmek için kiyasiya yaristigi dönemde fenerbahce stadi'nda oynanmis maçtir.fenerbahce'nin baskani o sezon metin asik,teknik direktörü joseph venglos'dur ve sezonun ilk maçini ali sami yen 'de 1-0 kazanmistir.maç oynandigi tarihte fenerbahce sampiyonluk iddiasini çoktan kaybetmistir.galatasaray'in ise mutlak galibiyete ihtiyaci vardir.
    galatasaray daha maçin ilk 10 dakikasinda torsten gutschow'un ayagindan buldugu golle öne geçer.sonraki dakikalarda fenerbahce daha baskili oynar ancak galatasaray bolca pozisyonlar bulmaya devam eder.ilk yarinin bitmesine 10 dakika kadar kala o siralarda galatasaray'da oynayan ve bulent korkmaz'in kardesi olan mert korkmaz hakemin dudugunden sonra* kaleye sut çektigi için sari kart görür.ve ilk yarinin son saniyelerinde mert korkmaz bu sefer uzun bir pasta kaleciyle karsi karsiya kalir,yan hakeme bakar,bayragi kaldirmadigini görup kaleye sut çeker.top direkten döner ama orta hakem daha önce ofsayt karari vermis ve düdük çalmistir.mert korkmaz düdügü duymamis oldugundan ikinci sari karti ve kirmizi karti görür.galatasaray 2.yariya 10 kisi baslar.

    ikinci yarida da galatasaray'in pozisyonlari devam eder.kaleyi sagdan gören bir pozisyonda kazanilan serbest vurusu kullanan tugay kerimoglu sert bir vurusla durumu 2-0 yapar.daha sonra hakan sukur'un goluyle durum 3-0 olur.skor üç farkli galatasaray lehineyken tanju colak fenerbahce adina bir penalti kaçırır ama daha sonra yandan gelen ortaya vurduğu klasik bir tanju kafası ile skoru 3-1'e getirir. .daha sonra galatasaray'in kazandigi penaltiyi tugay gole çevirir ve maçin skorunu 4-1 olarak tayin eder.maçin bitimiyle öfkeden deliye dönen fenerbahce taraftarlari sahaya inerler ve kale direklerini sökerler.dereagzini da basan fb taraftarlari futbolcularin uzun süre içeride mahsur kalmasina sebep olur.fenerbahce sezonu 58 puanla besinci bitirir.galatasaray ise 66 puanla sampiyon olur.
  • sakladığımız atkıları polisi görünce çıkarınca aslında lise tarafında stadın etrafında dolananların yarısının galatasaray'lı olduğunu gördüğümüz eğlenceye daha dışarıdayken başladığımız maçta içeriye girince her zamanki tahriklere dayanamayan bir galatasaray'lının sahanın ortasına koşarak fener tribünlerine hareketler çekmesi sonucu fenerlilerde onla yaşıt birini üzerine sürmüş orta sahada güreşen ikili polis tarafından dışarı çıkarılmıştı. aslında bu bir derby klasiğiydi maçtan önce mutlaka sahanın ortasında iki 15-16 yaşlarında iki çocuk kavga ettirilirdi. neyse maç için çok ümitliydik fener'in kalesi ve savunması sıkıntılıydı kalede can diye birisi vardı kimse tanımıyordu ve ne yapacağı konusunda pek fikir sahibi değildi. zaten maçtan sonra bir daha fenerliler tarafından hatırlanmak bile istenmedi. bizde ise eksiklik liberoydu ve tugay kerimoğlu ihtiyacen en arkaya çekilmiş önüne ne olur ne olmaz diye korkmaz biraderler ve ayıboğan stumpf yerleştirilmişti. galatasaray maça hızlı başlayıp gütschow 'la öne geçip ikinci yarıda gol yağmuruna devam etmişti. tugay geride harika oynadığı gibi biri serbest vuruş diğeri penaltıdan iki gol bulmuş diğer golü hakan şükür atmıştı. fenerbahçe ise sadece tanju çolak'ın ayağından bir gol bulmuş maç 4-1 sona ermişti. maç bitince fenerbahçe'li taraftarlar içeride direkleri sökmekle meşguldu bizde kızıltoprak istasyonuna(söğütlüçeşme istasyonu her zaman fenerbahçe'lilerin işgali altında olduğu için tercih kızıltopraktır) kadar tacizlerle kendimizi banliyöye atıp atkımızı belimize dolayıp sevincimizi bir süreliğine eve kadar ertelemiştik.
  • annemin beni zorla dayımlara götürdüğü için izleyemediğim maç. ısrarlarım sonucu ablamın walkmaniyle maçı dinlememe izin verilmiş, walkmanden dinlediğim ilk maç olarak tarihe geçmiştir. ilk yarı sonunda mertin kırmızı kart görmesiyle bozulan moralim ardarda gelen gollerle düzelmiş, tıka basa fenerli dolu dayımın evine ulaşıp "nası koduk ama" deme isteğim yolun geri kalan kısmınının rüzgar gibi geçmesini sağlamıştır.
  • fenerbahçe'nin kadıköy'de galatasaray'a hem skor hem de oyun olarak ezildiği maçtır. bu maçta fenerbahçe kalesini sakat olan engin ipekoğlu yerine can okuyucu korumuştu. maça gelecek olursak torsten gutschow'un golüyle galatasaray öne geçmiş birçok gol fırsatından da yararlanamamıştı. maçın ortalarında mert korkmaz düdükten sonra topa vurduğu için sarı kart görmüş aynı eylemi ilk yarının sonunda tekrar edince hakemden ikinci sarıyı ardından kırmızıyı abisi cesur yürek bülent korkmaz'dan da küfrü yemişti. sarı kırmızılı ekip 10 kişi kalmasına rağmen oyunun kontrolünü elinden bırakmamış tugay kerimoğlu'nun samadıra'nın oralardan çektiği şut kaleci can'ın canını yakmış akabinde sağdan yapılan ortaya büyük hakan iyi yükselmiş, yaptığı vuruşla takımını 0-3 öne geçirmişti. maçın sonlarına doğru fenerbahçe kendine gelmiş hatta bir penaltı kazanmış fakat aklı mercedeslerde yüreği hülya avşar'da olan tanju çolak kısfmet hayrettin'i geçememiş, buna rağmen tanju soldan yapılan ortaya iyi yükselmiş ve farkı ikiye indiren golü atmıştı. tanju'nun attığı gol galatasaray forvetlerini daha da hırslandırmış derinlemesine atılan topa arif erdem koşmuş kaleci can'ın tırpanına maruz kalıp yere düşmüş maçın hakemi beyaz noktayı göstermişti. kazanılan penaltıyı tugay gole çevirmiş galatasaray taraftarı fincanı taştan oymaya fener taraftarı ise doktor jozef venglos'u istifaya davet etmiştir.
  • 1993 bahar ayı zar zor babamı ikna ettim. fb gs macına gitcez. mac saat 3 de oglen tvden verilmeyecek. ben saat 7 de kalktım stada gittim. stadın onunde 10.000 kişi var. eve dondum. "baba hadi cıkalım stadın onu ana baba gunu. " babam ne acelen var bu saate cıkıyoruz. sen git bileti al mactan 1-2 saat once gideriz dedi. ben de giremeyiz dedim. ama laf anlatamadım. gittim o kalabalıktan bileti zar zor aldım eve geldim. masaya koydum. hadi saat 1 e geliyor kalk dedim. bizimki agır agır giyiniyor. neyse yuruyerek eski acık kenan evren tarafına geldik. heralde yanlış hatılamıyorsam. o mac son oynanan yarı yarıya trubun lig maçıydı.sonraki macların hepsinde rakip tekım seyircisine kota geldiydi. kale arkasındayız saat 1 civarı. stad full dolmuş. dışarda staddakin 2 katı seyirci var. babam polise "polis bey bizim biletimiz var içeri giremiyoruz" diyor. polis de babama "beyfendi bak arkana bunların hepsininde bileti var" diyor. böylece babam 90'ların türkiye'sinde maç biletinin ne işe yaradığını yaşayarak öğrenme fırsatı elde ediyor. ben maça girememenin hırsını babamın elini tutmayı bırakarak gösteriyorum. üzgün bir şekilde eve doğru yürürken "ben niye eve gidiyorum evde mac yok ki" deyip stada geri geliyorum. otoyolun üstüne kopruye cıkıyorum. oradan numaralı ve fb kale arkası gorunuyor o vakitler. maç başlamış. fazla sürmeden stad gol diye inledi. ee dedim ya stad yarı yarıya. ama ben fenerin attığını zanediyorum. stada kalabalığın içinden bir daha baktım. golu onlar attı dedi fener atkılı biri. evet cimbom attı cimbom. daha yeni baslamış maç 1-0 oldu. o sevinçle bari eve gideyim. radyodan dinleme sansım var diye dusundum. cunku koprunun ustu artık durulacak gibi degildi.eve vardıgımda babam star dan macı izliyordu. o yıllarda star 2 yıldır show tv de yeni yanına geçmiş 2 özel kanallardı. yasak olmasına ragmen maçı canlı yayınlıyordu star tv. bu arada goller peşpeşe geliyor. gutshow show yapıyordu. maç 4-1. ama tugay ın bozukası unutulmazlar arasında. umitli gersonlu tanjulu fener kaleci ve defans hatalarıyla yıkılıyordu.ben fenerbahce nin hiçbir galatasaray derbisinde bu kadar ezik ama en onemlisi sanssız oldugunu hatırlamıyorum. dusunki kaleci can olması gerek 3. kalecileri. yani bir nevi kalecileri yok gibi. defanslarıda varla yok arasıydı. neyse şimdi yıllar geciyor. yeni gs fb derbisi bakalım böyle bi hezimet olması zor ama bari bi defada olsa sans bizden yana gulse.
  • bu maçtan sonra geçen 25* yılda galatasaray'ın kadıköy'de tek resmi galibiyeti vardır.
    (bkz: 22 aralik 1999 fenerbahce galatasaray maci)

    son galibiyetinden bir önceki sezon ise tsyd kupasında kadıköy'deki diğer galibiyetini almıştır.
    (bkz: 27 temmuz 1998 fenerbahce galatasaray maci)
  • tugay'ın füzesi ve ümit aktan'ın "vuruyor" ezberiyle hatırlamayı başardığım maç. üşenmedim saydım ümitciğim 5 dakikada 15 kez "vuruyor" diyor. bunun 90 dakikasını hesap et bir de, vay anam vay.

    şimdiki zamanı kullanarak maç anlatmak da ayrı bi güzellik.
  • (bkz: lig tv)
    (bkz: futbol nostalji)
hesabın var mı? giriş yap