• az önce başıma gelen bir olayı yazıyorum;

    uzun süre sonra, kısa süreliğine türkiye'ye tatil yapmaya geldim. park içerisinde bir tane 180 boylarında, 35 yaşlarında gencin yoğun uyuşturucu etkisinde olduğunu gördüm. hareket etmiyor, olduğu yerde dikiliyor ve sallanıyordu. ileriye doğru gitmeye çalışıyor, gidemiyor, ancak cüssesi yüzünden herkesi korkutuyordu. bir süre takip ettim. alkol mu uyuşturucu mu olduğunu anlayabilmek için. uyuşturucu olduğunu anladığımda telefona sarıldım.

    evet, yapmam gerekiyor mu gerekmiyor mu burası beni çok ilgilendirmiyor. ancak, bu yapmam gereken bir şeyse ve ben yapmamışsam "sessiz kalarak suç işleyenlerden" olmak istemediğimdendir. sessizlikte suçtur bilirsiniz ki.

    155'i aradım, ihbar verdim (14.08.2019 - 00:18 - 25 saniye). hanımefendi güzelce aldı isteğimi, kapattı telefonu. ekibi yönlendiriyorum dedi.

    uzaklaştım, gittim alışveriş yaptım döndüm. kişi hala oradaydı. zaten öncesinde bir süre izlemiştim. 112'yi aradım (14.08.2019 - 00:26 -2 dakika). telefondaki şahıs başka birine yönlendirdi. yönlendirdiği kişi "ekip yönlendiriyoruz" dedi ve uyuşturucu olduğunu anladı.

    sonra bir telefon geldi 112'den (14.08.2019 - 00:29 - 49 saniye);
    - "beyfendi hasta ayakta ise, bizlik bir şey yoktur. yerde yatıyor ise, biz müdahale ediyoruz. birilerine saldırıyor ise polisi arayın. saldırmıyor ise yarım saat içerisinde kendisine gelir zaten, hiçbir şey yapmanıza gerek yok" dedi. bu konuşma birebirdir. takiben hiçbir şey yapılmayacağını anlayınca eve döndüm.

    sonrasında bir telefon daha geldi (14.08.2019 - 00:41 - 30 saniye)
    - ekipler geldi, nerdesiniz? inip yönlendirin ekipleri.

    indim, yönlendirmek için. ambulans personeli ile geçen konuşmayı birebir yazıyorum;
    112 personeli - hani nerde hasta?
    ben - gelemeyeceğinizi söylediğiniz için telefonda, parkta başında durmak yerine eve gittim. şimdi de göremedim, arkada parkın başındaydı.
    112 personeli - yok yani hasta? tamam sus. bitti tamam. (birebirdir konuşma)
    (surat ifadesi, hareketleri, öylesine dengesiz ki, muhtemelen bu personel için 112 çağırmak gerek diye düşündüm açıkçası. uyuşturucu almış genç gözüme çok daha dengeli gelmeye başladı o an)
    ben - beyefendi neden gitmemi söylediniz o halde? başında beklerdim ben. size neden durduk yere yalan ihbar yapmışım gibi davranıyorsunuz?
    112 personeli - tamam bitti. sus. polis orda, polise git ifade ver.

    polise gittim (aralarında 10 metre mesafe var)
    ben - neden herkes sitemli bir tonda, kavgacı bir tutumla, yalan ihbar vermişim gibi davranıyor. yalan ihbar versem buraya neden geleyim ki?
    155 personeli - (küçümser ve gülümser bir tonda) hasta nerde?
    ben - parkın başında duruyordu. 45 dakikalık olay. hem biz izledik, hem siz geç geldiniz, hem 112 personeli "yarım saate kendine gelir, bizlik bir şey yok" dedi ve eve gitmeye yönlendirdi bizi, haliyle nerde hasta bilmiyorum. parkın başında ayakta duruyordu.
    155 personeli - (hiç tonunu bozmadan aynı küçümseme tavrında, doğru düzgün cevap dahi vermeden, araçlarına dönerek) tamam.

    yahu devlet başkanımısın sen? sen benim refahım için varsın, ben senin refahın için varım. sen beni, ben seni koruyacağız, destekleyeceğiz, değil mi? 112'sin diye herkes klinik hasta, 155'sin diye herkes seri katil değil. mesleği edinmek ve mesleği icra edebilmek aynı şeyler değil.

    yani, kara cahil olsam, eyvallah derim. düşünmem bile üstüne. yalnız ülkesine değil, dünyaya kendini kanıtlamış bir mühendisim. sahte ihbar yapabilecek düzeyde birini sen konuşmasından algılayabiliyor olman gerek. algılayamadın diyelim, görüntüsü karşında. hiç adamın profili sahte ihbar profiline benziyor mu? ya da geç bunu, "gel kardeşim merkeze, varsa bu adam kameralardan kanıtlayalım". 5 tane vakaya bunu yapsan, haberlere çıkarsan, 6. vakayı yaşamazsın. ayrıca sen nasıl bir teşkilatsın ki yapılan aramaları takip etmiyorsun? biri 112'ye gitsin derken, diğeri ihbar verene "boşver eve git" diyor, ihbar vereni pişman ettirip bir daha aratmamaya çalışıyorlar. hiç çalışmayın, sadece maaş alın, bu mu beklentiniz? bu değilse, ben vatandaşlık görevimi yapıyorken, sende mesleki görevini yapacaksın. ve bunun sitemini bana değil, sitemi yapman gereken yerlere yapacaksın.

    çalışma şartlarının yoğunluğu, sahte ihbarlar, ne olduğu belli olmayan hastalar, garip vakalar.. arkadaş, bu mesleği edinirken nypd haberleri mi izliyordun ülkenin haberlerine bakmak yerine? belki de sıkıntı senin eğitimsizliğindir ne dersin?

    edit: ilave gereği duydum.

    var böyle dengesiz yazarlar: @etmaynkil
    ben türkiye'de yaşamıyorum. burada ambulans donanımını bilemem. birebir duyduğum şeyi söylüyorum size. buraya yazmamın nedeni de "112 personeli gibi davranan kitleye ulaşmak değil", kardeşim şöyle bir yol izle, şikayette bulun diyen kitleye ulaşabilmek. birkaç arkadaş bu konuda ulaştı, cimer önerdiler. eğer 112 aracının ön kısmında yapılan konuşmaları kaydeden bir mekanizma var ise, bu konuşmanın birebir olduğu gerçekliği ile önce 112 çalışanını şikayet etmek istiyorum ben. çünkü konuşmaları duyan bir yargı mensubunun vereceği karar nettir. "sus bitti sus" gibi tavırlarda tam senin verdiğin cevaba benziyor. ne de olsa kişi kendi kapasitesi kadar görür karşı tarafı. 1 litrelik su şişesine 5 litre su sokmaya çalıştığın için, bu cevabı veriyorsun, sen cevap verme, boşver.

    bir diğer konu, yazar orda burda şurda diyeceğinize, olaya odaklanıp yardımcı olmaya mı çalışsanız acaba? ne işimi biliyorsun, ne hayatımı, ne de nerelerde ne amaçlı bulunduğumu. tek yaptığın internete girip, kendi umutsuzluğun ve mutsuzluğunu başkasına saçmaya çalışmak. ne farkın var "tanımadığı insanı bir gruba sokup sahte ihbar yapmıştır tavrına bürünenlerden".

    postun amacı; tecrübeli birinden yardım alıp, gerekli aksiyonu almaktır. ben üşenmem, 100 kere olsa 100 kere ararım. yarın siz aramamazlık yapmayın diye, bu personeller 112 ve 155 teşkilatının adını çıkarmasın diye uğraşıyorum. üstelik burda bile yaşamıyorken.

    edit:
    özel mesaj aracılığı ile gelen mesajlara ve burada yayınlanan mesajlara gelişine vurasım geldi doğrusu.

    1- olay bar önünde değil, sakin bir mahallede, hiçbir gece mekanı olmayan bir mahallede, bir çocuk parkının içerisinde gece yarısı yaşanıyor. yakınlarda birilerinin içip, yol kenarında sızabileceği bir muhit değil orası. madem bilmiyorsun, karalama.

    2- 112 ayakta hastaya gelmez ise, telefonda bilgi verir, gelmem diye. nitekim, telefonda verilen bilgi de "ayakta hastaya gelmem" biçimindedir. bende saygıyla, tamam diyip telefonu kapatıp eve gidiyorum. yukarıdaki şikayet konusu, gelmem diyip, gelen ve ihbar vereni zan altında bırakanlara hitabendir. aradım, bilgimi aldım, kapattım. sen hem olay yerine geliyorsun, hem de adam azarlıyorsun. ben mi dedim "yok kardeşim gelmek zorundasın" diye. sen o telefonu, "biz gelemeyiz kardeşim" dedikten sonra, benim anlayışla karşıladığımı gördüğün ve troll olmadığımı anladığın için zaten o ambulansı buraya yönlendirdin. sen, benim telefondaki nezaketime hürmeten, gerçekten gereksiz olmasa göndermeyeceğini bildiğin için, kafana takılacağı için yönlendirdin. çünkü bölgeye bu nedenle çağırılan muhtemelen ilk aramayı aldın.

    3- başka bir tecrübeme ithafen, donanma komutanlığında helikopter mi var diyen kara cahil. değirmendereden selam göndereceğine, değirmendereden donanma komutanlığına gir ve karşındaki 6 helikopter pistini gör. konser verilen alanın yanında bulunan pistler, tenis kortlarının oradan itibaren başlar. daha ileride, çok daha farklı pistler de var. türkiye'nin en büyük donanması, bir zamanlar dünyanın en büyük donanması olan, en az kurmay albay tarafından yönetilen ve sık general ziyareti alan bir yerde, helikopter pistinin olmadığını düşünme cehaletin, seni yerin dibine sokmuyorsa, zaten sana bu mesaj aracılığı ile gelebilecek elektronlar sana hiç etki etmeyecektir.

    4- aldıktan sonra ne yapacak kısmına odaklananlar sayesinde, bu arkadaşlar tüm gün bonzai kafası yaşayabiliyorlar ya zaten. kardeşim, sen o adamı sürekli almak zorunda bırakacaksın bunları. bu onların "vaka istatistiklerine yansıyacak". takiben, devlet alacağı önlemleri arttıracak. sen polisin bunu almaması gerektiğine odaklanır, bu konuyu normalleştirirsen, yarın çocuğun için çağıracak polis bulamazsın. bu ülkede bunu kontrol etmediğinde, uyuşturucu "ilkokula kadar sıçramıştı". şimdi otur düşün, neyi karalıyorum diye. 112 ya da 155 buna da bakmasın kardeşim diyemezsin. ayrı bir ekip oluşturursun gerekirse bu vakalara özel. 112 arandığında "uyuşturucu ekibi" yönlendirirsin. çok mu zor? bu yüzden sen düşünme, bırak vaka sayısı artsın, adamlar önlem alsın.

    5- 112'nin nasıl çalıştığını, olay yerine nasıl gelmesi gerektiğini anlatmaya çalışan kitle.
    simplified- 100 çağrı/talep, 10 ambulans // 1000 çağrı/talepi 100 ambulans.
    bir şeye ihtiyaç var ise önlemini alacak kişi devlettir. sen neden vekil seçtiğini anlayamadıysan, bu senin sorunun. 112 yoğunlaştığında ve yetişemediklerinde, basın gücü ile halka açık bilgi verirler. kardeşim yetişemiyoruz, bu vakaları aramayın diye. bunu gören devlet, madem böyle bir şey var, gelin bu vakaları ayıralım ya da 112'nin gücünü arttıralım der. ancak gel gör ki, cehalet yalnız burada değil, basın mensublarında da bulunuyor ki en çokta yalan aramaların reklamını yaparlar, ihtiyaca odaklanmazlar. yalan aramaların reklamını yaparken, bunu eğlenceli hale getirirsen, ahmet-mehmet de şansını dener. sen şimdi durduk yere teşvik etmedin mi adamı? neye yaradı o güzelim 112 basın gücü ile yardım talebi?

    ----
    6- mart 2014, yazmayacaktım yazayım da susun istedim. kardeşim için bursa'da ambulans ve polis aranıyor. saat sabah 4:45. olay yerine uzaklık 10 dakika. konu trafik kazası. birçok araç duruyor. 9-10 araç, kardeşimi arıyorlar. herkes peşpeşe 112 ye 155 e çağrı bırakıyor. kamil koç sürücüsü otobüsle yolu kapatıp, insanları kazaya yardım etmeye zorluyor. bak kardeşim, 10 dakika mesafeye 2 saat 50 dakikada geldiğin için, "ne de olsa ölmüştür, sürücü bulunamamış" dediğin için, benim kardeşim orada bekleyerek öldü. ben istanbul'dan olay yerine yetiştim. sen o sessiz ve durgun gecede, her yerin boş olduğu ortamda, ne polisi, ne ambulansı yönlendirebildin. savcı senden önce geldi olay yerine. öte yandan, doktor ya da ambulans görevlisi hiç gelmemiş olsaa gerek ki, bilirkişi raporuna kardeşimi 30 cm küçük, 5 yaş büyük, 30 kilo az yazmışsın. 6 kişinin zor taşıdığı bir cengaveri, sarhoş kafayla mı analiz ettin sen? geç bunu, olay yerine geldiğini beyan ediyorsan, neden ıslak imzan yok belgede? neden hastane müdürü senin adına imza atıyor? yeni mezun olduğun ve skandala neden olduğun için mi? yargıya taşındı, dava açıldı. 5 yıldır sürüyor davası. 90 bin tl verip susturmaya çalıştılar. yargıtaya kadar gitti konu. kazandık denildi, savcı yön değiştirdi. tekrar temyiz, tekrar bilmem ne. sonuç? bok gelir sonuç.

    ben tüm ailemi, tanıdıklarımı bu ve buna benzer nedenlerden kaybettiğim için bu ülkeden siktirip gittim. nereye gidersem gidiyim, aynı kanı taşıyorum. insan çıktığı deliğe sahip çıkıyor. ister annen olsun, ister vatanın. türklere uzatılan en ufak kötü söze yurt dışında göğsümü gere gere tek başıma cevap veriyorken ben, siz türk bozmaları nasıl bir kara cahillikle yok oluşa tam gaz gidiyorsunuz, anlamak mümkün değil. aslında gayette mümkün, ancak konusu burası değil. 112'yi arama ile ilgili kendi başına kriter yaratmaya çalışan, olay vaka incelemesinden bir haber olan nesle, bilişsel bilim ve psikoloji analiizi sunacak değilim.
  • büyük çaplı olay olsa zahmet edip gelmeyen, olay bitince gelen adamlardan böylesi bir durumda koşa koşa gelmesini beklemeyin

    böyle bir durumda sonrasında e geldik biz nerede mevzu lafını duymamak için, bu bahsi geçen şahsın başında duracaksınız ve gitmeye kalkarsa da döve döve olduğu yerde tutacaksınız, 10 dakikada gelebilecek olanlardan birkaç saat içinde umudu kesene kadar da konumunuzu koruyacaksınız

    ülkede sistem bu şekilde işliyor
  • ahh ahh deşme yaramı...
  • üniversite bölgesinde oturuyorum . polisi gece yarısı gürültü yapan üst komşum için aradığımda yarın gelin merkeze rapor tutturun diyordu , telefonda diyorum ki 'yatacağım kendilerini daha önce 10 defa farklı günlerde uyardım özellikle yapıyorlar gelin ceza yazın yasal olarak hakkınız var gelin göstereyim' diyorum size yok efendim yarın gelin şikayetçi olun diyor.
    en sonunda dedim ki şimdi yukarı bu sinirle çıkarsam ya onun başına bişey gelecek yada benim başıma bunun sorumluluğunu kabul ediyorsun o zaman? dedim. demez olaydım. orda koruması gereken vatandaşı savunmayan memur telefonda bir anda ne güzel heybetlenip kendini savundu yok efendim ne sorumlusu olacakmış filan fişman anlatıyor.
    sonuç olarak gene bir akşam sınavlardan önce 3 kişilik eve bilmem kaç kişi adam topalyıp küfür ediyorlar sinirlendim yukarı kata çıktım adamlar evine çağırdı girip güzel bir sövdüm adamların salonun ortasında baktım ortam geriliyor zaman kaçma zamanı diyip daireme kaçtım arkamdan geldiler
    beni bu duruma düşüren polisimize çok teşekkürler !
    edit:imla
  • 112 ile ilgili bir tecrübem: evde babaannem yalnızken düşmüş ve kalçası kırılmış. (yaş 81)

    komşuları arayınca eve ulaştım. 112’yi arayıp durumu anlattım.

    ben, mahalle cadde, sokak bina numası olarak adres tarifi yaptım ama telefondaki hanımefendi “yakınlarda bildik bir yer, cami okul filan yok mu” diye sordu. ben de hanımefendi bu tarif üzerinden adresi daha kolay bulabilirsiniz dedim.

    kadın ısrarlar cami okul sordu.

    ben de yakındaki okulu söyleyip, okul sağınızda kalmak üzere güneye ilerleyeceksiniz, okulun solundaki sokak üzerinde oturuyoruz diye tarif ettim.

    kadın yooo bu şekilde de bulamaz arkadaşlar dedi.

    siz en iyisi okulun yanına gidin, ambulansı alıp hastanın yanına götürün dedi.

    delirdim yeminle. ya ablacım bakın, cahil kafamla babaannemin kalçasının kırılmış olduğunu görebiliyorum. belki düşerken travma da geçirmiştir. belki boynunda da sorun vardır. ben bu halde bırakamam.

    vs vs vs bir süre bağırıp “ambulanstaki arkadaşların birinin telefon numarasını verin arayayım” dedim.

    yok, olmazmış. ille de okul cami olacakmış da öyle bulabilirlermiş.

    gerçekten yaşadım. kadının suçu günahı yok bu durumda. adres, yön bilgisi olmayan emnesilleri 112 acil ambulansına doldurursanız sonuç bu işte.
  • dayım yanımda kalp krizi geçirdiği esnada 112 yi aradım ve telefonu açan hanım efendi telefonu dayıma vermemi isteyip neyi olduğunu kendinden duymak istediler. cumartesi günü belgrad ormanına 45 dakikada geldiler. geldiklerinde dayım çoktan rahmetli olmuştu. o 45 dakikada yaşadıklarımı ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. üstünden aylar geçmesine rağmen rüyamda onu hastaneye yetiştiriyorum.
  • kırıldım. gücendim. sana puanım 1 kanka.
  • kardeşim medeni ülkelerden gelip gelip burda gördüğünüz her şeye şaşırmasanıza. hayret bi şey ya.
  • esnaf edasıyla olaylara yaklaşan acil durum hatları.
  • at yalanı sikeyim inananı cinsinden şizofrenik bir yapıya sahip insanın bu geceyi nasıl canlandırırım cinsinden oluşturduğu hikayedir. bakın bu devlette en iyi işleyen kurum 112 dir. biz ayakkabım ayağımı ağrıttı şikayetiyle 112 yi arayan gencoya bile 5 dk altında (bölge içi ise) ulaşmassak başhekimlik soruşturma açarken, anlatılan bu hikaye saçma geldi..
    --- spoiler ---

    sus bitti sus
    --- spoiler ---
    bi 112 çalışanının bunu demesi imkansızdır. neden imkansız olduğunu anlamak isteyen 112 de bi çalışmaya başlasın. ha uydurma hikaye de polislerin tavrı kabul edilebilir çünkü kolluk kuvvetleri gerektiren vakaya gittiğimiz de polisler 2 gün sonra gelir umursuz tavırlarla. ha neden 112 böyle? en büyük oy kapısı da ondan
hesabın var mı? giriş yap