• "ben size söyleyeyim. programları a'dan z'ye sıralamak basit bir işlem değil mi? ios'de bu bile büyük bir problem."

    ilk kez telefonda programları a'dan z'ye sıralamak isteyen birisine rast geliyorum. bakalım programların a'dan z'ye listesi nasıl görülüyor diye merak edip ayarları açtım. karşıma çıkan ilk ekranı aşağıya kaydırdığımda bir de ne göreyim. telefonda yüklü programlar alfabetik olarak sıralanmış. eğer bu yazar kimsenin aklına gelmeyen bir şey yapıp program ikonlarını telefonunda alfabetik olarak sıralamaya çalışmışsa onu da muhtemelen bilgisayarı üzerinden kolaylıkla yapabilir (yine de denemediğim için bu kısmından emin değilim).

    "reklam engelleyemezsiniz."

    bu nerden çıktı. ios'de reklam engelleme işletim sistemi düzeyinde yıllardır olan bir şey. app store da size sayısız üçüncü parti seçenekleri sunmakta.

    "app'ler pahalıdır"

    bu güne kadar ios üzerinde android versiyonuna göre daha fazla özellikle gelmeyen bir programın daha pahalı olduğuna rastlamadım. tabi kastedilen telefon görüşmelerinizi, chrome aktivitenizi, klavye girilerinizi, adres defterinizi ve akla gelen her türlü özel bilgiyi ne idüğü belirsiz sunuculara kopyalayan flashlight uygulamalarını bedavaya indirmekse o zaman bir android telefona ihtiyacınız olduğu kesindir.

    "dark mode bile yoktur"

    birkaç yıldır smart invert, ios 12'ye geçtiğimden beridir de full dark mode kullanıyor, cahillerin cesaretini kınıyorum.

    "bırakın telefona mp3 ya da film atmayı"

    10 yıl önce iphone 3g ile yaptığım şeyi aslında yapamadığımı öğrenmiş bulunmaktayım.

    "çektiğiniz videoları kablosuz olarak bilgisayarınıza aktaramazsınız"

    çektiğim videoları kablolu veya kablosuz olarak bilgisayara atmaya kafa yormam gerekmiyor, zira telefonum bu işi yıllardır bana sormadan yapıyor. hatta ne yapıyor? diğer cihazlarımla çektiğim bütün videoları, fotoğrafları, oluşturduğum dosyaları, şifrelerimi, mesajlarımı, apple news kanallarımı, smart home seçeneklerimi, sağlık bilgilerimi ve akla gelen her şeyi bütün cihazlarım üzerinde senkronize ediyor. gerekirse en az kullananlardan başlayıp telefon hafızasında bana sormadan yer açıyor. ihtiyaç duyduğumda da icloud'a yüklediği bilgileri bana hissettirmeden geri indiriyor.

    "peki o sürekli gelen güncellemelerle birlikte gelen yeni buglar?"

    evet buglar ortaya çıkıyor, ama silikon vadisinde yazılım sektöründe qa testleri yapan biri olarak apple'ın buglarının endüstri standartlarının çok altında olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. şu anda ios 11 ve üstünü kullanan bir milyara yakın kullanıcı var. tabi çok kişinin kullandığı bir işletim sisteminin buglarının ortaya çıkması, bir de bu işletim sisteminin sahibi apple ise basın tarafından bunların büyütülmesi çok daha kolay. bir karşılaştırma yapmak gerekirse, android oreo neredeyse bir yılın ardından hala %15'lik bir paya ulaşabilmiş durumda. kullanıcıların ezici çoğunluğu hala 3 yıl öncesinin işletim sistemini kullandıkları için kimse yeni bugları bulamıyor.

    " jailbreak olayı da kalmadı"

    bunun en büyük nedeni ios'in kullanıcıya sunduğu özellikler açısından android'in önüne geçmesi olmasın? artık kimse neden jailbreak istesin? telefonuna rahatça malware atabilmek için mi?

    iphone'a müzik yüklemeyi beceremeyen adamlara laf anlatmaya çalışmaktan yoruldum. yapacağınız hepi topu google'ı açıp 3 kelime yazmak. onu yapamayacak kadar da mı acizsiniz?
  • teknoloji konusunda nankorluk yapan bir nesiliz.

    1990'larda aldigim ilk bilgisayarimi hatirliyorum da 16 mb ram ve 1 gb harddisk'im vardi. bu bilgisayarla fifa 98, age of empires, midtown madness filan oynardim. bugun cebimdeki telefonun 1000 mb rami ve 128 gb harddiski var. yani soyle dusun, benim ilk bilgisayarimdan 100 tane alip kocaman bir kamyona dolduruyorsun, o kamyondaki tum bilgisayarlarin hafizasi ve gucu cebimdeki bir telefonun hafiza ve gucune esit. adamlar bir kamyon dolusu bilgisayari alip ufacik bir aletin icine sigdirmis.

    biz kucukken televizyonda bilim kurgu filmlerinde izleyip hayranlik duydugumuz, cocuk halimizle bile hic gercekci olmadigini dusundugumuz teknolojilerin daha gelismis hali evlerimize girdi. cebinde tasidigin telefon seni yuzunden taniyor ve kim oldugunu biliyor. bunu gunluk hayatta hic oturup dusunmuyoruz ama bir an icin bunu sindire sindire dusunmeye calis ve olayin ne kadar muhtesem oldugunun farkina var.

    eskiden bir macta bir gol izlerdik, ertesi gun okulda o golu gormeyenlere o golu anlatacagiz diye yarim saat debelenirdik. simdi olsa cebinden telefonu cikart youtube'dan 10-15 saniye icinde golu acip goster, ne olacak di mi? bugunku teknolojiyle 100 yil degil 30-40 yil onceye gitsen direkt peygamberligini ilan edersin. yine de millet mutsuz ve teknolojik gelismelere burun kiviriyor.

    biz kucukken kara simsek'i agzimizdan salyalar aka aka izleyip hayranlik duyardik cunku orada konusan ve ana karaktere laf yetistiren bir araba vardi. araba kendi kendini surebiliyordu ve bu bize superman gibi yani asla gercek olamayacak dogaustu bir olay gibi geliyordu. bugun arabama binip "bana su sarkiyi ac" diyorum aciyor, "bana yol tarifi ver" diyorum yapiyor ve bu bana gayet normal geliyor ve hic sasirtmiyor. boyle bir sey olabilir mi? 5-6 yil sonra kendi kendini suren arabalar yayginlasinca herkes bunlari normalmis gibi benimseyecek ve kimse "vay ve teknolojiye bak, bir zamanlar kendi arabamizi kendimiz suruyorduk" demeyecek. hatta zamani gelince ona da burun kivirilacak. o degil de kendi kendini suren arabalar gelisince arabalar birbirleriyle konusabilecegi icin trafik isiklarina gerek kalmayacak. bu durumda seattle belediye baskani kendini kopruden atabilir, zira adamin hayat amaci dunyayi bastan basa trafik isiklariyla donatmak.

    1995'te sensible soccer diye bir oyun almistik. oyunun grafikleri inanilmaz derecede basitti ve oyuncularin her biri ekranda 1 cm boyundaydi ama oyunu yukleyip oynamaya basladigimizda hayranlik duymustuk. sensible soccer o gune kadar hicbir futbol oyununun yapmadigi bazi isler yapmisti. mesela o gune kadar piyasaya cikan futbol oyunlarinda brezilya milli takimi 11 siyahi futbolcudan, alman milli takimi 11 sarisin oyuncudan olusurken sensible'da gercekten beyaz olan oyuncular beyaz, gercek hayatta zenci olan oyuncular zenci olarak gosterilmisti. bu buyuk bir devrimdi ve milan'da oynayan weah'i zenci bir sekilde gorunce aklimizi yitirecektik. bir de takimlarin gercek kadro isimleri vardi ve jenerik uydurma isimler yoktu. bunlari gorunce sok yasamistik.

    fifa 99 ciktiginda ortaligin nasil yikildigini hatirliyorum da, herkes "bunun bir adim otesi direkt videodur" diyordu (o degil de fifa 99'da galatasaray ve besiktas vardi ama fenerbahce yoktu. bir fenerbahceli olarak oyunda galatasaray ve besiktas'la kupalar kazanmistim). nba 99 icin "bu oyunun grafikleri daha fazla ne kadar gelistirilebilir ki" deniyordu. ilk kez oyunlar 3 boyutlu yapilmaya baslanip karakterlerin golgesi yerde gozukunce "vay be adamlar her turlu ayrintiyi bile dusunmus" diye agzimizin suyu akiyordu. bugun fifa'da en ufak bir yamuk ciksin aylarca sikayet edilir mesela.

    teknoloji inanilmaz bir hizla gelisiyor ve dun agzimizin suyunu akitan teknolojiye bugun burun kiviriyoruz. louis ck'in internette cokca dolasan stand up videosunda dedigi gibi (entry'nin sonuna altyazili videosunu ekleyecegim) bugun piyasadaki en boktan, en dandik, en ucuz, en kimsenin begenmedigi, en allah belasini veresice telefon bile aslinda bir teknoloji harikasi ve her anlamda bir mucize ama biz kiymetini bilmiyoruz.

    eskiden renkli televizyon evlere girdiginde muthis bir icat gibi gozukmustu. sonradan her yil teknoloji gelisti ve televizyonlarin cozunurlugu, goruntu kalitesi ve renk skalasi artti. belki bundan 5-6 sene once "vay be" diye bakilan televizyonlara artik burun kivriliyor. artik milleti ultra hd bile kesmiyor. ille 4k olacak. gecen gun 1990'larda cekilmis bir film izledim ve goruntu kalitesinin dusuklugu beni film boyunca rahatsiz etti. ayni filmi ilk ciktiginda sinemada izlemistim ve goruntu kalitesinin dusuklugunu farketmemistim bile. muhtemelen o zamanlar agzim acik bir sekilde izlemisimdir.

    yillar once evlerde telefon varken bu telefonlarin kablosuz versiyonu cikmisti. gun boyunca telefonun uzerinde durup sarj olurdu ve telefon konusmasi yapacagimizda balkona cikip konusurduk. bu aletlerin 10-15 metre mesafesi vardi ve balkondan konusabilsen de evin disina cikinca cekmiyordu. doksanlarda o telefonla kac defa muzo'nun radyo programini aramistim. hugo'yu da aramistim ama bir turlu dusmemisti. iste o zamanlar o bile bize muthis bir teknoloji gibi geliyordu. bu telefona sahip olanlar james bond muamelesi goruyordu. ilk kez cep telefonlari ulkeye girdiginde sadece isadamlarinin ve unlulerin kullandigi aletlerdi. bu telefonlarin yayginlasacagina kimse ihtimal vermiyordu.

    nokia telefonlara konusup mesaj atma disinda ozellikler eklediginde (oyun, muzik calma, resim cekme gibi) ortalik ayaga kalkmisti ve yer yerinden oynamisti. simdi bunlari en kralindan yapan telefona bile burun kivriliyor.

    biz zamaninda casio saatlere telefon rehberi ozelligi geldi diye heyecandan gece uyuyamamistik. okulda haftalarca en buyuk gundem konusu olmustu. simdi apple watch senin nabzini olcup bir yamuk varsa "doktora gidip bir baktir abi" diyor. bu burun kivrilacak bir teknoloji degil, tam bir mucize eseri.

    ergenligimde internette bir resmin yuklenmesi (ne resmi oldugunu sormayin) 10-15 dakika surerdi ve resim yuklendiginde siz isinizi coktan (ne isi oldugunu da sormayin) bitirmis olurdunuz. simdi youtube'da en kral video 7 saniyede yukleniyor ve videoda 1 saniyelik donma olursa millet sinir krizi geciriyor.

    aklina gelen merak ettigin her seyi internette aratip 5 dakikada cevabini yazi, fotograf, gorsel veya video olarak bulabiliyorsun ve merakini aninda giderebiliyorsun. bu dunyada bundan buyuk bir mutluluk olabilir mi? telefonumda binden fazla kitap var. eskiden yanimda 3 kitap tasimak istesem esek yuku gibi canta tasimam gerekirdi. daha netflix, spotify gibi urunlere girmedim bile. eskiden sevdigimiz bir sarki denk gelecek veya izledigimiz dizinin bir bolumunu kacirmayalim diye agac gibi kok salardik ama simdi her sey elimizin altinda ama 4k kalitesinde degil diye begenmiyoruz.

    bir yerde got cebimizdeki bir alet vasitasiyla video cekiyoruz ve 10 saniye sonra tum dunyayla paylasiyoruz. boyle bir sey olabilir mi? aklin hayalin alabilecegi bir sey mi bu? ama bu gerceklesti ve insanlar hala memnun degiller. belki bundan 20 yil once nasa'nin, amerikan hava kuvvetlerinin filan zar zor kullandigi teknolojik imkanlari (gps, parmak okuma, yuz tanima...vs) bugun ahmet mehmet kullaniyor ve begenmiyor. got ceplerimizde aklin hayalin almayacagi, insanlik tarihinde gorulmus en buyuk mucizelerin toplaminin bile yanina yaklasamayacagi asiri derecede komplike ve muhtesem teknolojik urunler tasiyoruz ama begenmiyoruz.

    daha teknoloji devriminin basindayiz ve onumuzdeki yillarda inanilmaz teknolojiler piyasaya cikacak. sirf intel'in oregon ofisinde uzerinde calisilan ve henuz piyasaya surulmemis olan 50'den fazla yuksek teknolojili urun var. ne olursa olsun en basta insanlar sasiracaklar, kisa bir sure sonra benimseyecekler ve bunu da tukettikten sonra begenmemeye baslayacaklar. yarin isinlanma teknolojisi bulunsa onu bile begenmeyenler ve "istanbul'dan oregon'a isinlanmam neden 20 dakika surdu, sunu artik hizlandirin" diye sikayet edenler cikacaktir.

    bir de bulut diye bir sey cikmis, sakin kafayi yormayin. kafayi siyirirsiniz. hikmetine fazla sey yapmamak lazim.

    bahsettigim louis ck videosu (altyazili): https://www.youtube.com/watch?v=mvhn3sazu_m

    edit: daha uzun ama altyazisiz versiyonu: https://www.youtube.com/watch?v=zbcoe3viska
  • iphone'ların ilk başta gönderileceği ülkeler, daha sonra gönderileceği ülkeler gösterildi.

    elf gözlerim beni yanıltmıyorsa, türkiye iki grup arasında yok.
    bravo.
  • 36 ay kontratla iphone alıp yalnızca instagramda kamil koçla gittiği yerde “tatil başlasın” storyleri atan yurdum kızlarının hiç ilgisini çekmeyecek olsa da, homecourt olayı üzerine düşüldüğünde yeni bir soluk getirecek ortama.
  • ahahhshdhd ulan iphone tanıtımına kardioloji doktoru çıkardılar adam amerika kalp birliği başkanıymış
    teknoloji ve sağlık bambaşka bir yere gidiyor
    kapitalizme giydirmeden önce bi düşünün derim
  • - bla bla bla 4 kat daha hızlı..

    + wohooo şak şak şak..

    - bla bla bla artık daha başarılı..

    + wohoooo şak şak şak..

    ps: birisi şu şakşakcıları dışarı atsın nolur!!!
  • açıklanacaklar:

    - iphonr xs - 5.8 inç oled ekran, çelik kasa (64, 256, 512 gb; silver, space gray, gold)
    - iphone xs max - 6.5 inç oled ekran, çelik kasa (64, 256, 512 gb; silver, space gray, gold)
    - iphone xr - 6.1 inç lcd ekran ekran, alüminyum kasa (64, 128, 256 gb; black, white, red, yellow, coral, blue)

    home button artık yok, iphone’un yeni yüzü çentik. biraz daha hızlı ve iyi faceid tanıtırlar. doğal olarak daha hızlı işlemci, daha iyi kamera. geri kalanı aynı.

    bir de apple watch 4 olacak. 40 ve 44 mm olarak.
    bunda da birazcık daha büyümüş bir ekran olacak. ekran şuan köşeli yapıda, bu yenilerde iphone x’teki gibi yuvarlatılmış köşeli, bütün cidar boyunca dolaşacak. belki daha ince veya hafif yapmayı da başarmış olabilirler. tabii ki daha hızlı olacak.

    bunların yanında da yeni ios 12 ve watchos 5’in, macos mojave’nin, tvos 12 üzerinden geçerler tekrar. yok memoji, yok 2 faceid vs.

    istiklal marşı ve kapanış.

    faceid olan, oledli tam ekran ipad pro ise bir dahaki aylardaki macbook air, mac mini vırt zırt güncelleme etkinliğine kalacak.

    edit: kapasite ve renk bilgileri eklendi. kaynak macrumors, 9to5mac vs.
  • iphone 15 çıksa da iphone xs alsak dediğim etkinlik...
  • şu ülkelerde şu tarihte dedi ve üzülmeyin eğer ülkeniz yoksa ahanda bir hafta sonra buralarda dedi ve türkiye iki listede de yoktu. en azından ben görmedim.
hesabın var mı? giriş yap