• yükselince solcuları cehapeyi sevindiren
    düşünce de bu kesime troller tarafından 5n1k sorusu sorduran döviz kurudur.
    yıllar yılı bu ikilem devam edip gidecek yazık.
  • doların bugünkü seyrinin kökü, perşembe günkü kanlı savaştır.

    peki perşembe günü ne oldu?

    öncelikle resmi gazetede "finansal piyasalarda manipülasyon ve yanıltıcı işlemler hakkında yönetmelik" çıkarıldı. yönetmelikten herkes bir anda korktu. ancak bu yönetmelik sadece "bankalarca gerçekleştirilen fiiller için"di. vatandaş için bu geçerli değil yani. biz buradan istediğimizi yazabiliriz.

    nitekim yönetmelik idarenin bir düzenleyici işlemidir. anayasa'nın 124'üncü maddesinde yönetmeliğin ne olduğu belirtilir. buna göre idari kurumlar, kendi görev alanlarını ilgilendirmek üzere yönetmelik çıkarabilirler. gayet olağan bir şey bu.

    ancak olağan olmayan, bu yönetmeliğin içeriğidir. gerçekten, ali babacan'ın geçen gün yavuz oğhan'a tabir ettiği şekliyle "türkiye'ye yakışmayan, koskoca bir g20 ülkesine yakışmayan bir yönetmelik"tir bu. dahası, türkiye'yi gülünç duruma da düşürüyormuş babacan'a göre.

    netice itibarıyla bu yönetmelik, malumun ilamıdır. yani "türk lirasını tokatlayanlar var, ben onlara karşı yaptırım yoluyla mücadele edeceğim" demektir.

    peki soru şudur, türk lirası'nı neden tokatlattırıyorsun? senin görevin önceden bunu savunmak değil miydi?

    herkesin sorduğu soru bu, ancak verilen yanıt yok. uğur gürses'in en son yazdığı "hisseli harikalar kumpanyası" başlıklı harika yazısını da bu kapsamda okuyabilirsiniz.

    işte perşembe günü yaşananlar, aslında ağustos 2018'de yaşadığımız kur şokunun küçük bir versiyonuydu. bunu ege cansen de bu şekilde ifade etti. tabi sütten ağzı yanan ekonomi yönetimi bu sefer çareyi zorba yöntemlerde buldu. ancak ege cansen ve asaf savaş akat tarafından kura bu müdahale meşru bulundu. ancak arkasından hemen soruyu da sordu iki üstat: bugüne kadar neden lirada böyle bir zayıflık oluştu da doğru adımlar atılmadı?

    dolayısıyla perşembe günkü savaş, manipülasyon üzerine atılan üç banka yasağı yaptırımıdır ve sonrasında kur dizginlenmiştir. açıkçası şu anda bankacılık piyasasında bir şok var. lira'nın konvertibilitesi hakkında yoğun eleştiri var bddk'ya. piyasa yanlısı analiz yapmayı tercih eden mert yılmaz bile "yapılan hatanın doları 7.20'ye taşıdığını" ifade etti. dahası, yine mert yılmaz, daha önce de aynı şeylerin yapıldığını ve bunların yarardan çok zararı olduğunu, neden aynı şeylerin yapılarak farklı bir beklenti içerisine girildiğini sorguladı videosunda.

    ne oldu diye soracak olursanız, bddk önce 3 bankaya yasak getirdi. bunlar uluslararası saygın kuruluşlardı. bnp paribas sa, citibank na ve ubs ag'ye 7 mayıs günü getirilen tl işlem yasağı, 11 mayıs itibarıyla kaldırıldı.

    kerim rota'sından, uğur gürses'ine, zümrüt imamoğlu'ndan, timothy ash'ine kadar bu alınan karar sorgulandı ve sert bir şekilde eleştirildi.

    hatta bu yazıyı yazmama sebebiyet veren, uluslararası camiada bilinen timothy ash'in tiviti oldu. ash "türkiye'de hiç kimse sermaye kontrolleri istemiyor" ifadesini kullandı. türkiye gibi bir ülke için bu gibi açıklamalar gerçekten itibar kaybıdır.

    şu an kurun bu şekilde sakin kalmasının kökü de buradan kaynaklanıyor. tabi inanılmaz bir repütasyon kaybı oldu ancak yine de halen bir "bekle-gör" havasında herkes. o yönetmeliğin iptalini isteyecek bir babayiğit çıkar mı bilmiyorum ancak demokles'in kılıcı gibi sallanacak bankaların üzerinde gibi görünüyor. dolayısıyla da sakinlik ve kurun yavaş yavaş düşmesi bundan kaynaklanıyor. tabi çok sevinilecek bir durum yok, çünkü tüm problemler olduğu gibi duruyor ve hiçbirine çözüm üretilmiş değil.

    biz söylememizi tekrarlayalım: döviz olmadan para basıyorsanız, kurun yükselmemesi için döviz satıyorsanız, artık uluslararası camia tarafından da tabir edilecek şekilde "sermaye kontrolleri" uygulamaya başlamışsanız, yakın zaman içerisinde 170 milyar dolar ödemeniz varsa ve net döviz rezervleriniz eksiye geçmişse, ülkenin yarısından fazlasını dışlıyorsanız, türk tipi başkanlık sistemindeyseniz, imf ve fed gibi dış kaynak arayışlarınız olumsuz neticeleniyorsa, ihracat yapılamayacağı belliyse, merkez bankanız bağımsız değilse, ekonomi yönetimine güven yoksa gidişatın yönü bellidir.

    bu iş bir anda olmayacak tabi. mehter yürüyüşü gibi iki ileri bir geri şeklinde gerçekleşecek.

    dolar kuru, şubat başında 5.98'lerdeydi. bugün 7.02'lerde.

    olaya günlük bakmayın, trende bakın.

    günlük değerlerle oynanabilir ancak trend doğruyu gösterir.

    *

    (bkz: 2020 ekonomik krizi/@dragonlady)

    (bkz: kemal derviş'in ekonomik kriz öngörüsü/@dragonlady)
  • kurmasınlar artık, yeter canımız çıktı
  • cds 643 olmuş, bu da demek oluyor ki %11 ihtimalle borçlarımızı ödeyemediğimiz için iflas edeceğiz.
  • bu yükselişte düşüşte milyonlarca dolarla oynayanlar aldı sattı siz burda 500dolar alan ekşiçiye mi sövüyorsunuz?
  • düşüşün olsun da çıkışın olmasın ulan.
  • para biriminin dolar karşısında 7 kat değersiz olduğunu anlamayan kıt beyinleri sevindiren seviyededir.

    7.24 olunca suspus ama 7 olunca bak gördün mü indi!

    paran 7 kat değersiz. değersiz. de-ğer-siz. bu hale getirenler "bizi seçin" dediğinde 4 civarlarındaydı. vaat ettikleri gibi, seçildikten sonra 4 küsürlerin altına hadi olsun 2 civarlarında olsun, deriz ki " evet, vaat ettikleri gibi oldu, halalke!"
    olmadı. neyine seviniyorsunuz lan?
  • 7 tl altına inecektir. geleceği nokta maksimum 6.40 seviyeleridir.
    ancak yol sonu için bir tahmin yapmak zor
  • doların düştüğü, arttığı yoktur. tl'nin değer kazanıp kaybettiği durum vardır. tl'nin değer kaybına sevinen birileri varsa en ala o. çocuğudur. tl neden değer kaybeder? elindeki paranın karşılığı olan değerler sistemi yoksa paranın değeri düşer gülüm. bu değeride ya sanayin güçlü olur eldeki paranın karşılığı teknolojin olur, ya da herhangi bir alanada üretimin olur. bunlar yokken karşılıksın para basarsan değeri düşer maalesef.
  • cds neden yükseliyor aydınlatabilecek bir yazar var mı
hesabın var mı? giriş yap