• başbakan'ın hülya avşar, necati şaşmaz görüşmelerinden sonra gerçekleşecek olan görüşme olmuştur. rte'de "la adam akıllı konuşabilen, olayı bilen birileri gelsin." diye pes ettiyse artık.
  • flamasızgezi, apolitik oluşum goygoycuları kına yakabilir artık. öyle örgütsüz; politik olmaktan ve siyasi manevralardan uzak bir oluşum olursan işte böyle elinde avucunda ne varsa alırlar. akp iki haftadır her türlü politik manevrayı, hamleyi denedi ve süreci kendi lehine çevirdi. biz ne yaptık peki? halka mı inebildik, farkındalık mı yaratabildik? apolitik olmak elimizdekileri de kaybettirmekten başka ne işimize yaradı? yediğimiz dayakla, soluduğumuz gazla o koca koca meydanlarda dımdızlak kaldık. o billur geçtiğmiz necati şaşmaz'dan fazlasını mı yapabildi çok güvendiğimiz taksim dayanışma platformu? yetersiz ve eksik bulduğumuz 5 talepten dahi bir tanesini bile kazanamadık ama adamların yaptığı açıklamaya bakınca insan hükümet istifa etti falan zanneder. çözüm yargı sürecinde aranacakmış. kimin yargısı, kimin adaleti? bundan birkaç yıl önce kavgalarla baskılarla sızmadı mı akp yargının içine? hsyk, yar-sav kavgalarını, yargıtay atamalarını ne çabuk unuttunuz? gezi parkı direnişini destekleyen hukukçuları, kendileri gibi düşünmeyen bu adalet insanlarını yaka paça gözaltına alan akp değil miydi dün? dün yaşandı bu olay dün, bu kadar mı balık hafızalıyız. önce gözaltına alıp sonra delil toplayan adalete bırakacağız davamızı? onlarca kişinin tecavüz ettiği küçücük kız çocuklarını 'rızasıyla yapmış' diye aşağılayan yargıya mı bırakacağız? bu ülkenin en büyük suçlularından biri olan galip öztürk'ü (metro turizm'in sahibi) serbest bırakan adalete mi inanacağız?

    kişisel hak ve özgürlüklerime yapılan müdaheleler ne olacak? neden hiç konuşulmuyor? kadınların kaç çocuk yapacağını, nasıl yapacağını, ne zaman yapacağını söyleyen iktidara, kiminle nerde ne zaman içeceğimize karışan iktidara, neyi nasıl izleyeceğimize karar veren iktidara, reyhanlı olaylarını sümenaltı eden iktidara, her türlü hak ve özgürlüğümüzü düzenleme yapıyoruz diye yasaklayan iktidara boyun mu eğeceğiz? biz ne için dökülmüştük sokaklara?

    bize her fırsatta hakaret eden, çapulcu diyen, marjinal diyen, dinsiz imansız diyen, terörist diyen bir başkanın buyruklarına mı uyacağız şimdi yine? sürekli yalan söyleyerek kendi kitlesini kaybetmemeye çalışan bir başbakana mı uyacağız? bizi sidikli diye, kokuyorlar diye aşağılayan bir başbakanın köpeği mi olacağız?

    o ölen 4 kişinin hesabı sorulmayacak mı iktidardan? kaybettiğmiz 3 eylemci kardeşimizi, hayatını kaybeden emir kulu polisimizi bir kenara mı atacağız? 'abdullah cömert çocuğumuzdur.' diyen annelerinizin yüzüne nasıl bakacaksınız? sabah akşam dayak yediği halde yine de sokakta direnen, bizi ve haklarımızı kollayan; bu direniş uğruna gözünü kaybeden, bacakları kırılan, darp edilen kardeşlerimizin yüzüne nasıl bakacağız?

    birkaç kişi korktu, çekindi ve 'evlerinize dönün' dedi diye bırakacak mısınız direnişinizi? yargının yıkımı onaylayacağı açıkken, yargı onaylamasa bile çeşitli manipülasyonlarla halkoylamasında yıkım kararı çıkacağı daha şimdiden belliyken ve hiçbir şey elde edememişken onlara mı bırakacağız meydanlarımızı? ya kalır özgürlüklerinizi savunursunuz ya da çekip gider ilelebet köpekleri olursunuz. gidene yazıklar olsun! gidene yazıklar olsun!
  • h. celik "parkin daha fazla isgal altinda tutulacagina hukumetin musamaha gosterecegini dusunmuyorum" dedi.

    arada:
    - 'yargi surecini beklemek' bir karar degil, hukuki bir zorunluluktur.
    - 'yargi karari sonrasi plebisit yapilacak.' bu bir karar; evet. (not: plebisit = demokrasi algisi yaratilmaya calisiliyor)
    - 'suclu polis yargilanacak' da bir karar degil, hukuki bir zorunluluktur.
    - 'gostericiler alani bosaltacak' bir karar degil bir ultimatomdur. yukardaki cumle ile birlikte "emir"dir.

    ozetle - parktan cikin, yoksa cikartiriz dedi celik.
  • bu görüşmenin sonucunda başbakan yasalara uyacağını açıklamıştır. sevinebiliriz.

    resmen ölümü gösterip sıtmaya razı ettiler bizi.
  • gezi parkı projesi iptal edildi mi? hayır
    gezi parkı projesini mahkeme iptal ederse projenin tekrar hortlama şansı var mı? referandum yaparak evet
    gezi parkı projesi için referandum yapılmaması talep edildi, sonuç alınabildi mi? hayır, yasal olmamasına rağmen yapılacak.
    normalde de yürütülmesi gereken soruşturmalar konusunda bir değişme var mı? yok
    gezi parkı'ndaki direnişçilerin güvenliği sağlandı mı? hayır
    daha sonra müdahale olacak mı? kuvvetle muhtemel
    gelecek müdahalelerde biber gazı kullanılacak mı? kesinlikle
    vali, emniyet müdürü,... gibi olayların arkasındaki isimler görevden alınacak mı? alsalar alsalar ikramiye alırlar.

    la bu heyet ne konuştu? başbakan nasıl olumlu yaklaştı?
    resmen göte kaçan bir görüşme olmuştur.
  • iki haftalik direnis sonucunda basbakan yarginin kararina uymaya ikna olmus gorunuyor. adami yasal olarak yapmakla yukumlu oldugu seye [caps] ikna ettik [/caps] iki hafta, dort olu ve binlerce yaralinin ardindan. hahaha kusura bakmayin ama boyle hukuk devletine gulerim ben lan sadece.

    bunun disinda, oraya gidenler olayi basbakana anlatamamis, ertesi gunku aciklamasindan da bunu anladim. sadece bir kisi bir seyler soylemis, onu da basbakan "agir sendikaci" diye niteledi. parktaki herkesin derdinin o "agir sendikaci" gibi hak ve ozgurluk oldugundan hala habersiz.
  • su entry'de (#33106704) uzunca anlatilan stockholm sendromu'na yakalanmis kisilerin yaptigi gorusme. stockholm sendromu'nun bazi belirtileri:

    - ufak bir iyiliğe karşı bile çok yoğun minnet duyguları
    - istismarcının ihtiyaçlarına aşırı duyarlılık
    - istismarcı şiddet davranışını azaltsın diye onu memnun etme çabaları
    - dünyayı istismarcının perspektifinden değerlendirme, kendine ait bakış açısını kaybetme
    - hayatta kaldığı için ve onu öldürmediği için istismarcıya minnet duyguları besleme

    insanlar bu hukumetten o kadar uzun sure, o kadar cok baski yedi ki artik duzgun dusunme yetilerini kaybettiler, hastalar. gorusmeye gidip afallayarak donmeleri bu yuzden. gercekten cok ciddi soruyorum: yok mu abi stockholm sendromu yasamayan, duygularini kontrol edebilecek birisi hukumetle gorusecek?
  • mahsun kırmızıgül'ün ne işi var orada dediğim görüşme. şebnem sönmez nerede ya okan bayülgen?
  • şimdi ben bu saate kadar uyumadım. tamam, çok çok büyük beklentilerim de yoktu açıkcası hükümetten. aslında söylemlerini değiştireceklerini de düşünmüyordum.

    beklentilerim ise omurgalı, dik bir duruştu. bugün nasıl sahnede taleplerimiz tek tek sayıldı ve dile getirildi; orada da dile getirilmesiydi. içeride ne oldu/ne bitti bilmiyorum/bilmiyoruz. ancak, çıkışta gördüğümüz şey büyük bir hüsrandır. bu kesindir, bu nettir.

    hani abi tutuklu arkadaşlarımız nerede? hani abi ölen kardeşlerimiz nerede? nerede oğlum başbakanın utanmadan söylediği yalanlar? nerede lan başbakanın o kibirli söylemleri? nerede, allah aşkına, yetkililerin istifası?

    sakın bana inceleniyor safsatasıyla gelmeyin. yüzlerce görüntüden sadece 5-6 tanesini bile izleseniz bu sorumluların istifa etmesi gerektiğini anlarsınız zaten. masal okumayın. iktidarın düştüğü hataya düşüp de bu gençleri salak yerine koymaya sakın ha çalışmayın.

    üzülürsünüz. üzüleceksiniz!

    yarın parka geldiğinizde utanmayacak mısınız sahi? hani nerede o sahnede söylenenler diye sormayacak mı bu insanlar sanıyorsunuz size? siz gerçekten sanıyor musunuz ki bu insanlar sadece ama sadece gezi parkı için oradaydı? referandum seçeneğinin ne kadar saçma ve uygulanabilirlikten uzak olduğunu gerçekten anlatamadınız mı? bu kadar mı acizdiniz? madem acizdiniz, neden böyle bir şeye soyundunuz? yoksa hakikaten bu olayların gezi parkı özelinde çözülebileceği/durulacağı gibi bir yanılgı içerisinde miydiniz?

    hayır, siz de farkındasınız her şeyin! sadece dik duramadınız, mesele bu. ürktünüz, asıl mesele bu!

    utanmadınız bir kere lan! ankara'da, hemen dibinizde insanlar can pazarındayken bu görüşmeleri yaptınız. en başta diyemediniz, 'müdahaleleri durdurun. yoksa bu görüşme olmayacaktır.' ta oradan belliydi işte aslında da, bizdeki saflık işte, belki dedik. belki biz çok kötümser yaklaşıyoruz.

    yazık... nereden baksan, nereden tutsan elinde kalacak bir kepazelik yaşanmıştır. tarih de yazacak bu duruşu, bu duramayışı!

    yarın gezi'de görüşmek üzere!
  • 15-16 haziran'da yapılacak olan akp mitinglerinde erdoğan'ın çıkıp

    "oraya işemişler, afedersiniz büyük abdestlerini yapmışlar. park dışkı kokusundan geçilmiyor. bunlar mı çevreci?! gözünü çıkardığ... eöö pardon... gözünden öptüğüm samimi gençler bizle ortak akılda buluştu. ama faiz lobisini, dış mihrakları ve cehape zihniyetini marjinaller aracılığıyla üzerimize oynanan oyunları bertaraf ettik. başörtülü bacımıza göz dikenlerin ümüğünü sıktık, sıkacağız!!! görsünler baksınlar işte gerçek halk kimmiş!!! (alkış, bağırış, uruk hai sesleri)"

    tarzında tüm televizyonlarda canlı yayında yapacağı konuşmayla birlikte o taksim dayanışması mıdır ne siktir, onların suratında oluşacak göt oluşu an be an görmek isterim. hemen de kanarlarmış yavrularım. size demiyoruz ki "devrim yap, ortalığı yık!" sadece dik dur diyoruz amk, sadece. inşallah bu yazdıklarım için utandırırsınız beni. gerçi hiç sanmıyorum ya...
hesabın var mı? giriş yap