• 16.03.2018 editi: kamilkoç tarafından bilet ücreti iade edildi. yetmez ama evet.

    merhabalar, sayın sözlük üyeleri, 4 yıllık bekleyişten sonra kısa bir süre önce yazar oldum. ve açacağım ilk başlıkta da rezalet kelimesini kullanmak istemezdim ama olsun.

    kısa tanım: 13.03.2018 tarihinde kamilkoç otobüsünde çıkan yangın ve sonrasındakiler.

    olaya geçiyorum. olay saat 09.00 afyon'dan ankara'ya gitmek için bindiğim kamilkoç otobüsünde, yolun 30-40. kilometresinde yangın çıkmasıyla başladı. köroğlu beli denilen mevkiye geldiğimizde otobüsün arkasından sis bombası atılmış gibi bir duman bulutunu fark etmiş şöför, hemen uygun bir yere çekip arkaya bakmaya gittiler. bende önlerde olduğum için durumu farkedince inmeye niyetlendim, cüzdanı aldım ve tam inecekken muavin gelip piston aşşaa diye bağırdı. dur o başka hikayeydi. neyse işte, herkes bir panik indi arabadan, yangın söndürücüyle müdahale edildi kısa zamanda söndürdüler. sonradan öğrendiğime göre otobüslerde ad blue denilen bir sistem varmış, 4 depoda 50 liralık masrafı olan bir şeymiş. bunu iptal etmek için bir aparat takmışlar motora, sistem de bunu kabul etmeyince yangın çıkmış ve 50 lira kara geçmek için resmen insan hayatıyla oynanmış, hadi onu düşünmediniz kaç milyarlık otobüs tehlikeye girmiş. herneyse. buraya kadar herşey normal olabilir diyelim yinede.

    olay 2. kısımda başlıyor, şimdi diğer arabayı bekliyoruz artık 45 dakika filan geçmiş bu arada. sonra şoför ve muavinlerle birlikte üç beş erkeğin toplandığı bir grubun yanındayım. şoföre telefon geldi. diğer otobüs 10 dakikaya geliyor ve 12 kişilik yer var. yalnız bir sorun var bizim otobüste yaklaşık 35 kişi var.

    böyle bir durumda 35 kişiden seçilecek 12 kişi neye göre belirlenir ? soru bu.

    cevabını bilmediğim için müşteri hizmetlerini aradım. böyle durumlarda kimin bineceğine dair bir prosedür olmadığını mağduriyetimin giderileceğini gelen arabaya binemezsem bir sonrakine kesin(!) bineceğimi söyledi. bende dedim ama benim kesin binmem lazım acelem var. dedi ki mağduriyetiniz giderilecektir. tamam güzel ama gerçek hayatta o kadar kolay değil maalesef.

    ben ufaktan kulis yapmaya başladım, kim binecek nasıl oluyor ne bitiyor. şoföre soruyorum acelesi olanlar biner diyor önce. ama tabiki böylesi bir durumda türkiye gibi bir yerde acelesi olmayan tek bir kişi bulabilir misiniz bilmiyorum. biz bulamadık.

    sonra bir dayıyla anlaştık kesin bineceğiz çünkü bize göre yetişmemiz gereken yerler var, kadınlar ve yaşlılar bu sırada üşümesinler diye arabada oturuyor.

    aşağıda da çakal diye tabir edeceğimiz bir ekip bekliyor. tam bir doğa durumu. güçlüler yerini almış yeni arabayı bekliyor.

    ben oluşturmaya çalıştığım küçük kulisime varsa çocuk, hasta ve hamilelerin öncelikli olduğunu onların dışındakilere kura yönteminin uygulanması düşüncemi açıyorum. en mantıklı seçimin bu olabileceğini söylüyorum. nedense saçma geliyor, gülüyorlar ve kim uğraşacak şimdi onunla cevabı alıyorum. öyle mi öyle.

    yeni otobüs gelirken, yolun başından gözükür gözükmez tam bir kaos durumu.. 10 kişilik çakal ekibin yanına yöresine diğer herkes doluşmuş durumda. otobüs geldi, önümüzde durdu ve herkes ilk kapıya yöneldi. bende de uzun boylu ve kalıplı olmayışımın sebebiyle doğal olarak geride olan avantajım vardı tabiki. ama düşündüm ve şöyle yaptım herkes ilk kapının önüne doluşmuşken bavulumla bagaj kapısının önünde beklemeye başladım. muavin indi ve kimseyi bindirmeden hemen bagaja yöneldi ve kapıyı açar açmaz bavulumu koyup yukarı fırladım. böylece diğer kişiler arada kavga kıyamet sen binecektin ben binecektim kavgasına devam ettiler.

    sonuç: beklenebileceği üzere kadın, çocuk, yaşlılar geride kaldı. 7-8 alfa erkek birinin eşi bir teyze, 2-3 sığınmacı erkek ve bir de ben binebildik. diğerleri paşa paşa geri indiler.

    böyle bir durumda yapılması gerekenlerin belirli olması gerekmez mi dostlar, siz neler düşünüyorsunuz ? kalan insanlardan yetişeceği yerler olanlar ne yapacaklar şimdi ? mağduriyetleri en fazla bir biletin iadesi ödenerek mi giderilecek ? doğa kanunları halen neden bu kadar geçerli ? modern dünya ? insan hakları ? avrupa birliği ? nerede bunlar ? biz neredeyiz, lütfen bilen biri cevaplasın.

    edit: ekleme yapıldı. 6
  • yaptığın hareketle sağda bekleyen çakal sürüsünden farkın kalmamış dostum.herkesin acelesi var.sonrasında gelipte kadın çocuk edebiyatı yapma.

    ama tabiki firmanın bu tarz durumlarla ilglii prosedürü olması gerekir.

    rezalet puanım 10/0,1
  • öncelikle rezalet puanım 0/10.
    otobüsler arıza yapabilir. trilyonluk otobüslerin sahipleri otobüsün hareket etmediği her an zarardadır. 50 lira için bilmem neymiş ayaklarını geçiniz yani.
    bu tarz olaylarda standart prosedür bir sonraki otobüse yolcuların aktarılmasıdır. yeterli yer yoksa bir sonraki otobüs beklenir.
    sen burada bu kadar rezalet parçalayıp yaşlıyı çoluğu çocuğu geride bırakıp atlıyorsan o otobüse, ciddiye alınmayı bekleme.
    kamil koç benim babamın oğlu değil. ortada bir sıkıntı varsa söyleyelim, eleştirelim ama ben burada bir rezalet görememekteyim.
    (bkz: metro turizm) rezalet çıtasını öyle bir yükseltti ki, otobüs bozulması, yolcuların nakli gibi sebepler rezalet kavramının dışında kalıyor.
  • nasıl çakallık yaptım sıtorisi. otübüs yanmadı ama külislerimle sonraki arabada yer buldum rizaaaleet.

    aynen. seni bu hareketlerine rağmen bekletmeden otobüse almaları cidden rezalet olmuş.

    rezalet puanım senin için 0
    diğer yolcular için 10.
  • adamlar o otobüsle devam etse rezalet olabilirdi.

    burada asıl rezalet olan kadınlar, çocuklar ve yaşlılara öncelik tanımanız gerekirken koşa koşa otobüse atlamanız. bir de utanmadan buraya taşımış. insan bir düşünür hasta, hamile var mı diye işi varmış kıyamam.

    zaman kaybı olan içerik.
  • son günlerde sözlükte rezalet başlıklarını açan mağdur yazarlara karşı linç ve aşağılama yazılarına denk geliyorum. bu başlık altında da buna benzer yazılar gördüm. sayın yazarlar varsa elinizi vicdanınıza koyun! buna rezalet değil rezalet puanım 0/10 diyenler aynı şeyi siz yaşasaydınız eminim ki ortalığı birbirine katardınız. hem burada hem de olayın yaşandığı yerde. başlığı açan ve mağduriyet yaşayan yazar arkadaş müşteri hizmetlerini aramış bu tarz olaylardaki işleyişi sormuş, şöförle olayın nasıl gelişeceği hakkında konuşmuş ortaya fikir atmış ancak otoriteyi sağlamak, yolculara açıklamalarda bulunmak ve yönlendirmek ile yükümlü olan otobüs şöförü üzerine düşeni yapmamakla beraber fikir önerilerini de tiye almış. yani mağduriyet yaşayan yazar arkadaş üzerine düşeni yapmış ama olumlu veya çözüm sonuçlu kararlar alınmadığı için aciliyeti de olduğu için kendi yararına hareket etmiş. bu yüzden yaptığının yanlış olduğunu söyleyemeyeceğim.
    ve gerçekten de yazar arkadaşa katılarak bu tarz kazalar yaşanması muhtemel olaylar olduğu için hakkaniyetli bir prosedürün turizm firmaları tarafından önceden belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
  • o değil de insan yaşadığı ülkenin diline nasıl bu kadar yabancı olabilir?
hesabın var mı? giriş yap