• rob halford'un "naber istanbul? your priest is back" diye topa girmesiyle, unutulmaz bir gece olacağını ossaat anladık. ancak çok hüzünlendik, şu nedenle:

    sahnede 2008 yılında hala herşeye rağmen cayır cayır müzik yapan heavy metal emekçileriyle birlikte, judas'ı ilk dinlediğim anı hatırladım. trt radyosunda turbo lover turundan bir konseri dönüyordu. o zamanlar rapidshare, kedicikler vs yok, indirmez hızları gibi konular konuşulmuyor. anında çarpan müziği kayıt altına almak için radyoya (çünkü sadece radyo işlevi görüyordu) teyp dayayıp kaydını aldığım o konseri, yıllarca dinledim. volkmenin pili biter, hell bent for leather yavşardı ama ne gam. painkiller albümünü kadıköy'de malum yerde az dinlemedik sonuna kadar.

    sonra, siyah giydiği için cadı avına uğramış bir kuşaktan gelen biri olarak, hem sahnede böyle bir kitleye çalan judas priest'i gördüğüm için, hem de ülkede inatla tüm imkansızlıklara rağmen bu müziği dinlemekten, çalmaktan vazgeçmemiş o kişilere sonsuz şükranlarımı sundum kendi adıma.

    bazı anlarda yaşadığınız hayatın ne güzel olduğunu yoğun olarak farkedersiniz. stüdyo atlantis'in rutubet kokusu, kuruçeşme'nin deniz kokusuna karışır, rob halford oktavını tam olarak kullanırken, whisky'nin klibini kutladığınızı hatırlarsınız. hepsi aynı ruh halindedir, çok farklı değildir. belki hayat seni beni dönüştürüyor, yok godspeed you black emperor yok punk yok mars volta dinliyorsun ama kesin olan şu ki, nerede ve ne zaman olacağını bilemem ama, son nefesimi verirken, yine aklımda ilk duyduğum heavy metal şarkıları olacak, dio, manowar, black sabbath, accept, ozzy, motorhead, judas priest, iron maiden, pentagram, devil, dr skull ve onlarcasının yüzünü görüp, konserleri ve evrene yaydığı sesleri duyacağım. tüm bunlar için müteşekkirim. bir de nostradamus'um tabi orası ayrı.
  • ses ve sahne son derece tatmin ediciydi. sahnenin 2 yanındaki göt kadar projeksiyona şahsen anlam veremedim, görüntü projeksiyon olmasından dolayı net değildi. 3 kuruş fazla masrafa girip keşke 1 tane led ekran taksalarmış 20 yıl sonra judas priest'i getirmişken.

    ... ve playlist tabiki aç bünyelere yetmedi, sanırsam konser 1 saat 40 dakika civarı sürdü. yıllardır o anı bekleyen adamın neresine yetsin.

    bir de hakkında konserden önce "abi 30 tırla geliyolar !" şeklinde haberler duyduk, yazıldı çizildi. burdan selam ediyoruz, kendileri 2 tır ile gelirvermişler.

    rob, playlist, ses, ışık falan her şey bir yana ... bir organizasyonun en önemli noktalarından biri tuvaletlerdir, genellikle problem yaşanılan, organizasyon tarafından en fazla dikkat edilen ve edilmesi gereken yerlerdir. o mekana o kadar tuvalet yeterli mi oturup insan gibi tartışalım, yazıp çizelim de bu akşam ki rezillik neydi diye ben yine de sormak istiyorum.

    arkadaşım ananız babanız mı yok, bazı şeyler evde öğrenilir derler. neden gidip tuvalette pisuvar, klozet vs bilumum insanlar için yapılmış alet edavat varken 2008'in ilk yarısını geride bıraktığımız şu dönemde tuvaletin kapısından girdikten sonra hala duvara, yere, çöpe işiyorsunuz ? prostat mısınız, yoksa sizin yörenin geleneği mi ? evde heralde klozet, pisuvar falan yok siz oraya buraya sıçıp toprakla örtüyorsunuz. biz de biliyoruz judas konserinin ne olduğunu, reina'ya gitmediğimizi ama medeniyet ayrı bir şey. siz asi olduğunuzu duvara işeyerek mi ifade ediyorsunuz ? vallahi işeyerek duvara "asi" yazan da göremedim ama neyse hadi bakalım.
  • setlist

    setlist bilindikti,ne 30 şarkı vardı ne de tahmin edilen görünen köyden fazlası..türkiye'de verdikleri ilk konser olmasından hallice şu deli gönül the sentinel, blood red skies hadi onlar da olmadı night crawler ya da daha yüksek bi ihtimal a touch of evil'i bekliyordu. başı-sonu belli bir tüneldi ama insan içerde farklı bir pencere arıyordu.

    painkiller,breaking the law,electric eye milletin kontrolden çıkıp çılgın attığı, eşliğin üst düzeyde olduğu şarkılardı.

    between the hammer and the anvil,sinner,hell patrol ve biste gelen motorla çarpıp plakasını alamadığımız hell bent for leather ise şahsen konser adına aklımda uzun süre yer edecek anlardı..

    ağzımıza çay kaşığı kadar şeker çalınmış hissi uyandırsa da bu ağrıkesici bir ömür yeterdi bize..

    konserin eksileri

    konserde gerek izleyicinin genel tavrı olsun gerekse priest adına eksik,tadı tuzu kaçıran en ufak olumsuzluğa rastlamadım. tek üzücü konu konsere bir buçuk ya da bir saat kala (daha öncesini bilemiyorum zira) yaşanan,rezillik diye tanımlasam çok da ağır kaçmayacak olan davetiye/normal bilet/indirimli bilet alma telaşesiydi.gişeler desen göt kadar.sıra yılan misali yola taşmış, prophecy tınıları her an duyulmak üzere henüz biletini alamamış tonlarca insan üstüne elektriklerin kesilmesi... ilk 2-3 şarkıdan hiçbir tad alamadım desem yeridir.sahnede judas priest'in olduğunu ise metal gods'a eşlik ederken idrak ettim...

    konserin artıları

    bir kere 7-70 arası kuşak farkını bir süreliğine/belli zamanlarda da olsa ortadan kalktığı , tek vücuda bürünüp ses bulan binlerce kişi için o mekanda bulunmak, sahnede kanlı canlı bu olaya tanık olduğumuz adamları , judas priest'i,şayet heavy metal diye bir müzik türü,bir müzik kültürü,müzik ruhundan öte bir olgu varsa akla ilk olarak gelmesi,zikredilmesi gereken bu kilometre taşıyla aynı havayı solumak başlıbaşına bir artıydı.

    freddie mercury'i metreler ötesinde çıplak gözle göremedik belki ya da pink floyd'undan the beatles'ına değişen , içinde bulundukları döneme yeni kimlik kazandırmış bu grupların biletleri geçmedi elimize , ne bileyim bir chuck schuldiner'ın sesi,gitarı istanbul'da yankılanmadı ama yıllar sonra belki de çekmecede,cüzdanda kitap aralarında saklayacağımız bileti çıkarıp "ben judas priest gördüm" diyerek suratta pis bir gülümseme bırakacak bir geceyi yaşadık..yani diyorum ki ilerde çoluk çocuğa karışır torun torba sahibi olursam oldu da veletlerden biri bu müziğe ilgi duyar eder de priest'in lafı geçerse "ha,priest mi?..sene 2008..hava bihayli sıcaktı o gün.." girişiyle yavrucakların gözünde metal tanrıları tarafından kutsanmış bir baba/dede imajı çizeceğim bir anı hazır şimdiden..
  • "klasik priest kalitesinde geçmiş konserdir. ne bir eksik, ne bir fazla" - space, 2008
    "ben süper geçecek demiştim di mi" - nostradamus, 1565
    "abi girme araya, 2 dakka izin ver de bi yorum yapalım be" - space, 2008
    "sana git diyorsak bi bildiğimiz var olm" - nostradamus, 1565
    "ikide bir araya girmeye devam edersen astral seyahatle gelip tokatlayacam seni" - space, 2008
    "nah tokatlarsın, ayrıca vazo için üzülme" - nostradamus, 1565
    "hangi vaz... asktr..." - space, 2008
  • konserin icrası kısmı hakkında yorumlar yapılmış aynen katılmaktayım lakin parnak basmak istediğim başka bir nokta var o da enayi yerine koyulan fanlardır. bir kaç ay öncesinden biletlerini alan judas priest fanları 65-80 ytl arası bir fiyat ödemiş ancak son gün "laf olsun diye" bir yarışma yapılarak (soru judasın son albümünün adı nedir bir de çoktan seçmeli yapmışlar höh artık) herkese yarı fiyatına bilet dağıtılmıştır. bu da yetmiyormuş gibi son dakkada kapı girişine kadar bilet almayan şanslı arkadaşlarımızın bir çoğu konsere beleş veya çok ucuza (5-10 ytl) bilet alarak girmişlerdir. ha nedir judas kalabalık seyirci görmüş sevinmiştir ama o kalabalığın en az yarısının enayi yerine koyulduğu herhalde sahneden görülmesi pek olanaklı değil. organizatörler bu hareketi yaptıkları için ben ve benim gibi bir daha enayi yerine koyulmak istemeyen güruh tarafından bir dahaki aynı mekan veya aynı organizatör (bkm) tarafından yapılan metal konserine son dakikaya kadar bilet almayarak cezalandırılmalıdır, cezalandırılacaktır. tek tük son dakka almak belki organizatörlere koymaz ama herkes son anda alır ve son güne kadar çok az bilet satarlarsa tutuşup ta bilet fiyatını düşüreceklerinden eminim. bu da hem enayi yerine konulan fanların güzel bir intikamı olur hem de ucuza biletimizi almış, ödeşmiş oluruz.
  • %50 indirimli ntv biletlerinin gişelerde elektriklerin gitmesi ile yalan olduğu konserdir. normal şartlarda eşimle dışarıda kalacakken konserin başlamasına on dakika kala pentagram'ın solisti murat ilkan'ı parmağımla eşime gösterirken üstadın dönüp "bilet ister misin?" sorusu ile beni mest etmesi sonrasında yanaklarından öpmem ile konsere girme şansını yakaladık. bir metal devinin konserine bir metal devi sayesinde girmek de ayrı bir mutluluk oldu benim için. %50 indirimden daha iyi bir şey varsa bedava seyretmektir diyorum.

    sahne şovu güzeldi, seyirci ateşliydi, setlist az ama özdü, metallica konseri öncesi süper bir gece yaşattılar. ikisi arasında bir de bu hafta iron maiden olsaydı fena mı olurdu ? olmazdı di mi?
  • öncelikle harika bir düğün hediyesi verdikleri için thrylos ve kertmiyenkele çiftine şükranlarımı sunuyorum sayelerinde hayatımızda ilk defa judas priest izledik.
    çooook uzun zamandan beri beklediğim bir konsermiş meğer öyle bir iki senedir dinlediğim bir grup değil haddizatında judas priest bu,dönüp bakıyorum galiba ilk defender of faith ve screaming for vengeance ile dinlemeye başlamışım kopya kasetlerden anladığım kadarıyla üstteki rafta ise yanyana şu remaster cdleri -hani yanyana dizince judas priest yazan-.tekrar bakıyorum ripper owens'lı zamanları direkt elimle bi kenara itmişim hiç bir kayıt bulamıyorum aklımda sadece bir iki parça var o kadar,biraz ayıp etmişim.kopya cdler arasında ise halford'un iki stüdyo bir de konser albümü duruyor,demek ki kaçan göçen yok.
    judas priest konserine gidecekmişim gibi hissetmiyorum demiştim thyrlos'a her ne kadar evden çıkmadan önce setlistte çalacakları parçaları kardeşim dinlerken bol bol air guitar çalmış kalp atışlarımı yükseltmeye çalışmıştım,dissident aggressor çalacaklar yahu harikaaa,touch of evil'a bayılmam zaten süper seçim b.t.h.a.t.a ve hell patrol,bir kaç bira belki iyi gelebilir dedim ama yok tınn tınnn...
    mekana gidelim -ben bi sürü cenabet metalciyle aynı otobüse binmem abi -o zaman taksi yapalım.yine bir miktar yol yürüdük,mekana girdik thrylos,kertmiyenkele,zakk,prisoner,spacetimereality,little red riding hood ile beraberiz ama kalp atışlarım hala aynı,scott travis sahnenin kenarında belirdi bağır çağır heyecanda değişme yokkk,dj'in çaldıklarına eşlik et ama yok...yeni albüm çok düşük tempolu kardeşim konsept yapacaz diye halletmişler albümü,death konser şarkısı mı birader diye geçenlerde söylemişti zakk, bu böyle olmayacak acil bi çözüm bulmalı yoksa yıllardır beklediğim konser güme gidecek

    -önlere gitmemiz lazım. dedim zakk'a
    -metal gods başlayınca hucüm et arkandayım.dedi bana
    -hanımı little red riding hood'a emanet edeyim bari

    intro ardından prophecy girince bir kaç sıra ilerle rob halford'a takılı kal kıyafet olsun asa olsun "evet konserdeyim evettt" ve boomm metal gods kalp atışlarım istediğim sayıya ulaştı önden ben arkamdan zakk hoppiidii hoppidiiiii önler doğru sevinç çığlıkları atarak ilerliyoruz.parçaların sözlerine aklımda kaldığı kadar eşlik ediyorum ama bi sorun var gitarları yeterince duyamıyorum,saolsun zakk efendi kulağımı patlatacak kadar bağırıyor arkamdan utanmasam gitarların seslerini açın diye bağıracam,işte bu içimdeki canavar uyanmış eğlenmeye başlamıştı fazlasıyla...cudısss fakingg pirisssttttttttt....gerisi sadece sisler içinde görüntülerden ibaret d.aggressor ve sinner'da devleşen bir halford ,gökten gelmiş nur gibi parlayan çift gitar melodileri,ses tellerini zorlayacak şekilde bağırtan sololar...
    bi anda bünyemde hissettiğim aşırı susuzluk ve yorgunluk sonucu geri çıktık zakk ile ama durduk mu?the green manalishi melodisine ooooo ooooo diye eşlik ettik pek çok insan nooluyor diye bize bakarken ve de priest usulü sağa sola kıvırtırken...dağılırken tüm ekip tekrar toplandık herkes evlerine doğru yol aldı mutlu mesut bi şekilde.

    neticede üstünden bir hafta geçti ama ben hala bir rüya görmüş uyanmış gibi hissediyorum iş gereği yaptığım şehirler arası yolculuklarda priest dinliyorum doyamadımm ahh ahhh diyorum,ömürlerimizi yetse imkanlarımız olsa da bir kez daha izlesek the black country'den gelen güzel insanları.

    edit:söylemeden edemeyecem,konsepte uygun sahne kıyafeti,kenara asılan işi bitince arkaya atılan bayraklar bana başka bişiler çağrıştırıyor amaaaa...neyseeee
  • graspop 2008'de izlediğim için rahatlıkla bu yılın metal olayı olacağını iddia edebileceğim konserdir. judas priest, 4 orijinal elemanı (tipton, downing, halford, kk) ve kariyerinin en etkili davulcusu scott travis ile gerçek bir metal abidesi. adamları görüyorsunuz, 60'larına gelmişler, hala eski yıllarda olduğu gibi kafa sallıyorlar, sahneyi metalik bi auro ile kaplıyorlar. bakmayın herkesin metallica'ya gideceğine, james eski james mi? lars eski lars mı? ama işte judas priest eski judas priest. 70'lerde nasıl tutkuyla çalıyorlarsa şimdi de aynı. klasik üstüne klasik patlatıyorlar, sadece müzikle yetinmeyip asansör sistemleriyle, ışık oyunlarıyla gözlere de ziyafet çekiyorlar. nostradamus ile kariyerlerinin en challenging ve müzikalitesi belki de en yüksek eserine imza atan, kariyerini reklam oyunlarıyla, sloganlarla, imaj değişiklikleri ile değil müzikle korumaya devam eden bir grup. ve bu onların büyük ihtimalle sadece ilk değil son istanbul konseri olacak. yaş haddinden yakında turneye çıkmayı bırakabilecek bir gruptan söz ediyoruz. sonuçta metallica amannn stüdyodan sıkıldım der (sick of the studio) yine turneye çıkar, master'inkini yapmıştık, and justice for all'un da 15.yılını kutlayalım güzel olur di mi der, yine turneye çıkar, bi şekilde türkiyeye yine gelir. ama priest gelmez. o yüzden bu ayinde yok yazdırmayın kendinizi.
  • 30 şarkılık setlist'in çok büyük bir ihtimalle kuyruklu bir yalan olduğu konser. bu iddianın hürriyet'te çıkmış olması bile yeterince güvenilmez kılıyor zaten. bilet satışı az olduğu için konseri düzenleyen firmanın böyle işkembe-i kübradan bir iddiayla seyirci çekmeye çalıştığından şüpheleniyorum gayet. judas priest'in onlarca konserdir aynen çaldığı setlisti sırf istanbul için genişleteceğini düşünmek saflık gibi geliyor bana. ha olsa şahane olmaz mı olur, ama yine de umutlarınızı çok yüksek tutmayın derim ben, ki düşüşünüz sert olmasın sonra.
    edit: 30 şarkı muhabbeti ian hill'in bir telefon röportajında ettiği "30'a yakın şarkı çalarız" sözünden çıkmış, ama mantık dahilinde düşünüldüğünde kendisinin fena halde salladığını düşünüyorum ben gene de. (inşallah şişerim)
hesabın var mı? giriş yap