• yalnız insan yeşerir, yeşeren herşey de mutlaka birr ürün verir.
  • (bkz: hay senin açacağın başlığı sikeyim)
    bir hediye almazsa, aldığı hediye beğenilmezse, pahalı bir restoranda rezervasyon yapılmamışsa ya da en kötü ihtimalle eve çiçekle gitmezse giyotine gönderileceği korkusuyla şubat ayında karnına ağrılan giren adamlardan da bunu düşündürten kadınlardan da farklıdır, iyidir, hoştur..
  • bir sevgilim olmaması sevişmeyeceğim anlamına gelmiyor.

    sevgili sevgili diye diye öleceksiniz hepiniz.
    size muhtemel olacakları anlatayım.
    sevgiliniz ile severek evleneceksiniz.
    ilk zamanlar beraber kahvaltılar, kocişimle delirmeceler, sevişmeler falan mutlu mesut yaşayacaksınız.
    kendinize hep soracaksınız ''neden bunu daha önce yapmadım ben''
    ...
    gün gelecek devran dönecek...

    ''kocişimle kahvaltı keyfs'' diye paylaşımlar yapan kişi gidecek, yerine yataktan ayağıyla bay bay yapan kişi gelecek.

    birkaç yıl sonra en az iki çocuk falan olacak.
    kazancınız yetmeyecek.
    sabah 8, akşam 9-10 çalışacaksınız yine yetmeyecek.
    bebek bezi, hastane ve ilaç masrafları, doğum ücretleri falan sizi bayağı bir zorlayacak.
    o çocuk gece sürekli ağlayacak. bir bakmışsınız salonda yatmaya başlamışsınız. siz sabah işe giderken uykusuz ve yorgun, eşiniz çocukla mışıl mışıl uyuyor.
    bu arada doğalgaza falan zam geldi söylemeyi unuttum. bir inip bir çıkıyor ama nedense hep çıkıyor. malum çocuk doğdu üşümesin diye doğalgaz eylül ayında bir başlayacak mayıs ayına kadar yanacak.
    siz de kediler gibi hesaplayıp sevişirseniz, çocuğun doğumunu yazın başına getirebilirsiniz.
    tabi bir de işin fiziksel boyutu olacak.
    kadın doğum yapınca kendini salacak o saldı diye siz de salacaksınız.
    sonra bir bakmışsınız iş yerinde başka firmalardaki sekreterleri, ünlü mankenleri, sokakta gördüğünüz güzel alımlı kızları konuşmaya...
    ee efendim başınız bağlı bir şey yapamazsınız ki!
    güzel bir kız size teklif etse bile hayır diyeceksiniz.

    aaaa kızlar şapşik şeyler sizi...
    sizi unuttum sanmayın.

    evde bir kıl yumağıyken iki kıl yumağı olacaksınız.
    eee burası müslüman bir ülke.
    evlenirken içini görmüyorsun ki. tipine bakıp alacaksın manavdan karpuz alır gibi.
    ilk gece bir bakacaksın 1 dakika sonra arkanı dönmüş uyuyorsun.
    ve bu bir ömür boyu sürecek.
    kadınların biri diyecek ki ''ayyy benimki beni hiç rahat bırakmıyor''...
    bir diğeri anlatacak ''ay çok zorlanıyorum''...
    biri diyecek ''gece çok terliyoruz''...
    sen ne diyeceksin peki.
    resmen kocası tarafından terk edilen merve aksak trajedisi yaşayacaksın.
    yazık kime ne söylenir ki!
    nasıl diyeceksin hissetmiyorum bile diye...

    neyse ilerleyen zamanlarda bir şekilde çocuk yapacaksın.
    amannnn onun kakası var, pudrası var, gece uyanması var, kocanın mikroskopla göremediği oyuncağını memnun etme olayı var.
    ay yazık sana da üzülmüyor değilim.
    ee tabi bir de çorap olayı var.
    ayakları da kokuyorsa aman yarabbi!
    o çorapları her sabah bir yerden toplayacaksın.
    çamaşır, bulaşık, temizlik, cam silme, ütü, toz alma, çamaşır asma, tuvaleti yıkama işlerini unutmayalım.
    ayyy bir de kocişin götü göbeği salarsa ne yapacaksın.
    what the fuck resmen.

    resmen büyük bir evlilik trajedisi.

    ama tabi o çocuklar bir gülünce her şey değişecek.
    altını temizleyip, pudrasını döküp, karnını doyurup ev işlerini bitirdikten sonra akşam 7-8 civarı belki.

    ama tabi 14 şubat güzel bir gün kutlayın tatlişkolar.
    çiçek alın hediye alın güzel şeyler bunlar.
    yoksa bekar olmak güzel şey falan demiyorum, evlenipte naaapacan diyorum.
  • efendim?
  • tv8 acik. şarap içip köyden indim şehre izliyorum. inanır mısınız gülüyorum izlerken. aq salaklari...
  • (bkz: insan baskasina nasil konustuguna gore asil kendi karakterini belirler.)
  • hepiniz bir ben tek ulen
  • bu ben oluyorum. eziklikle ne alaka onu çözemedim. yalnızda olabilirim. ama bu bir eziklik değil diye düşünüyorum. arada bir sevme ve sevilme gibi duygular hissetsem de eziklik seviyesinde olmuyor. kafa dengi gibi birşey bakıyorum. hatta bak bugün ne yaptım.siirtte oturuyorum. diyarbakıra on gözlü köprüye, hevsel bahçelerine, diyarbakır surlarına gittim. kaçak çay içtim. hasanpaşa hanında kahvaltı yaptım söylemesi ayıptır. ben kendi adıma bir eziklik hissetmedim. surlarıda elimde sigara doktora yeterliliği ve güneş batışını izleyerek geçirdim....darısı başına...
  • benim. belgesel izliyorum. gayet de keyif alıyorum. her zamanki rutin hayatım işte. zaten kapitalizmin bize baskıladığı böyle günlerdüdüühühühühühühh.. lan hepinizin sevgilisi var di mi? hepiniz mutlusunuz, şarap içiyorsunuz di mi?
  • buyrun benim.
hesabın var mı? giriş yap