• 140journos'un seküler göç videosunda eften püften kıytırık bahanelerle neden göç ettiklerini anlatan laik ciciklerin gittikten sonra türkiye'yi boklama videoları da gelmiş.

    https://www.youtube.com/watch?v=gh2uqf9ex9w

    adamlara göç ettin şimdi mutlu musun diye sormuşlar. adam "mutluyum çünkü" diyor ve gerisi yine gelmiyor amk. "geldim ama ne bok yemeye geldim ben de bilmiyorum, ama şimdi türkiye'yi boklamasam da kendime bu aptallığımı açıklamayamam" kafasında cevaplar.

    olm siktirolup gittiniz işte mutluymuşsunuz da daha ne konuşuyorsunuz. bitmedi dırdırınız bikbikiniz bi susun artık amk da kafamızı dinleyelim.
  • amerikadan bildiriyorum.
    adamlar 200.000dolara bahceli evde oturuyorken, senin binlerce lira verip hayal kurdugun arabalari 1 yillik maasina aliyor. cocugu kolej seviyesindeki okulda ucretsiz okuyor, eti gidayi giyimi de senden cok cok ucuza aliyor. niye mutlu olmayacak lan en fazla ailesini arkadaslarini ozler. akil isi mi burasi. yapmayin yahu. ulan 2013 porsche panamera bakiyorum 30.000dolar, tr de bakiyorum 400.000 tl bu ne hadi aldin yilda 30-40.000 masrafi var. ben net maas alan biriyim brutten anlamam issizim suan krizden dolayi . aylik 5500tl kesinti varmis maasimdan. suan devletin 1600tl issizlik massi var bu mu adalet?
  • bir adet tarık mengüç'ün "türkiye'de kırmızı ışıkta durunca dilenciler para istiyor abi iğrenç bir ülke orası" temalı saçmalıdığı video. sonrakilerin de derdi aynı. "yaaa abi burada hiç dilenci yok, kimsenin o pis pis dilenmelerine muhatap olmuyoruz anlıyor musun" filan diye yardırıyorlar. önceki videoda tayyip'in diktatör olduğunu oldukça komik bir şekilde ispatlamaya çalışıyorlardı en azından.

    bu iyice bir burjuva ağlıyor gözleri yaşlı olmuş ahah.
  • ön edit: herkes yaşayacağı yeri ve ülkeyi belirlemede sonuna kadar özgür. kişinin mevcut standartlarından %1 daha iyisine dahi meyletmesini son derece normal, insanî ve anlaşılır buluyorum; fakat tutarsızlık ve manipülasyon beni deli ediyor.

    şimdi yaşadığı ülkede evinin 300 metre ilerisinde orman olan ve istanbul'da orman görmediğini iddia eden tombalak hıyar, buraları okuyorsan beni iyi dinle. en lüks kafelere gidip en lüks restoranlarda takılacağına bir haftasonu yıldız parkına, validebağ korusuna, aydos'a, ballıkayalar'a, alemdağ'a, polonezköy'e, hiç olmadı belgrad ormanına falan gitseydin yahut tüm bu ormanların/koruların yakınlarında bir ev tutaydın da havasını ataydın. yahu senin böyle bir derdin olsa idi "kimsenin kolay kolay yapamayacağı şeyleri" yapmak yerine bu orman işine öncelik verirdin ve bu meseleyi çözerdin. ama yok ya, bu dediklerimiz orman değildir, buralara artık hep çomarlar gider, havası bozulmuştur buraların. o yüzden sen iyisi mi küçük bir iskandinav kasabasında kiraladığın bahçeli evinde otur ve sana hiçbir sikim doğrudan faydası olmayan ve ağır vergilerle finanse edildiğinden bile bihaber olduğun sosyal devletin kapısında göçmen görünümlü bir mülteci olarak vatandaşlık alacağın günü bekle. müstehak sana. yalnız geri dönmeye kalkarsan da seni ve hanımını ormanlı bir köye yerleştirip 300 koyun ve asgari ücret vericez, gıkını çıkartmayacaksın.
hesabın var mı? giriş yap