• belediyeden çeşitli konularda yardım almamıza yarayan hat.
    bu yardımlar arasında, yanılmıyorsam, engellilere ücretsiz ulaşım sağlanmasından, çeşitli usulsüz uygulamaların (kapalı alanda sigara vs) şikayet edilmesi, ve zarar gören sokak hayvanları için ambulans hizmeti sunulmasına kadar çeşitli hizmetler bulunmakta.

    dikkatimi de böyle çekti zaten.

    "ücretsiz hizmet

    istanbul'un tamamına 24 saat boyunca hizmet verecek olan tam donanımlı ambulansta yoğun bakım ünitesi ve solunum cihazı bulunuyor. istanbullular, olası hayvan yaralanmalarında "alo 153"ü arayarak tamamen ücretsiz olan hayvan ambulansını çağırabilecekler."

    http://www.gazeteport.com.tr/yasam/news/gp_482637

    http://www.sabah.com.tr/…k_hayvanlarina_derman_oldu

    hani elimizden pek çok şey gelmiyor ama sokak canlılarını suistimal ettiğini, onlara zarar verdiğini gördüğümüz, bildiğimiz şahısları şikayet etmek için, bunun en azından tekrarlanmasını engellemek için; zarar görmüş canlılara yardım sağlamak için hiç değilse telefonumuzda üç rakamı tuşlamak yapabileceklerimizin en azı...

    unutmayalım bu numarayı olmaz mı..
  • eger bir gun iptal edilirse, benim yuzumden oldugunu dusunecegim ibb telefonu.

    siz de aramaktan cekinmeyin. saatinde gelmeyen otobus mu var, ariyorum "gecerli bir sebep yoksa, sikayette bulunuyorum" diyorum.

    dun aksam, yarali bir kopek icin kendi bagli oldugum belediyenin barinagini aradim, ekip yokmus. buyuksehir belediyesini aradim, kemerburgaz'dan ekip yolladilar ama kendi belediyemin barinagini da sikayet etmemi soylediler. beni tanisaydi, boyle demezdi. tabii ki sikayet edecegim, ettim bile. hatta ibb'nin gonderdigi ekipdeki adamin ukala tavrini da ibb'ye sikayet ettim. adami uyarmasaydim, hayvani sirtlayacakti, kirigi mi var, nesi var bilmiyoruz. sedyeyle tasittirdim hayvani.

    yan gelip, yatmak yok. sikayet edin arkadaslar, kurulan bir birim var, verilen gorev var. ısini yapmayanlari sikayet edin. ulkemizde bu bilinc olmadigi icin, kamu kuruslarindakiler "kapagi attik buraya, rahatiz" diyorlar. birimdeki arkadaslari da sikayet edemiyor herhalde aralari kotu olmasin diye. bu is bize dusuyor. eskisi gibi dilekce yazip, siraya girmek de yok.

    alamadiginiz hizmet icin sikayette bulunun.

    153, sikayet edenlerin dostu. 153, islerin duzenli yurumesini saglar. 153, kamu kurulusunda calismayan kisi kalmayacak. 153!

    sikayet et.
  • amına koduğumun ülkesinde her şey laf olsun diye yapılıyor. "var mı var" her şey allahın belası memlekette. (sikmişim mağduriyetini... vicdan sahibi olmaktan -sikmişim vicdanını- nefes alıp vermenin sorumluluğundan söz ediyorum ben.)

    yetişkin bir köpeğin saldırısına uğrayan birkaç aylık yavru köpeğin çenesi kırıldı bugün. araya sora bu numaraya ulaştım. (bir yokluktu ankara.) böyle şeyler olur, hayat acımasız, sokak hayvanları korunmasız vs. bu saçmalıkların elbette farkındayım ama ekibi beklemekten (yavrucağızın acıdan ötürü bir türlü susmayan çığlıkları kulaklarımda hala) bozulan sinirlerim saatler sonra beni arayan bir "hödüğün" saçmalamasıyla iyice bozuldu. açık adresimi bırakmama rağmen navigasyon denen icattan habersiz olan salak benden -yıllar önce ev taşımak için adresimi bulmaya çalışan bir nakliyat firması çalışanı gibi- adres tarifi istedi.

    defalarca tarif ettim, beni bir yerlerde görsünler diye güzergahları üzerindeki yollara çıktım. "sağa dönün" dedim, "şimdi sola ve caminin karşısından çıkmaz sokağa girin."

    orospu çocuğu bana, "bugün mamak'ı sel götürdü" dedi, telefonda. "biz de aşağı yukarı dolanırken güme gitmeyelim?"

    ses tonu, üslubu o kadar çirkindi ve beni -nasıl anlatsam- o kadar ciddiye almıyordu ki umudumu iyice yitirdim.

    sonunda onlar beni değil, ben onları buldum ve evimin önüne getirdim. çenesi kırılan köpeği son derece "profesyonelce" yakaladı (bu ayrıntıları anlatamam ama galiba uzun bir süre aklımdan çıkmayacak) ve aracın arkasındaki kafese tıktı.

    hayvanları sevmiyordu gelen görevli, belki hiçbir zaman sevmemişti, belki de mesleki deformasyona uğramıştı. beni de hiç sevmedi: sel riskine rağmen dikmen'in yokuşlarında ve tepelerinde onu sokak sokak kovaladığım için nefretle baktı yüzüme.

    "bu hayvana ne olacak şimdi" diye sordum. "dışkapı'daki veteriner hastanesiyle anlaşmamız var" dedi. "götürüp onlara teslim edeceğiz. gerisini bilmem."

    sonra araçlarına binip uzaklaştılar.

    hayvanları sevmeyen, hayvanları seven insanları sevmeyen hayvan ambulansı görevlileri. (allah hepimizin belasını versin.)

    umarım iyi olursun çocuk. umarım seni uyutmak yerine iyileştirmeye çalışır nefes alıp veren biri. sen yine de çeneni sağlam tut. korkma. konuşacak çok şey var. otların arasında birlikte dolunayı izleyeceğiz ve her seferinde aynı şaşkınlıkla iç geçireceğiz. (birlikte.) *
  • gerekli katılım sağlanamadığı ve biriken borçları ödenemediği için 153 hayvan ambulansı servisi nisan 2010 dan beri malesef hizmet vermemektedir.

    http://www.bgd.org.tr/?p=1331
  • yaralı sokak hayvanları gördüğünüzde barınakları arayıp tedavi olmalarını sağlayabilirsiniz. illerinizdeki barınakları 153'ü arayarak öğrenebilirsiniz
  • az önce, taksimde "kusura bakma, karşının taksisiyim" diyen taksicileri plakasıyla şikayet etmemizin hemen ardından tesadüf olmadığını düşündüğüm bir şekilde meydandaki polis ekibi hareketlendi ve bekleyen tüm yakın yer sakinlerinin taksilere alınmasını salık verdi.
    telefondaki sesin söylediği kadarıyla ceza makbuzu ruhsat sahibinin adresine gitmekteymiş.
  • artık hayvan ambulansı hizmeti için kullanılamayan numara! bizi belediyeye yönlendirdi ve bizim evin önündeki yaralı kedi bugün pazar olduğu için ölmek üzere! belediye nöbetçi olmadığı için en erken yarın dönebilecekmiş! böyle bir çaresizlik olabilir mi?!! barınaklara bile ulaşılamıyor! vurdumduymaz doktor çok duydum ama veterinerlik sevilmeden yapılmaz zannederdim. aradığım bir veteriner 10dk içinde kliniği kapatacağını ve zaten sadece muayene için bile ücret vermemiz ve yapacağı her işlem için de ek ücret ödememiz gerektiğini söyledi. yazıklar olsun bunların insanlığına, insan olduğumdan utandım!!
  • hiç bir halta yaramayan bir numara;

    dün gece 12'de yolda can çekişen bir hayvan için aradığımda, açıkça bize araç gönderemeyeceklerini ifade etmişlerdir. kendileri hayvanın can çekiştiğini söylememe rağmen; "yapabileceğimiz bir şey yok, sabahı bekleyin" cevabını vermekten çekinmediler. bu numarayı yaklaşık 5 kez aradım, konuştuğum kişi araçlarının beylikdüzünde olduğunu söyledi. merkezleri de kemerburgaz'daymış. yani istanbul'un orta yerinde bir hayvan can çekişiyorsa, o hayvan için kudretli devletin yapacağı hiç bir şey yok, bunu bilelim ona göre hareket edelim.

    not: neyse ki kediyi kendi olanaklarımızla bir veterinere götürdük.
  • adana büyükşehir belediyesi çağrı merkezi, bahçede ölü olarak bekleyen kedi için aradım onun için geleceklerini söylediler yalnız bahçe içinde olduğu için onu en yakın çöp kutusunun yanına bırakmamızı söylediler. gittik yaptık sonra geldi görevli kediyi çöp kutusunu attı. ben bu işten bir şey anlamadım
  • ibb'nin çağrı merkezi.
    - beyaz masa ve kasm için.
hesabın var mı? giriş yap