• neresinden tutsan saçmalık bir rezalet.
    bak bak sen laflara bak:
    "troll/başlıklarını engelle tam olarak olmasa dahi; yarın köşe yazısında televizyon eleştirmenliği yapacak bir aykut ışıklar olduğunuz halde star tv'yi kanallar listenizden çıkarması için dijitürk'e mail atmanızdır."

    bak arkadaşım, verdiğin örnekte, bir yayıncı kuruluşun, tüm izleyicilerine ulaşan bir kanalı kapattırma talebinde bulunuyorsun.

    biz ise, evimizdeki, bireysel, bize ait olan televizyonumuzdan star tv kanalını 150. sıraya atıyoruz veya siliyoruz ki görmeyelim.
    ev benim, tv benim, kumanda benim.

    alt komşuya gidip, "star tv'yi sil" demiyorum.

    manipulasyon yapacaksınız da, bari biraz daha doğru yapın, kabak gibi saçmalamayın.

    edit: hemen mesaj geldi, "150 sıraya atmıyosun siliyosun" diye.
    evet siliyorum diyelim ne fark etti?

    benim evdeki tv tüm digitürk abonelerinin tek tv'si mi?
    herkes benim evde mi tv izliyor.
    tv benim, karar benim.

    hala saçmalık hala boş işler.

    edit: buradayken bir işe yaramak gerekir: "çocuklar istismarcıyla evlendirilecek" kararı yürürlüğe girmesin. kampanyası için imza verebilirsiniz.
  • bir gruba uygulanan karartma sansürdür.
    kişinin bir şeyi görmezden gelmesi kişisel bir seçimdir.

    bu ikisinin farkını anlamayan davardır.
  • (bkz: yalan söylemek)
    (bkz: demagoji)

    keşke karşında seçmen kitleniz olsa işiniz çok daha kolay olurdu ama ne yazık ki yemezler.
  • sansürün tanımı diyor ki:
    "censorship is the suppression of speech or other public communication which may be considered objectionable, harmful, sensitive, or inconvenient as determined by a government, media outlet, or other controlling body. "

    kimse size suppression uygulamiyor, sen istedigini yine soyle, insanlar sadece kulaklarini tikiyor, kimseye zorla dinletemezsiniz. "benim yazdiklarimi gormek zorundasin" diye baski kuran siz oluyorsunuz bu durumda, yaptiginiz zorbaliktir.

    yukaridaki orneklerden yola cikarak; televizyonundan startv'yi kaldirmis adamin evine gidip "hayir kaldiramazsiniz orada duracak o" sen istersen izleme diyebilir misiniz? cevap bellidir "sanane".

    (bkz: kan benim damar benim)
  • yıllarını dijital aktivizm ve sansür üzerine harcamış bir ikişi olarak çok rahat diyebilirim ki bu sansür değildir. farklı anlayamayan bağzı troll arkadaşlarımız için hemen tekrar anlatalım. bunun sansür olarak addedilebilmesi için, sözlük yöneticilerinin "kardeşim bundan böyle şu yazarların entryleri veya açtıkları başlıklar sol framde gözükmeyecektir" diye bir duyuru yaparak bunu eyleme dökmeleri gerekmektedir -ki hemen ekleyeyim, sözlükte bu tür bir sansür algoritması var çoğumuzun bildiği gibi mesela adıyaman'da imam hatipli 30 çocuğun taciz edilmesi başlığı sol framede görülmüyor aha al sana sansür-

    sözün özü, bu olayda sansür uygulanması gibi bir durum söz konusu değil çünkü seçim kullanıcının isteğine bağlı. keyfi isterse engeller istemezse engellemez. ha ben mesela troll başlıklarını engellemem zira karşıt görüşleri de takip etmek istiyorum. geri kalan saçma salak troll başlıklarına da tıklamıyorum oluyor bitiyor ama az evvel de dediğim gibi kişinin keyfine kalmış bir karar bu. o yüzden hiç ağlamayın troller!
  • bu tip ağlak ve mağdur rolü yapan trolleri gördükçe içimin yağlarını eriten rezalet. hala soğan beyinleri ile süslü cümleler yazıp " nerde kaldı fikir özgürlüğü?" minvalinde salya sümük ağlamalarını gördükçe keyfim iki katına çıkıyor.

    sansür tavandan tabana yayılan bir uygulamadır ve bireysek özgürlüğü hiçe sayar. bir kişi veya grup başkaları adına karar verir. mevzu bahis olayda ise alınan aksiyon tabandan başlayıp tavana gidiyor. yani kararı yazarların kendileri veriyor. sansürün aksine tamamen bireysel özgürlükleri arttıran bir uygulama. zaten defalarca yazılmış ama benim de çorbada tuzum olsun diye bir şeyler ekleyeyim.

    örnek olarak 100 kişilik bir toplulukta sadece beş kişinin izlediği bir televizyon kanalını yasaklarsan bu sansürdür. bırak beşi, bir kişi bile o kanalı izlemek istese sen birilerinin hakkını gasp etmiş bir sansürcü olursun.

    ancak yine aynı 100 kişilik bir toplulukta insanlara istemedikleri kanalları listelerinden çıkarma hakkı verirsen bunun adı özgürlüktür. çünkü hiç bir zorlama olmadan kişilere karar verme hakkı tanımış olursun ve kişiler ne isteyip istemediklerini senin gibi dangalaklardan iyi bilirler.

    uygulama öncesine dönelim:

    herhangi bir yazar sözlük ve hukuk kuralları çerçevesinde istediğini yazabiliyordu. onun yazdıklarını da seven veya sevmeyen herkes görmek zorundaydı.

    şimdi ise:

    herhangi bir yazar hala sözlük ve hukuk kuralları çerçevesinde istediğini yazabiliyor. bu yazarı okumak isteyenler veya daha önemlisi tanımayanlar ilgili başlıkları okuyabiliyor; ancak yazarı beğenmeyen, sinir bozucu veya rahatsız edici bulan bir kişi, bu yazarın yazılarını kendi özgür iradesi ile engelleyebiliyor. "kendi özgür iradesi" kısmına dikkat çekiyorum. kimse kimseyi zorlamıyor.

    sen nasıl ki istemediğin mailleri spama atıyorsan, görüşmek istemediğin biri ile karşılaşmamak için yolunu değiştiriyorsan, reklamlar çıktığı zaman başka kanala geçiyorsan, sevmediğin bir şarkı çaldığı zaman radyoyu kapatıyorsan; ben de yazılarını görmek istemediğim bir insanı engelleyebilirim.

    tabi sen diyorsan ki; "beni sevmeyenler beni görsün, benim rahatsız ettiğim insanlar da gelsin açtığım başlığa yazsın",o zaman kötü niyetlisin ve insanların özgürlüğüne tecavüz etmek istiyorsun demektir troll kardeş. eğer herkes seni okusun istiyorsan ona uygun şeyler yaz, kimseyi tahrik etme. troll olmak nasıl ki senin seçimin ise, seni engellemek de benim seçimim. şimdi menzilimden siktir ol git ve beni sözlükle yalnız bırak...
  • (bkz: ağlama melis)

    ekşi sözlük sansürcüdür diyerek karalamaya çalışan, kıymeti nickinden menkul bir trolün hezeyanı.

    kurumsal olarak sözlüğün yaptığı bir sansür yok, fişleme de yok.

    bireysel olarak kullanıcılara verilmiş bir imkan var. artık dezenformasyon, manipülasyon, tahrik, karalama, algı operasyonu denemelerinizi ancak kendi takımınızla kendi sahanızda aranızda top çevirerek yapabileceksiniz.

    sizi duymak istemeyenler duymayacaklar. görmek istemeyenler görmeyecekler.

    hem, sen hangi hakla "madem sözlükte yazarsın, benim her sıçtığımı okumakla mükellefsin" diyebiliyorsun ki, lale? sözlük senin yazmanı mı engelledi? yazdıklarına sansür mü uyguladı?

    n'ooldu? maaşlar mı kesildi birden?
  • rezalet olmayan durumdur. abartamayınız.

    "bir metnin okumak isteyip istemeyebileceğinize karar vermeniz için o metni baştan sona okumuş olmanız genelde en doğru tercihtir." bu ne saçma bir cümle. okuduktan sonra okumaya karar verip tekrar mı okuyoruz ne oluyor. *
  • "rezalet, sansür, vs" diye çırpınan balığa dönmüş kötü niyetli malları bir bir ortaya döken sözlüğün en güzel uygulamalarından biri. sana ne beyinsiz sana ne, isteyen istediğinin yazısını görmekte okumakta özgürdür. gidin sevgili genel babacığınıza söyleyin, yarın birgün bir açılışta dile getirir bunu da.
hesabın var mı? giriş yap