• aradan neredeyse iki yil gecti.

    her günkü gibi normal bir sabahti. hatta o dönem icin mutlu sayilirdim. uzun süren bir ayriligin sonunda iliskimi düzeltme ihtimalim yükseliyordu ve ben belki her günden daha umutluydum.

    her günkü gibi o sabah da, kalkar kalkmaz bilgisayarimin basina oturmus, sözlüge göz gezdiriyordum. patlama olur olmaz haber sözlüge aktarilmis, ben de ayrintilar icin her zamanki gibi ntvmsnbc'yi acip habere göz atmistim cabucak. hatta haber degeri tasiyan bir bilgiyi sözlüge aktarmistim hemen: "5 ölü oldugu aciklanmis." günüm her günkü gibi devam etti. hatta kafasi karisik iki sevgili bir kahvalti bile ettik beraber, umudum giderek artiyordu.

    ertesi sabah yine bilgisayarimin basindaydim. hersey olmasi gerektigi gibiydi. aslinda ben öyle saniyordum. msn'de arkadas listeme göz attigimda anladim ki degilmis. üniversiteden en yakin arkadaslarimdan birinin nickinin yaninda uzunca bir not vardi "ufuk, eda sizsiz nasil gececek bu hayat?"

    - trafik kazasi!!!

    korkumdan arkadasima mesaj atamiyordum, zaten biliyordum ki korktugum sey gercek ise onunla uzun süre görüsemezdim. yurt disindaydim, televizyon seyretme, bir bilene sorma imkanim yoktu. cilgin gibi arama motorlarinda, gazetelerin arsivlerinde ufuk ile eda'yi aratmaya basladim. yok yok yok. nasil oldu bilmiyorum, bir saniyeligine beynimden o düsünce gecince durakladim.

    - yok artik!

    yine ntvmsnbc'yi actim. patlama ile ilgili güncellenmis habere tikladim. isimleri oradaydi. olmamasi gereken tüm detaylarla birlikte. patlamada neler olduguna dair her ayrintiyi, aslinda cesme'ye gitmek istediklerini ama bir hafta önce orada patlayan bombadan korktuklari icin kusadasi'ni sectiklerini, ailelerinin durumunu, gelecege dair planlarini, bildigim ve bilmedigim herseyi, bilincimi reddetmek isteyecek kadar cok seyi okudum. sizi birden bire sarhos edecek, bilincinizi birden bire bulandiracak seylere ihtiyaciniz oluyormus kimi zaman. faydasi olmadigini bilerek. aciyi ertelemenin anlamsiz oldugunu bilmek daha aci. yalniz yasadigim, zaten ailemden, arkadaslarimdan uzakta gecirdigime, onlarin hayatinda olup biteni kacirdigima yandigim her günüme derin kesiklerle kazindi o yazilar.

    haberlerde duyup ah vah ettigimiz her bir cani aslinda gercekten anlamadigimizi, haber degeri olan hicbir seyin sadece haberden ibaret olmadigini, "5 ölü"deki 5 sayisinin rakam degil birer evlat, birer sevgili, birer anne/baba, birer dost oldugunu idrak edisimin ilk günüdür 17 temmuz 2005. cok gec bir tarihtir. kendimle ömür boyu bitmeyecek hesabimin basladigi gündür. kimsenin bu hesapla karsilasmamasini diliyorum.

    cok uzun süre bunlari yazmayacagimi düsündüm, yazamadim da zaten. dün ve bugün 22 mayis 2007 ulus patlamasi'ni yine ntvmsnbc'den okudum. dün haberi veren arkadasim yanimdayken, artik birsey degisirmis gibi sayfalarda cilginca ölenlerin, yaralananlarin isimlerini aradigimi farketmedi sanirim. aslinda üzerine tikladigim her kötü haberde insanligimi bir parca daha yitirdigimi de hic kimse farketmedi.

    sizden ricam bu yazdiklarimi oylamamanizdir. gözyaslarim bunlari sogukkanlilikla yazi$imdan tiksinmeme engel degil. size terörü lanetlemek, talihsizliklere isyan etmekle ilgili hicbir sey söylemeyecegim. bu yazi burada durdukca ufuk'un gülen gözlerini, bitmeyen ne$esini ve bir zamanlar nasil bir insan oldugumu animsamak istiyorum. o safligimizin hatirasi olsun.

    her yeni gün birileri icin birseylerin baslangici. birseylerin bitisi.
  • kalleşçe, haince bir saldırı. eyüp beyaz vurulduğunda "aman yazık" diyenlerin artık anlaması lazım, bu olayları düzenleyenlere karşı sempati duymak ya da olaylara karşı bitaraf kalmak bu tarz olayların artması için zemin hazırlamaktadır. terörü destekleyen ülkelerin başına nelerin geldiğini unutmamak lazım. bir gün bir canlı bombayla aynı yerde bulununca bitaraflık kimseyi kurtarmayacaktır.

    -aaa sizin üzerinizde bomba var!!
    -evet abla. fazla bağırma...
    -ama eyüp beyaz vurulduğunda ben "yazık" demiştim, polisi kınamıştım. o yüzden ben bi sonraki durakta ineyim izin ver.
    -yok abla eğer bize hak verdiysen bizimle ölmeye de hayır demezsin. sonuçta biz buyuz, ideolojimiz bu. ben şu fünyeyi bir ateşliyeyim...
  • bugün 10 yil oldu. rehberdeki bir telefon numarasinda, eski bir fotografta, üstüne gülüstügümüz bir kelimede sessizce anildigin, ama en sevenlerinin yaninda ismini bile zikretmeden 10 yil gecmis. kimbilir kaci daha gececek her birimiz ölene kadar, o zaman dek sen de varsin kardesim.
  • kuşadası'nda o minibüste bulunan insanlar ölmeyi neden hakediyorlar? herhangi bir milletten bir türkiye vatandaşı olarak bir yakınımızı bu saldırıda kaybetsek neler hissederiz? akla getirdiği bu gibi sorularla insanın kanını donduran bir eylem.
    pkk ve kadek çevresi eylemi üstlenmiyor ve kınıyor, eylemi tak adındaki bir örgüt üstlenmiş. neyse ki insanların büyük çoğunluğu doğrudan sivil halkı hedef alıcak kadar çıldırmamış.
    bu eylem bir avuç caninin eylemidir. türk, kürt ya da herhangi bir halk, cani her yerde canidir.
    kendi milletinin ırkçılığına göz göre göre sessiz kalanlar, kendi faşistlerinin yazdıklarıyla gururlarının okşandığını düşünenler, bu tür görüşleri savunmanın karşı tarafta da aynı unsurları harekete geçireceğinin farkında değildirler.
    her türlü ırkçı faşist düşünceyi aramızdan ayıklamak, işte bu yüzden önemlidir.
  • "kimin yaptığı belli değil" diyenlerin kim olduğu belli. ah bu yapmacık taziyeler yok mu bir de ?

    alın size başka bir yazı, iki resim arasındaki 5 benzerliği bulun.

    http://www.welatparez.com/…s/2005/07/2005-07-18.php

    neyse ayrıca;

    (bkz: aihm nin ocalanin yeniden yargilanmasini istemesi/#7495066)
    (bkz: yunanistan/#7625721)
  • bu olay sonucunda üç vatandaşın ölmesinde polisin, istihbaratın, içişleri bakanlığının, devletin hiçbir kusurunun olmadığı içişleri bakanlığının muhteşem avukatları tarafından fark edilmiş, eşsiz hukuk düzenimiz tarafından da teyid edilmiş.
    olayda iki de ingiliz turist ölmüştü ve ailelerine türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına ödenenin 35 katı daha fazla tazminat ödenmişti. onlar konusunda ne yerli basında ne de ingiliz basınında hiçbir bilgi yok. kendi vatandaşlarının katledilmesini kusursuz şekilde seyreden içişleri aynı olayda turistlerin ölümündeki kusurunu kabul etmiş görünüyor.
  • it oglu itlerin bir eylemi daha... evet, it oglu itler. sokayim turkiye kurdistani ulkulerine...
  • 100 mt kadar bir mesafeden şahit olduğum korkunç olay. inşallah kimse bir daha böyle bir olaya şahit olmak zorunda kalmaz.
    minibüs şörönünün bir kolu ve bir ayağı kopmuş. işin kötüsü o gün babasına yardım etmek hevesiyle servise çıkan oğlu maalesef ölmüş. baba hala komada olduğu için ona söylemiyorlarmış. işin içinde tek iyi sayılabilecek, insanımızın birbirine destek olmasını gösteren kısım var ki, diğer minibüsçüler borca girip yeni bir minibüs almışlar. yaralı minibüs şöförü hastaneden taburcu olana dek dönüşümlü olarak kullanıyorlarmış. şöför döndüğünde topladıkları parayı ve minibüsü teslim edeceklermiş. tabii bunlar adamcağızın kaybettiği oğlunu geri getirmez, ama elden başka ne gelir ki..
    yolunuz kuşadasına düşerse özellikle üzerinde 19 numara yazılı olan bu kadınlar denizi minibüsünü tercih etmeniz, hatta fazla para vermeniz de fayda sağlayacaktır. hiç yoktan iyidir.

    bu arada olayın ertesi günü hemen olay yerine asfalt dökülmüş ve olayın izleri yokedilmiş, dolayısıyla insanlar normal hayatlarına döndürülmeye çalışılmış, en azından turizm için akıllıca hareket edilmiştir. orası bir anıt haline getirilseydi ve şehrin göbeğindeki bu yerden her geçişte turistlerin gözüne sakılması daha kötü olurdu herhalde. nasılsa bizim insanımız ordan geçse de geçmese de hatırlıyor olayı.

    bu arada olaydan sonra kuşadası'nın giriş çıkışlarında arabalar sıkı bir şekilde aranmaya başladı ama minibüslere binmek hala aynı derecede kontrolsüz. mesele selçuk minibüsüne biniyorsunuz, elinizde kocaman bavul var, arkadaki bagaj kısmına koyduruyorsunuz. eğer inerken şöföre "bavulum vardı" demezseniz istediğiniz boyutta bavulu minibüste bırakıp, pek rahat bir şekilde artık uzaktan kumandayla mı patlatacaksanız, ne yapacaksanız yapabiliteniz var. keşke daha fazla ders alınsa olanlardan..
  • cnnde altyazı olarak geçen eylem, kürt televizyonlarında kürt gruplarınca üstlenildi.

    türk televizyonları ise bu olaya yayınlarında bu olaya ciddi bir şekilde asla yer vermiyorlar, kimbilir hangi politika nedeniyle. bayrak olayında yeri göğü birbirine geçirip ucuz milliyetçilik yapanlar şimdi gerçek bir olay olduğunda ortalıkta yok.

    ülkemizde bomba patlatılırken, topraklarımız talep edilirken sol frame'de açılmaya devam edilen ottan boktan gereksiz başlıkları ve espri yapmaya kasan insanları gördükçe umutsuzluğum katlanıyor.

    anında zamanın ötesine giden entry'mdeki olası yanlış anlaşılmaları engellemek için: ( umarım zamanının ötesinde değilimdir, aslında zamanıdır tüm yazacaklarımın)
    ve de yanda açılan başlıklarla ilgili satırdan dolayı kötüleniyorsa yazdıklarım... ne desem boş zaten.
    ----------------------------------------------

    tabii ki vahşi görüntülerle yayınlanmasını istemiyorum bunun anlamı yok. bunun tam tersi insanları çok kızdırmak gibi çok ters ve yersiz sonuçları var.
    akıllı insan tepkisini aklıyla ortaya koyar. birilerini öldürerek değil. doğru çözümü bulmaya çalışır.

    ama bu konunun enine boyuna konuşulmasını, sadece bu olayı değil, bu olaya nasıl gelindiğini, neden bu olayın olabildiğini ne sonuçları olacağını, bu duruma karşı neler yapılabileceğimizi, nasıl çözüm üretebileceğimin konuşulmasını istiyorum. çünkü bu kadar ciddi bir olayın bunu gerektirdiğini düşünüyorum

    ingiltere'den bir tane patlama görüntüsü olmadı. ama günlerce 24 saate yakın bu konu tv'lerde oldu. hep incelendi, konuşuldu.

    oysa bizim haber kanallarımızda nba maçları, diziler, şarkılar...

    nasıl çözülür böyle bir sosyal bilinçsizlikle?

    diyarbakır'da ve başka illerde apo için barzani için binlerce insan meydanlarda toplanıp gösteriler yapıyor onları destekliyor. bunu türkiye sınırları içinde yapıyorlar. peki türkiye sınırları içinde türkler kendi insanlarının, yine ilk cümlede adı geçen insanşar tarafından öldürülmesine karşı sessiz, umursamaz, alışkın. çözüm nasıl düşünülmüyor. yarın olunca bu olayın kendi de unutulacak. biz uyurken onlar fırsatları değerlendiriyor tabii. eğlenmeye devam.

    turizm gelirlerimizin azalmasından mı korkuyoruz? turizmi yapacak topraklarımız talep edilirken mi?

    bu olayın oluşan koşullar içinde gündemde tutulması lazım. ucuz milliyetçilikle değil. akılcı bir yaklaşımla.
  • bir tespitte bulunmami saglamistir bu olay, sebep olduklariyla.
    ota boka, abuk lig maclarina bile 100+ entry ile analiz/yorum yapan, cevap vermeye bile lüzum olmayan yazılara kitlesel hareketle tepki gosteren sözlük yazarlarının; ciddi sorunlara karşı ne kadar duyarlı oldugunu anlatmıstır bu olaya verilen(verilmeyen) tepkiler.
    basit bir eceerken, merve tekcan icin bir anda 150 entry girilirken, bu patlama ile ilgili insanlarin susması yas tutmak mıdır; yoksa sadece basit konularda gereksiz* düsünceler sunabilip büyük konulara gelince üretkenlikten soğumak mı.
    bu soruları sordurmuştur ve hafiften silkelemiştir bu olay beni.
hesabın var mı? giriş yap