• utan ey turk milleti, utan!
  • işin daha da vahim tarafı, molozların arasında dolaşan insanların, birilerini kurtarmanın derdinde mi yoksa yağmalamaya mı çalışıyor olduğunu ilk bakışta anlayamamak olacaktır.

    "yağmalayan herkesi vurun" emrinin sakıncalı tarafı, siz "ben kimi vuruyorum?" tereddütünü yaşarken, yağmacı kendisini ifşa ettirebilecek sizin gibilerini hem de aynı bölgede başka bir yağmacıyı istemeyeceğinden gördüğü herkesi vurma eğiliminde olacaktır. birisi sorarsa da "yağmacıyı vurdum." diyerek işin içinden sıyrılabilir.
  • ilk antebe gittiğimizde düztepe mahallesinde birisiyle tanışmıştık. yaşlı birisiydi. sonra bizim düzceli olduğumuzu öğrenmişti de ağzından kaçırmıştı depremde düzceye gittim diye. babam da -övmek gibi olmasın- uyanık birisidir. çakal değil uyanık. kaç tır yardım götürdün diye sordu. adamın rengi mosmor olmuştu. meğerse yıllardan beri dilenciymiş. nereli olduğunu sorarsanız urfanın suruç kentinden kürt bir amcamızdı. depremde yağma için gelenler çok olmuş diye duymuştuk ama yüz yüze de görünce bi tuhaf olmuştum.
  • deprem sirasinda neredeydiniz ne yapiyordunuz pek bilmiyorum da, biz kendi ellerimizle 10 kisiden fazla adam yakaladik gocuk altini yagmalamaya calisan. bunlardan 3 tanesi gunduz gozuyle denedikleri icin bir torba dayak yediler zaten sinirli ahaliden. digerleri de uyarilip site disina atildilar (site mite de yoktu ortada, hersey yikilmis durumdaydi).

    yani ben burada soylenenleri aynen yasadim, bu insanlar benim yakinlarimin, gocuk altinda olen arkadaslarimin esyalarini calmaya geldiler. ve biz oralarda olmasaydik herseyi alip giderlerdi. cogu yerde de boyle olmustur zaten.
  • bu yağmacıların bir çoğu ve van depremi yağmacılarının bir kısmı dönemin polisi ve askeri tarafından yakalandıklarında kafalarına sıkılıp deprem zayiatı olarak değerlendirilmişlerdir.
    kaynak: çok yakın bir kolluk kuvveti
  • içimizdekiler yetmezmiş gibi şimdi bir de suriyeliler var. benzer bir depremde neler olacağını tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok.
  • abartmayın diyen, götünden uydurulma hikayeler diyen dangalaklar ya yağmacı ya da sarayda yaşıyorlar.

    dünyanın neresinde olursan ol arkadaşım, emniyetin sağlanamadığı her yer de yağma gibi ahlaksızca olaylara (talan ve tecavüz) rastlarsın. burada temel etken eğitimsizliktir. nefsini/ahlakını/vicdanının eğitilmesi. sonrasında klasik eğitim kelimesinin karşılığı eklenebilir.

    şahsi kanaatim ve gözlemim;
    bu topraklarda en ahlaksız toplum arap kökenlilerdir. bunu muhafazakar geçmişi olan birisi olarak söylüyorum.
    sonrasında kürtlerdir.
    bunun sonrasında kimilerinin deniz görmüş kürt dediği lazlardır.
    akabinde türklerin geldiğini söyleyebilirim. ki anadolu topraklarında yaşayan türkleri kastediyorum.
    romanlar yani çingeneler en tepeye yerleştirebilirdim fakat azınlık oldukları için yerleştirmeye gerek duymadım.

    kimse alınmasın arkadaşım bu bir gerçek. ahlaki eğitimden, klasik eğitimden nasibini almamış toplumda yaygın olarak görebilirsiniz bu tip ahlaksızlıkları.

    bu gün paris'te bir felaket yaşansa ve akebinde yağmalar yaşansa buna tenezzül edecekleri size sayayım:
    kuzey afrikalılar (araplar ve berberiler), afrikalılar, bir kısım fransızlar (kuzey afrikalılarla takılanlar daha çok), bir kısım türkler, bir kısım kürtler, bir kısım güney amerikalılar... ki türklere, kürtlere ve güney amerikalı göçmenlere araplardan ve afrikalılardan sıra gelirse...

    osmanlı imparatorluğuna dem vurup aptal saptal cahilce laflar etmenin alemi yok. savaş dönemlerindeki yağmayla karşılık vermek senin cehaletin güzel kardeşim.
  • burada bolca verilen " deprem çantanıza silah koyun " tavsiyesini anlamıyorum.

    herkes depreme evinde mi yakalanacak? işine gücüne gidenler, ev dışında olanlar olacak. bu insanlar ne yapacak peki?

    böyle akıl mı verilir ya? herkes silah alsınmış. bilgisayar oyunu mu oynuyorsunuz? hayatınızda elinize silah aldınız mı? panik anında neler yapabileceğinizi kestirebiliyor musunuz? karşı tarafın da aynı şekilde silahlanmayacağını nereden biliyorsunuz? durduk yere öldürülen insanların olmayacağını nasıl kestirebiliyorsunuz?

    deprem olursa evler yıkılmasın, o zaman yağmacılar da gelmez. buna yönelik önlemler alsanıza. katastrofi oluşacağına herkes evinde güvenle otursun. bunu tartışın, buna yoğunlaşın.
  • böyle şeylere çok şaşırmıyorum. denemek için kalabalık bir caddede yürürken yere 100tl düşür bakalım neler oluyor? evin kapı anahtarını bir gece üstünde unut, yıllarca sabah altıda cami yoluna koşan abdestli itikatli komşunun genç kızı evine girip bir paket hediye çikolata, eski hatıra nokia marka ilk telefonun ve bir saat çalmıyor mu?

    arabanın arka koltuğuna bir laptop çantası bırak işlek bir caddede, birkaç on saniyede camı kırıp çalmıyorlar mı?

    akıncı talancı barbar klanları, devletlerinin imparotorluklarının ekonomileri yağma üstüne kurulu bir kültür başka bir sonuç veremezdi.

    japonya'da türklerin en başarılı olduğu sektör ne tahmin edin. japonların türklere sadece bina yıkım ihalesi verdiklerini biliyor muydunuz? yıkım bizim işimiz.

    bir yerde en çok hangi söz tekrar ediliyorsa emin olun o şey o kadar eksiktir.

    insan medeniyet evriminde tarihe iz bırakmayacak asalak bir kültürüz. bin yıl sonra bile hatırlanacak bir katkımız yok yerküre uygarlığına.
  • ateşli silah taşıma ruhsatı çıkarabilecek bir meslek grubu mensubuyum. tıpkı babam, halam ve amcam gibi. devamlı olarak silah taşıyan ve hatta yedek şarjörlerle gezen kadın ve erkeklerin arasında büyümeme rağmen silahlara hiç merakım olmadı. doğaya, hayvanlara ve kendi halindeki insanlara karşı yönelen her türlü şiddetin de karşısında oldum; ama yakın gelecekte yapacağım ilk iş bir silah edinmek olacak.

    istanbul'un önemli bir bölümünde kendimi güvende hissetmiyorum. doğal afet veya beşeri bir çatışma ortamında, kendimi ve sevdiklerimi bize benzemeyen insanlar karşısında savunmak zorunda kalacağımı biliyorum.

    deprem özelinde konuşmak gerekirse, olacak olan yüksel ihtimal şudur ki afet sonrası günlerce, belki haftalarca bulunduğumuz konuma yardım ulaşamayacak. istanbul’da normal zamanda dahi itfaiye aracının, ambulansın zar zor eriştiği lokasyonlar var. hele ki köprülerin, üst geçitlerin, otoyolların yıkıldığı bir depremde anlayın ki kimse gelmeyecek. hatta muhtemelen gelmesi beklenen insanlar dahi yardıma muhtaç olacak.

    bu ihtimalde gerek enkazın, gerek toplanma alanının, gerekse kurtarılan yaşamsal malzemenin (ziynet eşyasını, paraları zaten geçtim) güvenliğini sağlamak için ateşli silah önlemini hayati görüyorum. özellikle ilk 48 saatten sonra susuzluk dahi bir kaos ortamı yaratabilir. hele ki suriyelisiyle afganıyla ortamın arınma gecesine dönmesi bile beni şaşırtmayacak.

    sözün özü bireysel silahlanma şart.
hesabın var mı? giriş yap