169 entry daha
  • inanın şu maçta 2. goldeki defans acemiliğinden ofsayta falan hiç dikkat edemedim, güzel güzel pozisyonun uzaklaştırılabileceği yerde böyle bir acemilik yapılmaz kardeşim bu kadar basit. ceyhun gülselam'ın pozisyonda durduğu yer son derece yanlış artı alex telles'in acemice aceleciliği ve ceyhun'a çarpan top saç baş yoldurtan bir gol yedirdi inanın çıldırasım geldi o anda. rakiplerin 3'er puanla arayı açtığı haftada böyle sikim bi maç oynayıp göz göre puan bırakmak çok koyuyor adama be...

    20. dakikadan sonra kayıp bir galatasaray vardı sahada. bu dakikaya kadar geçen 2 maçtaki gibi istekli arzulu baskı yapan gol arayan ve de şahane bir sol kanat akını neticesinde gelen bir gol ama mevzubahis dakikadan sonra yokları oynayan bir galatasaray... sahaya dağılamayan, top tutamayan, tita'nın yol geçen hanı gibi kullandığı defans...

    selçuk inan, yokları oynadı, beraberlik golündeki asistinin dışında faydalı olamadı. bu adam her geçen gün daha kötüye gidiyor.

    didier drogba, bir tek olumlu hareketi yok, ayağına aldığı her topu ezdi. bedenen sahada ruhen nerde olduğu bile belli değil arafta gibi sanki. eski halini mumla aratıyor. takımın resmen el freni gibi ve her geçen gün bu frenleme özelliği daha da artıyor. bir de bu adamın maç seçme ve teknik heyete takım arkadaşlarına atarlanma tripleri her geçen gün gözümüzde bir zaman var olan sempatisini de alıp götürüyor be arkadaş.

    burdisso, çok mu aradık lan bu adamı, bildiğin adam ağır lan, top kesme özelliği falan hak getire. faydalı bir görüntü vermedi bu adam dany veya chedjou'dan iyi değil kesinlikle. bu herif için dany'yi gönderdiysek zihniyetimizi sikiyim afedersin de zaten şu yönetim ve teknik kadronun zihniyeti'ne ayrıyeten methiyeler! düzmek lazım gelir.

    söylenecek hiç birşey yok evet son 2 maç çok iyiydi yalnız çok insanı yanıltabilecek bir durum olduğunu harbiden sezinledim. abicim takım resmen birbirine pamuk ipliğiyle bağlı, konsantrasyon yerlerde, 1 0 öne geçtikten sonra sanki maç 3 0 mışcasına korkunç bir rehavet ve yenilen golden sonra dimdik çakılan uçak gibi inen takım morali. 20. dakikadan sonra sahada sanki antalya 15 kişiyle oynuyomuş izlenimini veren sahadaki inanılmaz boşluklar... of of of...

    (bkz: sinirden entry'i yarıda kesip yazamamak)
  • henüz ligin bitimine kadar uzun bir maraton varken ve fenerbahçe inanılmaz formsuz, berbat bir fikstürle ve herkesle kavgalı bir şekilde mayıs ayına koşarken gs'lilerin rahat olması gereken maç.

    kaleci volkan olsun, uykudaki ersun yanal olsun, alves, egemen vs. olsun fb'yi şampiyon yapmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. 3 puanlık sistemde 6 puan farktan bile sayılmaz. son dakikalarda gelen 1 puan sezon sonunda çok kilit bir rol dahi oynayabilir gs için. bu ligde köprünün altından daha çok sular akacak gibi. anadolu takımlarının fenere ve gs'ye karşı ne kadar direndikleri sonucu belirleyecek.
  • sneijderin sol kanada hapsedilmesiyle cimbom adına tüm gol yollarının tıkandığı maç olmuştur. geldiğinden beri sneijderden maksimum verim alan ve onu iyi tanıyan mancini nasıl böyle bir hataya düştü anlamadım. ayrıca selçuk bu sezonun genelinde olduğu gibi yine döküldü ve drogba da bariz maç seçiyor. bu sebeple lig maçlarında selçuk yerine yektaya ve drogba yerine umuta daha çok şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum. aksi takdirde takımın direnci ciddi anlamda düşüyor.
  • son iki haftadaki oyunu görünce bu sefer deplasman sorunumuzu çözeriz sanmıştım ama o eski halinden eser var şimdi. o kadar ruhsuz oynadılar ki ikinci gol gelene kadar hala arkada selçuk yanlara al gülüm ver gülüm yapıyodu sanki 2 farklı önde oynuyo gibilerdi. ille 50bin kişinin bağırması mı gerekiyor aldığınız paranın hakkını vermek için. tabi çoğunluğun belirttiği gibi melo'nun sarı kart olayı da orta sahamızın direncini düşürdü özellikle ikinci yarı tita, antalya'nın sneijder'i gibi oynadı. selçuk'un kart olayına değinmiyorum bile çünkü bu takımda drogba çıkıyor 2 tane atıyor maç kazanıyoruz, sneijder çıkıyor 2 tane atıyor olmadı takımı tek başına yönlendiriyor maç kazanıyoruz, melo hakeza öyle maçı alıp bizim lehimize çeviriyor, bazen sabri çok iyi oynadı diyoruz, muslera maçın kırılma anında öyle bir kurtarış yaptı ki maçı bize çevirdi diyoruz, hatta oyun tarzını her ne kadar sevmesem de burak yılmaz'ın yıldızlaştığı maç diyoruz ama herkesin yıldız diye tabir ettiği selçuk inan'ın ben çok iyi oynayıp maçı bize çevirdiğini uzuuuun zamandır hatırlamıyorum. kaldı ki iyi oynadığımız maçlarda bile selçuk eh işte çok koşanlar arasında gözüküyor diyebiliyoruz sadece. sorun tabi ki selçuk'ta değil, selçuk'un alternatifinin olmamasında. buna en yakın kişi emre çolak'tır ama o da bildiğimiz vitaminsiz pinkman işte. sonuç olarak selçuk'un vasat oynama hakkı elbette vardır ama yıldızlaştığı maçlar da olmalıdır. selçuk topu alıp dönene kadar boşa kaçan adamların önü kapanıyor, bugünkü maç daha dikkatli izlenirse antalya üzerine oynadı biliyorlar çünkü ağır olduğunu. umut gündoğan acilen kendini hazırlamalı.
    tek tek değerlendirecek olursak;
    muslera: yediği golleri gününde olsa yemezdi özellikle birinci golü kurtarabilirdi ama orda olması hala güven veriyor.

    sabri: ben bugün beğendim, açtığı ortalar yerini bulmasa da mağlubiyete isyan eden oyun tarzı onu diğerlerinden ayırdı elinden geleni yaptı ama kapasite bu kadar.

    burdisso: ilk golde tita'nın yanında dany olsaydı o golü yemezdik, ya penaltı yaptırırdı ya da o topu keserdi, burdisso 3 kere müdahele etmeye kalktı aynı pozisyonda ama birinde bile ayağını uzatamadı.sonuç olarak sonu cris gibi olacaktır. çok ümitli değilim kendisinden.

    semih: azıcık daha akıllı olsa yenilen 2. golde çok az öne gelirdi hakemin ofsaytı daha rahat görmesini sağlayabilirdi. bariz hatalar yapmıyor ama pozisyon bilgisini geliştirmesi lazım.

    telles: golde çok iyi bindirdi soldan güzel de yere kesti asistini yaptı. orjinal sol bek farkı olsa gerek zira riera'nın böyle bindirmeleri çok nadirdi 1.5 sene içerisinde. kendi kalemize attığımız golde ise çok acemice davrandı yakınında antalyalı futbolcu yokken daha soğukkanlı bir şekilde uzaklaştırabilirdi o topu. ofansta gelecek vaadediyor ama defansta biraz daha gelişmesi gerek.

    ceyhun: yenilen golde suçunun olmadığını düşünenlerdenim, orada herhangi bir futbolcumuz da olabilirdi. tamamen talihsizlik. ama içeride oynadığımız maçlardaki gibi değildi gerçi hangi biri öyleydi ki.

    melo: sarı kart olayı konusunda çoğunluk gibi bende aynısını düşünüyorum, zira melo ilk yarı özellikle çok yumuşak oynadı o bildiğimiz melo değildi, uzun zamandır böyle oynadığını görmemiştim. ama şu unutulmamalıdır ki her maç 3 puan, bjk maçı bu kadar düşünülüyorsa bu hafta oynatılmamalıydı.

    selçuk: yukarıda baya bi yazdım hakkında, herkes eleştirilirken onun sanki dokunulmazlığı var gibi veya takımın messi'si gibi muamele görmesi çok ilginç. ilk senesi hariç extra bi olayını göremiyorum.bazen özellikle bakıyorum bu sefer ne yapacak diye yok yine aynı aheste aheste oynuyor.işte bunlar hep alternatifsizlik. unutulmamalıdır ki melon'nunda alternatifi yok ama taş gibi oynuyor.

    sneijder: takımda en beğendiğim adamdı bugün. sola bence kendini attı, telles'le birşeyler yaparım diye düşündü sanırım. topu aldığında eveleyip gevelemiyor ve verilebilecek en doğru yere veriyor. mağlupken böyle oynanması gerekiyor, selçuk gibi kaleciye atayım sonra geri alayım semih'e döneyim değil.sonuç olarak bi kaç oyuncu ona uyum sağlayabilseydi bugün fark yaratabilirdi.özellikle ilk yarı drogba'nın sneijder'i görmediği bir pozisyon var ki görse ve atsa çok iyi bir pozisyon olabilirdi.

    burak: kırmızı kartın ağa babasını görmesi gerekirdi. ya ben anlamıyorum adam kendini geliştiyor eyvallah çok takdir ediyoruz bizi de göt ediyor arada, ama arkadaş bi tarafını geliştirirken başka bi yerden kötü bi özelliği çıkıyor. kafa vuramıyor dediler geliştirdi, ama duygusal özelliği çıktı, çok ofsaytta kalıyor dediler geliştirdi ama bu sefer de ellerini kollarını rakiplerin suratlarına filan vurmaya başladı, kendini yere atıyor penaltı alıyor dediler bi daha yapmam dedi geliştirdi, ama bu sefer de çok gol kaçırmaya başladı. alakasız örnekler vermiş olabilirim ama sonuç olarak bi tarafını geliştirirken olmayan kötü özellikler çıkıyor adamda. çok ilginç bir kişilik.bugün gol vuruşu çok güzeldi, ama sonrasında hiç bir varlık gösteremedi.

    drogba: son maçlarda ciddiyetsiz oynuyor, kötü oyunla alakası yok bildiğin ciddiyetsiz oynuyor. böyle oynayacaksa gitmesi gerektiğini düşünenlerdenim. fakat drogba bir winner'dır. çıkar bjk maçını tek başına alır, chelsea maçında döktürür. eğer takımınızdaysa her zaman bir avantajdır. bir alex değildir, alex hiç bir finali kazandıramamıştır ama drogba size kupalar kazandırır. gidecekse hayal de olsa ibra'ya talip olunmalıdır.bundan sonra o keser.

    her şeye rağmen şampiyonluğa inanıyorum deplasmanlara çözüm bulunursa neden olmasın.
  • evden cikarken ikinci olan gs'yi ben eve girene kadar ucuncu yapmis mac.
    nalet olsun boyle duzene, bildirim nerde benim
  • melo-muslera-semih-sneijder dışında takımda kimsenin düzgün top oynamadığı bir diğer maç. doğal olarak gene beraberlikle sonuçlandı.

    açıkçası daha çok maç var. ne olacağı belli olmaz. 2 maçta herkes galatasaray'ı şampiyon ilan etmişti hatırlarsanız. neyse.

    ne yazık ki selçuk inan, dorgba gibi oyuncuları takımlarına çok az katkıda bulundular. defansımız ise kevgir gibiydi. iki problem çok aşikardı;
    1)kademe anlayışımız yerlerdeydi. araya atılan her top pozisyon oldu. golleri de böyle yedik.
    2) ceyhun çok etkisizdi ve kötüydü. daha 20. dakikada oyundan alınıp yerine melo yerleştirilmeli ve hareketli bir orta saha oyuna dahil edilmeliydi. ceyhun tita ve diarra top aldığında ya da almadan sert müdahaleler yapamadı. bu adamlar çok rahat oynadılar. o noktaya melo çekilseydi muhtemelen bu kadar rahat araya top da atılamazdı.

    bir diğer nokta selçuk; koşmuyor. zaten dikkat edin topu her ayağına aldığında faul almaya çalışıyor. her pası yana ya da geriye. biz ondaki potansiyeli ve zekayı gördük. bize haksızlık ediyor. adam yanından geçiyor, 5 mt. kovalamıyor. bir kere adam eksiltip ileri top atmadı.

    bir de hayrovic'in oynaması gerekiyor. hakan balta sakat olmasaydı kesinlikle de oynayacaktı. bize 90 dakika oyun içinde olmasa da 15 dakikalık etkili bir adam gerekiyor. extra iş yapıp skora katkı yapacak adamımız çok az sayıda. bir de drogba formsuz olunca hepten kopuyor iş.

    neyse bu skordan sonra beşiktaş maçını rahat kazanacağız. orası kesin. maç arena'da ve takımda baskı oluşacak.
  • ceyhun denen şahsın sahada salak salak dolaştığı, sabri denen şahsın yaptığı hemen hemen bütün ortalarının ilk defans oyuncusundan döndüğü, selçuğun kendini defansa gömmeyi gelenekleştirdiği tipik gs deplasman maçı.
    bir de maçı götüyle izleyen tipler bu üçlüyü beğenir ya ben ona yanarım.
  • kimsenin sabri'nin penaltı pozisyonunu veya burak'ın dirseğini tartışmaya gönüllü gözükmediği maçtır.
  • sneijder, melo, telles'in dışında hücumda bir yada iki kişi daha düzgün oynayabilseydi kazanabileceğimiz maçtı. fakat bitik drogba ve selçuk, orta yapma özürlü sabri sayesinde beraberliği zor kurtardık.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap