• atatürk'ün unesco'nun sözlüğündeki tanımında cok güzel bi sıfatı vardır. sömürgeciliğe ve yayılmacılığa karşı ilk önder. en büyük degil bakın ilk onder. gandhi'nin "ingilizler çanakkale'de mustafa kemal ile karşılaşana kadar tanrı'yı bile ingiliz zannederdim" cümlesi çok şeyi ifade ediyor. çanakkale savaşı sadece türk ulusu icin degil ezilmiş tüm halklar icin bir örnek olmuştur. (ki türkiye cumhuriyeti kurulduğunda nerede ezilmiş devlet varsa ilk konsolosluğu da onlar açmıştır.). nasıl kurtuluş savaşının temelini atan savaş çanakkale savaşıysa tüm dünyada emperyalizme başkaldıran devletlerin örnek aldığı mücadele çanakkale savaşı olmustur. atatürk'ün bu başta bahsettigim sıfatının temelinde bu vardır. kısaca ataturk bu yüzden emperyalizmin ilk dusmani, çanakkale savaşı ise emperyalizme karşı direnişin özgürlüğün sembolü haline gelmiştir dünyanın hasan tahsin'i olarak görülür. son olarak savaşın yerel ve global öneminden sonra ödenen bedele gelirsek atatürk'ün "biz çanakkale'de bir darülfünun gomduk." sözleri çok şeyi ifade ediyor. cok ağır bir cümle bu. dile bazen kolay gelebilir savaş icin liselerin mezun verememesi. bu olayı bir de su an düşünsenize. akıl alır gibi değil yeryüzünde bir tane destan varsa o da çanakkale'dir...
  • “karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak.

    birinci siperdekilerin hiçbirisi, kurtulmamacasına hepsi düşüyor. ikinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz?

    bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. sarsılma yok. okuma bilenler kur’an-ı kerim okuyor ve cennete gitmeye hazırlanıyor.
    bilmeyenler ise kelime-i şehadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyor. sıcak cehennem gibi kaynıyor. 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngüyle çarpışıyor.

    ölüyor, öldürüyor. işte bu türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebriğe değer bir örnektir. emin olmalısınız ki çanakkale muharebeleri’ni kazandıran bu yüksek ruhtur.”

    - 19. tümen komutanı mustafa kemal
  • balkan faciasından yeni çıkan osmanlı türklerinin, yenilmez denilen ingiliz-fransız birleşik filosunu boğazın buz gibi sularına gömdüğü olağanüstü zaferdir...

    ingilizler o dönem bizi o kadar hafife aldılar ki, en fazla birkaç hafta içinde boğazı çok rahat aşıp istanbul'a ulaşmayı tahayyül etmişlerdi. gerçekten bir bakıma bitik ve yorgun imparatorluk vardı ve her yerinden çatırdıyordu.

    ancak, atatürk'ün deyişiyle türkler çanakkale'de adeta şahlandı: "burada (çanakkale'de) ikinci bir balkan fecaatini görmektense ölmeyi tercih etmeyenlerin bulunacağını katiyen kabul etmem. şayet böyleleri olduğunu hissediyorsanız derhal onları evvela kendi ellerimizle kurşuna dizelim."

    bu söz, kara muharebeleri esnasında söylenmişti fakat aynı durum müstahkem mevki boğaz komutanı cevat çobanlı paşa'nın idare ve sevk ettiği 18 mart için de geçerliydi elbette.

    o kutlu gün birleşik filonun irrisistible, ocean, bouvet gibi en mühim üç zırhlısı batmış, üç tanesi de ağır hasar almak üzere boğazdan tamamen çekilmişti.

    nusret'in 7 mart'ı 8 mart'a bağlayan gecenin karanlığında yani 18 mart'tan tam 10 gün önce dökmüş olduğu mayınları, 18 mart'ın akşam saatlerine kadar fark edemeyen birleşik filo ağır kayıplar vermiş, devasa zırhlılarını seri şekilde kaybetmişti.

    "istanbul için savaş" adlı kitabın yazarı amerikalı gazeteci zabel, çanakkale'nin esenler mevkiinde (bugünkü özgürlük parkı) gazeteci birkaç meslektaşıyla birlikte boğaz ablukasını ve harbi gözlemlerken, batan fransız gemisi için "o kadar süratli şekilde battı ki, 3 dakika içinde denizin dibini boyladı. yeterince gözlem yapmaya fırsatımız bile olmadı" demiştir.

    batan sadece tek bir gemide 600 küsur kadar asker hayatını kaybetmiş, birleşik filonun 18 mart'taki toplam kaybı 1000'i bulurken bizim ise ancak 100 civarı kaybımız olmuştur.

    ve bu zafer, sadece çanakkale'de değil; anadolu'nun birçok kentinde 18 mart 1916'dan itibaren kutlanır olmuştur. "çanakkale ruhu" denen şey aslında tam olarak budur, tüm ülkenin askere ve zafere sahip çıkıp, bunu sadece çanakkale'den ibaret görmemesidir... bugün ise sadece çanakkale'de kutlamalar yapılıyor.

    cevat paşa başta olmak üzere zaferde emeği olan erine kadar hepsinin ruhu şad olsun!

    ekleme: muharebenin teknik detaylarını okumak isteyenler şu yazıma bakabilir,
    https://eksiseyler.com/…nlar-sayesinde-mi-kazanildi

    debe eklemesi: 18 mart canlı yayın röportajlarımdan, muharebeyle ilgili kitap tavsiyelerime ve daha başka birçok ufuk açıcı videoma kadar çeşitli konuları işlediğim youtube kanalıma destek olmak isteyen varsa beklerim,
    https://youtube.com/…enderozgun?si=prdzd5u1q2xfxgxu

    sevgiler.

    ayrıca, (bkz: atatürk'ün çanakkale'de çekilen fotonun konumu)
  • ingiliz subay şöyle diyor du;
    "ölü askerleri vardı 14, 15, 16 yaşlarında ve inan ki gülüyorlardı.
    ilk kez kaybedeceğimizi o gün hissettik"
  • tarihin kalemle değil kanla yazıldığını bilen, sadece savaşmak için değil ölmek için orada olup savaşan gerçek türklerin kazanmış olduğu zaferdir.

    düşman askerlerine ve annelerine "“bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar!

    burada, dost bir vatanın toprağındasınız. huzur ve sükun içinde uyuyunuz. sizler, mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız.

    uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! gözyaşlarınızı dindiriniz. evlatlarınız bizim bağrımızdadır. huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. onlar bu
    topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”" diyebilen başkomutan'dan, kendi partisine oy vermediği için kendi vatandaşına "hain" diyenlere kaldık... tininiz şad olsun büyük kahramanlar...
  • emperyalizme karşı dünya'nın gördüğü, en büyük 2. zaferdir.

    1. ise kurtuluş savaşı'dır. çünkü; çanakkale'den sonra, daha büyük bir zafer olmuştur.

    bunların ortak noktasıysa mustafa kemal atatürk'tür.

    cumhuriyet'e geçiş çanakkale geçilemediği için mümkün olmuştur.

    minnetle, özlemle anıyorum.
  • keşke bu zaferden 104 yıl sonra ingiltere vizesi alabilmek için tonlarca evrak biriktirmemize gerek olmayacak prestijli bir devlet haline gelebilseydik. keşke sözlüğün en sık gündeme gelen başlığı türkiye’den siktir olup gitmekolmasaydı. keşke kazandığımız milli paramız ingiltere’nin, amerika’nın üç beş manipülasyonuyla değersizleşecek kadar güçsüz olmasaydı.

    malesef bir çoğumuz bizim için muhafaza ettiğiniz bu ülkeyi ingiliz pasaportu için bırakıp gitmeye hazır. bu zaferde şehit olan, gazi olan herkese mahçubuz.
  • çanakkale muharebeleri'nin ilk bölümünü oluşturan denizden yapılması planlanan yarma harekatını durdurmamız neticesinde kazandığımız zafer.

    çanakkale'de düzenlenen deniz ve kara harekatı gelecekteki çoğu planlamayı etkiledi. deniz harekatı, normandiya çıkartması öncesi müttefiklerce ciddi şekilde etüd edildi ve keşif, hedef tespiti, çıkarma noktalarını belirlenmesi, denizden kara hedeflerinin imhası vb konularında yol gösterici oldu. çanakkale kara savaşları ise almanların yıldırım savaşı doktrinini oluştururken kullandıkları auftragstaktik ve schwerpunkt için verilecek güzel örneklerle doluydu ve onlar da kara harekatını dikkatlice analiz etti. bu konuda en bilinen örnek mustafa kemal atatürk'ün kara harekatının en başında conkbayırı'nda cephaneleri kalmadığı için düşmandan kaçan askerleri durdurup süngü taktırarak oldukları yerde süngü taarruzu vaziyeti aldırması ve ilerleyen ingilizlerin bu durum karşısında duraklamasıdır. bu sayede ingiliz ilerlemesinin ivmesi kaybedilmiş, inisiyatif savunuculara geçmiş ve gelen türk takviyeleri o bölgedeki cephe hattını statikleştirmiştir. ayrıca çanakkale kara harekatı iletişimin önemini ortaya çıkardığından almanların 2.dünya savaşı'nda ürettikleri her tanka alıcı veya alıcı/verici özellikli telsiz koymalarına neden olmuştur çünkü gerideki karargahla cephenin en ileri kısmı arasında ve cephede aynı bölgede bulunan birlikler arasında bile yaşanan iletişim kopuklukları ve bunların neticeleri konusunda ciddi örnekler bu savaşta görülmüştür.

    konuyla ilgili gayet güzel hazırlanmış bilimsel eserler ve kişisel gayretlerle yazılan birçok harika çalışma mevcut. ancak savaşı, okuması sıkıcı harp cerideleri kayıtları üzerinden incelemek, konuyu tekdüze ve bazı yönlerden anlaşılmaz hale getirebiliyor. askeri teknoloji ve taktikler açısından ihtiyaç duyulan okumalar için maalesef yabancı kaynaklara, hatıralardan yola çıkılarak hazırlanmış yabancı internet sitelerine ve çok nadiren türkçe'ye çevrilmiş kitaplara başvurmak lazım. michael forrest'ın yazdığı çanakkale boğaz savunması ve g.s.patton'ın yazdığı gelibolu savunması ulaşılabilecek bu tipteki ender kitaplar. bizim tarafta genelkurmay'ın çıkardığı kitaplar da güzel analizler içerir. onun dışında bizde internet kaynakları çok berbat. genelde ya hacı-hoca hikayeleri ya da tekdüze hamaset laflarıyla dolu kopyala yapıştır siteler var.

    ekleme: gerçek zayiat sayısı hala bir muamma olup resmi rakamlar üzerinden yapılan tahminlere göre şehit, yaralı, kayıp, hastalıktan ölüm sayısının 220bin civarında olduğu tahmin ediliyor.
  • siyasal islamcı ve dincilere göre evliyalar tarafından kazanılmış zaferdir...

    (bkz: çanakkale'de savaşan evliyalar)

    zaferdeki en büyük başarı 19. tümen komutanı mustafa kemal atatürk'ün zekâ ve askeri stratejisi sayesindedir.

    ama bugün bu gözü dönmüş ve emperyalizmin teşeronlugunu yapan dinciler bunu kabul etmez de zafer evliyalarındı deyiverirler..

    bu savaşta, başta mustafa kemal atatürk ve hayatlarını kaybedip şehit olan bütün askerlerimize allah'tan rahmet diliyorum.

    saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.
  • bu ülke evlatlarının umutsuzluğa kapılma gibi bir lüksünün olmadığını gösteren zafer. ayrıca tüm vatandaşların umudunu cephane gibi düşünüp, tükendiği anda süngüsünü takıp yere yatarak, ölüm pahasına mücadele etmeye devam etmek zorunluluğunu hatırlatır. hemde 106 yıl önceki ruh ile...
hesabın var mı? giriş yap