• hiçbir boka benzemeyen bir film. ne anlatıyor insana ne veriyor hiçbir şey yok. zaman kaybı ötesi.
  • filmi bana beklediğimi vermiştir. kırsal, çiftçilik, sert kış gibi bana hitap eden bolca motif vardı filmde. kasveti de dibine kadar hissettirdi. müzikler de müthişti.

    ama çoğunluğunun beğenmemesini de normal karşılıyorum. söz konusu motifler herkese hitap etmiyor gerçekten.
  • ilk defa, bir stephan king hikayesinden uyarlanan filmden bu kadar çok keyif aldım.izleyin, izletin.
  • kasvetten 3 günde ara vere vere bitirdim ama muhteşem film.
  • dondurmam gaymak gibi şiveden yürüyen bir film.
    burada gömenlerin çoğuyla farklı nedenlerden gömeceğim.
    çok iyi bir psikolojik gerilim atmosferi ve hikayesi varken gereksiz gore öğelerle arada derede bir film olmuş. karakterlerin oluşumu da, karı koca hariç, çok plastik olmuş. henry de, şerif de, shannon da diğerleri de...

    stephen king; çocukken seviyorduk ama bu kadar çok dandik uyarlamasına denk gelince ondan da soğuduk. stranger things gibi nostalji pornoları da bu soğumanın nedeni.

    pat sematary misal hikayelere rağmen gerilimin kemalettin tuğcu 'su gibi gelmeye başladı.
  • adamın konuşmasına takıldığım için filmin geneline hakim olamadım.ama izlenir güzel
    --- spoiler ---

    fare fare fare
    --- spoiler ---
  • viggo mortensen'e çok benzeyen bir başrol oyuncusu ve izleyicide kısa süreliğine fare korkusu uyandıracak sahnelere sahip başarılı bir stephen king novella uyarlaması.
  • gençliğimde birkaç stephen king romanı okumuş ve aradan geçen onca yıla rağmen hikayelerini okurken duyduğum korkuyu halen hatırlayan biri olarak, eserlerinden uyarlanan filmlerin aynı etkiyi yaratmadığını belirtebilirim.

    elbette eserlerini okurken henüz genç oluşum daha kolay etkilenmeme neden olmuştur. ancak, ben yine de kitapların kendi hayalgücümüzde yönettiğimiz filmler oldukları için başka biri tarafından filme uyarlandığında kendi hayalgücümüzün yarattığı etkiye ulaşamadığını düşünenlerdenim.

    yine de stephen king'in hatırına, onun eserlerinden uyarlanan filmleri denk geldikçe izlemeyi sürdüreceğim muhtemelen.

    "1922" özelinde konuşacak olursak; yukarıda zaten az buçuk birçok şey söylenmiş, tekrara düşmek istemem. ama özellikle filmin finali ile ilgili ekstra bir tatminsizlik yaşadığımı belirtmeliyim. hani böyle, "benim okuduğum/bildiğim stephen king hikayeleri, öyküleri böyle sonlanmazdı" dedirtti. sonra aslında finalinin değiştirildiğini ve asıl finalin nasıl olduğunu öğrendiğimde ise daha bi tatmin olduğumu söyleyebilirim.

    "evet söyleyeceklerim bu kadar iyi günler."

    edit: ara ara kitabın finalinin nasıl olduğu ile ilgili mesajlar alıyorum. ben de unutuyorum; o nedenle meraklılar için linki aşağıya iliştiriyorum.

    http://www.stephenkingturkiye.com/…film-incelemesi/
  • sırf yarıda bırakmamak için sonuna kadar izlediğim ve beğenmediğim filmdir.

    --- spoiler ---

    en başından araziyi satsaydın işte be adam. karını öldürdün, oğlun intihar etti. komşun kızından ve eşinden oldu.
    --- spoiler ---
  • az oyuncu, az mekan, film boyunca devam eden tekinsiz ve karanlık tema, filmin ağır temposuna yayılan huzursuzluk hali, çarpık ilişkiler, saklanan bir suç ve ortalığın kan revan olması gibi bütün muhteşem detayları bünyesinde barındıran güzel bir film. bu tarzı sevenler keyifle izleyebilir.

    empati yapmanın asla ama asla mümkün olmadığı ama yine de haklı olduğunu hissettiğiniz bir ana karaktere sahip. bu detayı hissettiriyor olması filmi başından sonuna kadar gerçekten çok rahatsız edici yapıyor. ana karakter ve seyirci arasında bağ kuracak bir detay olmamasına rağmen insan bu hisse filmin doğal akışında kapılıyor. zaten bütün rahatsız edicilik de bu noktada başlıyor. çünkü böyle bir şey niye olsun? ama oluyor işte. filmin başrolü thomas jane'in hakkını da teslim etmek lazım, çok başarılıydı.
hesabın var mı? giriş yap