• levantenlerin 1920'lerden sonra türkiye'ye gelen giritli ve yunanistanlı muhacirler olduğunu sanan ağır bir malın açtığı başlıktır.

    oysa kendileri kökenleri 1700'lere dayanan ingiliz, fransız ve italyan ailelerdir ve yukarıdaki fotoğraflar da bu ailelere ait fotoğraflardır.. başlıca işleri anadolu'da yetişen birçok ürünü izmir limanından avrupaya göndererek ticaret yapmaktır. bunu pek tabii ki türk köylüsünü ve topraklarını sömürerek yapmışlardır. bu sayede muntazam bir zenginliğe ve güce erişmiş yabancı ailelerdir.

    özellikle batı anadolu ve bilimum anadolu topraklarının, türk köylüsünün kanını emen mikro sömürgeci ailelerdir. ulaştıkları zenginlik bugün arkalarında bıraktıkları bazı izlerden anlaşılabilir.

    (bkz: levanten)
  • bu adamlar "millet savaşırken türk halkını ve köylüsünü sömüren insanlar" olarak bahsediliyorsa burada, bugün halkın çoluğu çocuğu terör olaylarında şehit olurken;
    - kendi oğlu çürük raporu alan,
    - oğlunun birden 18 yaşında prostatı çıkan,
    - oğlu sahip olduğu gemi ile aynı kilogramda olduğu için askere gitmeyen vb. vs...

    siyasetçiler için de aynı cümleyi kuruyor musunuz bunu merak ettiğimden geldim? sonuçta halk ölürken siyasetçiler genelde zenginleşir. mal varlığı beyanlarından da belli.
    hah, bunlara da bir lafın var mı?

    not. viki'ye atıfta bulunarak istemeyerek hatalı bir bilgi vermiş bir insana "mal" diyen sığır, sen açıp baktın mı viki'ye? kelimenin etimolojisinde "italya'nın doğusunda kalan akdeniz toprakları" var...
    siz siz olun iki satır ekşisözlük, iki satır vikipedya bilgisi ile ukelalık yapmayın, bunlar çok zip'lenmiş, zip'lenirken de çok detayını kaybetmiş hap, kapsül bilgilerdir. sizi "nasıl laf soktu ama" yapmaz, zırcahil yapar.

    not 2. mal babandır.
  • türk halkını ve köylüsünü asla ve asla sömürmemişlerdir. tam tersi hemen entegre olup türk gibi yaşamış, türk örf ve adetlerini de, cumhuriyet değerlerini benimsemiş insanlardır. köylü halkına saygıları da büyüktür. hayatınızda kaç tane levanten tanıdın da bu boş iddiaları sıralıyorsun derler adama?

    wikipedia ve 1-2 yazı okumuş levantenlere neler söylenmiş başlıkta. ahaha çok güldüm böyle cahiller ölsün ya, ilber ortaylı hocamız haklı..

    -------
    - kendi oğlu çürük raporu alan,
    - oğlunun birden 18 yaşında prostatı çıkan,
    ......vb
    -------

    şu zavallılığa bak. bunlardan farkımız yokmuş demek? cahil seni. benim ailemdeki tüm erkekler, anne tarafımdakiler olsun hepsi askere gitmiş hatta şehit düşen de olmuştur kurtuluş savaşında. geçmişimiz de şereflidir. 1 tane kanı bozuk olsa dahi o levantenler arasında anında aforoz edilir ve yüzüne bakılmaz. çevremiz de istanbul'da yaşarken son kalan levantenler dahil de hepsi askerliğini yapmış, vergisini ödemiş, türkiye'yi kalkındıran ailelerden gelirler.

    senin çomar oğlu çomar deden 6-7 eylül olaylarında istanbul'a girip talan edip, dükkanları talan ederken onlar inadına istanbul'da kaldılar. gitmediler, gidenler de acı çekip hemen 4-5 sene sonra geri döndüler. çünkü türk hepsi. senden bir farkı yok. senden tek farklar sen kendin gibi olmayana kin ve nefretle bakarken onlar kimseye kin gütmez, nefret etmez. insanları tanımaya çalışır ve levantenler hiçbir zaman diğer topluluklar gibi içlerine kapanık bir grup değildir. herkesle konuşurlar, işte yaparlar, kız alıp verirler. bazıları gibi kendilerine paralarını saklayıp ya da beyoğlu'na çökmezler sonradan gelip boş dükkanlara. asil insanlardır lakin yukarıdan bakmazlar kimseye.

    izmir levantenleri de istanbul levantenleri de, adaların levanteleri de baş tacı insandır. kendimden söylemiyorum öyleyiz, öyleler.

    ayrıca şeref yoksunluğu nedir biliyor musunuz? hayatında 1 tane levanten tanımayıp hakkında bu yalan algı yaratmaya çalışmaktır.

    son olarak levantenler sömürgeci değildir. sonradan entegre olmamışlardır. bizzati türkiye'de doğmuş izmir ve istanbul'da halen yaşayanları da vardır. kendi ailem ve çevrem dahil levantenler türkiye'nin yüz akıdır.

    yallah şimdi.
  • bariz yanlış bilgi içeren başlığa, alakasız her başlığa şartlı refleks gösterip ' imam hatipler kapatılsın ' diyengiller gibi maraş dondurmacısının da adamları damlamış diyen ilerizekalıları da ortaya çıkartmış başlıktır ayrıca. aç iki satır oku, levanten kimdir nedir, giritli göçmenler kim.. ileride suriye'den gelen göçmenleri de zamanında haçlı seferlerine katılmış ingiliz lordların çocukları filan sanarsın, cadılar bayramı filan kutlarsınız bu arkadaşlara. siz yeni nesil misiniz, ot çekip mi yazıyor sunuz neyin kafası anlamak güç.
  • anadolu'daki türk köylülerini sadece sömürmekle de kalmamış, kapitülasyonlara ve osmanlı bürokrasisi içerisinde kurdukları adam satınalma sisteminden faydalanarak özellikle batı anadolu'da rum çete başlarını da kiralayıp türkler üzerinde baskı kurmuş büyük ailelerdir.
    kendi menfaatleri ve çıkarları için batı anadolu'da kiraladıkları çete reisleri sayesinde büyük karışıklıklar çıkartmışlıkları da vardır. zira papatyalı kırlı bayırlı fotoğrafların ardında batı anadolu insanlarının kanları vardır.
  • millet bir yandan savaşırken türk halkını ve köylüsünü sömüren insanlardır.
    burada, bugün halkın çoluğu çocuğu terör olaylarında şehit olurken;
    - kendi oğlu çürük raporu alan,
    - oğlunun birden 18 yaşında prostatı çıkan,
    - oğlu sahip olduğu gemi ile aynı kilogramda olduğu için askere gitmeyen şeref yoksunlarından hiçbir farkları yoktur, bu levanten denen sömürgeci artığı pislikleri sanki olduklarından daha farklı insanlarmış gibi göstermeye çalışıp kendilerine sempati besleyenler de aynı şekilde şeref yoksunlarıdır.
  • burada adalarda oturan torunları tarafından demogoji, duygu sömürüsü ve saçma sapan argümanlarla savunulan kan emici, emperyalist ailelerdir. tabii manzara adalardan ve istanbul'dan farklı görünüyor. oysa bırakın oraları, mesele batı anadolu olduğunda anadolu köylülerini nasıl sömürdüklerini az ve tarafsız bir araştırmayla okuyabilirsiniz.

    oysa onlar biricik, sevimli ve pamuktan yapılma pofuduk köşklerinde oturan sevgi pıtırcıklarıydı. en büyük zevkleri de şömine başında ayı postu üzerine yatırdıkları türk köylülerini sevip okşamaktı. yoksa babalarının hayırlarına mı çökmüşlerdi ege köylülerinin üzerine? sırf masum anadolu köylüsünün daha fazla refah içerisinde yaşaması için avrupadaki yaşamlarını bırakıp ege bölgesine yerleştiler? tabii ki öyle değil.

    özellikle izmir, aydın, manisa ve çevresinde ticari çıkarları sözkonusu olduğunda neler yaptıklarını gerçek tarih yazmıştır. isteyenler mesela atçalı kel mehmet ayaklanması dahil, köylülerin kanlarını nasıl emdiklerini, batı anadolu köylüsünü osmanlı bürokrasisi içerisinde satın aldıkları devlet adamları sayesinde ne hale getirdiklerini okuyabilir. mesela bugün aydın, izmir ve manisa'da halen bu kan emici ortaçağ derebeyi özentilerinin yeri geldiğinde saklanacakları kale benzeri şatolarının kalıntıları durmaktadır. hatta bu şatoların pencere kenarlarında ateş etmek için kullanılan siperlikleri dahil mevcuttur. tabii ki bunlar uzakta oturan levanten sevici torunlar tarafından görülmez. mesela onlara küçük bir örnek vereyim de araştırsınlar; bu sevgi pıtırcığı levantenler izmir'de işler nasıl yürütülüyormuş öğrensinler;

    mesela izmir'de vakti zamanında kiraladıkları rum ve türk çetelerle kan kusturan ingiliz vital veya baltazzi ailesini araştırsınlar.

    siz bilmiyor olabilirsiniz ama biz unutmadık sevgili levanten kardeşler. sorun pek tabii ki sizlerin yabancı olmanız veya olmamanız değil kesinlikle. isterseniz papua yeni gineli veya isterseniz eskimo da olabilirsiniz. ama eğri oturup doğru konuşmak gerekirse; dedelerinizin ellerinde türk köylülerinin kanı vardır.

    konuyu derinlemesine araştırmak isteyen torunlara sağlam birer kaynak vereyim;

    1- emperyalizmin türkiye'ye girişi,orhan kurmuş, bilimyayınları,istanbul 1977
    2- ege'de eşkiyalar, sabri yetkin, tarih vakfı yayınları, istanbul

    ben size bu kitaplardan basit bir kuple sunayım yine de;

    türkiye'de ekonomik egemenliklerini sağlamlaştırmak isteyen ingilizlerin, 1866 da baskıyla çıkardıkları yasa,yabancılara taşınmaz mal edinme imkanını sağladı. ingiliz konsolsu sir henry bulwer, daha bu yasa çıkmadan altı yıl önce merkeze gönderdiği bir raporda (1860 da) şunları tespit ediyordu. ''gülhane hatt-ı şerifi' nin(tanzimat fermanı) öngördüğü reformlarla beraber, hristiyanlar tarımla ilgilenmeye başladılar ve yeni gelenlerle beraber sayıları her gün daha da arttı. askerden dönen türkler, köylerini, kentlerini tanınmayacak kadar değişmiş bulmaya başladılar. her yerde türklerin yerini hristiyanlar alıyordu. eskiden olduğu gibi tarlalarını işlemek isteyen türkler, hemen hristiyan bir tefecinin pençesine düşüyor ve eninde sonunda toprağını satmak zorunda bırakılıyor... izmir yakınlarında bütün topraklar yabancıların eline geçti.'' ingiliz sermayedarlar kazandıklarının tamamını ingiltere'ye aktarıyorlardı.

    ege bölgesi bu şekilde ingilizlerin eline geçerken ingiltere'ye çok büyük bir gelir sağlıyordu. whitall'ler, baker'ler, charnaud'ler, lee'ler ve diğerleri bölgede tekel oluşturup osmanlı-ingiliz ticaretinde belirleyici oldular. ingiltere ve ingilizler sömürgeleştirme-kolonizasyonun büyük üstadıydılar.önce ticareti sonra bölgenin bütün topraklarını ele geçirmişlerdi. bir üst aşamaya geçebilirlerdi..bölgede anarşi çıkarıp yabancı devletlerin-yani ingiltere'nin- müdahalesini sağlayarak bölgeyi osmanlı devletinden koparmak.önce yunanistan'dan ithal çeteciler getirip bölgede terör yarattılar. örneğin izmir'de katırcı yani çetesine yardımcı ''muteber'' ingiliz tüccarın varlığı bilinmektedir.

    1853'te devletle anlaşarak dağdan inen katırcı yani, izmir'de yapılan sorguları sırasında, izmir ve civarındaki bazı ingiliz tüccarların kendisine yardım ettiğini, hatta onların buca ve izmir civarındaki evlerinde konuk olduğunu açıklamış ancak isimlerini vermemişti. bu ara katırcı yani'nin şartlı teslim olduğunu öğrenen birçok yabancının yanı sıra, izmir'deki yabancı ülke konsolosları ve tercümanları vilayet binasına gelerek çete reisini ziyaret etmiştir''.

    bütün bunlara paralel olarak gelişen bir diğer olguda 1800 lerden itibaren adalardan ve yunanistan'dan bölgeye bir göç hareketi oluşturuldu. bu tarihlerde 200.000 civarında yunanlı izmir ve ege kıyılarına yerleştirilerek emperyalizme yardımcı bir güç sağlandı. bu göçmenleri 1914 te ittihat terakki'nin ege bölgesi önde gelenlerinden celal bayar savaş başlamadan önce bu gçmenleri adalara ve yunanistan'a geri gönderecektir.yunanistan'dan getirilen çetellerin arasında kaptan sokrat, kaptan ulaho, kör

    mina çeteleri en meşhurlarıdır.. ingiliz konsolosluğu, ortodoks kilisesi, misyonerler desteğinde megalo idea'nın yani büyük yunanistan ülküsü' nü savunan etniki eterya

    örgütü yerli rumlardan da çeteler kurup dağa çıkararak istikrarsızlık ve anarşi yaratıyordu. emperyalistlerin müdahalesini sağlamak için nikola, panayot, kaptan aleko, kanayot oğlu nikola, kaptan esti ve birçok yerli rum çete dağa çıkarıldı.

    yerel yöneticiler hatta valiler bile emperyalizmin hizmetinde, ingiltere'nin izmir konsolosunun, ingiliz tüccar ve toprak sahiplerinin emrindeydiler. izmir bornova'da ikamet eden ingiliz miralayı hawker sürekli olarak bölgede dolaşarak asayişi biraz daha bozmak için türklerden,yunanlılardan çeteler hazırlamakla meşguldü. bayındır'lı teğmen mehmet efendi şunları anlatmaktadır : ''bir gün ingiliz miralayı hawker, çakırcalı mehmet efe ile kayaköy'de görüştükten sonra izmir'e gelmiş, beni bornova'daki ikametgahına yemeğe davet etmişti. ben nezaketen davete icabete mecbur idim ve kalktım gittim.yemekte yanımızda hawker'in yaveri ingiliz erkan-ı harbiyesine mensup yüzbaşı didde vardı.hawker bana şöyle bir teklifte bulundu : '' mehmet efendi köylüler sizi çok seviyorlar, maiyetine beş on genç bulup sen de dağa kaçabilir ve bizden istediğin yardımı alabilirsin' dedi. daha orada iken ayağım suya ermişti. beni hükümet aleyhine resmen isyana davet ediyordu. görüldüğü gibi ingilizler devlete baş kaldırması için subaylara bile dağa çıkma teklif etmekte, dağa çıkan eşkiyaya ise yardım ve desteklerini esirgememekteydiler. günümüzde türkiye'yi ziyaret gelen ab, abd ve yabancı devlet görevlilerinin diyarbakır'ı ve bölücü teröristleri gizli ve açık ziyaret etmeleri gibi yüzyıl önce de gün geçmezdi ki bir ingiliz subayı, bir italyan generali, bir fransız komutanı, bir yabancı gazeteci en meşhur çete çakırcalı mehmet efe'yi kayaköy'de ziyaret edip hediyeler vermesinler.

    ege bölgesi devlet otoritesinin zayıflaması, köylünün ürününün düşük fiyatla elinden alınması, rumların ve kilisenin faaliyetleri, düzenin sağlanması için güvenlik kuvveti olarak arnavut ve kafkas göçmenlerin halkın üzerine sürülmesi ve daha birçok sebeblerden dolayı devlet düzeni ve asayiş bozulmuştu. adalardan gelen ve yerli rumların kurduğu çeteler halkı soyuyor ve zulum ediyorlardı. halk bu rum çetelerine karşı savunmasızdı. ege bölgesinde kökü 17. yüzyıla kadar giden efe-zeybek geleneği vardı.

    ingilizler ise elde ettikleri kazançlarını korumak hatta artırmak için her güç odağına ilişkilerini geliştirecek yatırımlar yapıyorlardı. withall'er yazın ödemiş'in bozdağ yaylasına çıkar yazı burada geçirirlerdi. burası aynı zamanda efenin daimi mekanlarından biri idi. bu yüzden efe ve withaller arasında yakın bir ilişki vardı. kışları ise withaller adamları yorga'yı sık sık bozdağ'a gönderiyorlardı. sözde yorga bozdağ tepelerinde sümbül soğanı topluyordu..aslında ise efe'ye mermi getirip isteklerini sorup izmir'e iletiyordu. bu yorga daha sonra osmanlı devleti ile çakırcalı arasındaki dağdan düze inme görüşmelerine withaller adına gözlemci ve kefil olarak katılacaktır.

    withaller londra'ya gittikleri vakit avam kamarasında bazı milletvekilleri çakırcalı hakkında konuşmalar yapıyor, ingiliz basınında çakırcalı üzerine haberler yayınlanıyordu..

    çakırcalı'nın çetesinde bornovalı kosta, osman takma adıyla bulunuyor ve withaller'e casusluk yapıyordu. ingilizler böylece bir yandan çakırcalı ile doğrudan görüşürken öbür yandan çete içindeki adamları kosta ile çakırcalı çetesinin yaptıklarından haberdar oluyorlardı. diğer yandan hükümete çakırcalı'nın affı için baskı yapıyorlar, sürekli avrupa basınında çakırcalı çetesi , ege bölgesindeki asayişsizlik ve can güvenliğinin olmadığı üzerine haberler çıkıyordu

    batılı ülkelerin bu ''aydın vilayetinde asayiş yok, çetelerden halk rahat edemiyor'' diye baskıları sonucu 1904 te rumeli'nde olduğu gibi hüseyin hilmi paşa'nın başkanlığında ingiliz, fransız, italyan temsilcilerden oluşan bir teftiş ve gözlem heyeti kuruldu.heyette ingilizleri yukarda bahsi geçen miralay hawker, italyanları binbaşı karasini, fransızları binbaşı keh temsil ediyordu. amaç balkanlarda kurulan yabancı kontrol ve himayesinin egeden başlayarak anadoluda da kurulmasıydı. önce anarşi ve karışıklığı tahrik edip artırıyorlar sonra bunu bahane ederek baskılarını kurumsallaştırıyorlar; hükümete müdahalelerini artırıyorlardı. istekleri huzur ve otoriteyi sağlamak değil karışıklık ve anarşiyi artırmaktı.

    1907 de kamil paşa aydın valilğinden alındı.sonra ingiliz elçiliğine sığındı. oğlu sait paşa meşruiyetin başında rütbeleri alınmıştı. ingilizlerin çıkardığı 31 mart olaylarının başında idi. hareket ordusu istanbul'a girerken mısır'a kaçıp hayatını kurtardı. ittihat terakki'nin iktidarını sağlamlaştırması birinci dünya savaşının başlaması

    sonra mustafa kemal'in cumhuriyeti kurması ingilizlerin planlarını ertelemesine yol açtı.

    sizi gidi sevgi pıtırcığı levantenler...
  • tablo güzelliği aksettiren azınlıklar. fotoğraflardan şıklık akıyor. hoş.

    günümüzde sanayi tesislerinin yoğun olduğu bir yer olarak akla gelen; oysa bir zamanlar nar, ayva, ceviz, şeftali, kayısı bahçeleri ve büyük çınarlarla çevrili izmir'in (özellikle bornova'nın) kaybolan cenneti olarak adlandırılabilecek pınarbaşı'na pikniğe giden gayri müslimler. ki çoğunluğu 1922 öncesi ve sonrası mübadele ile gelen giritlilerden, ya da zamanla yunanistan ve balkanlardan gelen ailelerden oluşmaktadır. fotoğraflar ise insanın içine dalası gelen cinsten. terapötik.

    http://www.levantineheritage.com/i/smyrna73.jpg

    http://www.levantineheritage.com/i/smyrna81.jpg

    http://www.levantineheritage.com/i/smyrna75.jpg

    http://www.levantineheritage.com/i/smyrna74.jpg

    https://i.pinimg.com/…1ed9a53142fccd77dde9d4d13.jpg

    kaynak :

    http://www.envanter.gov.tr/…es/belge/a2asr_0031.pdf

    http://levantineheritage.com/smyrna.htm

    destanlar çağından 19.yüzyıla izmir konstantinos oıkonomos/bonaventure f.slaars (bilge umar çevirisi)

    http://evrensmyrna.blogspot.com.tr/2011/04/

    özür edit'i: ben de girit kökenli ama levanten olmayan bir kişiyim, yazılan eleştirileri okuyunca elbetteki levanten olarak sınıflandırılmayacağımız halde, o anlama gelecek bir geçiş yaptığımın maalesef farkına vardım. bizlerden, izmir'i oluşturan kişiler olarak söz etmem gerekirken 'ki' bağlacını kullanmam yanlış olmuş ve doğal olarak cümlenin anlamını baştan aşağı değiştirmişim. affola.
  • günümüz rezidans kabzımalcılarının fikir atası olan, koç-sabancının makro kabzımalcılığına da fikir atası olmuş, anadolu köylüsünün emeğini ve iş gücünü komisyon alarak avrupaya satan, devletin, ' devletsizliğini ' de kullanarak bir güzel zengin olmuş organizmaları cici göstermeye çalışılmış bir başlıktır, giritten gelenler ise zaten ağırlıkla gayri müslim, levanten veya rum değil, anadolu'dan zamanında iskan politikası için göç ettirilmiş türklerdir.
  • kadir mısıroğlu okuyan faşo agaların bastığı başlık olmuştur.
hesabın var mı? giriş yap