• polonya'nın paylaşılmasının ardından stalin, rusya'nın baltık kanadını geçici müttefiki hitler'den korumak için bir an önce muhafaza altına almak istiyordu. bu sebeple finlandıya'ya 3 ana konuda hedeflerini ve bunlara yönelik askeri taleplerini bildirdi.
    birincisi; leningrad'ın denizden gelebilecek tehlikelere karşı korunması amacıyla finlandiya körfezinin her iki yanına topçu birlikleri yerleştirmek ve dışarıdan körfez'e girmek isteyecek gemileri engellemekti. buna ek olarak körfez içinde bulunan hogland, seiskari, lavanskari, tytarskari ve loivisto adalarının ruslara kayıtsız devrini, körfezin kuzey tarafındaki hango limanı'nı da otuz yıllığına anlaşma yaparak ülkelerine katmak istemişlerdi. yanı genel olarak finlandiya korfezini deniz üssüne çevirmek istemişlerdi.
    ikicisi; lenıngrad'ı fin topraklarından gelebilecek kara saldırılarına karşı güvence altına almak için karelian kıstak'ındaki sınırı lenıngrad'ın topçu menzilinden dışarı çıkartmaktı. bunun anlamı açık açık toprak talebi idi.
    üçüncüsü; kuzey uçta petsamo bölgesinde sınır çizgisinin baştan düzenlenmesiydi. bu, bölgenin coğrafi yapısı sebebiyle rusya'nın olası bir muharebede avantaja geçmesi için seçilmiş alanların rusya'ya devredilmesi anlamına geliyordu.
    sovyetler birliği bu toprak düzenlemesi karşılığında fınlandıya’dan aldığı 1700 kilometrekarelik toprak için 3500 kilometrekarelik repola ve porajorpi bolgelerını vermeyi teklif etti.
    durum, tarafsız bir gözle incelendiğinde finlandıya'nın güvenliğine bir zarar gelmeden rusya'ya büyük bir emniyet sağladığı görülür. anlaşma, rusya'ya karşı yapılacak herhangi bir alman taarruzunda, finlandıya'nın atlama tahtası olarak kullanılmasını kesinlikle engelliyordu. ancak finliler, böyle bir çözümü kabul etme konusunda çok duyarlı davrandılar. gerekçeleriyse büyük bir titizlikle uyguladıkları tarafsızlık politikasıyla denk düşmemesiydi.
    bunun üzerine rusya, 28 kasım 1932'de imzaladığı saldırmazlık paktı anlaşmasını iptal ettiğini açıkladı ve hemen ardından 30 kasım'da sovyetler birliği'nin işgali başladı.
    ilk harekat 7. ve 14. ordu tarafından, leningrad’dan karelina kıstakı’na doğru başlatıldı. bölge finlandiya körfezine hakim olma yolunda atılacak bir adım için çok önemliydi. ancak taarruz, ileride bir efsane olarak anlatılacak mannerheim hattı’nın ön taraflarında durdu. fin askerlerinin katı savunması ve hattın isim babası carl gustav emil mannerheim ‘in akılcı taktikleri ile bu bölgeye harekat düzenleyen her rus birliği bunun bedelini çok ağır ödedi. rusya cephe daraltarak işgalin gerçekleşemeyeceğini kabul etti ve var olan sınır boyunca her uygun açıklıktan saldırıya başladı.
    ikinci harekat, finlandiya’nın geniş karnı üzerinde başlamıştı. kuzeyden başlayan taarruz finlandiya içlerine kadar ilerlemiş botni körfezi yolunu yarılamıştı. bu noktadan sonra harekat bir fin tümeni tarafından geri püskürtüldü ve oyalama muharebeleri* başladı. güneydeki taarruz ise ocak ayının başlarında yavaşladı ve fin kayaklı askerleri tarafından gerçekleştirilen karşı saldırılar ile durduruldu. rusya’nın kanatlarını kuşatan finliler, ikmal yollarını tıkadılar ve rusların geri çekilmesini engellediler ve birliklerin açlıktan ve soğuktan bitkin hale gelmelerini bekledikten sonra saldırarak rus birliklerini dağıttılar.
    ilk taarruzlar dünyayı hayrete düşürmüştü. batı’da sovyet saldırganlığının kurbanı olan finlandiya’ya duyulan sempati, kuvvetli düşmanını püskürten bir ülkenin başarısını coşkun bir şekilde desteklemeye dönüştü. bu durum fransa ve ingiltere hükümetlerinde finlandiya’ya yardım gönderme fikrini doğurmuştu. amaçları hem finlandiya’ya yardım etmek, hem de almanların iştahını kabartan isveç’in gallivare bölgesinde bulunan demir cevherlerini emniyet altına almaktı. ancak bu proje kısmen norveç ve isveç’in itirazlarından dolayı fınlandıya’nın çöküşüne kadar gerçekleştirilemedi.
    rusya kesin bir sonuç belirlemek için tam 14 tümenini mannerheim hattı önlerine yığdı. ilk taarruz 1 şubat’ta yoğun topçu ateşi ve hava desteği ile başladı. bir hafta süren bu yoğun mücadele sırasında mannerheim hattı’nda ilk açılmalar meydana geldi ve ruslar siperleri bir bir ele geçirerek viborg önlerine kadar ulaştılar. kahraman direnişin sonu gelmişti. hareket kabiliyetleri kalmadığından ve ulaşım tesisleri artık felce uğradığından, çöküş kaçınılmazdı. çöküşten kurtulmanın tek yolu ise şartlı teslim olmaktı.
    6 mart 1940’ta finlandiya hükümeti barış görüşmeleri için rusya’ya bir heyet gönderdi. sovyetler ilk önerilerinde yer almayan yeni bölgeler talep ediyorlar, istekler bunula sınırlı kalmayıp ülke içindeki tren yollarının da tamamının rus hükümetinin emrine verilmesini istiyorlardı.
    mareşal mannerheim, birçok devlet adamından daha gerçekçi bir yaklaşımla (fransa ve ingiltere’den gelecek yardımdan endişe ediyordu) bir an önce şartların kabul edilmesini istiyordu. stalin de isteklerini sınırlı tutarak akılcı davranmıştı. zaten savaş sırasında bir milyondan fazla rus askerini, çok büyük miktarda tank, top ve teçhizatını yitirmişti. finlandiya, koşulları kayıtsız şartsız kabul etti ve rusya’nın isteklerine, istemeyerekte olsa boyun eğmek zorunda kaldı.
    bu zorlu savaş boyunca kahraman fin halkının son ana kadar (barış şartlarının kabul edildiği gün dahil!!! – dikkatiniz çekerim) verdikleri insanüstü mücadelesi, bütün dünya ülkeleri tarafından büyük bir içtenlikle izlenmiştir. ülkemizde yarattığı izler açısından cumhuriyet gazetesinin attığı başlıklar ve haberler bu görüşlerin doğrulandığını kanıtlar biçimdedir.

    tarih: 12 ocak 1940
    başlık: ''finlandiyalı kayak şampiyonlarının akıllara hayret veren kahramanlıkları, ruslara büyük zarara mal oluyor''
    haber: bu adamlar akıllara hayret verecek faaliyetler gösteriyorlar. bir gece içinde 100 kilometreden fazla mesafe alarak düşman müfrezelerine baskın yapmakta ve ağır zayiat verdirmektedirler. bir harp muhabiri finlandiyalı kayakçılar arasında bir gün geçirmek fırsatını bulmuştur. bunların arasında en tanınmış kayak ve atış şampiyonu da vardır. (ailesinin rusya da bulunması sebebiyle ismi gizli tutulmuş)

    tarih: 14 mart 1940
    başlık: ''fin ordusu, mütareke fiilen başlayıncaya kadar şiddetle çarpışarak rusları püskürttü''
    alt başlık: ''hariciye nazırı, rus şartlarının kabulüne niçin mecbur olduklarını anlatırken halk ağlaşıyordu, bayraklar yarıya indirilmişti''
    haber: bu gün öğleye doğru ''ateş kes'' emri verilecek olmasına rağmen çarpışmalar bütün şiddetiyle halen sürmektedir. fin halkı hariciye nazırı mr.tanner’in nutkunu dinlerken ağlaşmaktadır. gazeteler sulh metnini siyah çerçeve ile baskıya sunmuşlardır.

    efendim, son olarak... konuyla alakalı olaraktan… üzülerek; (bkz: uluslarin kaderlerini tayin hakki)
  • taş çatlasın 7 ila 10 gün dayması beklenen bir hattın gelin görün ki 100 gün dayanabilmesidir.
    asıl hattı kolaylıkla geçtiklerini zanneden rus tankları kilometrelerce ilerideki tank engellerine takılıp kalırlar manevra yapacak vakit bulamadan, finli antitank ekipleri sessizce beklerken. hatta bir keresinde deniz buz tutar, sis de vardır, ruslar buzun üzerinden çembere almaya çalışırlar hattı ancak sis dağılınca finlilerin makineli tüfeklerine boyun eğmek zorunda kalırlar. kısacası köroğlunun dediği gibi "nice yiğitler yere serilir".
  • o sıralar üç maymunu oynayan milletler cemiyeti, finlandiya'ya yapılan saldırı karşısında kendisinden beklenenden çok daha kısa sürede tepki vermiş, sovyetler birliği'ni saldırgan ilan etmiş ve cemiyetten çıkarmıştı.ancak kağıt üzerindeki bu sert tepki, finlandiya'ya asker erzak vs yardımı olarak dönemedi ne yazık ki. isveç ve norveç, ingiltere ya da fransa'dan gelecek yardımı kendi topraklarından geçirmek istemiyorlardı, böyle bir izin vermek sovyet belasına bulaşmakla aynı şey demekti. "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyen norveç & isveç ve zor bi dönem geçirdiklerini bahane edip yardım edemeyeceklerini söyleyen "kelin ilacı olsa başına sürermiş... kusura bakmayın" diyen fransa & ingilitere finlandiya'yı kendi kaderine bıraktı.
  • sovyetler birliginin genisleme cabalari sonunda us ve toprak taleplerinin baltik ulkelerine kabul ettiktirden sonra,finlandiya'dan da hak iddia ettigi toprak ve usleri istemesi ve finler'in reddetmesi sonucu cikan savas.ruslar kendisinin 5'te biri buyuklugundeki fin ordusuna karsi 3 ay mannerheim hattini gecemeyerek birsey yapamamis,zor kis sartlarinda kayakli fin birliklerine karsi agir kayiplar vermistir.ancak topcu ve ucak destekli milyona yakın askeri cepheye surunce fin cephesi cokmus ve finler tum rus taleplerini kabul ederek baris imzalamislardir.bu savasla komunist rejim tum dunyada tepki toplamis,finliler'e sempati duyulmustur.bu savas,almanlarin ruslara savas acmasinda da etkili olmustur cunku bu savasa bakarak hitler,rus ordusunun sanildigi kadar guclu olmadigini sanmistir.yalniz isvec,finlandiya'ya silah ve asker yardiminda bulunurken,bati dunyasi sadece sempati gostererek seyretmistir.
  • koskoca kızıl ordunun bir avuç fin'linin karşısında ne yapacağını şaşırmasının ardından rusya uluslararası alanda da madara olmuş; churchill verdiği bir demeçte açık açık " belki de biz yanlış ülkeyi kendimize müttefik olarak seçtik" demeye getirerek rusya'yı bir temiz aşağılamıştır.
  • kızıl ordu'nun fin kuvvetleri önünde bu kadar ciddi derecede çuvallamasının nedenlerinden biri de ıosef stalin'in gerçekleştirdiği "büyük temizliktir"...

    katliam sırasında kızıl ordu'nun 5 mareşalinin 3'ü***, 15 ordu komutanının 13'ü, 9 kızıl donanma amiralinin 8'i, 57 kolordu komutanının 50'si, 186 tümen komutanının 154'ü, 16 ordu komiserinin tamamı, 28 kolordu komiserinin 25'i infaz edilmiştir (kaynak: wikipedia)...

    bu komuta kademelerini dolduranlar infaz edilenler kadar bilgi ve tecrübe sahibi olmadığından dolayı kızıl ordu hem rus-fin savaşı hem de barbarossa harekatında ciddi şekilde başarısız olmuştur. sovyetleri kurtaran her zamanki gibi sınırsız insan kaynağı ve endüstrisi olmuştur...
  • finlandiya ulusal kimliginin olusmasinda onemli bir rolu vardir. ozellikle savunma alaninda harcanan cilgin paralar (ki finlandiyanin ne gibi bir tehlikesi var artik etrafinda) ve zorunlu askerligin bulunmasi gibi bir cok olgu finlerin bir kisminin kis savasi gunlerinde takili kalmasiyla aciklanabilir.
  • 1 eylül 1939 tarihinde almanya polonya'yı istila etmeye başladı ve kısa sürede istilasını büyük bir başarıyla tamamladı. almanya'nın istilasından 3 gün sonra ingiltere, fransa ve bu ülkelerin hakimiyeti altında bulunan yerler hitler almanya’sına savaş ilan ettiler. bu dönemde gazeteler, haber ajansları ve radyo sunucuları 2. dünya savaşının başladığını ilan etmeye başlamıştı. savaşın başladığı ilk dönemde tarafsız ülkeler herhangi bir çatışmaya taraf olmadıklarını bir kez daha açıkladı. hollanda, belçika ve lüksemburg gibi savaş halindeki büyük devletlerin arasında sıkışıp kalan ülkeler silahlanabildikleri kadar silahlandılar ve tarafsızlıklarını muhafaza edebilmek amacıyla savaşa hazırlık yaptılar. danimarka ve iskandinav yarımadası ülkeleri isveç ve norveç cereyan eden savaş alanına oldukça uzaktılar ve bu savaşın içine çekilmekten kaçınmayı umut etmekten başka bir şey yapamıyorlardı. ancak bu ülkelerin umutlarının nafile olduğu kısa sürede ortaya çıkacaktı. çünkü iskandinav ülkeleri hem sovyetler birliği hem de almanya için çok önemliydi. ayrıca finlandiya'nın güneydoğu sınırı sovyetler birliği’nin güzel şehri leningrad'a sadece 32 kilometre uzaklıkta bulunmaktaydı. eğer finlandiya, sovyet lideri joseph stalin'i, almanya'nın sovyetler birliğine karşı olası bir savaşı durumunda; almanların, finlandiya topraklarını kullanmasına izin vermeyeceğine ikna edemezse bu bölgeye stalin'in olası bir ihtiyati harekatı gerçekleşebilirdi. daha ilginci bu dönemde almanya finlandiya üzerinden sovyetler birliğine yapacağı saldırı planını henüz geliştirmemişti. aslında hitler'i endişelendiren ingiltere ve fransa'nın norveç üzerinden hareket ederek almanya'nın ihtiyacı olan yüksek kaliteli demir filizlerinin gelişini engelleme olasılığıydı. almanya'nın savaş sanayisi için gerekli olan bu ürünün norveç'in uzun ve saldırıya açık sahil şeridi boyunca yol alarak almanya'ya gidebilmesi için yüklemenin yapılacağı norveç'in kuzeyinde bulunan narvik limanına demiryolu ile taşınması hayati bir öneme sahipti. aslında hitler bu endişelerinde hiç haksız değildi. polonya'nın işgali ile savaşa girdiği 1 eylül'de ingiltere'nin yeni başbakanı winston churchill, hitler'in endişelerini gerçeğe dönüştürmek için planlarını yapmaya başlamıştı. böylece hitler ve stalin'in polonya'yı paylaştıkları sırada onlarla birlikte winston churchill'de gözünü kuzeyde bulunan iskandinav ülkelerine dikmişti.

    ***savaş öncesi sovyet-fin ilişkileri***

    sovyetler birliği 1939 yılında dünyanın çoğu devleti tarafından süper güç ve büyük bir tehdit olarak görülüyordu. bu dönemde doğuda sovyet güçleri ile japonya arasında mançurya ve moğolistan sınırı boyunca şiddetli çatışmalar devam etmekteydi. polonya işgalinden önce hitler almanyası avusturya, sudetenland, bohemia, morovia ve slovakya'yı topraklarına katmıştı. ayrıca almanya'nın, polonya işgaline zemin hazırlayacak girişimleri de sürmekteydi.

    sovyetler birliği ise yaklaşık 2 yıldır finlandiya ile alt seviyede diplomatik görüşmeler yapıyordu. bu görüşmelerin amacı, finlandiya'nın bölgede ki tarafsızlığını sürdürmesini garanti altına alabilmek ve finlerin bu tarafsızlığını desteklemekti. buna karşılık finlandiya'nın sovyetler birliği'nin bir uydusuna dönüşmek gibi bir arzusu yoktu. finlandiya öncelikle iskandinavya’daki komşularıyla birlikte hareket etmek istiyordu. ruslar ile isveç hükümeti arasında yaşanan gerginlikte finlandiya hükümeti ingiltere ile bir görüşme tertipledi. 18 haziran 1939 tarihinde general sir walter kirke 4 günlük ziyaret için helsinki'ye geldi. bu ziyaretten 1 hafta sonra ingiltere silahlı kuvvetler kurmay başkanının ’da aralarında bulunduğu bir heyet finlandiya'nın savunma hatlarını incelemek için helsinki'ye geldi. bu heyetin helsinki'yi ziyaret haberleri moskova'ya 30 haziran tarihine kadar ulaşmamıştı. burada da sovyet istihbaratının zaafı tamamen gün yüzüne çıkmıştı.

    30 haziran günü stalin, sovyet orduları genelkurmay başkanı boris mihaylovich sahposhnikov’u finlandiya ile yapılacak olan olası bir savaşın planlarını çalışması için görevlendirdi. 1939 yılının yazında moskova'da almanya'nın finlandiya üzerinden gerçekleştirebileceği ani bir saldırıya hazır olduğu korkusu hakimdi. ancak 24 ağustosta sovyetler birliği ile almanya arasında imzalanan saldırmazlık anlaşması bu görüşü değiştirmişti. almanya ve sovyetler birliği en azından bir süre ortak amaçları için birlikte hareket edebilecekti. 22 eylül tarihinde dışişleri bakanı molotov resmi emirle estonya başbakanını moskova'ya çağırdı. bu davet ekimin ilk haftasında letonya ve litvanyayı’da içine alacak şekilde genişletildi. yapılan görüşmeler neticesinde, her ülke için ayrı ayrı olmak kaydıyla sovyetler birliği ile karşılıklı yardım anlaşması çerçevesinde ve eşit koşullar altında sovyetler birliğine katılması ve herhangi bir dış saldırı durumunda kızıl orduya askeri yardımda bulunmaları kararı alındı. 5 ekim tarihinde bu karara benzer bir çağrı finlandiya için de yapıldı.

    bu çağrıda sovyetler birliği, finlandiya'dan, finlandiya körfezindeki adaları kendisine devretmesini ve hanko yarımadasının kullanım haklarını kendisine vermesini talep ediyordu. bunun yanı sıra arktik kıyılarında ki rybachi yarımadasının kendilerine devredilmesini ve karelya berzahı bölgesinden batıya doğru viipuri şehrinin 20 mil doğusuna sınırın çekilmesini istiyordu. ayrıca leningrad'ın kuzeyinde bulunan istmus bölgesinde ki tahkim edilmiş tüm mevzilerin kaldırılması isteniyordu. bu şartların kabulü finlandiya ile sovyetler birliği arasında ki güç farkından dolayı hassas bir durumda olan finlerin dışında herkes için makul istekler olarak gözüküyordu. son toplantıda stalin çok neşeli gözüküyordu. toplantının sonunda stalin, fin delegelerinin her birinin ellerini sıktı ve iyi dileklerini bildirdi. sovyetler birliği helsinkin'deki toplantıda kısa bir süre içerisinde kendi barış şartlarını dikte ettirebileceklerinden oldukça emindi.

    1939 sonbaharında joseph stalin gücünün zirvesindeydi. lenin'in 1924'teki ölümünden beri parti genel sekreteri olan stalin, parti içerisindeki gerçek ve potansiyel düşmanlarını sistematik bir şekilde ortadan kaldırırken, aynı zamanda toprak sahibi gulaglar gibi sınıf düşmanlarını da ortadan kaldırıyordu. sovyetler birliği stalin'in 1937'den beri sovyet ordusunun üst kademesinde izlediği tasfiye politikası ile afallamış durumdaydı. 1939 yazında sadece mareşal zukhov hayatta kalabilmişti. bunun nedeni olarak muhtemelen sovyetler birliğinin ücra bir köşesi olan uzakdoğu bölümündeki kışlalarda görev yapmakta olduğundandı. bu dönemde neredeyse bütün generaller ortadan kaybolmuştu. daha doğrusu sadece yarbay pozisyonundaki subaylar bu ortamda varlıklarını sürdürme şansı bulabiliyordu. bu tasfiye hareketinin sonucu olarak stalin çevresinden bir bakıma soyutlanmış gözüküyordu. stalin çağdışı olan birçok liderin aksine kendini bilgilendiren ikincil derecedeki devlet organlarına bağlıydı. bu organlarda çalışan devlet yetkilileri de kendilerinin ortadan kaldırılabilecekleri korkusuyla doğal bir davranış sergileyerek stalin'in duymayı arzu ettiğini düşündükleri şeyleri ona söylüyorlardı. bu dönemde helsinki'deki rus elçiliği finlandiya'nın sınıf çatışmaları ile felç olduğunu, fin işçi sınıfının yükselişte olabileceğini ve sovyet ordusunu kurtarıcı olarak karşılayabileceklerini rapor etmişti. bu rapordan sonra stalin ordularının 17 eylül'den sonra polonya'nın doğusunu işgal ettikleri gibi finlandiyayı da birkaç gün içerisinde işgal edeceğini düşünüyordu.

    ***finlandiya'nın savunma hazırlıkları***

    helsinki'nin güneydoğusunda finlandiya'nın en önemli askeri yetkilisi olan baron carl gustaf emil mannerheim'da sovyet lider ile aynı sonuç beklentisi içerisindeydi. 1939 sonbaharında mannerheim, sivil hükümeti sovyet taleplerini ciddiye almaları konusunda uyarmakla geçirmişti. ancak sivil iktidar bu uyarıları ciddiye almamıştı. bunun üzerine mannerheim istifa hazırlıklarına başlamıştı. çünkü finlandiya'nın mahvolmasına sebep olabileceğinden emin olduğu bir politikanın parçası olmak istemiyordu.

    finlandiyalıların savunma stratejileri ülkelerinin topografik özelliklerinden dolayı doğal savunmaya elverişli bölümlerin insan eliyle takviye edilmesine dayalıydı. finlandiya'nın, 1000 kilometre uzunluğundaki sınırı kolayca delinebilirdi. ancak istilacılar ilerleyişlerini el değmemiş sık çam ormanlarının içerisinde bulunan, göl ve nehirlerin oluşturduğu labirentlerin içerisinden geçen çok az sayıdaki yol ile sınırlanmış olduğunu fark edeceklerdi. öyle ki finlerin planı imkansızlığı kabul edilen rusları mağlup etmek yerine diğer ülkeler araya girinceye kadar rusları yeterince uzun bir süre geciktirmek üzerine kurulmuştu. finler ana sovyet saldırısının ladoga gölünün kuzeyinden, kuzey kutbuna kadar olan sınır bölgesinden olabileceğine olasılık vermiyordu. tek başına lojistik sorunlar bile saldırının bu uzak bölgeden yapılmasını olanak dışı bırakıyordu. olası büyük saldırının leningrad'ın kuzeyinden karelya berzahına kadar olan finlandiya körfezi ile ladoga gölü arasındaki bölgeden gerçekleşmesiydi. finler bu bölgede ısthmus boyunca 109 adet betonla güçlendirilmiş mevzi inşa etmişti. bu mevziler, kanat saldırılarına karşı kıyı boyunca sabitlenmiş ağır topçu desteğiyle korunmaya alınmıştı. bu hattın en tehlikeli bölümü summa ve viipuri arasında bulunan ve iki anayolun geçtiği bölgeydi. finler olası istila yolları boyunca bölgeyi inşa ettikleri muazzam büyüklükteki dikenli tellerle ve döşedikleri binlerce mayınla tuzaklamışlardı. bunlara ek olarak karelya berzahı baştan başa 5 ile 7 sıra halinde dizilerek toprağa batırılmış ve tek parça granitten oluşan antitank engelleri ile çevrelenmişti. bu savunma hattı maginot hattı ve siegfried hattı (siegfriedstellung) ile mukayese edilemeyecek olmasına rağmen düşmanı yavaşlatabileceğine inanılıyordu. mannerheim biraz şans ile birlikte sovyet güçlerini 1 hafta ile 10 gün arasında bu hatta tutabileceğine inanıyordu.

    ***kızıl ordu'nun hazırlığı***

    kasım aynın son haftasında sovyetler o andaki aktif kuvvetlerinin %25'ine tekabül eden ve içinde 23 piyade alayı, 2000 tank, 1000 savaş uçağının bulunduğu, 450,000 kişilik bir kuvveti harekete geçirmişti. sovyet ordusu finlerin önceden tahmin ettiği gibi en üst düzeydeki askeri yığılma karelya berzahı bölgesindeydi. bu bölgeye yerleşen sovyet 7. ordusu; 12 piyade alayı 1 mekanize kolordu, 3 tank tugayı ve 12 topçu alayından oluşan 200.000 kişi ve 1500 tanktan oluşuyordu. finlerin önceden tahmin edemediği şey ise sovyetlerin ladoga gölünün kuzey kıyılarındaki sınır bölgesinden kuzey kutbu kıyılarına kadar olan 800 kilometrelik bölge boyunca oldukça büyük bir gücü konuşlandırabilecekleriydi. bu bağlamda ladoga gölünün kuzeyinde bulunan 8. ordu; 7 piyade alayı ve 2 tank tugayından müteşekkil 130,000 asker ve 400 tankı kapsıyordu. daha kuzeyde bulunan karelya bölgesinde ise 9. ordu; 3 kola ayrılmış ve 5 piyade alayından oluşuyordu. son olarak kuzey kutbunda bulunan 14. ordunun ise 3 piyade alayı bulunmaktaydı. bu iki ordunun (9. ve 14. ordular) toplamı 140,000 asker ve 140 tanka ulaşıyordu. sovyet ordusu fin ordusu karşısında sayısal olarak ezici bir üstünlüğe sahipti. buna göre sovyet ordusunun 3/1 oranında insan gücü, 80/1 oranında tank, 5/1 oranında topçu ve 5,5/1 oranında da uçak üstünlüğü bulunuyordu. bu güç oranları yalnızca çok sayıda askere alınan acemi erler nedeniyle ortaya çıkmıştı. bu sayısal oran en sert operasyonlarda ve taktiksel manevralarda yarar sağlayabilirdi. ancak sayının önemli olmadığı harekatlarda bu rakamlar o kadar önemli olmayacaktı. finlandiya'ya karşı yürütülen tüm operasyonların başında general kirill afanasievich meretskov bulunuyordu. general meretskov leningrad’daki parti yönetimine verdiği raporda finlandiya'nın doğal yapısından kaynaklanan tehlikeler konusunda savunma bakanlığını uyarmıştı. 29 ekim tarihinde savunma bakanı kliment efremoviç voroşilov, meretskov'a fin ordusunun çembere alınıp tamamen yok edilmesi için gerekli planların geliştirilmesi emrini verdi. buda eş güdümlü bir biçimde kara, deniz ve hava harekatı anlamına geliyordu.

    ***ilk saldırılar ve fin savunma doktrini***

    savunma bakanının emirden 1 ay sonra tüm planlar hazırlanmıştı. bu dönemde sovyet hava kuvvetleri finlandiya'nın en kalabalık şehri ve başkenti olan helsinki'yi bombalamaya başladı. bu saldırılar finlandiya'nın ana haberleşme ve taşıma sistemlerini felç etti. ayrıca bu saldırılar sırasında teknolojik olarak geri ve sayıca az olan fin hava kuvvetleri de etkisiz hale getirildi. bu saldırılarla eş zamanlı olarak sovyet baltık filosu finlerin kıyı şeridinde bulunan mevzilerini bombalayarak etkisiz hale getirirken; finlandiya körfezinde bulunan key adasında demirli bulunan fin deniz kuvvetleri’de imha edildi.

    bu operasyonlar sürerken sovyet zırhlı birlikleri de finlandiya'nın kalbine doğru saldırıya geçmişti. bu saldırıda 4 büyük kolun ilerleyişi güneyde bulunan karelya'dan, kuzeydeki petsamo şehrine kadar 1000 kilometrelik bir hatta gerçekleştiriliyordu. bu ilerleyiş ile stalin'in öngördüğü kısa sürede finlandiya'nın işgali gerçekleşecek gibi duruyordu. bu şiddetli saldırı karşısında finlandiya genelkurmayı 8 piyade tümenine dağıtılmış 180,000 kişilik bir kuvveti ve bağımsız taburları yönetiyordu. finlerin ana direnç noktası karelya berzahı üzerinde toplanmıştı. mannerheim savunma hattı boyunca 2 kolorduya bağlı 6 tümen savunma pozisyonu almıştı. finlerin ayrıca ladoga gölünün kuzeyine doğru olan 100 kilometrelik yolda başka bir kolorduya bağlı diğer 2 tümeni daha bulunuyordu. kuzey buz denizine kadar olan 1000 kilometrelik alanı ''kuzey finlandiya grubu'' halk koruyucuları olarak toplanmış sivil halk, sınır muhafızları ve askere alınmış yedekler koruyordu.

    fin komutanlar iki değişik doktrine bağlı savaş yürütmeye karar vermişlerdi. fin ordusu karelya berzahında çok ağır ve yorucu savunma doktrinini benimsemişken, ladoga gölünün kuzeyinde ise hızlı manevralar ve ani pusulara dayanan bir doktrin benimsemişlerdi. mannerheim 'ın karelya berzahında bulunan komutanları general hugo viktor österman ve onun idaresindeki 2. kolordu komutanı harald öhquist ile 3. kolordu komutanı general axel erik heinrichs idi. bu komutanlar çok yetenekli ve zor koşullar altında esnek kararlar alıp, uygulayabilen askerlerdi. ancak bu komutanların deneyimleri eksikti. bu komutanlardan hiçbirisi mannerheim'ın karelya berzahında uyguladığı katmanlı savunma sistemini benimsememiş ve her iki komutanda sovyetlerin yapmış olduğu ilk saldırı karşılandıktan sonra karşı saldırıya dayalı bir taktik için çok daha istekli görünüyorlardı. yeager geleneğinden gelen fin subaylar ladoga gölünün kuzeyinde ki ormanlarda savaş tatbikatları yapmaya devam ediyorlardı. burada kayakları üzerinde gerilla savaşı yapan kahramanlar imgesi çok popüler hale gelmiş ve bellekleri kaplamıştı. bu imge sadece finlandiya'da değil hemen hemen tüm dünyada uygulama sahası bulacaktı.

    finler, sovyetler birliği ile yapılacak herhangi bir savaşın savunmaya yönelik olması gerektiğini biliyorlardı. ancak bunun aktif bir savunma olması gerektiğine inanıyorlardı. fin ordusunun ateş gücünün zayıf olmasına karşın, birlikler çok hareketliydi. bu birlikler basit ve düşük seviyede taktikler kullanıyordu. bu taktiklerde bireysel inisiyatiflere dayalı küçük gruplarla yapılan gerilla tarzı savaşta, orman ve kış şartları insanlar üzerinde kendi koşullarını dayatıyordu. fin askerlerinin nişancılık, zihinsel çeviklik, kurnazlık, yönlendirme, gizlenme ve fiziksel zindelikleri sovyetler üzerinde stres yaratıyor ve cesaretlerini kırıyordu. bu geleneksel olmayan doktrin, pusular, uzun süreli devriyeler, aldatma ve hile olarak ele alınmış ve uygulanmıştı. fin birlikleri ilk sovyet saldırısını bertaraf edip, onları geciktirmeyi, geri itmeyi ve daha sonra karşı saldırıya geçmeyi planlıyordu.

    ***sovyet ana saldırısı***

    30 kasım 1939'dan hemen sonra rus tupolev sb-2 orta menzilli bombardıman uçakları helsinki’deki stratejik noktalara saldırarak savaşın ilk gününde 200 sivilin ölümüne neden oldu. bu saldırıdan sonraki 48 saat içerisinde mannerheim'ın karargahına sovyetler'in güneyde finlandiya körfezinden, kuzeyde ise kuzey kutbu kıyılarına kadar olan bölgede saldırıya geçtikleri haberi geldi. finlandiya'nın en kuzeyinde beyaz deniz filosuna bağlı savaş gemileri raibachi yarımadası üzerindeki fin mevzilerini bombalamaya başladı. bu bombardımandan kısa süre sonra sovyet 104. tümenine bağlı askerler karaya çıkarak petsamo liman kentinde fin birlikleriyle çatışmaya girdi. sovyet birlikleri, fin kuvvetlerini burada yenerek kenti kısa sürede ele geçirdi. petsamo'da yenilen fin birlikleri kaos içerisinde kuzey kutup anayolu boyunca güneye doğru geri çekilmeye başladı. çünkü geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu. mannerheim, limanı elde tutmak için yapılacak herhangi bir savunma sonucunda kendi birliklerinden asker ve teçhizat olarak üstün olan sovyet birliklerinin bu kenti savunan fin birliklerini kısa süre içerisinde kuşatmaya neden olabileceğini biliyordu.

    1 aralık 1939 tarihinde sovyet baltık donanmasına bağlı kirov kruvazörü ile 2 destroyer finlandiya körfezinde bulunan hanko müstahkem mevkisini ve siperleri bombaladı. finlere ait kıyı şeridindeki top bataryaları rus gemileri atış menziline girinceye kadar ateş etmedi. bu bataryalar rus gemileri menzile girer girmez top atışına başladı. bu bölgenin temizlendiğini düşünerek kıyıya pervasızca yaklaşan gemiler hiç beklenmedik şekilde saldırıya uğradı. fin bataryalarının atışı sırasında rus destroyerlerinden birisi isabet alarak savaş dışı kaldı. ayrıca kirov kruvazörü motor dairesine isabet eden top mermisi yüzünden ağır şekilde yara aldı. bu isabet neticesinde, güç kaybederek yavaşlayan kirov savaş alanından yedeğe alınıp çekilerek kronshtadt'a tamir için götürülmek zorunda kaldı.

    bu esnada karada devam eden çatışmalarda ise fin ordusu denizde yaşadıkları kadar başarı sağlayamıyordu. aslında sovyet ordusunun ana saldırısı mannerheim'ın planladığı ve ön gördüğü gibi karelya berzahı üzerine gerçekleşmişti. bu arada ladoga gölünün kuzeyinde konuşlanmış olan 8. ordu meretskov komutasında 1000 tank ile desteklediği 120,000 askerini konuşlandırmıştı. sovyet birlikleri bu bölgede finlerin ana savunma hattının önünde bulunuyordu. mannerheim'ın 20 ile 45 kilometre içeri kadar uzanan bubi tuzakları ile dolu kasabaları içine alan ve her tarafı mayınlanmış tampon bölgesi sovyet birliklerinin geçmesi gereken zorluklardan birisiydi. bu bölgeyi 21,000 civarında fin askeri korumaktaydı. bu askerlerin görevi ruslar ana savunma hattının önüne gelmeden onları kırmak ve düzenlerini altüst etmek üzerineydi. bazı bölgelerde bu strateji işe yaradı. ladoga gölünün kuzeybatı sahilinde kızıl ordu terijoki kasabasından önceki kararlı direnişi fin birliklerinin 30 kasım ile 1 aralık tarihleri arasında gerçekleştirmiş oldukları karşı saldırıya kadar kırmayı başarmıştı. bu saldırının ardından fin birlikleri kaybettikleri pozisyonlarını geri kazanmayı başardılar. ancak diğer yerlerde fin birlikleri pozisyonlarını terk etmek zorunda kalmıştı. bu bozgun üzerine 4 aralık'da mannerheim bu birliklerin kumandanı general österman'ı karargahında ziyaret etti. mannerheim, tampon bölge içerisindeki askerlerin sovyet ilerleyişine karşı daha dirençli olmalarını istiyordu. general österman ise saygı duyduğu tampon bölge doktrininin yarı eğitimli fin askerleri için çok riskli olduğunu düşünüyordu. bu fikir ayrılığından dolayı österman istifasını sundu. ancak bu istifayı mannerheim reddetti ve österman'ı görevde kalması için ikna etti. sovyetler, mannerheim savunma hattına ulaştıklarında fin savunma hatlarında daha büyük bir krizi tetikleyecekti. ancak sovyet kuvvetlerinin ilerleyişi çok ağırdı. sovyet mekanize birliklerinin devasa kuyrukları birliklerin ilerleyişine sekte vuruyor ve büyük karmaşa ile trafiğe neden oluyordu. 6 aralık tarihine gelindiğinde sovyet öncü birlikleri henüz savunma hattına ulaşamamıştı. 8 aralık tarihine gelindiğinde ise topçu birlikleri mühimmat sıkıntısı çekmeye başladı. lojistik hatlarında ki kaos ve yetersizlik sovyet ordusunu durma noktasına getirmişti.

    bu sırada mannerheim, finlandiya'nın, sovyetler birliği ile 1000 kilometrelik sınırının olduğu ladoga nehrinin kuzeyinden tehlike raporları almaya başlamıştı. gölün kuzey kıyısı boyunca oldukça iyi geliştirilmiş yollar ve raylı sistem ile buraya konuşlanmış 3 sovyet tümeni bulunuyordu. bu yollar sayesinde mannerheim'ın düşündüğünden daha fazla bir süre sovyet kuvvetleri lojistik destek alabilirdi. ayrıca bu bölgede fin ordusunun savunma hattı bulunmuyordu. bu bölgeyi savunmakla görevlendirilmiş finlandiya 4. kolordusuna bağlı birlikler bölgeyi ellerinde tutmak için yeterli teçhizata sahip değildi. dolayısıyla bu birlikler hareketli savunmaya ve vurkaç taktiğine bel bağlamak durumundaydı. finler ladoga gölünün 16 kilometre kuzeydoğusunda bulunan sovyet ilerleyişinin ana hattının üzerinde bulunan suojarvi gölünün üzerindeki bentlerini sular donmadan havaya uçurdu. bu hamleden sonra fin kuvvetleri 3 aralık'da karşı saldırıya geçti. ancak sovyet kuvvetleri tankları öne sürerek fin ordusunun ilerleyişini durdurdu. bu birlikler karşılarında tankları görür görmez savaş meydanından geri çekilerek aittojoki nehrinin batı kıyılarına yerleşti ve mevzilendi. ertesi gün sovyet kuvvetleri şiddetli bir karşı saldırı gerçekleştirerek fin kuvvetleri mevzilerinden sökerek tolvajari kavşağına doğru sürdüler. oluşan açıklıktan sovyet birlikleri ladoga gölünün batısından mannerheim hattının arkasına sarkmak için çeşitli harekatlar düzenlediler. ancak fin kuvvetlerinin gerilla taktikleri ve bölgenin doğal savunmasından dolayı başarıya ulaşamadılar.

    bu çatışmaların daha kuzeyinde sovyetlerin 163. ve 44. tümenleri barış zamanında toplam nüfusu 4,000 olan suomussalmi bölgesinde bulunan kuzey-güney anayol kavşağına doğru yol alıyordu. mannerheim, kızıl ordunun bu kadar uzak bir bölgede operasyon düzenlemeyeceğini düşünmüştü. dolayısıyla bu bölgede sadece birkaç bölükten oluşan sınır muhafızlarını görevlendirmişti. aradaki teçhizat ve asker farkından dolayı finlere ait sınır muhafızları sovyetler tarafından çok kısa sürede bertaraf edildi ve 7 aralık günü sovyet konvoyları bölgenin başkenti suomussalmi şehrini ele geçirdi ve hiçbir direnişle karşılaşmadan batıya doğru ilerleyerek bothni körfezine ulaştı ve ülkeyi ikiye böldüler.

    hanko'daki deniz harekatı haricinde sovyet ordusunun ilk hafta yaptığı operasyonlar oldukça iyi geçmişti. sovyet ordu yetkililerine göre 1 hafta veya 10 gün içerisinde savaş sonuçlanacaktı. sovyet yetkililer kendilerine o kadar çok güveniyordu ki karelya berzahı bölgesinde ele geçirdikleri tek kasabada yeni bir hükümet dahi kurmuşlardı. sovyet politikacılar bu yeni hükümetin çok kısa bir zaman içerisinde helsinki'de iktidarı ele geçireceğine emindi.

    savaşın 1. haftası geride kaldığında helsinki'de birçok hükümet üyesi ve birkaç kıdemli asker umutlarını yitirmek üzereydi. genç ve deneyimsiz bir komutan bu ortamda paniğe kapılabilirdi. ancak bu savaş mannerheim'ın 5. çatışmasıydı ve sahada yaşanan büyük krizi tecrübesinden doğan soğukkanlılıkla irdeleyebiliyordu. açıkçası sovyet saldırısının bu kadar geniş alana yayılması mannerheim'ı şaşırtmıştı. ancak sovyet kuvvetlerinin geniş alana yayılarak ilerlemesi, bu kuvvetlere gerekli olan lojistiği sekteye uğratabileceği gerçeği vardı. fin kuvvetleri her yerde geri çekilmek zorunda kalsa da kızıl ordunun saldırıları net olarak başarıya ulaşamamıştı. mannerheim ise fin ordusunun cephedeki durumunu değerlendirerek ladoga gölünün kuzeyinde konuşlu bulunan 4. kolordu komutanını görevden aldı ve yerine 27. tümen komutanı woldemar hagglund'u atadı. ayrıca az olan kaynaklarını 4. kolorduyu kuvvetlendirmek için yedeklerin bir kısmını ladoga gölünün kuzeyine ve suomussalmi bölgesine gönderdi. ancak yedeklerin büyük bir bölümü karelian-ısthmus bölgesinde konuşlu olarak kalmaya devam edecekti. finlandiya karelya berzahı bölgesi dışında toprak kaybını göze alabilecek durumdaydı. çünkü karelya berzahı bölgesinde ki savunma hattının yarılması ve bu bölgedeki toprakların kaybı sovyet ordusuna helsinki yolunu açacaktı. bu durum ise finlandiya'nın tamamen savaşı kaybetmesi manasına geliyordu.

    *** mannerheim hattındaki çatışmalar***

    karelya berzahı önlerinde konuşlanmış olan sovyet kuvvetlerinin komutanı meretskov, finlerin ana güçlerinin mannerheim hattının batısına denk düşen, gelişmiş yol ve demiryolunun kuzeybatıda viipure'ye uzanıp oradan da helsinki’ye uzandığı yolun başlangıcında bulunan summa kasabasında konuşlandıracağını biliyordu. bu yüzden meretskov ilk saldırıyı mannerheim hattının ladoga gölüyle birleştiği taipale köyünün yakınındaki fin savunmasının doğu kısmına denk gelen yere yapmaya karar verdi. sovyet komutanlar, bu bölgeye yeterli baskı yaparak fin kuvvetlerin yedeklerini bu bölgeye yollamaları gerektiğine ikna ederse summa kasabasına kolayca saldırma imkanı bulabileceğine inanıyorlardı. bu bağlamda rus öncü kuvvetleri taipole nehrini 6 aralık günü geçmeye başladı. nehri geçen birlikler herhangi bir direnişle karşılaşmadığı için bu bölgenin tamamen savunmasız bırakıldığını düşündüler. bunu gören sovyet komutanlar aceleyle daha fazla tabur göndererek mannerheim hattında olduğu düşünülen boşluktan yararlanmaya çalıştı. ancak hiçbir şey göründüğü gibi değildi. aslında sovyet güçleri, fin topçusu ve makineli tüfeklerinin menzilinde ve kontrolünde dikkatle hazırlanmış bir ölüm tuzağına ilerliyordu. ilk rus saldırı dalgası tuzağın içine girerek yoğun ateş ile tamamen yok edildi. sovyet komutanlar şaşırtacak şekilde bir karar alarak tuzak olduğu apaçık olan bölgeye kuvvet göndermeye devam ediyordu. finlerin meretskov'un stratejisindeki anlayamadıkları asıl nokta meretskov'un yüksek kaybı kabul edip, finlere ana saldırıyı bu bölgeden yapıyormuş izlenimi vererek finlerin summa'daki asıl güçlerini buraya kaydırmalarını sağlama çabasıydı. 14 aralık günü şafaktan önce sovyet topçusu kendilerinin savaştaki ilk büyük bombardımanını başlattı. şafakta başlayan bombardıman saat 11:30'da kesildi. ateşin kesilmesini müteakip sovyet piyadeleri tanklarla birlikte grup halinde ilerlemeye başladı. fin savunmacılar sovyet birlikleri ateş menziline girene kadar bekledi ve saldıranlar ateş menziline girer girmez yaylım ateşine başladılar. finlerin ateşlediği havan topları ile toplardan çıkan şarapneller kümeler halinde tankların arkasında ilerleyen sovyet piyadelerinin üzerine yağdı. finlerin şiddetli direnişi üzerine sovyetler'in ilerleyişi tamamen durdu. sovyet saldırısının durdurulması sadece beş dakika sürmüştü. saldırının durdurulmasıyla sovyet askerleri afallamış halde geri çekilmek zorunda kaldı. bu durum üzerine meretskov savaş alanına 2 tümen daha sürmeye karar verdi. ayrıca topçu birliklerindeki top adedini 84 adede çıkartarak güçlendirdi. kızıl ordunun gerçekleştirdiği ani bir hücum olsa da şuandaki savaşın yoğunluğu meretskov'a göre fin kuvvetlerinin yedeklerinin savaş alanına sürülerek fin direnişinin kısa sürede kırılabileceğine inanıyordu. bu durum gerçekleştiğinde son büyük taarruzun gerçekleşeceği zaman gelmiş olacaktı. bu görüş üzerine hareket eden meretskov 17 aralık sabahı saat 05:00'da ana saldırı gücünü mannerheim hattının stratejik olarak en önemli noktası olan ve helsinki yolunu sonuna kadar açacağına inandığı summa kasabasına gönderdi. bu saldırıda yoğun sovyet topçu ateşi 5 saat boyunca fin mevzilerinin önüne, arkasına ve üzerine yağdı. bu topçu ateşi ingiliz ve fransızların 1. dünya savaşı sırasında alman mevzilerini kasım 1918 yılında yaptığı topçu baraj atışından beri yapılmış en ağır topçu bombardımanıydı. topçu ateşine maruz kalmamış sol koridordan ilerleyen sovyet askerleri ilerledikleri koridorda bulunan mayınları temizlemeye çalışıyorlardı. piyadelerle birlikte aynı koridordan tank birlikleri de hareket etmeye başlamıştı. ancak piyadelerle zırhlı birlikler arasındaki koordinasyon oldukça zayıftı. tanklar ileri harekata devam ettiklerinde piyadeler tankların gerisinde kalıyor ve tanklar ile piyadelerin arası bir hayli açılıyordu. bu koordinasyonsuzluk ve zayıflıktan yararlanmak isteyen fin makineli tüfekçileri ve havan topçuları rus piyadelerinin üzerine ateş açmaya başladı. tanklar ise granit antitank engellerinin bulunduğu alanda ilerlemeye çalışıyordu. ancak tankların paletleri yekpare taş bloklarının içerisine sıkışması sonucu gökyüzüne doğru dik açılarla kalmalarına neden oluyordu. tanklar bu şekilde kaldığında finlandiyalı antitank timleri, tank zırhının en zayıf olduğu alt kısımlarına bofors-37 antitank silahlarıyla saldırıyor ve tankların vites kutularını parçalıyor yada tank mürettebatının bir kısmını öldürüyordu.

    mannerheim hattının içerisinde kalan summa bölgesindeki birçok göl ve nehir hava şartlarından dolayı donmuştu. dahası sovyet kuvvetlerinin cepheden saldırısı durdurulunca meretskov birliklerini doğal korunmayla çervelenmemiş umuduyla doğrudan göllerin içinden geçirmeye karar verdi. ancak göllerin kıyıları sert granit kayalar, uçurumlar ve yoğun ormanlarla kaplıydı. rus ilerleyişine olanak sağlayan tek geçiş noktası ise dikkatlice yerleştirilmiş antitank silahları ve pusularla finler tarafından korunmaktaydı. bu geçiş noktaları sovyet askerleri için tam bir ölüm geçidine dönüştürülmüştü. bu geçiş noktalarına giren birlikler hem soğuk hem de finlilerin kurduğu pusu ve tuzaklarla baş etmek zorundaydı. işte bu sebeplerden dolayı bu bölgede sovyet kuvvetleri ciddi manada zayiat vermişlerdi.

    19 aralık geldiğinde tüm saldırılara rağmen başarısız olan meretskov çaresizlik içerisindeydi. çünkü stalin'e doğum günü olan 21 aralıkta zafere ulaşacağını ve helsinki’yi doğum günü hediyesi olarak kendisine sunacağı ile ilgili söz vermişti. ancak taburlarla kısa mesafe hareket eden, mayın tarlalarından geçebilen bu esnada mayınları kendi içlerinde temizleyebilen ''kv'' tankları ilk kez bu dönemde savaş alanına sürüldü. bu 47 tonluk canavarların bir filosu mannerheim hattındaki birçok tuzağı sağ salim geçerek summa kasabasına ulaşarak kasabaya taarruz etti. ancak tankların ani hücumları çok geçmeden kasabada bulunan fin kuvvetleri tarafından bertaraf edildi. tanklar kasabaya saldırdığında fin piyade timleri evlerin çatısına çıkarak tankların üzerine molotof kokteyli atarken, antitank timleri ise lahti l-39 (elephant gun) ile tankları etkisiz hale getirdi. 20 aralık günü meretskov'un zırhlı birlikler komutanı mannerheim hattındaki çatışmalar esnasında 252 zırhlı aracın kaybedildiğini ve bunların büyük çoğunluğunun summa bölgesindeki çatışmalarda kaybedildiğini rapor etti.

    ***fin karşı taarruzu***

    summa bölgesindeki çatışmaları karargahından yöneten general österman sovyetlerin gerçekleştirdiği taarruzun başarısızlıkla sonuçlanmasını müteakip, karşı saldırı zamanının geldiğine karar verdi 23 aralık saat 6:30'da fin topçuları on dakikalık bir yaylım ateşi ile karşı taarruzun açılışını yaptı. topçu atışlarını müteakip 1., 4. ve 6. tümenler sovyetlere karşı saldırıya geçti. bu birlikler sovyet öncü birliklerini göreceli olarak rahat geçtiler. ancak fin kuvvetlerinin ileri harekatı geliştikçe sovyet savunma direnci yükselmeye başladı. kararlı şekilde mevzilerini koruyan kızıl ordu karşısında fin kuvvetleri kaosa sürüklenerek, komutanlarının emirlerini dinlememeye ve kaos ile düzensizliğin çoğalmasına neden olmaya başladı. saldırının başarısızlığını gören mannerheim harekatı durdurma emri verdi. finler 23 aralık günü gerçekleştirdikleri harekatta 1500 askerini kaybetti. finlerin gerçekleştirdiği karşı taarruz bu tarz operasyonların nasıl yapılmaması gerektiğini gösterir nitelikte bir harekattı.

    ancak başka bölgelerde hafif ekipmanlarla donatılmış yarı eğitimli fin güçleri sovyet birliklerine yeniden saldırıya devam ediyordu. ladoga gölünün kuzeyinde bulunan geniş ormanlık alanlarda kış kamuflajıyla donanmış fin kayakçı taburları sovyet birliklerinin etrafında hızla dolaşarak umulmadık yönlerden saldırıya geçebiliyordu. bu gerilla taktikleri gittikçe büyüyen etkileyici bir karşı saldırı serisi ortaya çıkarmaya başlamıştı. finlerin bu saldırıları üzerine sovyetler alelacele ladoga gölünün kuzeyinde bulunan tolvajarvi ve iiomantsi bölgesine doğru hareket etti. finlandiya’nın bağımsızlık günü olan 6 aralık'da şans finlerin kapısını çalmıştı. çünkü mannerheim'ın eski arkadaşlarından birisi olan albay paavo talvela, tolvajarvi ve iiomantsi bölgesinin komutanlığına getirilmişti. albay yeni görev yeri olan bölgeye gitti ve ertesi gün birlikleri teftiş ettiğinde bölgede bulunan birliklerde görev yapan askerlerin korkmuş, demoralize olmuş ve bir kez daha geri çekilmeye hazır halde buldu. bu teftiş sonunda talvela derhal bir şeyler yapılmasına karar verdi. eğer bu birliklerin üzerindeki moral bozukluğu düzeltilemez ise tüm kuzey ladoga savunmasının çökeceği aşikardı. bunun için en iyi yol ise bu birliklerin kendilerine olan güveninin yeniden sağlamlaştırılması olarak gözüküyordu. dolayısıyla yeni atanan albayın çabuk şekilde bir zafer yaşayarak birliklerin moralinin yükseltilmesi gerekiyordu. dolayısıyla talvela kendisinin seçtiği ve diğer askerlerden daha iyi durumda görünen bir grubu gece yarısından hemen önce tolvajarvi gölünün donmuş sularını geçerek açık havada konaklayan bir rus taburuna baskın için gönderdi. 7 aralık geceyarısı saat 02:00'da 140 fin askeri 16 hafif makineli tüfeğinde aralarında bulunduğu hafif silahla kuşanmış olarak sovyet taburunun ateşlerin etrafında kurulmuş olan kampını gören alçak tepelere konuşlanmaya başladı. aslında, askeri birlikler pek nadir olarak bu şekilde açık ve kolay hedefler bulur. ancak sovyet birlikleri soğuğunda etkisiyle tedbiri elden bırakmış ve çevre güvenliğini dahi almamıştı. tepelere konuşlanan finler ateş açtı ve sovyet hatlarını 4 dakika gibi kısa bir sürede yerle bir etti. finler ateşi kestiklerinde sovyet taburunun bulunduğu kampta hiçbir şey hareket etmiyordu. çünkü bütün sovyet taburu yok edilmişti. sovyet taburunun çevresi tamamen fin askerleri tarafından çevrilmiş ve sağlam bir yaylım ateşi arasında kalmalarından dolayı kaos ortaya çıkmış; bunun sonucu olarak da birbirlerine ateş etmeye başlamışlardı. finler, rusların birbirini öldürdükleri bu ürkütücü çatışmanın sesleri arasında buzların içinden geriye doğru çekilmiş ve birliklerine sağ salim dönmüşlerdi. baskının başarısı ile ilgili haberler fin birliklerinin moralinin yine yükselmesini sağlamıştı. ertesi gün yani 8 aralıkta başka bir operasyon gücü kuzeyde bulunan bataklıkların arasından çıkmak için dondurucu soğuğun altında yolunu arayan bir sovyet taburunu daha pusuya düşürerek yok etti. bunun gibi zaferlerle sonraki 2 gün boyunca finler her fırsatta kızıl ordu birliklerini pusuya düşürerek sovyetlerin ağır kayıplar vermesine neden oldu. ısının -35 dereceye düştüğü ve karla kaplı alanda kızıl ordu birliklerinin kayakları da bulunmuyordu. fin kuvvetler pusularla sovyetlere zor anlar yaşatırken kızıl orduda uçaklarla bu saldırılara karşılık vermeye çalıştı. ancak çok iyi kamufle olmuş fin kuvvetlerinin yerini belirleyebilmek için hava kuvvetlerinin fazla şansları olmadı.

    21 aralık 1939'un geç saatlerinde 2 fin bölüğü tolvajarvi gölünün donmuş sularını geçerek oglajarvi kasabasına kuzeyden saldırı düzenledi. aynı anda diğer 2 fin bölüğü’de güneyden saldırıya başlamıştı. bu saldırıda ruslar daha güçlü mevziler oluşturmak için binaların içerisine çekildi. bunun sonucu olarak da fin kuvvetleri el bombaları, molotof kokteylleri ve alev makineleriyle kızıl ordu birliklerini binaların içerisinde kolaylıkla yok etti. bu saldırı neticesinde kızıl orduya ait geri kalan 1400 kişilik birlik geri çekilmek zorunda kaldı. finlandiyalılar mannerheim 23 aralıkta saldırıların durdurulması emrini verene kadar 2 gün daha saldırıya devam etti ve aittojoki nehrine ulaşmak için kızıl ordu üzerindeki baskıya devam ettiler. saldırının başladığı 7 aralık gününden beri talvela'nın 6000 adamından 2000 tanesi savaşamaz duruma gelmişti. bu askerlerden 630 tanesi öldürülmüş, geri kalanı ise yaralanmıştı. sovyetlerin ise 4000'den fazla ölüsü bulunmaktaydı. ayrıca kızıl ordunun 5000 askeri yaralanmış ve 600 askerde esir düşmüştü.

    ***mottiler (cep) savaşı***

    ladoga gölünün kuzey kıyıları boyunca yayılmış olan 168. sovyet tümenine general hagglund komutasındaki fin kuvvetleri karşı saldırı düzenledi. kayaklı fin askerleri kızıl orduya karşı hareketli ve öngörülemez saldırılar düzenlerken kızıl ordu birliklerinin arasındaki mesafeyi de açıyorlardı. rus askerleri ise bu mesafeyi kapatmak veya birleşmek için hiçbir girişimde bulunmadılar. bunun yerine çevrelerinde savunmada mevzilenmek için hendek ve koruganlar kazmaya başladılar. ocağın 2. haftasında kızıl ordu birlikleri finlandilılarca ''motti'' adıyla bilinen 11 parçaya ayrılmıştı. hagglund'un elinde sürekli olarak her motti'ye baskıyı sürdürebilecek kuvveti ancak bulunuyordu ve kayaklı askerlerin sürekli vurkaç taktikleriyle kızıl ordunun dengesini bozabileceği hareketli bir savaş yerine bu tür bir savaşı tercih ediyordu. çoğu motti doğrudan saldırılamayacak kadar kuvvetliydi. sovyetlerin çevrelendiği mottiler tanklar, yüzlerce makineli tüfek ve çok sayıda askerden oluşuyordu. ayrıca kızıl ordu askerleri atlarını yiyerek ve sovyet hava kuvvetlerinin havadan malzeme tedarikiyle uzun süre dayanabilirlerdi. finlandiyalılar motti'lerin etrafına sovyet hava kuvvetlerinin malzeme tedarikini engellemek için uçaksavarlar yerleştirmişti. fin kuvvetleri bazen kızıl ordunun lojistik destek için yolladıkları sinyalleri kopyalamakta başarılı oluyordu. bu yüzden rusların destek paketleri sovyet hatları yerine finlilerin eline geçiyordu. ruslar ilave lojistik paketlerini gece ladoga gölünden geçirmek için girişimde bulunuyorlardı. ancak bu birlikler sık sık kayaklı fin devriyeleri tarafından pusuya düşürülüyordu. sovyet tedarikleri azaldıkça çembere alınmış kızıl ordu birlikleri bölük bölük finlere teslim olmak yada kuşatmayı yarıp geçmek seçenekleriyle karşı karşıya kalacaktı. kuşatılmış kızıl ordu birlikleri ise çoğunlukla bu seçeneklerden ikincisini tercih etti. içinde 3600 kızıl ordu askeri bulunan doğu liemetti motti'si ocak ayının ortasında yarma harekatı düzenledi. ruslar sadece 1 tümen tarafından sarıldıklarını umut ediyordu. ancak yarma harekatı başladıktan sonra finlerin yok edici makineli tüfek ateşi ile karşılaştılar. bir kıyım gerçekleştiren fin kuvvetleri, motti’nin sovyet birlik komutanı olan general dahil her birisi tüfeklerine sarılmış 3000'den fazla ceset ile karşılaştılar. ocak ayının sonunda ladoga gölünün kuzey kıyısı boyunca uzanan 11 motti'den sekizi general hagglund'un kuvvetleri karşısında bozguna uğramıştı.

    aralık ayı boyunca finlandiya’dan gelen haberler kremlin'de endişe, korku ve öfkeyle karşılandı. aralık ayının sonunda stalin askeri kurmaylarıyla toplandı. sovyet lider acı verici şekilde dünyanın kendilerinin finlandiyalıları yenilgiye uğratmak konusunda ki başarısızlığıyla hitlerin 3 ay önce polonya’yı hızlı bir harekat ile yok etmesini kıyasladığını biliyordu. stalin, derhal cephede başarısız olan bazı subayların idam emrini verdi. ama bu tamamen kan dökme gösterisi olmayacaktı. stalin, sovyet ordusunda ki bu zaafiyetin kendi yaptığı yüksek rütbeli subayları tasfiye çalışması ve orta kademe subaylardan dolayı olduğunu biliyordu. bunun karşılığı olarak da pragmatik şekilde finlandiya savaşında bu tasfiyelerin karşılığını almıştı. leningrad askeri bölgesi orduyu yeniden düzenlemekle görevlendirildi. kuzeybatı ordusu adı verilen oluşuma operasyonel seviyede komuta etmesi için stalin tarafından da onaylanan kişi polonya seferberliği sırasında başarılı bir yönetim gösteren eski topçu general semyon konstantinovich timoshenko idi. timoshenko’nun ilk işi bozguna uğramış orduyu yeniden düzenlemek olacaktı. bu düzenleme dahilinde 7. ve 14. ordular kuruldu. timoshenko yeni yapılanmayı tamamlar tamamlamaz yeni oluşturulan birlikleri harekete geçirdi. bu bağlamda, meretskov'un daha önce yaptığı gibi summa bölgesinde 10 millik bir koridoru en iyi hücum bölgesi olarak tanımladı. burada 10 piyade tümeni, 5 tank tugayı, 2800 makineli tüfek ve kilometre başına 50 top düşecek sayıda topçu bataryası topladı.

    bu hazırlıklar ocak ayının son haftasına kadar sürdü. bu hazırlıklar sırasında sovyet devriyeleri de mannerheim hattının zayıf noktalarını belirlemek için araştırma yapmaya devam etti. sovyet devriyeleri bu keşifler sırasında yeraltı sığınaklarının yerlerini belirledi ve analiz için beton örnekleri dahi elde ettiler. 1 şubat günü kuzey ordusunun topçu bataryaları ateşe başladı. ilk 24 saat içerisinde fin mevzilerine 300.000 top mermisi atılmıştı. yalnızca summa bölgesinde ki fin mevzilerine dakikada 400 top mermisi atılmıştı. bu ezici bombardımanının altında bazı fin mevzileri parçalanmaya başlamıştı. 10 şubat günü sovyetler tüm savunma hattı boyunca saldırıya geçerek finleri asla kazanamayacakları göğüs göğüse bir savaşa zorlamaya çalışıyorlardı. bu saldırı savunucular için alarm zillerinin çalmasına neden olmuştu. sovyet topçularına karşı fin bataryaları artık susmuştu. çünkü finlerin cephaneleri artık bitmiş ve artık batarya komutanları şiddetli bir gereksinim olmadığı takdirde ateş açmamaları konusunda kesin emir almışlardı. finlandiyalı askerlerde dehşet içinde önlerinde durmadan kalabalıklaşan kızıl ordu piyadelerini seyretmek durumunda kalıyorlardı ve kendi bataryalarından da destek alamıyorlardı. dolayısıyla finler saldırıyı önlemek için sadece makineli tüfeklerine ve havan toplarına güvenmek zorundaydılar. ancak kızıl ordunun yoğun saldırısına rağmen mannerheim hattı direnmeye devam ediyordu. ruslar, finlandiya körfezi ve ladoga gölünün buzları üzerinden birlikler yollayarak hattın etrafından dolaşma teşebbüsünde de bulundular. ancak bu taarruzlarda fin kıyı bataryaları donmuş su üzerine zırh delici mermiler yollayarak rusları şarapnel yağmuruna tuttu. bu durum üzerine kızıl ordu birlikleri geri çekilmek zorunda kaldı. hatta şarapnellerin etkisiyle buzların kırılmasından dolayı birçok sovyet askeri dondurucu suya batarak öldü.

    12 şubat günü finlandiya körfezini kalın bir sis tabakası kapladı. bu sis rus ilerleyişini gizleyecek bir ortam yarattı. sisten yararlanarak buzun üzerinde finlandiya körfezinden yeni bir taarruz düzenleyen kızıl ordu birlikleri kıyıya 50 metre kala sis dağıldığından finlerin makineli tüfek ateşi sovyet askerlerini yığınlar halinde biçti. dolayısıyla kızıl ordunun çevirme harekatları yine başarısızlıkla ve ağır kayıplarla neticelendi

    fin kuvvetleri şaşırtıcı şekilde halen savunma konusunda başarı gösteriyordu. ancak sovyet birliklerinin sayısal üstünlüğünü de hissetmeye başlamışlardı. şubat ayının ikinci haftasında finlerin destek güçlerinin büyük çoğunluğu 16 yaşındaki çocuklardan, yedekleri ise 50'li yaşların ortasındaki yaşlılardan oluşuyordu. 14 şubat günü summa bölgesindeki kayıplar kritik seviyeye ulaşmıştı. bunun üzerine mannerheim'a geri çekilme yetkisi verilmek zorunda kalındı. ancak summa düşerse savunma hattının geri kalanı varlığını daha fazla sürdüremezdi. 15 şubat günü öğleden sonra saat 16:00'da mannerheim daha az güçlendirilmiş olan orta hatta geri çekilme emri verdi. artık finlandiya’yı kurtarabilecek sadece 2 seçenek vardı. bahar ayı ve yabancı güçlerin (fransa ve ingiltere) müdahalesi...

    ***savaşın sonu***

    ne yazık ki 1939-1940 kışı 20. yüzyılın en soğuk ve en uzun kışlarından birisi olacaktı. yabancı müdahalesi tıpkı bahar gibi hayalden ibaretti. özellikle isveç'den yarı eğitimli bölükler ve idealist gönüllü tugaylarından oluşan bazı yabancı destek güçleri yardım için ulaştı. ama asıl kurtuluş birçok avrupa ülkesi ve birleşik devletlerden gelecek yardıma bağlıydı. ancak bu yardımlar hiçbir zaman gelmeyecekti.

    bu durumu gören finlandiyalı diplomatlar 29 şubat günü sovyetlerin yeni taleplerini kabul etme noktasındayken paris'ten acil bir mesaj ulaştı. paris hükümeti finlandiya’nın savaşması için ısrar ediyor ve çok acil olarak 50.000 asker ve 100 bombardıman uçağı yollayacağı sözünü veriyordu. bu sözün verdiği güç ile finlandiyalı diplomatlar moskova’nın teklifini reddetti. ancak fransızların önerisi ingiltere’nin işbirliğine bağlıydı. ingiltere ise almanya’nın demir madeni cevheri tedarik yollarını kesmek için isveç ve norveç’e asker yollamayı planlarken, finlandiya’nın ruslarla savaşının durumu ile pek ilgilenmek istemiyordu. ayrıca herhangi bir fransız müdahale gücünün finlandiya’nın geleceğini belirleyebilmesi için norveç ve isveç hükümetlerinin egemenlik alanlarını açmaya söz vermeleri anlamına geliyordu ki, bu oslo ve stockholm'ün izin vermek için hazır oldukları bir şey değildi. finlandiya, norveç ve isveç'e reddedebileceğini bile bile sınırlarını açmaları için çaresizce başvurdu. fin diplomatlar şimdiden sovyetlerin taleplerine razı olmaktan başka seçenekleri olmadığına karar vermişlerdi. bu durumda 13 mart günü moskova’da stalin'in istediği her şeyi aldığı ateşkes anlaşmasını finlandiyalılar imzalamak zorunda kaldı.

    1939-1940 fin sovyet savaşı sadece 105 gün sürmüştür. toplam nüfusu 4 milyondan az olan finlandiya 25.000 ölü ve 43.500 yaralı vermişti. sovyetlerin kayıpları ise korkunç düzeydeydi. kızıl ordunun 250.000 ölü ve bir o kadarda yaralısı vardı. finlandiyalılar ayrıca kızıl ordu mensubu 5.000 esir almıştı. finlandiya en sonunda boyun eğmeleri kaçınılmaz olmakla birlikte hiçbir ulusun başını belaya sokmak istemeyeceği küçük ama ürkütücü ülke olmayı bu savaş neticesinde kazanmıştı. sonuç olarak sovyetler başarıya ulaşmış olsa da savaşçı olarak kızıl ordunun ünü yerle bir edilmişti. bu savaş neticesinde amerikan ve ingiliz kaynakları kızıl orduyu kendini savunma becerisinden yoksun, askeri planlaması zayıf ve 3. derecede askeri güce sahip bir dev olarak konumlandırdı. 1940 yılının nisan ayında yüksek sovyet askeri kurulu savaştan çıkartılacak dersler için toplandı. bu toplantı neticesinde, ordu içerisinde köklü değişiklikleri içeren bir program oluşturularak yürürlüğe konuldu. bu savaşla birlikte kızıl ordunun eksiklikleri tam olarak anlaşılmıştı ve hayata geçirilen değişim programı tam zamanında hayata geçirilmişti. çünkü sovyetler ve stalin bilemese de büyük savaş çok yakındı. (bkz: barbarossa harekatı)
  • geçen bir başlık görmüştüm badass kelimesi için türkçe karşılık diye, bence finler bunun için uygundur. çünkü öyle şeyler yapmışlar ki ruslara, sözlük karşılıkları ancak badass olabilir. gerçekten de stalin dahil bütün sovyetler, almanlardan çok finlerden korkuyor ve nefret ediyordu.

    savaşta sovyetlere bela olan finlerin yaptıkları;

    -ikinci dünya savaşı'nın ilk günlerinde sovyetler birliği (kaosa daha fazla yer açmak için isteklidir), bir milyon kadar askerle finlandiya'yı işgal etti. fin halk savunmasını zayıflatmak için fin savunma hattı, rus topçuları tarafından mütemadiyen bombalandı ve ellerindeki hali hazırda modası geçmiş olan bataryaların çoğu da kullanılamaz hale geldi.

    sovyetler, fin ülke nüfusunu azaltmak için zırhlı birlikler ve bir hayli fazla mühimmat ile finlandiya'ya girmişti. bu büyük maddi avantaja rağmen, savaş sovyetler için sona erdiği zaman finlandiya'dan yeterince hızlı geri çekilemediler. sovyet savaş makinesi karşısında sadece ellerindeki silahlarıyla dikilen finler, ruslar için ülkeden çıkışı kana bulamıştır ve birçok tankı da ele geçirmiştir.

    -finler, sovyetler'in kapılarına getirdiği savaşı kazanmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. normalde bu gibi savaşlarda, kısa ateşkes dönemleri sağlanırdı ve tarafların ölülerini alıp gömmelerini sağlayacak bir centilmenlik anlaşması vardı. fakat finler kurallara uymuyorlardı. bir gerilla savaşı sürdürüyorlardı ve bu, düşmanlarının kalbine korku salmak anlamına geliyordu.

    finler, ölü rusların donmuş bedenlerini bir korkuluk gibi yere dikiyor ve kızıl yoldaşlarının onları öyle bulmalarını sağlıyorlardı. bu hareketin düşman moralinde yıkıcı bir etkisi vardı*. bu yıkıcı etki, sovyet kanadında sadece yoldaşlarının donmuş cesetlerini bulmanın korkunçluğu değil, aynı zamanda kazanmak için ne gerekiyorsa yapacak manyak bir düşmanla savaşmak anlamına geliyordu.

    -molotof kokteyli hakkında genel bir fikir ispanya iç savaşı'ndan beri ortadayken, popüler ied'nin* tarifini mükemmelleştiren ve popüler lakabını veren finlerdi.

    kış savaşı'nın ilk günlerinde, stalin'in dışişleri bakanı vyaçeslav mihayloviç molotovv, sovyet uçaklarının aslında finlandiya'ya malzeme (bomba yerine) attığı konusunda ısrar ediyordu. sovyet bombaları, "molotov'un piknik sepetleri" takma adını kazandı ve finler, rus tanklarını "molotof kokteylleri" ile selamlamaya karar verdiler.

    popüler inanışın aksine, molotof kokteylleri piyadelere karşı kullanılmadı. başlıca kullanıldıkları durum, sovyet tanklarını etkisiz hale getirmekti. fin kokteyllerine ağır duman üreten yanıcı sıvıya katran da eklendi. patlayıcılar tanklara çarpacak, iç kısımlara duman gönderecek ve sürücülerin veya topçuların nefes almasını imkansız hale getirecekti.

    -üstün hareketliliklerinden ötürü finler, vur-kaç taktiğini benimsemişlerdir. rus ordusu daha büyük sayılara ve üstün teknolojiye sahipken, aynı zamanda hareket etmesi yavaş olan bir yığındı.

    bu nedenle finler, sovyet ordusunun büyük bölümlerini üstlerine çekecek, sonra takipteki kuvvetleri birbirlerinden ayıracak ve büyük kuvvetten kopan gücü kuşatacaklardı. peşlerine takılan bölünmüş rus birlikleri dahi bu taktiği uygulayan fin birliklerinden büyüktü ama bu taktik işe yaramıştı. finler işgalcileri kuşattıktan sonra, hemen her yönden uzun menzilli ateşle onlara mermi yağdırıyordu ve soğuğun da etkisi ile orada çakılı kalan rus ordusu ya donarak ya da kurşun ile ölüyordu.

    -finler, kış savaşı sırasında pek çok keskin nişancı kullandılar, ancak ordularında ya da savaş tarihinin tamamında hiç kimse, devasa bir sayıda onaylanmış düşman zayiatı olan simo hayha'yı geçemez. bir çiftçi ve bir avcı olarak nişancılığı ile ödüller kazanmıştı ve işgal sırasında askerlik hizmetine çağrıldı.

    beyaz kamuflajla ve gez ile arpacıklı sako m/28-30'u kullanarak hayha, dünyanın görüp görebileceği en ölümcül keskin nişancı haline geldi. önemli yollar karşısında kendisine keskin nişancı tünekleri kazdı (sovyetler yoğun kardan geçemediği için) ve hedeflerin belirmesi için günlerce bekledi. sabrı, bir sovyet nişancı ile bir günlük keskin nişancı savaşına girdiği zaman da dahil olmak üzere, çok sefer hayatını kurtardı.

    ayrıca hayha'nın bir dürbün kullanmadığını da belirtmeliyiz, çünkü parlamanın konumunu açığa çıkaracağından endişeleniyordu. bu, gözbebekleri dışında hiçbir şey kullanmadan uzun mesafeli vuruşlar yaptığı anlamına geliyor. hayha’nın tek bir günde onaylanan kişisel rekoru 25 idi (keskin nişancı tüfeği ve smg tüfeğiyle). savaşın sonunda, 500'den fazla onaylı zayiata ulaşmıştı. acımasızlığı ve yeteneği, ona "beyaz ölüm" gibi ürpertici bir takma adını kazandırdı.*

    -ağır kayıpların devam etmesine rağmen sovyetler, finlerin sınırlarını aşmaya kararlıydı. bu hedefe ulaşmak için sahip oldukları her şeyi cepheye sürdüler. sovyetler, taipale nehri yakınında büyük bir piyade hücumu başlattığında, düşmanı kırmak adına hiçbir şey yapamadılar. bununla birlikte finlerin kayak piyadeleri, otomatik silah yerleştirmelerini konumlandırmak için mobilize ve arazi konusundaki uzmanlıklarını kullandılar.

    sovyetler ilerledikçe, finler onları sürüler halinde biçti. katliam günlerce sürdü. zayiat rakamları o kadar arttı ki, ruslar düşmüş yoldaşlarının donmuş bedenlerini makineli tüfeklerine siper olarak kullanmak zorunda kaldılar. finler nihayet işkenceyi sonlandırıp ruslara açıktan saldırdıklarında, sovyet ordusu kesin zayiatlar verdi ve bu hucüm hüsranla sonuçlandı.

    -ruslar finlandiya'yı bir sürü tankla işgal etti, ancak finlerin cephede, neredeyse hiçbir zırhlı birimi yoktu. ancak, sabahın erken saatlerinde gerçekleşecek bir saldırı için birkaç tankı sahaya sürmeyi başardılar. finler için hiçbir şey kolay değildi ve tanklarında radyo yoktu. yani koordinasyon imkansızdı, bu yüzden saldırı planı değişecek olursa, zırhlı birliklerin bilgilendirilmesine imkan yoktu.

    bazı tanklar teknik problemlerden dolayı geri çekilmek zorunda kaldı, bazıları da arazide sıkıştı. yine de, inatçı finler ruslara bir saldırı başlatabildi. ruslar, bu saldırının ancak birkaç saat sonra iptal edilmesini ve finlerin geri çekilmelerini sağlayabildi. düşük sayıları, donanım yetersizliği ve deneyimsiz ekipleri, finlerin tank olayında ruslara karşı üstesinden gelemeyecek kadar büyük dezavantajlara sahip olduğunu kanıtladı. bunun sonucunda mannerheim'ın doktrini ana strateji oldu; "kayaklara davranın çocuklar, kayaklara davranın!"

    -nazilerin yaptığı en büyük hatalardan biri, rusya’yı istila ederken kışa kalmalarıydı. gelin görün ki ruslar da finlandiya'da benzer bir hata yapmıştı. 1939 ve 1940 arasındaki kış acımasızdı, ocak ortasında sıcaklık, -45 dereceye kadar düşmüştü. böyle bir sıcaklıkta bir siperde oturmaya çalıştığınızı hayal edin.

    hava durumu, ayrıca rus makineleriyle ilgili ciddi sorunlara da neden oldu. taşıtlardaki yağlayıcılar dondu, bunun anlamı da kızıl ordu'nun araçlarının hareketliliğini kaybetmesiydi. geri tepme sistemindeki sıvı da donmaya başladığından, topçuların çalışması da iyice zorlaşmıştı. temel olarak, donabilecek her şey donmuştu.

    -sovyetlerin finlere oranla çok fazla sayıda olmasına rağmen, daha küçük olan ülkenin gerilla taktikleri, sovyet savaş makinesini bastırmıştı. bir süre sonra, artık rusların üstün birlik sayısı hiçbir şey ifade etmiyordu.

    finler, savaş kayıplarıyla birlikte sert şartlar dahilinde yaklaşık 26.000 asker kaybetti. öte yandan sovyetler, yaklaşık 127.000'i ölü olmak üzere, 400.000 zayiat seviyesine yaklaşmıştı. ordusunun neredeyse yarısı, daha kötü ekipmanlara sahip daha az bir düşman kuvveti tarafından yaralanmıştı veya öldürülmüştü. ölen her bir fin askerine karşı 5 sovyet askeri ölmüştü.

    -istilacı ruslarla ilk savaşan askerler finlandiya ordusunun bir parçası değildi. aslında, hemen hemen normandiya çıkarması ile karşılaştırılabilecek bir saldırıya karşı yurtlarını savunan örgütlenmemiş bir milis kuvvetiydi. ekipman, mühimmat ve hatta üniforma sıkıntısı çekiyorlardı. birçoğu sivil kış giysileri giymişti, bir çift kayak takıyordu ve kişisel av tüfeklerini kullanıyordu. ve buna rağmen -bu savaşı kaybetmiş olsalar da- rusları tokatlamayı bildiler.

    -finler, mobilizenin kış savaşı'nı kazanmanın anahtarı olduğunu biliyorlardı. kızıl ordu'nun kamyonlarıyla tanklarının sıkışıp kaldığı yollara saldırdılar ve kırsalın daha sert ve karlı bölgelerine devam ettiler. bütün ağır ekipmanları ile ruslar, işgal ettikleri ülkenin altyapısını hareket etmek için kullanmak zorunda kaldılar ve bu yollarda finler tarafından sürekli saldırıya uğradılar.

    1939 sonbaharında finler, olası rus işgali beklentisiyle olabildiğince çok sayıdaki yolu ve köprüyü mahvetti. ayrıca, birliklerini soğuktan korumak adına rusların barınak olarak kullanabileceği herhangi bir yapı bırakmayıp, birçok binayı yıktılar. finler, bütün kasabaların içme sularını zehirleyecek kadar ileri gittiler. stratejileri işe yaradı ve sovyet birlikleri işgalin ilk gününden itibaren acı çekmeye başladı.

    -finlandiya hava kuvvetleri, sovyet eşdeğerine kıyasla inanılmaz derecede küçük ve güçsüzdü. miladı dolmuş yetersiz sayıdaki uçaklardan oluşan finlandiya hava kuvvetleri, ruslara karşı caydırıcı bir güç olamazdı ve birkaç saldırı ile çoğunlukla savunma durumlarında görev aldılar.

    uçaklar sadece savunma kapasitesinde veya daha güçsüz savunulan gruplara hassas saldırılar yapmak için kullanıldı. sonuç olarak, faf* savaş sırasında yaklaşık 5 bin 900 kalkış düzenledi ve 190 onaylı düşürme (bombardıman uçakları, fighter ve keşif uçakları dahil)*** kaydetti. finler, savaş boyunca sovyetlere karşı sadece 47 uçak kaybetti.

    çamur diye bir tabir vardır ya bizde, hani elinden gelen her şeyi yapan ve gerektiğinde pisleşebilen kişiler için kullanırız. finler tam anlamıyla çamurluğun zirvesini kar eşliğinde buz gibi havada yapmışlardır ve ruslara inanılmaz açılar çektirmişlerdir. tüm bunlara rağmen sonuç kaçınılmazdı ve sovyetler sonunda finlandiya'yı dize getirebilmişti. ta ki barbarossa harekatı'na kadar...

    savaş boyunca finlandiya'nın durumu için özet olarak;
    (bkz: #87894227)
  • cok uzerinde durulmayan ayy cinimss nasi da savunurlamis ulkelerini sevelim mi sizi gibi bi sempati beslenen fin halkinin yazdigi destandir. ve bana gore de hitler manyagini barbarosssa ya girisiom ben sikerler saldirmazlik anlasmasini da molotov unu da diye rusya ya yonlendirmesiyle dünya savasinin donum noktalarindan biridir.

    he canim 2 kati toprak verim sana bana surdan korfezden 1200 km2 yi veriver. lan olm bu adamlar 1800lerin ortasina kadar isvecin tamponu olmus sonra vermisler bunlari ruslarin tamponu olmuslar. hepiniz ruslasacaksiniz diy tutturan bi manyakla muhattap olmuslar senelerce. kimligi koruycaz diye gotleri cikmis 1917de rejim degisikliginden istifade edip bagimsizligini ilan etmis yetmemis kendi icinde isyanlar yasamis. en sonunda gotu dogrultmus ekonomiyi accik ihracata dayali bi hale getirmis rusyanin ben surayi alacam sonra suralara buralara da asker yigacam top koyacam obus koyacam sen de gikini cikarmayacan diyen ayri bi manyaga he diyip kabul edecek. ki sira kendisine gelmeden once estonya litvanya letonya isgal edilmis hepsi kukla yonetime ve tampon bolgeye cevrilmis. sen olsan senin sinirin leningrada ama 40 km olmazki diyen bi manyagin anlasmasini kabul eder misin?

    105 gun sonunda cephane bitmesiyle mecburi anlasma ile biten savastir. o 105 gunde ruslara kok sokturduler dogru. ruslarin malligi da bunda cok etkili gerci. bre salak mal gerizekali. tamam adin kizil ordu da karli buzlu mekanda kizil kahve uniforma ne lan?! keklik gibi avlarlar ki avladilar zaten finler.

    savasin veteranlarindan birinin verdigi rakamlar daha enteresan. finlerin 38 tane renault tanki var hic biri calismiyor 13 tane de ingiliz yapimi tanki var onlarda da ne cephane ne periskop hic bi halt kalmamis sadece gidiyo alet. ulkenin totalde 1 yaziyla 1 adet savasabilecek tanki var. ucak desen max 140 kmh yapabilen yaklasik 50 tane ucak var o tarihte ruslar 320kmh hizi goruyor. finlerin ordu buyuklugu yedekler dahil 400bin kisi. ruslarin ordu buyuklugu yedekler haric 4milyoncuk. 2milyon civari finlandiyaya yigdigi ve yapilan body count sonucu yaklasik 1milyon zaiyati oldugu biliniyor. fin tarafina savasin 2.ayi gibi isvec norvecten yaklasik 90bin gonullu asker abd den 2 tane gonullu ambulans* orduya ekleniyor.

    fin tarafinin bir ilgincligi de 20li yillardan beri subaylarini almanya da egittirmeleri. ruslarin sapitmaya baslayacagini anlayincada muhtemel asker olacak halkina ileri duzey kayak egitimine baslamasi.

    ılla kendi tarihimizle kiyaslayacaksak osmanli daki deliler neyse bu heriflerin de savas sekli asagi yukari o bi anda gel oldurebildigini oldur. bas git sonra. kisitli imkanlarla yapabildigin tum pisligi yap. tanklarin paletlerine odun sokup araci bozmak mi dersin ibne rus dis islerine hitaben isimlendirdikleri molotov kokteylleriyle tank obus vs kizartmacami istersin. acliktan kivranan ruslarin onunde sosis kizartmak mi istersin.

    hatta bu olay savasin icinde sosis savasi olarak gecen gayet de ciddi bir olay. geri cekilmek zorunda kalan finlilerin mutfaklarinda yiginla bulunan sosis ve sicak yemek icin rus askerleri sikerim emrini diyip taarruzu birakip mutfaklari yagmalayip karinlarini doyurmaya dalmislardir. tabi ki zaten harekette hiz üstünlüğü olan finliler icin yeniden toplanıp ruslara 2.posta hosgeldin partisi vermek icin yeterli zamani vermistir.

    sayica cok olmamasina karsin sniperlar ruslarin moralinin icine etmek icin de yapilacak herseyi yapmistir.

    bu arada her ne kadar uzak cografya insanlari olmasalar da insani ihtiyaçlar icin lojistik destekleri cok farklidir iki tarafin. finliler zaten bi avuc ordusuna yagli proteinli yemegini mumkun mertebe temin eder. kadinlari onlara kar basligi savasta kullanabilecekleri sekilde orulmus bas isaret parmagi olmayan eldivenler vs yi devamli hazirlarlar. ruslar mi. canlarim arpa lapasina talim. soguktan usuyen yardim istedimi istedigi anda alamayan tipler. moral olarak kimin avantajli oldugunu tartismaya gerek yok sanirim.

    neyse baya uzadi entry. ulke namustur ben komunist de fasist de deilim. de gidin az uzakta oynayin diye kendini savunan bir ulke. bu ulkenin toplam nufusu kadar ordusu olan rusya. o koca ordunun 1/4 unu yuzlerce de tankini yitirmis bi rusya. cephane sikintisina girilmese sittin sene bitmeyecek bir savas. asagi da kudurmus bi hitler.

    rusya tek cephede bu kadar agir kayip verip noldugunu anlamaya calismasa hitler manyagi da kuyruguna basilmis gibi kosa kosa rusya ya saldirmazdi.

    oyle ya da boyle cogu tarih kitabinda yer bile almasa da bu dunya savasinin gidisatinin bu sekilde olmasi finlerin direnisinin eseridir. ıki tane super manyagin yollarinin erken kesismesi birbirlerini yemeleri hep bu 1000goller insanlari sayesinde.

    son olarak ruslarin kisa neden maresal dediklerini de unutmamak lazim.
hesabın var mı? giriş yap