• 1968 dünyanın tamamında isyanın, değişimin, devrimin, egemen sınıf otoritesine karşı başkaldırının yılı olmuştu. işte tam da bu yıla denk geldi mexico city olimpiyatları.

    "tommie smith ve john carlos isimli afro-amerikalı atletler dönemin ruhuna uygun olarak isyanı olimpiyat stadyumuna taşımaya karar vermişlerdi. kara kıta afrika'dan gemilere yüklenip zorla yeni dünyaya getirilen ve köle olarak çalıştırılan ataları gibi onlar da köle olarak doğmuşlardı. hayır artık adı konulmuş bir kölelik yoktu fakat bir ülkenin yurttaşları olan "zenci"'ler "beyaz" amerikan devletinin ve onun yürüngesindeki toplumun ayrımcı politikalarına maruz kalıyorlardı. otobüslerde okullarda heryerde."

    olimpiyatlara 2 hafta kala mexico city sokakları ısınmıştı. paris'te, prag'da, istanbul'da, vietnam'da... yanan isyan ateşi mexico city'de de yanıyordu ve sokaklara dökülen öğrencilere saldıran meksika devleti 300 kişiyi katletti. tam 300 kişi idealleri, hayalleri, düşünceleri olan eşit ve özgür bir dünya için mücadele ederken öldürüldü. barışın simgesi olan olimpiyatlar namluların gölgesinde organize ediliyordu.

    "tommie ve john'un önce yarışmada dereceye girmeleri gerekiyordu. planladıkları protestoyu ancak bu şekilde çok daha fazla kişiye duyurabilirlerdi. koşmaya başladılar..."

    sadece onlar değil dünyanın bütün sokakları asi bir koşuya başlamıştı. paris sokaklarında barikatlar kuruluyor, sorbonne üniversitesi devrimci öğrencilerin işgali altında. hayal gücü iktidara, kaldırım taşlarının altında kumsal var paris sokaklarında barikatlar, fransız işçi sınıfının grevi ülkeyi sarsıyor sscb etkisindeki fkp'nin yan çizmesi devrimi başka bir bahara bıraksa da devrimlerin ülkesi fransa en güzel mayıslarından birini yaşıyor.

    "kendilerini ikinci sınıf vatandaş olarak gören abd adına koştular ve kazandılar. şimdi bunu haykırma zamanıydı, şimdi spor müsabakalarında daha önce hiç görülmemiş bir protestoyu var etme zamanıydı..."

    vietnam işgali artık amerikan halkı tarafından da kabul edilmiyordu. hippiler, solcular, savaş gazileri emperyalizmin merkezinde kendilerini anlamsız bir savaşa sürükleyen devletlerine boyun eğmediler. onlar dünyanın öbür ucundaki yoksul bir halkın katledilmesine gerekçe olarak gösterilen "devletin ali menfaatleri", "ulusal çıkarlar" gibi palavralara aldırmadan sokakları doldurdular. artık vietnam amerika'ya uzak bir ülke değildi... diğer yandan kara panterler devletin ayrımcı politikalarına karşı doğrudan eyleme geçmişlerdi, dünyanın batısı doğunun acısıyla yüzleşiyorudu...

    "yalın ayak çıktılar madalya kürsüsüne, hiçbir zaman ayakkabısı olmayan afrikalı çocuklar gibi..."

    prag'a bahar gelmiş, gelmiş gelmesine de sovyet bürokrasisinin tanklarının pek hoşuna gitmemiş bu bahar. yürümüş çiçeklerin üstüne tanklar. reel sosyalizmin odunsu yüzünü görmüş dünya. o esnemeyen odunsu yüz berlin duvarının yıkılmasıyla orta yerden kırılıvermiş, başka bir ihtimal daha varmış prag'da olduğu gibi, bir varmış bir yokmuş bu masal daha bitmemiş, ne geçmiş tükenmiş ne yarınlar...

    "atletlerin yakaları açık ter var. ter işçi sınıfını simgeliyor ter dünyayı var eden emeği simgeliyor..."

    sadece uzaklarda değil bizim diyarda da devrim türküleri söyleniyor. yer odtü vietnam kasabı kommerin arabası alev alev, dağlara sevdalanmış gençler mahirler denizler "iki üç daha fazla vietnam ernestoya bin selam... "15-16 haziran direnişi, barikatları aşarak istanbul'u zapteden işçiler...

    "sonra siyah eldiven taktıkları yumruklarını havaya kaldırdılar. sıkılı yumruklar afroamerikan halkının devrimci isyanını mexciko city'e taşıdı onlar dünya tarihine geçecek nitelikte estetik bir protestoya imza attılar. onlar adlarını sadece spor tarihçilerinin değil devrimcilerin güncesine de yazıdılar."

    edit : siyah eldivenle protesto önerisini sunan ve sırf bu yüzden spor hayatından dışlanarak zor yıllar yaşayan avustralyalı atlet peter norman'ı da unutmamak gerek bu hatırlatma için badim laforgue'a teşekkürler.
  • 1968 yılı mexico olimpiyatları, 200 metre yarışı. yarışı siyahi atlet tommie smith birinci, beyaz atlet peter norman ikinci, siyahi atlet john carlos üçüncü olur. bundan sonrası için iki iddia var. ilkinde iki siyahi atlet norman’ a gelir ve o günler için devrim belki de provokasyon sayılabilecek
    bir eyleme katılmasını isterler. ikinci iddiaya göre ise bu eylemi norman tasarlar ve bu iki siyahi sporcuya önerir. hangisinin doğru olduğu çok da önemli değil, madalya töreni sırasında bu iki siyahi sporcu milli marş okunduğu sırada ellerine siyah bir eldiven giyerler ve yumruk yaparak havaya kaldırırlar. daha sonraları yaptıkları açıklamada siyah eldiven siyahi gururu, ayakkabısız siyah çoraplı ayaklar ise ırkçı amerika' daki siyahi fakirliği temsil etmektedir. peter norman’ da desteğini belirtmek için göğsüne “insan hakları için olimpiyat projesi hareketi” rozeti takar. bunu martin luther king jr.’ in “non-violent protest” şiddet içermeyen protesto fikrinden yola çıkarak planladıklarını belirtirler.

    dünya ayağa kalkar, bu eylem olimpiyatların önüne geçer, ertesi gün bütün gazeteler bu kareyi birinci sayfadan verir. sonrasında bu üç sporcunun spor hayatları sona erer, senelerce tehtid ve dışlanma ile yaşarlar.

    peter norman ise belki de içlerinde en çok sıkıntıyı yaşayan sporcudur. avusturalya’ ya döndüğünde tecrit hayatı yaşar, 1972’ de olimpiyatlara katılma hakkı kazansa da götürülmez, evliliği sona erer, işsiz kalır hatta avusturalya hükümeti ölene kadar onu affetmez. bunun yanında 1968
    yılında olimpiyatlarda kırdığı 200 metre avusturalya rekoru, 2006 yılında vefat ettiğinde hala kırılamamıştır.

    2006 yılında tabutunu kimler mi taşır? tommie smith ve john carlos!

    aradan geçen uzun senelerde detaylar da ayrıca ortaya çıkmaktadır. protesto esnasında çıplak ayaklı olmalarına rağmen sponsor olan puma’ nın ayakkabılarını platformda tutmuşlardır. 2008 senesinde puma 40. yıl şerefine “tommie smith puma suedes” ayakkabılarını üretir.

    http://www.malcontent.com/…ange_smith-carlos_01.jpg
  • "amerikan millî marşı çalınmaya başladığında amerikalı atletler yumruklarını sıkıp göğe kaldırdılar. smith’in sağ, carlos’un sol eli havadaydı. sıktıkları yumruklarındaki siyah eldivense dikkat çekiyordu. sağ yumruk siyah amerika’nın gücünü, sol yumruk siyah amerika’nın birliğini, smith’in boynundaki siyah atkı siyahların gurunu temsil ediyordu."

    http://tr.eurosport.com/…960_sto3358506/story.shtml
  • tartan pist'in ilk olarak kullanıldığı olimpiyat oyunları.
  • olimpiyatlara 112 ülke katıldı. 781 kadın, 4735 erkek sporcu katıldı. abd'nin madalyaları adeta topladığı bir olimpiyat oyunudur. abd, 45 altın, 28 gümü$, 34 bronz madalya kazandı. madalya sıralamasının ikinci sırasında 29 altın, 32 gümü$, 30 bronz madalya ile sscb vardı.

    türkiye'nin ise 33 erkek sporcu ile katıldığı olimpiyatlardır. türkiye serbest güre$te ahmet ayık ve mahmut atalay'la iki altın madalya kazandı. bu iki altın türkiye'nin olimpiyat boyunca kazandığı tek madalyalardı. türkiye madalya sıralamasında 21. sırada yer aldı.
  • dogu ve bati almanya ayri devletler olarak ilk kez bu olimpiyatlarda yarismistir. o yila degin almanya adina yarisan sporcular, olimpiyat komitesinin bu muthis siyasi gercegi farketmesi sonucu (!) ancak bu olimpiyatlarla ayri devletler olarak yarisma sansini elde etmis ve bir anlamda efsanevi dogu alman sporcularin ortaya cikmasini saglamistir. komitenin 20 senelik uykusunu tebrik ediyor ayni uyuzlugu bir 20 sene daha surdurse adamlarin zaten eski duruma doneceklerini hatirlatiyoruz.
  • (bkz: tommie smith)
  • george foreman'ın ağırsiklet boksta altın madalya aldığı olimpiyatlardır.
  • olimpiyatlar öncesinde yaşanan katliam için (bkz: tlatelolco)
  • 2250 rakımda yapılmış olimpiyatlardır.

    çoğu sporcu, alışık olmadığı bir rakımda mücadele etmiş, performans kaybı yaşamıştır. yüksek irtifa antrenmanı konusunda çalışmaların sayısı bu olimpiyatla birlikte artmıştır. neredeyse hazarbaba dağının zirvesiyle aynı yükseklik. vay be. boru değil, 2250 metre bu.
hesabın var mı? giriş yap